akademi
Turkcella

Paul Ricoeur kimdir? Paul Ricoeur kitapları ve sözleri

Fransız filozof, tarihçi Paul Ricoeur hayatı araştırılıyor. Peki Paul Ricoeur kimdir? Paul Ricoeur aslen nerelidir? Paul Ricoeur ne zaman, nerede doğdu? Paul Ricoeur hayatta mı? İşte Paul Ricoeur hayatı... Paul Ricoeur yaşıyor mu? Paul Ricoeur ne zaman, nerede öldü?

  • 08.01.2023 06:00
Paul Ricoeur kimdir? Paul Ricoeur kitapları ve sözleri
Fransız filozof, tarihçi Paul Ricoeur edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Paul Ricoeur hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Paul Ricoeur hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Paul Ricoeur hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1913

Doğum Yeri: Fransa

Ölüm Tarihi: 2005

Ölüm Yeri:

Paul Ricoeur kimdir?

(1913-2005) Fransız filozof, tarihçi. Rennes Lisesi'nde ve Paris Üniversitesi'nde öğrenim gördü. Husserl ve Gabriel Marcel'in fenomenolojisiyle tanıştı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'ya giderek Münih Üniversitesi'nde Heidegger'i ve Husserl'i inceledi. Alman hükümeti tarafından ajanlıkla suçlanarak 1940'ta cezaevine konuldu. Savaş yıllarını Poméranie tutuklu kampında geçirdi. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra dilbilim ve psikanalizdeki çeşitli yorum kuramlarını fenomenoloji açısından inceleyen Ricoeur, insan isteminin, özgürlüğün ve kötülüğün simgelerini tanımladı. Sorbonne, Louvain, Yale ve Chicago gibi dünyaca ünlü üniversitelerde ders verdi, Nanterre Üniversitesi'nin kuruluşuna katıldı. Öğrenci hareketlerinin en etkili olduğu üniversitelerden biri haline gelen Nanterre'de Ricoeur, ünlü "tarihin çöplükleri" sözünden dolayı radikal solun hedefi haline geldi. 1970'te üniversitedeki görevinden istifa etti. Moda akımlardan ve ekollerden uzak durmaya çalışması, bir bakıma o çevrelerce dışlanmasına neden oldu. 1980'lerde, moda akımların tek tek güçlerini yitirmesiyle Fransa'da da hak ettiği ilgiyi görmeye başladı. Eski kitapları yeniden basıldı, yeni çalışmaları art arda yayımlandı. Yaşamının sonuna kadar zamanının önemli bir kısmını Metafizik ve Etik dergisine ayırmış, Uluslararası Felsefe Enstitüsü'nün de başına geçmiştir. Tüm totaliter rejimlere karşı olan Ricoeur, Fransa'nın Cezayir işgaline, 1992'deki Bosna Savaşı'na karşı düşüncelerini hem Esprit gibi dergilerde dile getirdi hem de kitaplarında işledi.

Ricoeur, 2001 yılında Ankara'da "Ahlaksal Özerklik ve Varoluşsal Kırılganlık" başlıklı bir konferans verdi. Evrensel Kültür Akademisi'nin 19-20 Aralık 2002'de barış üzerine düzenlediği forumun katılımcılarındandı.

Ricoeur'ün başlıca yapıtları arasında, Philosophie de la volonté (1950-60, 3 cilt, İstem Felsefesi), Histoire et vérité (1955, Tarih ve Hakikat), Finitude et culpabilité (1960, Sonluluk ve Suçluluk), La Métaphore vive (1975, Yaşayan Eğretileme), La Sémantique de l'action (1977, Eylem Anlambilimi) ve Söz Edimleri Kuramı ve Etik (Asa, 2000) sayılabilir.

Paul Ricoeur Kitapları - Eserleri

  • Neden Nasıl Düşünürüz?
  • Yoruma Dair
  • Hafıza, Tarih, Unutuş
  • Başkası Olarak Kendisi
  • Çeviri Üzerine
  • Söz Edimleri Kuramı ve Etik
  • Zaman ve Anlatı: Bir
  • Zaman ve Anlatı : İki
  • Zaman ve Anlatı:Üç
  • Zaman ve Anlatı:Dört
  • Yorum Teorisi
  • Eleştiri ve İnanç
  • Sevgi ve Adalet

Paul Ricoeur Alıntıları - Sözleri

  • "Hayır, okuma zevkini kendi kendime edindim. Kitapçılarda çok zamanım geçiyordu. Kitap sayfası kenarlarının kesilmiş olmamasının yarattığı güçlüğe rağmen sayfaları atlayarak ya da aralayıp yandan bakarak okuyorduk..." (Eleştiri ve İnanç)
  • Anı sadece zamanla ilgili değildir: Ayrıca süre(yas süresi) ister. (Hafıza, Tarih, Unutuş)
  • "Bütün kitapları okumayı görev saymıyorsak bir kitabı açmaya hakkımız olmamalı." (Yorum Teorisi)
  • Zihindeki anlam söylemin kendinden başka hiçbir yerde bulunamaz. İfade edenin anlamının ifadenin anlamında izi vardır. (Yorum Teorisi)
  • "İnsanlar, eylemlerini belirleyen sebeplerin değil yalnız eylemlerinin bilincin de oldukları için kendilerini özgür zannederler." Spinoza (Neden Nasıl Düşünürüz?)
  • Bizler öyküler anlatırız çünkü sonuçta insan yaşamları anlatılmış olmaya gereksinim duyarlar ve anlatılmış olmayı hak ederler. (Zaman ve Anlatı: Bir)
  • Eğer tarih felsefesi tarihin bütününün düşünülmesiyse, geçmişe özgü anlatısal söylemin dile getirilmesi olamaz. Ama argüman, tarihin bütünü üstüne yapılan söylemin anlatısal türden olmaması gerektiği ve anlamını başka yollardan oluşturacağı varsayımını yok edemez. Hegel'ci tarih felsefesi anlatısal değildir elbette. Geleceğin bir felsefe içinde ya da bir umut teolojisi içinde öncelenmesi de anlatısal değildir. Tersine, anlatı bunların içinde, umuttan hareketle yeniden yorumlanır; Çıkış (Exodus), İsa'nın Dirilişi gibi bazı temel olaylar da umut yolunda beliren önemli noktalar olarak yorumlanır. (Zaman ve Anlatı : İki)
  • "Analitik" felsefe ile "kıta" felsefesi (yani İngiltere'deki değil de Avrupa kıtasındaki felsefe) arasındaki güçlü karşıtlığa rağmen yine de her iki gelenek için ortak olarak kalan bir felsefeci vardır: Kant'tır bu. Ama tamamıyla aynı Kant değildir söz konusu olan. "Analitikçiler"in Kant'ı, anlayış gücüne ilişkin kategori yapısının felsefecisidir; özellikle Salt Aklın Eleştirisi'nin ikinci baskısındaki versiyonda bu kategori yapısı transandantal tümdengelimden uzaklaşmıştır; zaten bu yapıt "öznelci" bir ödün, hatta psikolojizmde yeniden bir düşüş olarak görülür. (Eleştiri ve İnanç)
  • "Kendi kendine öğrenmeye, tatmaya, tadını çıkarmaya cesaret et." (Başkası Olarak Kendisi)
  • Bence sevgi ile adaletin birbirine karışması ile düpedüz iki karşıt öğeye bölünmesi arasında zor bir üçüncü yolun keşfedilmesi gerekiyordu. (Sevgi ve Adalet)
  • "Gerçek" geçmişin tarihsel bilgi yoluyla temsil edilmesi sorunu şu basit sorudan doğar: Tarihsel geçmişe uygulanmış "gerçek" terimi, ne anlama gelir? Bir şey "gerçekten" vuku bulmuştur dediğimizde, ne söyleyebiliriz? (Zaman ve Anlatı:Dört)
  • Zaman geçişi, gelecekten şimdi yoluyla geçmiş içine gitmektir. (Hafıza, Tarih, Unutuş)
  • Anı artık geçmişi anmak demek değildir; öğrenilmiş, zihinsel bir mekanda düzene sokulmuş bilgileri icra etmektir. (Hafıza, Tarih, Unutuş)
  • İnsan tanıdıklık hissi içinde, kendini bulur, kendini evinde hisseder, canlanan geçmiş zamanın keyifini sürer. (Hafıza, Tarih, Unutuş)
  • - " (…) Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi ümit eder, her şeye dayanır...” (Sevgi ve Adalet)
  • Tarihin anlatısal yorumu lehindeki ilk savunmanın, analitik felsefenin sınırları içinde dile getirildiğini görmek ilgi çekicidir. Bu  savunma Arthur C. Danto'nun Analytical Philosophy of History  (Tarihin Analitik Felsefesi) adlı yapıtında yer alır. (Zaman ve Anlatı : İki)
  • …bir şeyin anısını kafamızda oluşturmadan önce o şeyin olduğunu kanıtlamak için de hafızadan daha iyi bir aracımız yok. (Hafıza, Tarih, Unutuş)
  • Bana kalsa, ucu ucuna paradoksal tarzda, karak­ter özdeşliğinin "ne?' nin "kim?' e belli bir yapışmasını ifade ettiğini söylerdim. Sahiden de karakter "kim"in "ne"sidir. O artık, birisinin yaptığı şey ile yapan biri arasında ayrım yapılabildiği (ve bu ayrımın dosdoğru yükleme problemine götüren zenginliğini ve tuzaklarını gördük) eylem theorisinde söz konusu olduğu gibi "kim" e hala dışsal "ne" değildir kesinlikle. Burada karakter tam da, "ben kimim?' so­rusunu "ben neyim?' sorusuna kaydıran, "kim?'in "ne?'yle kap­laşımının ürünüdür. (Başkası Olarak Kendisi)
  • “Her türlü yasadan önce gelen buyruk sevenin sevdiğine söylediği sözdür: Sev beni..” (Sevgi ve Adalet)
  • Şey­leri geçip gittikleri an ölçüyoruz. (Zaman ve Anlatı: Bir)

Yorum Yaz