akademi
Turkcella

Otto F. Kernberg kimdir? Otto F. Kernberg kitapları ve sözleri

Psikanalist Otto F. Kernberg hayatı araştırılıyor. Peki Otto F. Kernberg kimdir? Otto F. Kernberg aslen nerelidir? Otto F. Kernberg ne zaman, nerede doğdu? Otto F. Kernberg hayatta mı? İşte Otto F. Kernberg hayatı...

  • 10.06.2022 05:00
Otto F. Kernberg kimdir? Otto F. Kernberg kitapları ve sözleri
Psikanalist Otto F. Kernberg edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Otto F. Kernberg hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Otto F. Kernberg hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Otto F. Kernberg hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1928

Doğum Yeri: Avusturya

Otto F. Kernberg kimdir?

New York Hastanesi, Cornell Tıp Merkezi, Westchester Bölümü’nün tıbbi sorumlusu ve dekan yardımcısı olan Amerikan Psikiyatri Derneği üyesi Otto F. Kernberg, Cornell Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri profesörüdür.

Aynı zamanda Columbia Üniversitesi Psikanalitik Eğitim ve Araştırma Merkezinde eğitim analisti ve süperbizör analist olan Otto F. Kernberg, yakın zamana kadar New York Eyaleti Psikiyatri Enstitüsünün Genel Klinik Hizmetlerinde yönetici ve Columbia Üniversitesi Doktorlar ve Cerrahlar Fakültesinde klinik psikiyatri profesörlüğü yapmıştır.

Journal of the American Psychoanalytic Association dergisinde editörlk yapmakta yolan yazar New York Psikanaliz Enstitüsü ve Derneği 1972 Heinz hartmann Ödülünü, Pennsylvania Hastanesi Enstitüsü Edward A. Strecker Ödülünü, 1981 yılında Psikanalitik Tıp Derneği George E. Daniels Başarı Ödülünü, 1982 yılında Amerikan Ergen Psikiyatrisi Derneğinin William F. Schonfeld’i Anma Ödülü ve daha birçok ödüle sahip olmuştur.

Otto F. Kernberg Kitapları - Eserleri

  • Aşk İlişkileri
  • Sınır Durumlar ve Patolojik Narsisizm
  • Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık
  • Borderline Kişiliğin Psikoterapisi
  • Aşk ve Saldırganlığın Ayrılmaz Doğası
  • Yüksek Düzeyli Kişilik Patolojisi İçin Dinamik Psikoterapi El Kitabı
  • Borderline Kişilik Bozukluğu için Aktarım Odaklı Psikoterapi
  • Ağır Kişilik Bozukluklarında Psikoterapötik Stratejiler

Otto F. Kernberg Alıntıları - Sözleri

  • şahıs, bir döneme ait kendisi ve nesne hakkındaki duygularını, düşüncelerini, algılarını hatırlamakla birlikte, bunlar karşısında kayıtsız kalmakta, böylelikle ruhsal çatışmadan kaçınmaktadır. (Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık)
  • Psikozlarda meydana gelen temel etki ,kendilik ve nesne imgelerinin gerilemeli yeniden birleşmesidir; sınır kişilik örgütlenmesinde hakim olan, kendilik ve nesne imgeleri arasında bir yeniden birleşme değil, bölme süreçlerinin yoğunlaşması ve patolojik saplanmasıdır. (Sınır Durumlar ve Patolojik Narsisizm)
  • Bütün insan ilişkileri bitmeye yazgılıdır; kaybetme, terk edilme ve nihayet ölüm tehdidi aşk ne kadar derinse o kadar büyüktür; bunun ayrımında olmak da aşkı derinleştirir. (Aşk İlişkileri)
  • Âşık olmak aynı zamanda büyümekle ve bağımsız olmakla ilgili bir yas tutma süreci, çocukluğun gerçek nesnelerinin geride bırakma deneyimi anlamına gelir. (Aşk İlişkileri)
  • Öfkenin temel işlevi; acı ya da huzursuzluk kaynağını yok etmektir. (Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık)
  • Kimlik dağınıklığı olan bir şahıs kendini, dünyayı, başka insanlarla giriştiği ilişkiyi daima böylesine yansızlaşmamış, bütünleşmemiş kavramlarla algıladığı için duygu, düşünce ve davranış bakımından tutarlı bir kişilik sergileyemez; şiddetli duygusal dalgalanmalar, uç noktalara varan yargılar, dramatik davranışlar sergiler. Kernberg'e göre kimlik dağınıklığı sendromu şahsın ilişkilerinin dengeli, sıcak ve eşduyumlu bir ton almasını engeller. (Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık)
  • ... yansıtmalı özdeşleşme, belli bir alanda kendilik ile nesne arasında bir ayrışma yokluğuyla, yansıtma etkinken, bir itkinin ve bu itkiden duyulan korkunun yaşanmasıyla ve dış nesneyi denetleme ihtiyacı ile karakterize olur (Kernberg, 1966; Rosenfeld, 1963). (Sınır Durumlar ve Patolojik Narsisizm)
  • Açık ki, bir aşk ilişkisinin niteliği ve gelişmesi eşleşmenin doğa­sına ve dolayısıyla çifti bir araya getiren seçim sürecine bağlıdır. Aşk ilişkileri kapasitesinin yetişkinlik derecesini gösteren aynı özellikler seçim sürecini etkiler. Cinsel zevki özgürce yaşama kapasitesi, en azından partnerlerden biri için mümkünse, bu cinsel birlikteliklerinin özgürlük, zenginlik ve çeşitlilik yaratma oranım erken bir test imkânı demektir. (Aşk İlişkileri)
  • Narsisist kişiliklerin savunma örgütlenmesinin sınır durumlara olan benzerliği, karşılıklı olarak çözülmüş ya da bölünmüş ben hallerinin mevcudiyetinde yansıdığı şekliyle bölünme ya da ilkel çözülme mekanizmalarının hâkimiyetinde görülür. Böylece yüksekten bakan büyüklenmecilik, utangaçlık ve aşağılık duyguları birbirlerini etkilemeden bir arada bulunabilir. Bu bölünme işlemleri, ilkel yansıtma biçimleriyle, özellikle de yansıtmalı özdeşleşme, ilkel ve patolojik idealleştirme, tüm güçlü denetim, narsisist geri çekilme ve değersizleştirme ile sürdürülür ve pekiştirilir. (Sınır Durumlar ve Patolojik Narsisizm)
  • Nefret, aşk ile diyalektik bir ilişki içerisinde var olur. Nefret aynı zamanda, derinden gereksinim duyulan geçmiş ya da potansiyel bir sevgi nesnesine yoğun şekilde bağlanma anlamına gelir. (Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık)
  • Karşı aktarımda saldırganlığın ve kendine yönelmiş saldırganlığın etkisini yansızlaştırmada ve bu etkinin üstesinden gelmede önemli bir aktif güç analistin tasa duyma yetisidir. (Sınır Durumlar ve Patolojik Narsisizm)
  • Nesne ilişkilerinin içselleştirilmesi açısından, erken benin hızla art arda yapması gereken iki temel görev vardır: (i) Kendilik imgelerinin, ilk içe atımların ve özdeşleşmelerin bir parçasını oluşturan nesne imgelerinden ayrıştırılması; (ii) libidinal dürtü türevlerinin etkisi altında oluşturulan kendilik ve nesne imgelerinin bunlara karşılık gelen ve saldırgan dürtü türevlerinin etkisi altında oluşturulan kendilik ve nesne imgeleriyle bütünleştirilmesi. (Sınır Durumlar ve Patolojik Narsisizm)
  • Kişi derinliğine sevebilme yetisi kazandıkça ve başka birini yıllar içinde kendi kişisel ve toplumsal hayatının bir parçası olarak gerçekçi biçimde daha iyi de­ğerlendirebilir hale geldikçe, gerçekten eşit oranda ve hatta daha iyi tatmin edici bir partner olabilecek ötekileri bulabilir. (Aşk İlişkileri)
  • Nefretin egemenliği altında, travma yaşatan nesneye güçlü şekilde bağlanma görülmüştür. (Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık)
  • Depresif-Mazoşistik Kişilik Bozukluğu, karakter özelliğini üç tipte gösterir; 1- Uzlaşmaz bir üstben varlığı 2- Diğer insanlardan destek, sevgi ve kabul görmeye aşırı bağımlılık 3- Saldırganlığın ifadesinde güçlük çekilmesi (Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık)
  • Kızlar kalıtımdan, oğlanlar ise çevreden daha çok etkilenir; kızlar sese daha duyarlıyken, oğlanlar daha görseldir. (Aşk İlişkileri)
  • Sahici aşk olarak sunulan ilişkide herhangi bir mahrem yan göremeyiz. (Aşk İlişkileri)
  • Gerçekte, öfke tepkilerinin klinik analizi- diğer yoğun duygu durumlarınınki gibi- daima altta yatan, kendiliğin bir parçasıyla, önemli bir nesnenin bir parçası arasında özgül bir ilişkiyi içeren, bilinçli ya da bilinçdışı bir fanteziyi açığa çıkarır. (Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık)
  • İlkel idealleştirme, gerçekçi olmayan, tamamıyla iyi ve güçlü nesne imgeleri yaratır ve bu da ben idealin ve üst benin gelişimini olumsuz yönde etkiler. (Sınır Durumlar ve Patolojik Narsisizm)
  • Bölme, ilkel idealleştirme, yansıtmanın erken biçimleri (özellikle yansıtmalı özdeşleşme), inkar ve tüm güçlü olma, sınır kişilik örgütlenmesi olan hastalarda karakteristik savunma kümelenmeleri teşkil eder. (Sınır Durumlar ve Patolojik Narsisizm)

Yorum Yaz