Pascal Quignard kimdir? Pascal Quignard kitapları ve sözleri
Yazar Pascal Quignard hayatı araştırılıyor. Peki Pascal Quignard kimdir? Pascal Quignard aslen nerelidir? Pascal Quignard ne zaman, nerede doğdu? Pascal Quignard hayatta mı? İşte Pascal Quignard hayatı...
Yazar Pascal Quignard edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Pascal Quignard hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Pascal Quignard hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Pascal Quignard hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 1948
Doğum Yeri: Fransa
Pascal Quignard kimdir?
Dilbilim ve müzisyenlerin olduğu bir aileden gelmektedir. 1955-1958 yılları arasında Havre'de yaşadı. Liseyi Sévres kentinde okudu. Felsefe üzerine yüksek öğrenim yaptı.
İlk kitabı 1969'da yayımlandı. 1969-1994 arasında Gallimard yayınevinde editörlük ve diğer kademelerde çalıştı. Deneme, roman, opera, masal, inceleme türlerinde eserler verdi. Yazarlığın dışında, müzikle de uğraşmıştır. 2000 yılında Monaco Edebiyat Ödülü ve Fransız Akademisi Büyük Roman Ödülü'nü aldı. 2002'de Goncourt Ödülü'nü kazandı.
Pascal Quignard Kitapları - Eserleri
- Dünyanın Bütün Sabahları
- Adı Dilimin Ucunda
- Roma'daki Teras
- Butes
- Cinsellik ve Korku
- Villa Amalia
- Amerikan İşgali
Pascal Quignard Alıntıları - Sözleri
- Uçmana gerek yok zaten," dedi şahin. "Aşağı düşmemeyi becer yeter (Adı Dilimin Ucunda)
- Sonsuz güç der ki : "Yetiş imdadıma, intikam" (Roma'daki Teras)
- Dünyanın bütün sakinleri için cehennemin dünya demeye geldiğini de belirtmeden geçmeyelim. (Adı Dilimin Ucunda)
- Siz kırıldınız. Ben kırıldım. Kırığı tedavi etmek için başka bir kırığa güvenemezsiniz. (Villa Amalia)
- Aşk, zihne tebelleş olan görüntülerden oluşur. Bu karşı konulmaz görüntülere bir de, tüm yaşananların ithaf edildiği, biricik varlığa yöneltilmiş bitip tükenmeyen bir konuşma eklenir. Bu varlık sağ ya da ölmüş olabilir. Özellikleri de rüyalarda verilir, çünkü rüyalarda ne irade, ne de menfaat egemendir. Oysa, rüyalar görüntüdür. Hatta, daha açık söylemek gerekirse, rüyalar görüntülerin hem babası, hem de efendileridir. (Roma'daki Teras)
- Hiç kimse alevi yangınla söndüremez. Doğa buna karşı çıkar. (Cinsellik ve Korku)
- Umutsuz insanlar, duvarlara çizilmiş tasvirler gibi, soluk almadan, konuşmadan, kimseyi dinlemeden havaya asılı yaşar. (Roma'daki Teras)
- "Kuşlar gezegenin en büyük müzisyenleridirler." (Butes)
- Ben yayımı çekince, hayat dolu yüreğimin küçücük bir parçasıdır kanattığım. Benim yapmakta olduğum şey, içinde hiçbir günün boşa geçmediği sıkıdüzen bir yaşamdan başka bir şey değildir. Ben yazgımı yerine getiriyorum.. (Dünyanın Bütün Sabahları)
- İnsan, bir imgesi her zaman eksik kalan bir yaratıktır. (Cinsellik ve Korku)
- “Ağlıyorum çünkü yoksulum.” dedi. (Adı Dilimin Ucunda)
- Söz , söylemek istediklerimi dile getirmeye asla yetmiyor... (Dünyanın Bütün Sabahları)
- Dünyanın anısında unutulmuş olanlar vardır. Artık telaffuz edilmeyen eski isimlerin yerine biraz arı su, yani biraz yazı dili koymak gerek. Otların, yüzyılların ve taşların arasında kaybolmuş olan mezarları anımsamak, onlara eğilmek gerek. Kâh toplumun yeniden üretilmesi için ters örnekler oluşturdukları, kâh göze aldıkları şeylerle halkın en çok yeğlediği estetik tercihleri küçümsedikleri ve kâh kararlılıklarıyla ulusları savaşın güçlü bağı içinde bir araya getiren dini buyruklara ters düştükleri için bir köşeye atılmış olan söylencesel yaşam kahramanlarına, tarihsel yaşam hayaletlerine bir kitabın kapısını bir anlığına açmak gerek. Haksız yere topraklarından kovulmuş olanlar için boş bir sandalye bırakmak gerek. Onlara birazcık gün ışığı sağlamak gerek. Ortaya çıktıkları günden bu yana çoktan geçip gitmiş " bin yıllara " rağmen " saatler " içinde fazladan bir gün ışığı. (Butes)
- Müzik okyanusun ortasındaki bir "ada" dır gerçekten; boğularak yok olmak dışında her türlü yaklaşmanın imkânsız olduğu bir "ada" (Butes)
- İnsan parmakları çıplak olarak yaşamayı tercih etmişse yüzük ne işe yarar? Küçük bir kızın armağan ettiği bir diş ya da çakıltaşını tercih ederdi kesinlikle. (Villa Amalia)
- Umutsuz insanlar ücra köşelerde yaşar. Bütün aşık insanlar da ücra köşelerde yaşar. Bütün kitap okurları ücra köşelerde yaşar. Umutsuz insanlar, duvarlara çizilmiş tasvirler gibi, soluk almadan, konuşmadan, kimseyi dinlemeden havaya asılı yaşar. (Roma'daki Teras)
- ...hiçbir şey, bu dünyadaki hiçbir şey zaptedilemiyor, elde tutulamıyordu. Bu dünya bir türlü toparlanmıyordu. İçinde yaşamanın söz konusu bile olmadığı dünya. Çünkü bu dünyada ölüm vardı. (Amerikan İşgali)
- “Ya şu dünya çok küçük ya da şu rastlantı dedikleri pek acayip şey.." (Adı Dilimin Ucunda)
- Ölüm nerede gösterir yüzünü, mutlulukta değilse eğer, insanlarda mı? (Adı Dilimin Ucunda)
- Müzik en kısa deyişle, sözle ifade edemediklerinizi dile getirmeniz içindir. (Dünyanın Bütün Sabahları)