diorex
dedas

Norbert Elias kimdir? Norbert Elias kitapları ve sözleri

Alman Sosyolog Norbert Elias hayatı araştırılıyor. Peki Norbert Elias kimdir? Norbert Elias aslen nerelidir? Norbert Elias ne zaman, nerede doğdu? Norbert Elias hayatta mı? İşte Norbert Elias hayatı... Norbert Elias yaşıyor mu? Norbert Elias ne zaman, nerede öldü?

  • 15.07.2022 13:00
Norbert Elias kimdir? Norbert Elias kitapları ve sözleri
Alman Sosyolog Norbert Elias edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Norbert Elias hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Norbert Elias hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Norbert Elias hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 22 Haziran 1897

Doğum Yeri: Wroclaw, Polonya

Ölüm Tarihi: 1 Ağustos 1990

Ölüm Yeri: Amsterdam, Hollanda

Norbert Elias kimdir?

Norbert Elias Yahudi bir ailenin tek çocuğu olarak 1897’de Breslau’da (şehrin şimdiki ismi Wroclaw) doğdu. 1990’da Amsterdam’da öldü. K. Jaspers, E. Husserl ve R. Höningswald’in öğrencisi oldu. A. Weber ve K. Mannheim ile birlikte çalıştı. 1993’te Almanya’dan ayrılarak İngiltere’ye yerleşti. 1954-1962 yılları arasında Leicester Üniversitesi’nin Sosyoloji Bölümü’nde görev yaptı. 1965’te Almanya’ya döndü. Münster, Konstanz ve Aachen üniversitelerinde dersler verdi. 1984’ten sonra Amsterdam’da yaşamaya başladı. 1939’da İsviçre’de yayımlanan Uygarlık Süreci uzunca bir süre tanınmayan bir yapıt oarak kaldı. 1969 baskısı da pek dikkat çekmedi, ama kitabın 1976’da Almanya’da yapılan ikinci baskısı, Elias’ın sosyolojinin klasikleri arasına katılmasını sağladı. Uygarlık sürecinin ilk cildi ‘‘Batılı Dünyaevi Üst Tabakalarının Davranışlarındaki Değişmeler’’ İletişim yayınları tarafından 2000 yılında yayımlandı. 1997’de Adorno Ödülü’nü aldı.

Norbert Elias Kitapları - Eserleri

  • Uygarlık Süreci - Cilt 1
  • Mozart - Bir Dahinin Sosyolojisi Üzerine
  • Sosyoloji Nedir?
  • Zaman Üzerine
  • Uygarlık Süreci (2.Cilt)

Norbert Elias Alıntıları - Sözleri

  • En iyi ve en gerçek dostlar fakir olanlardır-zenginler dostluğun anlamını hiç bilmezler. (Mozart - Bir Dahinin Sosyolojisi Üzerine)
  • Zaman, itirazsız boyun eğilen bir kader gibi görünür herkese. (Zaman Üzerine)
  • Bugünkü sosyoloji, göreve daha kısa süreçlerle ya da yalnızca toplumların belirli bir andaki durumuna ilişkin sorunlarla ilgilenmektedir. Toplumsal yapıların ve buna bağlı olarak kişilik yapılarının uzun süreli dönüşümleri neredeyse hiç gözönüne alınmamaktadır. (Uygarlık Süreci - Cilt 1)
  • ''Birey, daha doğru bir deyişle, birey kavramının bugün ifade ettiği şey, toplumun 'dışında' var olan bir şeymiş gibi görünür. Toplum kavramının ifade ettiği şey ise bireyin dışındaki ve ötesindeki bir şey olarak anlaşılır: toplumun ötesindeki tekil insanı asıl var olan, gerçek 'real' ve toplumu bir soyutlama ve gerçekte var olmayan bir şey olarak gören kuramlar ile toplumu bir 'sistem', bir 'sui generis olgu', bireyin ötesindeki gerçekliğin kendine özgü bir türü olarak gören kuramlar.. .. 'Birey ve 'toplum' kavramlarının statik olarak tanımlandıkları sürece düşülen düşünsel tuzaktan, ancak burada yapıldığı gibi, bu kavramların ampirik incelemeler sonucunda süreçlere işaret eder duruma getirilinceye dek geliştirilmesiyle kurtulunabilir.'' (Uygarlık Süreci - Cilt 1)
  • Descartes’tan Kant’a ve Kant sonrasına kadar uzanagelen oldukça yaygın bir hipoteze göre, insanlar doğuştan, olayları birbirleriyle ilintilemenin spesifik biçimleriyle donatılmışlardır ve bu biçimlerden biri de zamandır. (Zaman Üzerine)
  • Zaman, bir doğa nesnesi midir? Doğa olaylarının bir parçası mıdır? Yoksa bir kültür nesnesi midir? Yoksa, zaman sözcüğünün dilbilgisel tanımda bir isim olması, onun bir nesne olduğu yanılsamasını mı yaratmaktadır? Saatlerin zamanı gösterdiklerini söylediğimizde, aslında onlar neyi göstermektedir? (Zaman Üzerine)
  • Zaman, itirazsız boyun eğilen bir kader gibi görünür herkese. (Zaman Üzerine)
  • Size söylüyorum evladım, yemekte terbiyeli olun; sofrada kim olursa olsun, kaç kişi bulunursa bulunsun nazik olmaya çalışın, sizden övgüyle söz edilsin. Şunu da iyi bilin ki, davranışlarınıza bakarak ya överler ya yererler sizi. (Uygarlık Süreci - Cilt 1)
  • Mozart yaşamının ilerleyen döneminde, beste yapmanın onun için yapmamaktan daha kolay olduğunu farketmiş gibi görünüyor. (Mozart - Bir Dahinin Sosyolojisi Üzerine)
  • İnsanlarin sevgisini kazanmak için böylesine çaba göstermiş birinin, hayatının sonunda olduğu gibi gençken de kimsenin onu sevmediğini ve hatta kendinin bile kendisini sevmediğini hissetmiş olması, Mozart'ın varoluşunun trajik yanıdır. (Mozart - Bir Dahinin Sosyolojisi Üzerine)
  • Bedenleriyle ilgili şeyleri bizden daha az gizleyerek anlatan ya da adlandıran kişiler karşısında duyduğumuz açık ya da gizli huzursuzluk, "barbar" ya da "uygarlaşmamış" gibi yargılarda dile gelen baskın duygudur. Yani bu, "barbarlığın huzursuzluğu" ya da daha doğru ve tarafsız bir ifadeyle, başka bir duygulanım durumundan, bugün "uygarlaşmamış" diye nitelediğimiz birçok toplumda görülen ve bizim utanma standartlarımızın önkoşulunu oluşturan başka bir utanma standartından duyulan hoşnutsuzluktur. (Uygarlık Süreci - Cilt 1)
  • Nezaket sözcüğü, şüphesiz saraylı olmak, sarayda yaşamak kavramından kaynaklanır. Büyük saraylar herkesin fırsat pe­şinde koştuğu yerlerdir. Ve fırsat ancak sarayda derebeyin ve üst düzeydekilerin beğenisini kazanmakla elde edilir. Herkes kendisini sevdirmek için elinden geleni yapar. Karşılaştığı her fırsatta, onların tamamen hizmetinde olduğunu göstermeye çalışır. Ama her istenenin yapılması her zaman mümkün de­ğildir ve insan bazen de kendisinden bekleneni yapmak iste­mez. Bu gibi durumlarda nezaket devreye girer. Dışsal davra­nışlarla diğerine onun hizmetinde bulunulduğu gösterilmeye çalışılır. Bu tür davranışlar karşıdakinin güvenini kazanmaya yöneliktir, ki bu güven daha sonra sevgiye dönüşür, bu da bi­zim için iyi şeyler yapılması demektir. Bunlar nezaket sayesin­de kazanıldığı için, nazik kişiler sürekli kazançlı çıkar. Aslında insana saygı kazandıran şeyler yetenek ve erdem olmalıdır. Ama bu ikisini değerlendirebilecek kişilerin sayısı öylesine az­dır ki! Bunlara değer veren kişiler daha da azdır. Dışsal olarak adlandırılan şeyler, dışsal olana düşkün kişileri daha çok etki­ler; hele bir de bu gibilerin iradelerini özellikle etkileyecek du­rumlar ortaya çıkmışsa, nazik olanın ekmeğine yağ sürülür. (Uygarlık Süreci - Cilt 1)
  • Bir ömrün belli bir kesitinin uzunluğunu bir başka kesitin uzunluğuyla doğrudan karşılaştırıp buradan yaşımız bakımından bir sonuç çıkartamayız. (Zaman Üzerine)
  • İnsanlar artık, kendi yarattıkları sembollerin kol gezdiği bir dünyada, bu sembollere büyük ölçüde yaslanan bir hayat gerçekleştirmektedirler. (Zaman Üzerine)
  • “İnsanların bize uyum sağlamasını beklemek büyük bir saflık olurdu.” (Uygarlık Süreci - Cilt 1)
  • Hain Birliği'nin genç üyeleri arasında; derebeylerine, saraylara, aristokratlara, Fransız hayranlığına, saray ahlâksızlığına, akıl düşmanlığına duyulan nefrete ve bütün orta tabaka gençleri arasında; yeni, birleşik Almanya; saray yaşantısının "doğalsızlığı" karşısındaki "doğal" yaşama ve kendi duygularını doyasıya yaşama özlemlerine sıkça rastlanır. (Uygarlık Süreci (2.Cilt))
  • Mozart'ın evlenen kızkardeşine yazdığı mektuptan: ".....onlar gündüze, kadınlar geceye egemendir." (Mozart - Bir Dahinin Sosyolojisi Üzerine)
  • “Onurlu insanın peşinden git, Yontulmamıştan uzak dur!” (Uygarlık Süreci - Cilt 1)
  • Alışkanlık demirden bir gömlek gibidir . (Mozart - Bir Dahinin Sosyolojisi Üzerine)
  • Ulus devletçi değer sistemlerinde, bir yanda bütün toplumu, yani ulusu en yüce değer olarak gören akım yer alır; ama aynı zamanda kendine yeterli insanın, "kapalı kişilik"in, özgür bireyin en yüce değer olarak kabul edilme eğilimine de rastlanır. (Uygarlık Süreci - Cilt 1)

Yorum Yaz