Ömer Lütfi Mete kimdir, nerelidir? Ömer Lütfi Mete kitapları ve sözleri
Gazeteci, Öğretmen ve Yazar Ömer Lütfi Mete hayatı araştırılıyor. Peki Ömer Lütfi Mete kimdir? Ömer Lütfi Mete aslen nerelidir? Ömer Lütfi Mete ne zaman, nerede doğdu? Ömer Lütfi Mete hayatta mı? Ömer Lütfi Mete yaşıyor mu? Ömer Lütfi Mete ne zaman, nerede öldü?
Gazeteci, Öğretmen ve Yazar Ömer Lütfi Mete edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ömer Lütfi Mete hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ömer Lütfi Mete hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ömer Lütfi Mete hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Doğum Tarihi: 7 Temmuz 1950
Doğum Yeri: Rize, Türkiye
Ölüm Tarihi: 18 Kasım 2009
Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye
Ömer Lütfi Mete kimdir?
1950 yılında Rize'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamlarken özel olarak dini eğitim gördü. Bir süre Kuran Kurslarında hocalık yaptı. Rize Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptı. 1970 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne girdi. Aynı dönemde Babıali'de Sabah gazetesinde basın hayatına atıldı. 1972 yılında İktisat Fakültesi'nden ayrıldı. 1973 yılında Atatürk Eğitim Enstitüsü'ne girdi, 1976'da mezun oldu. Kısa süre edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra tekrar gazeteciliğe döndü. Ortadoğu, Tercüman, Türkiye, Yeni Binyıl, Ayyıldız, Sabah ve Bugün gazetelerinde ve Türk Edebiyatı, Boğaziçi dergilerinde yazdı, Çağrışım dergisini çıkardı. Senaryo çalışmaları yaptı. ANAP ve MHP'den milletvekili adayı oldu, seçilemedi. 18 Kasım 2009 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
Ömer Lütfi Mete Kitapları - Eserleri
- Gülce
- Allah'sız Müslümanlık
- Aşıklar Ölmez
- Asker ile Cemre
- İtfaiye Yakıyor
- 28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler
- Milliyetçilik Milliyetsizlik
- Balonya Tüneli
- Basılı Yakıt
- Çığlığın Ardı Çığlık
- Ezan Günü
- Derin Millet Manifestosu
- Yerden Göğe Kadar
- Hacıyağı ile Parfüm Arasında
- Çığlığın Ardı Çığlık
Ömer Lütfi Mete Alıntıları - Sözleri
- Bir kaleyi fethederken çok sevdiği yakınlarını kaybeden cihangirler gibi mutsuzdu. (Asker ile Cemre)
- İnciteceksin diye sevdiklerinden kaçma. (Aşıklar Ölmez)
- Allah'ın bir bildiği vardır. Ona güvenmek ve tevekkülle boyun eğmekten başka çarem yok. (Allah'sız Müslümanlık)
- Kazanmıştık , çünkü farkındaydık. (Çığlığın Ardı Çığlık)
- Kendisini Tekin Batur'un Özel Kalem Müdürü olarak tanıtan kişi, toplantıya katılıp katılmayacağımı öğrenmek istediğini söylerken vurgulaması ve üslubu ile aba altından sopa göstermeyi becerebilecek yetenekteydi. (İtfaiye Yakıyor)
- Özelleştirme, evdeki buzdolabını satarak soğuk gazoz almak gibi bir iştir......................................... Aynı kafa ile gidersek, liberalizm dini adına bu özelleştirme farzını uygulamada nihayet evin kendisini satıp kiraya çıkma aşamasına geleceğiz. (28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler)
- Tevekkülün, gayret ile sabrı eşit güçte dengeleyen bir mekanizma olduğuna, olması gerektiğine inanıyorum. (Allah'sız Müslümanlık)
- Ona göre Türkiye'de sağlıklı bir sermaye piyasası olmadığı ve güçlü sermaye bulunmadığı için teknoloji ithalatından başka bir çözüm henüz yoktu. (Asker ile Cemre)
- "Aşkın yarısı bozgundur be Yusuf'um! Hem şarabı içeceksin hem de başın dönmeyecek. Var mı öyle bolluk?" (Aşıklar Ölmez)
- İşkence nedir biliyor musunuz? İşkence ademoğlundan ölümü bile esirgemektir. (Çığlığın Ardı Çığlık)
- İnsanlık tarihin en utanç verici barbarlık uygulamaları Batı’nın imzasını taşır. Bütün bunlardan sonra kalkıp da “Batı, demokrasi kültürü sayesinde şahlanmıştır” demek, pek gerçekçi ve namuslu bir değerlendirme olmaz. (Allah'sız Müslümanlık)
- Osmanlı’nın kokuşmuş kadroları ve girişimcileri devletin yeni merkezine üşüşmüş durumdadırlar. Oralardan bugüne nice servetin mayası haramdır, bugün yedikleri de, arttıkları da haramdır. Onun için hiçbir sermaye tamamen temiz değildir. (28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler)
- ... Sonra gördüm ki ne kadar dirensem boşuna; medyamızın ezberinden vazgeçebilme becerisi yok! (İtfaiye Yakıyor)
- Bir kaybın telafisi olacağını farzetmek, kaybetme kabiliyeti demektir. (Çığlığın Ardı Çığlık)
- Öyle ağızlar barış dedi ki; kuduracağım. Öyle ağızlar sevgi dedi ki; tiksindi lağım! (Balonya Tüneli)
- Kimse kimsenin yerinde değildir zaten. Allah'ın insan nüshaları sonsuz. Bizim ürettiğimiz nesneler gibi seri numaralarıyla ayırt edilebilen, çok çok fazla ama gene de sayılı tekrarlar değil ki. (Asker ile Cemre)
- Bu yüzden asırlardır sürdürülen silkinme çabaları ile yeniden güçlenme hareket ve tasarılarına rağmen sağlıklı başlangıçlar bile gerçekleştirilememektedir. Çünkü ortada, Müslüman bireyin kendi diniyle ilgili temel bir yanlış algılaması ve yönlenmesi vardır. (Allah'sız Müslümanlık)
- Yusuf: Eee söyle, ne işi var erik dalında üzümün? Kuşçu: Herkes bundan ne anlar bilmem ama ben şöyle anlıyorum: Âşık adamın gıdası sevdiği değildir. Gıda sevmenin kendisidir. Onun için şimdilerde kendilerini âşık sananlar sevgiyle beslenmiyorlar. Ya ne ediyorlar? Sevgililerini yiyiyorlar. Âşık dediğin sevgilisini yer mi? Sevgilisini yiyen hayvandır. Onun için sevgilisini yiyenler ölür ama âşıklar yaşar. Ölen hayvandır, âşıklar ölmez. Yusuf: ... Kuşçu: Nereye ayaklandın hemen? Yusuf: Bu ağır bir ders Kuşçu, biraz silkelenmem lazım. Kuşçu: Haydi bakalım. (Aşıklar Ölmez)
- Kendini karanlıkta değil de yoğun bir sis içinde buluyordu şimdi. Yarı belirsizlik veya yarı belirlilik... (Asker ile Cemre)
- İnanmadığın bir şeyi söylüyordun; o da bunu biliyordu, ama gene de mutlu olmuştu. (Asker ile Cemre)