Orhan Öztürk kimdir? Orhan Öztürk kitapları ve sözleri
Türk Akademisyen, Yazar Orhan Öztürk hayatı araştırılıyor. Peki Orhan Öztürk kimdir? Orhan Öztürk aslen nerelidir? Orhan Öztürk ne zaman, nerede doğdu? Orhan Öztürk hayatta mı? İşte Orhan Öztürk hayatı...

Tam / Gerçek Adı: Prof.Dr. M. Orhan Öztürk
Doğum Tarihi: 1926
Doğum Yeri: Tarsus
Orhan Öztürk kimdir?
Prof. Dr. Orhan Öztürk: Tarsus Amerikan Koleji ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirmiş; yedi yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde psikiyatri ve psikanalitik psikoterapi eğitimi görmüş, araştırmacı ve öğretim üyesi olarak çalışmıştır. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (1060-1964), Hacettepe Üniversitesi’nde (1964-1993) öğretim Üyeliği yapmıştır. Türk Psikiyatri Birliği’nin kurucu başkanı, Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı Derneği’nin eski başkanı (1976-1998) ve Dil Derneği üyesidir. Amerikan Psikiyatri Derneği muhabir üyesi (1964-1997), Dünya Sosyal Psikiyatri Birliği Yürütme Kurulu Üyesi olmuştur.
Türk Psikiyatri Derneği kurucusu ve 13 yıl yayın yönetmeni olduktan sonra, onursal yayın yönetmeni olarak katkısını sürdürmektedir. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları ile Psikanaliz ve Psikoterapi adlarını taşıyan iki kitabı ile yurt içinde ve yurt dışında yayımlanmış doksanın üzerinde makalesi ve kitap bölümü vardır.
Orhan Öztürk Kitapları - Eserleri
- Özerk Benlik, Kul Benlik
- Psikanaliz ve Psikoterapi
- Sorma Bilme Dürtüsü ve Girişim Duygusu Nasıl Yok Edilir?
Orhan Öztürk Alıntıları - Sözleri
- Görülüyor ki, insanoğlu ne tümden çevresinin ne de tümden kendi içsel yapısının (dürtüler, gereksinimler) kölesidir; bunlardan göreceli bir özerklik duygusu kazanarak hem kendini, hem çevresini değişik derecelerde denetleyebilir, yönetebilir; hem kendini, hem çevresini az ya da çok değiştirebilir. (Özerk Benlik, Kul Benlik)
- Ülkemizde kişinin kendi içinden gelen, kendini yargılayan ve suçluluk duygusu ile kendini durdurabilen üstbenlikli kişilerden daha çok, dışarıdan gelebilecek cezalara karşı oluşmuş, dışa bağımlı üst benlikli kişilerin daha yaygın olduğunu söyleyebiliriz. (Özerk Benlik, Kul Benlik)
- Eğer kutsal diye bildiğimiz değerlerimizin sonsuza dek dokunulmazlığı varsa, sonsuza dek bunları eleştiremeyeceksek, bunlardaki aksayan yönleri nasıl inceleyeceğiz? (Özerk Benlik, Kul Benlik)
- Erikson'ın aşamalı-oluşumsal gelişim kuramına göre, yaşamın ilk yılında çocuğun bağlanmış olduğu en yakın kişilerden aldığı nitelikli bakım ve sevgi onda, kendisinin bakılmaya, sevilmeye değer olduğu duygusu ile çevrenin de bakan, seven, değer veren bir çevre olduğu duygusunun ürünü olarak ileride bütün başka gelişmelerin dayanağı olan temel güven duygusunun (sense of basic trust) kaynağını sağlar. (Sorma Bilme Dürtüsü ve Girişim Duygusu Nasıl Yok Edilir?)
- Bir olayın nedenini bilmiyorum bilmek isterim diyebilmek bilimsel düşüncenin önemli ilk adımıdır. (Özerk Benlik, Kul Benlik)
- Ülkemizde çocuklar çoğunlukla soru sormadan,düşünmeden öğrenen,anlamadan inanan kişiler olarak yetişmektedirler.Böyle bir ortamda özerk benlik duygusunun,özgür düşünmenin toplumsal değer olarak yerleşmesini,köklü kişilik özelliği olmasını bekleyebilir miyiz? (Özerk Benlik, Kul Benlik)
- OsmanlIlar Mısır'da dört yüz yıla yakın kalmışlar, ülkeyi yönetmişler. Mısır'daki piramitlerin nasıl bir tarihi, bunların içinde neler olduğunu sorgulayan tek bir Osmanlı çıkmış mı diye değerli Tahsin Özgüç hgcaya sordum; böyle bir çalışmanın Osmanlı döneminde görülmediğini söyledi. Batılılar Anadolu'daki ören yerlerini geçen yüzyıldan beri bir yandan araştırıp bir yandan soyarken, bu yerlerin tarihini, değerini Atatürk dönemine dek hiç sorgulamamışız. İşin en acı yanı 15., 16., 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa'da neler olup bittiğini merak etmemişiz ve bu yüzden de düşünsel gelişmede insanoğlunun yaşadığı en önemli devrimleri, Yeniden Doğuşu, aydınlanma akımını yüzyıllar boyunca kaçırmışız. Bu tarihsel örneklerin yanı sıra, günlük yaşam içinde alışılagelmiş yemeğimizden değişik ne tür yiyecekler yapılabilir, çalınan sazımızdan, söylenen türkümüzden değişik nasıl sesler çıkabilir, dağların eteklerindeki yaylalardan ötede en yükseklere, Kapadokya'daki mağaraların derinliklerine, böceğin, bitkinin gizemli yapısına ve en önemlisi insanın düşünsel ve bilimsel gizilgücüne hiç mi hiç ilgi duymamış, bunları sorgulamamışız. (Sorma Bilme Dürtüsü ve Girişim Duygusu Nasıl Yok Edilir?)
- Bağnaz dinci, kendisi gibi inanmayanları düşman sayar, onların inanışlarının, yaşam biçimlerinin değiştirilmesi, değiştirilmezse yok edilmeleri gerektiğini savunur. (Özerk Benlik, Kul Benlik)
- Çocuksu eylemleri, atılmaları, soru sormaları ve cinsel ilgileri yüzünden sık sık terslenen, korkutulan, ceza gören çocukta giderek ağır suçluluk duyguları doğuran bir üstbenlik (superego) gelişir. Bu üstbenlik kimi kişilerde ilkel, acımasız, katı olabilir. Böyle bir üstbenliği olan çocuk aşırı ürkek, bağımlı ve girişim duygusundan yoksun büyüyebilir. (Sorma Bilme Dürtüsü ve Girişim Duygusu Nasıl Yok Edilir?)
- 2-3 yaşlarında hızla gelişmiş olan dili, devinim dizgesi ve bilişsel yetileri (algılama, dikkat, bellek gibi) ile çocuk, açlık susuzluk gibi birincil gereksinimleri doyurulmuş olduğu anlarda, ister istemez çevrede algıladığı uyaranlar, nesneler ile, insanlarla, farklılıklarla ilgilenir, bunları tanımaya, ayırt etmeye çalışır. Çevreyi tanımağa yönelik bu ilgi giderek artar, alanını genişletir ve dört beş yaşlarında sorma-bilme dürtüsü çocuğun ruhsal yaşamında çok önemli bir itici güç olur. Artık çocuk eşeysel farklılıklardan çocuğun nereden geldiğine, oradan aya, güneşe, yıldızlara, oradan kurda, kuşa, böceğe dek bitmek bilmez soruları ile büyükleri şaşırtır, sabır ve ilgi gösteremeyenleri ise yıldırır. (Sorma Bilme Dürtüsü ve Girişim Duygusu Nasıl Yok Edilir?)
- Bağnazlığı önlemenin tek yolu laik bir toplum düzeninde sormaya, araştırmaya, eleştirmeye, tartışmaya açık bilimi temel alan,korku yerine saygıya sevgiye dayalı eğitimdir. (Özerk Benlik, Kul Benlik)