diorex

Ömer Sami Coşar kimdir? Ömer Sami Coşar kitapları ve sözleri

Türk Yazar Gazeteci Ömer Sami Coşar hayatı araştırılıyor. Peki Ömer Sami Coşar kimdir? Ömer Sami Coşar aslen nerelidir? Ömer Sami Coşar ne zaman, nerede doğdu? Ömer Sami Coşar hayatta mı? İşte Ömer Sami Coşar hayatı... Ömer Sami Coşar yaşıyor mu? Ömer Sami Coşar ne zaman, nerede öldü?

  • 22.09.2022 15:00
Ömer Sami Coşar kimdir? Ömer Sami Coşar kitapları ve sözleri
Türk Yazar Gazeteci Ömer Sami Coşar edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ömer Sami Coşar hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ömer Sami Coşar hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ömer Sami Coşar hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1919

Doğum Yeri: İstanbul

Ölüm Tarihi: 1984

Ölüm Yeri:

Ömer Sami Coşar kimdir?

İlk ve ortaokulu saint joseph'te okudu. lisenin ilk iki sınıfına paris'te janson de sailly'de devam etti. 1940 yılında galatasaray lisesi'nden mezun oldu. aynı yıl anadolu ajansı ve son posta'da gazeteciliğe başladı. 1947 yılında cumhuriyet gazetesine geçti. 1950-1960 yılları arasında bu gazetede dış politika yazarlığı yaptı."siyasi icmal"ler yazdı. bir süre yazı işleri müdürlüğünü üstlendi. 1958-1960 yılları arasında yıldız harp akademisi'nde dış politika konferansçısı olarak bulundu. i.ü. gazetecilik enstitüsü'nde "meslek ahlakı" dersleri verdi. 1960 yılında milliyet gazetesine geçen ömer sami coşar, 1961 yılında basın temsilcisi olarak kurucu meclis'e girdi. 1964 yılında kıbrıs olayları sırasında adada bulundu. 1968-1969 yıllarında bir süre yeni istanbul gazetesinde çalıştı. gazetecilik yaşamını daha sonra milliyet gazetesinde sürdürdü. türkiye'nin yakın tarihiyle kitap ve ansiklopedi çalışmaları yaptı.

Ömer Sami Coşar Kitapları - Eserleri

  • Troçki İstanbul'da
  • İhtilalin İçyüzü

Ömer Sami Coşar Alıntıları - Sözleri

  • "Öyle bir anayasa yapın ki, bir daha ihlali mümkün olmasın." (İhtilalin İçyüzü)
  • ...troçki sâkin görünüyordu. yalnız bir muhabirin kendisine sual sorarken ''ekselans'' demesine birden sinirlenmiş, şu cevabı vermişti: ''ben ekselans değilim, yoldaşım''... (Troçki İstanbul'da)
  • Hasta ve bitik durumda bulunan kızını bile bu şartla(Türkiye'ye dönüş vizesi) Almanya'ya kabul edeceklerdi. Dünyada Troçki ve ailesi için tek açık kapı Türkiye idi. (Troçki İstanbul'da)
  • "Aynı anda rektörlük binasının bütün ışıkları yanmaktadır. Saatlerdir toplantı halinde bulunan senato, Menderes'in üniversite profesörlerine yaptığı son hakaretleri cevaplandırmak için bir bildiri hazırlamıştır. İçerde Örfi İdare ve Merkez kumandanları bu bildirinin basına verilmemesi için senato üyelerini ikna etmeye çalışmaktadırlar. Birkaç saat sonra ne böyle bir bildiriye, ne de böyle bir ikna gayretine lüzum kalacağını nereden bilsinler?..Nereden bilsinler ki ertesi sabah devrilmiş görecekleri rejime indirilecek darbenin son hazırlıkları o anda burunlarının dibinde yapılmaktadır.." (İhtilalin İçyüzü)
  • Troçki gibi bir anarşist propagandacı yalnız karışıklık yayabilir.Almanlar bunu o kadar iyi biliyorlar ki,kendisini kabul etmeyi reddettiler.Muhakkak ki Kemalistlet kendileri aleyhinde çalışılmasına müsaade etmeyeceklerdir.Fakat bunun bile dışında,huzursuzlukla dolu bir Ortadoğu'da,böyle bir propagandacıya ve tahriklerine o kadar elverişli zemin var ki ! Dikkat etmeliyiz.Çünkü Fransız olarak biz bu bölge ile yakından ilgiliyiz. (Troçki İstanbul'da)
  • Molotov, komünist partilerinin mevzi hedefleri bir yana bırakarak doğruca iktidarı ele geçirmek için mücadeleye girişmeleri gerektiğini söylüyor, ortaya iki ana parola atıyordu. 1- Umumi grevlere gidilecek! 2-Sokağa inilip, barikatlarla sokak ele geçirilecek! (Troçki İstanbul'da)
  • Beyfendi, İstanbul kapılarından size şunları bildirmekle şeref duyarım ; Kendi arzuyla Türk sınırına gelmiş değilim ve bu sınırı zor kullandığından dolayı aşmaktayım. Cumhurbaşkanı Beyefendi, hürmetlerimin kabulünü rica ederim .(L.Troçki, 12 Şubat 1929) (Troçki İstanbul'da)
  • ...''öteden beri türk inkılâbını takdir edenlerdenim. hatta o zamanlar yardım da ettim. bunu muhterem kemal paşa da bilirler'' (Troçki İstanbul'da)
  • "Ben talihsiz bir adamım, 1957'de milletvekili seçildim. Meclis'e geldim. Birkaç ay içinde ancak sağımı solumu öğrendim, işlerin farkına vardım. Takrirler veriliyordu. Encümende ve Meclis'te müzakere oluyordu. Reye koyuluyordu, aklımın erdiği kadar reyimi kullanıyordum. Kanunun anayasaya uygun olup olmadığını, memleketin bir dikta rejimine götürülüp götürülmediğini, tek parti sistemine devlet idaresinin sürüklendiğini fark etmedim." (İhtilalin İçyüzü)
  • İstiklalinizi , bu uğurdaki mücadeleyi büyük reisinizin idaresine medyunsunuz. Gazi'nin büyüklüğü artık dünyaca teslim edilmiş bir hakikattir. Bir hakikat ki, burada tekrar etmekten ben de zevk duyarım.(L. Troçki) (Troçki İstanbul'da)
  • Bir zamanlar bir kaş çatması binlerce kişi için ölüm demek olan Troçki, bir paçavra çuvalı gibi Karadeniz kıyılarına düştü. (Troçki İstanbul'da)
  • Maksim Gorki gibi bir yazar dahi, önceleri bastırmış olduğu "Lenin Üzerine Hatıralar" adlı kitabının yeni bir şeklini hazırlıyor, eski baskı hemen piyasadan kaldırılıyordu. Bunda, Lenin'in Troçki'yi öven öven sözlerine yer verilmişti de...Bu defa Gorki, Stalin'in arzusunu yerine getiriyor, yeni kitabında bu sözleri sildiği gibi Troçki'nin Bolşevik İhtilali'nde oynadığı rol üzerinde şüpheyi davet edebilecek bazı ilaveler de yapabiliyordu. (Troçki İstanbul'da)
  • “Güneş batarken binlerce ağızdan çıkan yanık bir türkünün nağmeleri Beyazıt meydanını doldurmaktaydı: Olur mu böyle olur mu Kardeş kardeşi vurur mu Kahrolası diktatörler Bu dünya size kalır mı?” (İhtilalin İçyüzü)
  • "Polis ve jandarma elde bulunursa, adalet tesir altına alınırsa, söz söyleyebilecek vatandaşlar nimetle veya kahr ile susturulursa ve serbest fikir söylemek basında ve Büyük Meclis'te imkansız hale getirilirse, halk kıpırdayamaz, anlayamaz ve aciz kalır sanılmıştı. İktidardakiler her milletin bu yolasapmış her idarecisi gibi halkın hakiki düşüncesini, halkın potansiyel kuvvetlerini anlamaz ve görmez hale gelmişlerdi. 27 Mayıs böyle bir devre nihayet vermiştir." (İhtilalin İçyüzü)
  • 1925 yılında Türkiye'de Komünist Partisi'nin faaliyetine set çekildiği zaman, tevkif edileceğini anlayan Nazım Hikmet kaçıyor, Rusya'ya dönüyordu. (Troçki İstanbul'da)

Yorum Yaz