Necip Hablemitoğlu kimdir? Necip Hablemitoğlu kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Tarihçi, Yazar. Necip Hablemitoğlu hayatı araştırılıyor. Peki Necip Hablemitoğlu kimdir? Necip Hablemitoğlu aslen nerelidir? Necip Hablemitoğlu ne zaman, nerede doğdu? Necip Hablemitoğlu hayatta mı? İşte Necip Hablemitoğlu hayatı... Necip Hablemitoğlu yaşıyor mu? Necip Hablemitoğlu ne zaman, nerede öldü?

Türk Tarihçi, Yazar. Necip Hablemitoğlu edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Necip Hablemitoğlu hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Necip Hablemitoğlu hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Necip Hablemitoğlu hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1954

Doğum Yeri: Ankara

Ölüm Tarihi: 2002

Ölüm Yeri: Ankara

Necip Hablemitoğlu kimdir?

Necip Hablemitoğlu, (d. 28 Kasım 1954, Ankara – ö. 18 Aralık 2002, Ankara). Türk tarihçi, yazar. Evinin önünde uğradığı suikast sonucu 18 Aralık 2002 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Bu suikastın failleri halen bulunamamıştır. Ancak Ergenekon davası tutuklu sanıklarından Osman Yıldırım ifadesinde Hablemitoğlu'nu Osman Gürbüz'ün öldürdüğünü ve Veli Küçük ile Muzaffer Tekin'in azmettirdiğini iddia etmiştir. Ayrıca MİT Kontrterör Dairesi eski başkanı Mehmet Eymür "Hablemitoğlu, askeri ihalelerle ilgili (yolsuzluk.com'a) bilgi sızdıranca Ergenekon'un hedefi haline gelmiş olabilir..." demiştir.

Evli ve iki kız çocuğu babası olan Necip Hablemitoğlu Türkiye dışındaki Türk topluluklarının yakın tarihi ile ilgili olarak çalışmalar yapmıştır. Orta Avrupa ve Balkanlar'da Türk eserleri, Türk azınlıkları ve Türk şehitlikleri konularında alan çalışmaları yürütmüş, ve bu konularda çeşitli projelerde aktif rol almıştır. Çalışma alanına ilişkin çok sayıda kitap ve makalesi bulunan Hablemitoğlu, öldürüldüğü 18 Aralık 2002 tarihine kadar Ankara Üniversitesi'nde doktor öğretim görevlisi olarak yirmi yıl süresince Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi derslerini verdi.

Kendisi gibi öğretim üyesi olan Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu ile evli, Kanije (Kanije, Osmanlı devletinin en batıdaki kalesi) ve Uyvar (Uyvar, Osmanlı'nın en kuzeydeki kalesi) adında iki kız çocuk babası idi.

Necip Hablemitoğlu Kitapları - Eserleri

  • Köstebek
  • Alman Vakıfları
  • Gaspıralı İsmail
  • Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke Türkiye
  • Yüzbinlerin Sürgünü Kırım'da Türk Soykırımı
  • Sovyet Rusya'da Devlet Terörü
  • Milli Mücadele'de Yeşil Ordu Cemiyeti
  • Şefika Gaspiralı ve Rusya'da Türk Kadın Hareketi (1893-1920)

Necip Hablemitoğlu Alıntıları - Sözleri

  • "PİRİNCİN İÇİNDEKİ SİYAH TAŞTAN DEĞİL BEYAZ TAŞTAN KORKUN..." (Köstebek)
  • Kırım Tatarlarının bir kısmı Kazakistan’daki ve çoğu Özbekistan’daki barakalara getirildi. İşte Kırım Tatarlarının bu memlekete gelmeleri böyle oldu. Sürgün sona erdi, fa­kat halkın toptan imha edilişi bundan sonra başladı. Yerli halk arasında hükümet alanları tarafından yapılan aleyhte propaganda sebebiyle bunlar, gelenleri oldukça soğuk kar­ şıladılar. Alışılmamış sıcaklar, sıtma ve hele Kırım’ın temiz sularına alışmış vücutlarda arkların bulanık suyunun yay­dığı hastalıklar sebebiyle başlangıçta pek çok kimse öldü. Evvela baraka, ahır ve bodrumlarda iskan edildiler. Bilaha­re, ilk safha atlatıldıktan sonra, insan barındırmaya mah­sus evlere kavuştular. Çetin ve sebatlı bir çalışmanın müka­fatı olarak Kırım Tatarlarının yeni evleri oldukça düzgün­dü. Fakat bunlar çok sonradan olan şeylerdir. 1944-1945 senelerinde ise halk, yeni yerinde kırılıyordu. (Sovyet Rusya'da Devlet Terörü)
  • Türkiye, üstünde oturduğu zengin altın, bor gibi stratejik madenlerin fakir bekçisi konumunda, birkaç milyar dolar kredi için bağımsızlığından ödün verir duruma gelmiştir. Üretim yapamayan- yaptırılmayan bir Türkiye, sömürgeleşmeye doğru sürüklenmektedir. (Alman Vakıfları)
  • "Milletin haline aşina olmadıkça , millete hizmet mümkün olmaz. Bunun için köy düğünlerine , derviş ve ulema meclislerine , Beyler ve ağalar ziyafetine , medrese hücrelerine girmeli , her türlü ictimalarda bulunmalı , çok dinleyip ,az konuşup ameli dersler almalı. Her sanatın iyi cihatlerini ve uygunsuz hallerini görüp , öğrenip milli zaafın neden ibaret ve milletin neye muhtaç olduğunu anlamalı . " (Gaspıralı İsmail)
  • Fethullah Gülen'e 1996'da resmi koruma tahsis edilmiştir. Asli görevi ve varlık nedeni, Cumhuriyet'i, laik hukuk sistemini, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmak olan ve bunun için devletten maaş alan emniyetçiler, Fethullah Gülen'i korumak konumuna getirilmişlerdir. (Köstebek)
  • Tarihin er geç yazacağı şey: MÜSTAKİL VE MESUT KIRIM'dır. (Yüzbinlerin Sürgünü Kırım'da Türk Soykırımı)
  • 1920'de Nerimanof'un Azerbaycan'da hazırladığı YEŞİL ORDU, Milli Mücadele'ye yardım vesilesiyle Anadolu'ya girecek,sonra bir biçimine getirip iktidarı ele alacaktı. Moskova'dan gönderilen Kazanlı Şerif Manatov ve Ziynetullah Nuşirevan Ankara ve Eskişehir'de yapacakları gizli ve silahlı YEŞİL ORDU teşkilatıyla milli idareyi içinden yıkacaklar, Moskova'da Lenin'in yanında bulunan Mustafa Suphi de Komünist Türkiye'nin Cumhur Reisi olacaktı. Ve böylelikle Türkiye de Moskova'nın hakimiyeti altına girecekti. (Milli Mücadele'de Yeşil Ordu Cemiyeti)
  • Sosyalist fikirlerin, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılmak isteyen ayrılıkçı unsurlar arasında itibar görmesi; özellikle Ermeni, Bulgar ve Rum azınlık liderlerince aksiyona geçirilmesi, İttihat ve Terakki yöneticilerinin dikkatinden kaçmamıştır. (Milli Mücadele'de Yeşil Ordu Cemiyeti)
  • Zeus Sunağı Bergamalılara iade edilinceye kadar, Türkiye 'de Alman arkeoglarının kazı yapmalarına kesinlikle izin verilmemelidir. (Alman Vakıfları)
  • "Ben Türk'üm ve başka Türkiye yok" diyerek yola çıkmış ve bunun bedelini canıyla ödemiş gerçek bir aydın olan Necip Hablemitoğlu, Köstebek kitabında irtica tehdidini, devlet kademelerindeki örgütlenmelerini kuşkuya yer bırakmadan begelerle ispatlıyor. (Köstebek)
  • Sınırsız kişisel özgürlükler, kişisel çıkarlar, uygar ve düzenli toplumları, devletleri yıkarak anarşiyi ve çoğunluklarla da zorbalığı yaratır. (Köstebek)
  • Onlara göre Türk yok, Müslüman var. Onlara göre ulus yok ümmet var. Onlara göre amaca ulaşıncaya kadar her yol mübah. Tek düşman var, o da laik Türk Cumhuriyeti. Türk Devleti'ne son vermek için "cihat" gereği, yabancı istihbarat servislerince ajan-provokatör, hatta casus olarak kullanılmak asla rahatsız edici bir olgu değil. Yeter ki şeyh, hoca efendi, baş yüce ruhsat versin! (Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke Türkiye)
  • Sibirya'nın uçsuz bucaksız buzlu çöllerinde yaşlı gözleriyle anasını, babasını arayan ,aç, susuz, yarı donmuş çocuklar, ailesini arayan bedbaht analar ,babalar, gözlerinde vatan hasreti nin sembolü olan donmuş gözyaşı Damla acılı ile son nefesini veren ihtiyarlar ;üst üste istif edilmiş donmuş cesetler, gözyaşları ile çözülen buzlar ; sadece feryatların iniltilerin hıçkırıkların ebedi destanının yazıldığı o menhus diyarlar; Karadeniz'in azgın dalgaları arasında dağılan çürük teknelerde bulan on binlerce göçmen; namusları uğruna genç canlarına kıyan kızlar ; kurşuna dizilen zindanlarda çürüyen Türkler, ölüm, açlık, soğuk ,sefalet, gerilik ,gözyaşı ,ıstırap ;şanlı bir ırkın evlatlarının yürekler acısı yaşantısı... Ortadan kaldırılmak istenen bir milletin ıstırabı... Türk olmanın cezasını çeken yaşlı yaralı esir Türklerin hazin hayat hikayesi... Bir güneş bekleyen masum insanlar ... Güneş ... Bir "Güneş"ti beklenen TURAN'ın ufuklarında . 1851 yılında bu Güneş küçük Kırım'ın bir Türk köyünde doğdu. O güneşe İsmail adını Gaspıralı lakabını verdiler. (Gaspıralı İsmail)
  • "...tüm unsurlara karşı bunca zahmete ve minnetle değer mi, diyorsanız, Atatürk' ün manevi mirasçısı olarak evet değer, diyorum. Çünkü Türküm ve başka Türkiye yok!..." (Köstebek)
  • Her ne kadar devlet terörüne de başvurulsa, 1969 protesto mektubunda denildiği gibi, Kırım Türklerinin davalarındaki gerçek inancı şu veciz sözlerle özetleniyordu: "düşünce ve harekette birlik oldukları taktirde, ne kadar az sayıda olurlarsa olsunlar, dünyanın en büyük kuvvetleri bile bir halkı ezemez!.." (Yüzbinlerin Sürgünü Kırım'da Türk Soykırımı)
  • Kırım Türkleri gibi Orta Asya'ya sürülen Ahıska (Mesket) Türklerine en büyük zulüm ve baskıyı, Türklük bilincinden yoksun Özbek, Kazak, Kırgız milliyetçileri gerçekleştirmekte.Sovyetler Birliği ve Komünist Partisi tarihe karıştı; ancak Türk toplulukları arasında birlik ve beraberlik ruhu, Türklük bilinci yok.Karabağ kaçkınlarına,Uygurlara, Kerkük, Batı Trakya ve Kosova Türklerine hiçbir Türk Devleti yardım etmiyor, haklı davalarına sahip çıkmıyor; keza Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımıyor. (Yüzbinlerin Sürgünü Kırım'da Türk Soykırımı)
  • Tarikat bağı kurulduktan sonra yükselmek kolay. Bunlar belli bir yere geldikten sonra 'ben onlardan değilim, kandırılmışım' demeye başlıyorlar. (Köstebek)
  • Yedi ayrık etnik grubun yaşadığı Fransa'da, üç ayrı etnik grubun yaşadığı İngiltere' de, yüzün üzerinde etnik grubun yaşadığı Rusya' da, hem de yüzyıllardan bugüne Fransız, İngiliz, Rus ulusçuluğu yaşatılırken; bin yılı aşkın süredir, çeşitli kavimlerin geçiş yolu olmuş, ama sonuçta bin yılı aşkın süredir Türklere vatan olan, Türk devletlerine sahne olan Türkiye topraklarında hem de çoğunluk halinde yaşayan Türklere ulusçuluk yapma hakkını, ulus adını kullanma hakkını çok görmek ne ölçüde tarihsel gerçeklerle bağdaşır ki? (Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke Türkiye)
  • Falih Rıfkı Atay, Kurtuluş adını taşıyan eserinde, Atatürk'ün herhangi bir komünisti nasıl değerlendirdiğini şöyle anlatır: Atatürk, böyle birinin mecliste olduğunu bildiği için; - Dikkat ediniz, aramızda komünist var, demezdi de: - Casus var, derdi. (Milli Mücadele'de Yeşil Ordu Cemiyeti)
  • Salt çevrecilik uğruna, fabrika olmayacak, madencilik yapılmayacak, var olan sanayi de ortadan kaldırılacak. Peki insanlar nasıl geçimlerini sürdürecek, nasıl devletini ve bağımsızlığını koruyacak, nasıl emperyalistlerin oyunlarına direnecek ve nasıl parçalamaktan, sömürgeleşmekten kurtulacak? (Alman Vakıfları)