Mustafa Ulusoy kimdir? Mustafa Ulusoy kitapları ve sözleri
Türk Gazeteci, Psikiyatri Uzmanı ve Yazar Mustafa Ulusoy hayatı araştırılıyor. Peki Mustafa Ulusoy kimdir? Mustafa Ulusoy aslen nerelidir? Mustafa Ulusoy ne zaman, nerede doğdu? Mustafa Ulusoy hayatta mı? İşte Mustafa Ulusoy hayatı...

Doğum Tarihi: 1965
Doğum Yeri: Sungurlu, Çorum, Türkiye
Mustafa Ulusoy kimdir?
1965 yılında Sungurlu'da doğdu.
Temel eğitimini Sungurlu'da, lise öğrenimini Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi'nde tamamladı.
1982'de girdiği İÜ Çapa Tıp Fakültesini 1988' de bitirdi.
1993 yılında psikiyatri uzmanı oldu.
1999 yılından beri, kendi ofisinde terapilerini sürdürmektedir. Mustafa Ulusoy'un temel çalışma alanı Kognitif ve Varoluşçu Psikoterapilerdir.
Çeşitli dergilerde deneme yazıları yayınlanan Ulusoy'un ulusal ve uluslararası kongrelere sunduğu, özellikle kognitif psikoterapiyle ilgili bir dizi mesleki çalışması vardır. Ülke içinde ve dışında, psikiyatri dergilerinde makaleleri yayınlanmıştır.
Nietzsche ve Babaannem ve Yakınlık adlı iki deneme kitabının, Ay Terapisi isimli öykü kitabının ve aşk konusunda farklı açılımlarıyla adından söz ettiren insanın temel acıları üçlemesinin ilki Aynalar Koridorunda Aşk isimli romanın yazarıdır. Mustafa Ulusoy'un insanın temel acıları üçlemesinin ikincisi olan Giderken Bana Bir Şeyler Söyle isimli romanı ise yazarın halen yayınlanmış son kitabıdır.
Ulusoy editörlüğünü İbrahim Abu-Rabi'nin yaptığı ve Suny Press (State University of New York Press) tarafından Amerikada ingilizce olarak yayınlanan "Spiritual Dimensions of Bediuzzaman Said Nursi's Risale-i Nur" adlı kitabın yazarlarından biridir.
Fotoğrafçılığa ve sinemaya özel ilgisi olan Mustafa Ulusoy TVNET de Film Şeridi isimli programın yapımcılığını ve sunuculuğunu sürdürmektedir. (Film şeridi programının videoları www.tvnet.tv.tr adresinden izlenebilmektedir)
Amerika Psikiyatri Birliği (American Psychiatric Association) uluslar arası üyesidir.
Mustafa Ulusoy, evli ve üç çocuk babasıdır ve İstanbul’da yaşamaktadır.
Mustafa Ulusoy Kitapları - Eserleri
- Aynalar Koridorunda Aşk
- Giderken Bana Bir Şeyler Söyle
- Ay Terapisi
- Nietzsche ve Babaannem
- Yakınlık
- Hayat Apartmanı
- Dünyanın Üç Yüzü
- Evlilikler Yalnızlıklar Umutlar
- Bir Kere Daha Son
Mustafa Ulusoy Alıntıları - Sözleri
- “İnsanın nereye daldığını ve dalıp gittiğinde neler olup bittiğini çözümlediğin zaman, işte o zaman, insanın omuzlarında kaldıramayacak gibi hissettiği yükü de anlamış olacaksın." (Giderken Bana Bir Şeyler Söyle)
- Kalbin , gözlerinin göremediklerini gösterecek sana. (Yakınlık)
- İnsan vermeyi biliyorsa, almayı da bilmeliydi. (Ay Terapisi)
- Pencereyi kapatarak dışarıdan gelen seslere mâni olmuştu. Ya içindeki sesler?. (Hayat Apartmanı)
- Gözü dönmüş hırslarımıza kabirler gösterilmeli. Al işte demeli. Sonun bu. Öfkelerimize kabirler gösterilmeli. Bak işte sen de sağ yanına yatacaksın. Yüzün kıbleye dönük. Endişelerimize kabirler gösterilmeli. Al işte demeli. Neden korkuyorsun hayatta? Başımıza gelmesinden korktuğumuz şeylerin en büyüğü bu ve bu bizim yazgımız. Yazgısını sevmeli insan. Razı olmalı. İncinmiş yanımıza kabirler gösterilmeli. İşte bu. Hepsi bu. İncitenlerin de incinenlerin de sonu. Tüm yaşadıklarımız sağ yanına yatacak. Yüzleri kıbleye dönük. (Dünyanın Üç Yüzü)
- Yüz, duyguların aynasıdır. (Nietzsche ve Babaannem)
- Hikmetli bir yoruma tabi tutulan hatıralar, artık kıymık gibi insanın hafızasını rahatsız etmiyor. İnsanın kendini değiştirmesinin bir yolu da budur; zihnindeki imgelerin anlamını değiştirmek. (Aynalar Koridorunda Aşk)
- Günahlar kadar, günahlara götüren yollar da günahtır. (Yakınlık)
- İnna lillahi ve inna ilahi raciun, dedi. O'ndan geldik, O'na döneceğiz. (Giderken Bana Bir Şeyler Söyle)
- Aşk eğer sırf sevmekse , neden sevilmekle meşgulsün? (Evlilikler Yalnızlıklar Umutlar)
- Şiddetsizlik yaşamın kendisini yok edecek bir edilgenlik ya da eylemsizlik değildir. Said Nursî şiddete başvurmayan bir eylemci, yani şiddetsiz bir eylemcidir. "Eğer kuvvet ile ve hâdise çıkarmak ile muhalefet etsem, husulü meşkûk bir maksad için binler günaha girmek ihtimali var. Birinin yüzünden çoklar belaya düşer. Hem on ihtimalden bir iki ihtimale binaen günahlara girmek, masumları günaha atmak; vicdanım kabul etmiyor," diyen Said Nursî, şiddete ve kine dayalı eylemlerden kaçınır. "Her şeyimi Cenab-ı Hakk'ın tevekkülüne bağlamıştım," derken de, onun tevekkülü, kendisine yapılan tecavüzlere bir eylemsizlik hâli değil, travmatik deneyimlerini bir çözümleme hâlidir. (Bir Kere Daha Son)
- Hayatta en mutsuz insanlar, mutlu olmak için çılgınca uğraşanlarlardır (Aynalar Koridorunda Aşk)
- Ha, başımıza gelmesinden endişelendiğimiz şeyler gerçekleşmez mi? Gerçekleşebilir elbette. O zaman da, Zamanın Bedii'nin yazdığı gibi şöyle demekle mükellefiz: "Ben Mâlikimin hizmetindeyim. Ey musibet! Eğer Onun izin ve rızasıyla geldinse, merhaba, safa geldin. Çünkü elbette bir vakit O'na döneceğiz ve O'nun huzuruna gideceğiz ve O'na müştâkız. Madem herhâlde bir zaman bizi hayatın tekâlifinden âzâd edecektir. Haydi, ey musibet, o terhis ve o azad etmek senin elinle olsun, razıyım." (Bir Kere Daha Son)
- Yolların içinde en aydınlığı kalpten kalbe olandır. Bu yolun adı, bağlanmaktır. (Evlilikler Yalnızlıklar Umutlar)
- Her parıltı bir gün kaybolur. Hayat böyle kurgulanmıştır. (Aynalar Koridorunda Aşk)
- Bu yüzden, başını alıp gitmek her zaman sorunları çözmez. İnsan, kalbini ve kalbindekileri gözden geçirmek için başını alıp gidecekse bunun bir faydası olabilir. Ama uzaklaşıp gitmek sorunlardan kaçınmak içinse işe yaramaz. (Yakınlık)
- Bugün de bizi insan olarak ilgilendirmeyen konulara daldık. Hükümetler kurduk. Hükümetler yıktık. Teoriler ürettik. O sırada duygularımız anbean değişiyordu. Yararsız konuları konuşmaktan sıkılmıştı ruhumuz. Neden sıkıldığımızı bile anlayamadık. Sıkıntımızı dağıtmak için daha çok gaflete daldık. O sırada güneş batıyordu. Bizde ne kendimizin ne de kainatın farkındaydık. (Nietzsche ve Babaannem)
- Her acı taşınabilir,acıyı taşınmaz hale getiren ona razı olmayışımızdır. (Giderken Bana Bir Şeyler Söyle)
- "Hey, dalıp gitme vehim ve vesveseli hayallerine. Önündeki yaprağı küstürme." (Dünyanın Üç Yüzü)
- Ölümü düşünmeye başlamak, dilinin sürekli dolgusu düşmüş bir dişe takılmasına benzer. Diliniz bir takıldı mı asla bırakamazsınız. Onu kurcalamak, çevresinde dönüp durmak zorundasınızdır. Zevkli olduğundan değil, aklınıza takılıp kaldığından ve hiç çıkmadığından. (Giderken Bana Bir Şeyler Söyle)