Mika Waltari kimdir? Mika Waltari kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Fin yazar Mika Waltari hayatı araştırılıyor. Peki Mika Waltari kimdir? Mika Waltari aslen nerelidir? Mika Waltari ne zaman, nerede doğdu? Mika Waltari hayatta mı? İşte Mika Waltari hayatı... Mika Waltari yaşıyor mu? Mika Waltari ne zaman, nerede öldü?

Fin yazar Mika Waltari edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mika Waltari hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mika Waltari hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mika Waltari hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Mika Toimi Waltari

Doğum Tarihi: 19 Eylül 1908

Doğum Yeri: Helsinki, Finlandiya

Ölüm Tarihi: 26 Ağustos 1979

Ölüm Yeri: Helsinki, Finlandiya

Mika Waltari kimdir?

Mika Toimi Waltari (d. 19 Eylül 1908 - ö. 26 Ağustos 1979), Fin romancı.

Tarihi romanlarıyla ünlüdür. Bizanslı Aşıklar adıyla Türkçeye çevrilen romanında İstanbul'un fethi sırasında yaşanan bir aşk hikâyesini anlatır.

Mika Waltari Kitapları - Eserleri

  • Senmut'un Oğlu Skarabe
  • Senmut'un Oğlu Dünya Cenneti
  • Seyyah
  • Bizanslı Aşıklar
  • Mikael Hakim

Mika Waltari Alıntıları - Sözleri

  • Kaderin karanlık bulutları üzerimize çöktü. Önümüzdeki günlerin dehşeti ağır bir taş gibi yüreğimize basmakta, konuşacak halimiz yok, gırtlağımız düğüm düğüm. (Bizanslı Aşıklar)
  • Bir kerecik Nil'in suyundan içen oranın hasretini daima çeker. Hiçbir su artık onun hararetini dindiremez. Theben'de dünyaya gelen, orasını özler. Yoktur bir eşi daha Theben'in. Sokağında bile doğmuşsa, gene sokağını ister. En âla yerlerde otursunlar, o gene sefil kulübesini arar. (Senmut'un Oğlu Skarabe)
  • Bugün seni ilk kez gördüm. Seninle ilk defa konuştum. İçim allak bullak oldu. Sanki ayaklarımın altındaki yer sarsıldı. Kendi kendimi tanıyamadım. Kırk yaşındayım ve hayatımın sonbaharına eriştiğimi zannediyorum. Diyar diyar dolaşmış , pek çok hayat yaşamıştım. Azrail ile yüz yüze gelmiş , hatta onunla konuşmuştum. Hiçbir inancım kalmamıştı. Ama seni görünce mucizeye inandım. Seni Ayasofya'nın önündeki bronz kapıda gördüm. (Bizanslı Aşıklar)
  • Konstantinople şehrindeki fakirler sefalet içinde sürünürken, zenginler altınlar içinde yüzüyordu. (Bizanslı Aşıklar)
  • Düşüncelerim yollarını şaşırmış kuşlar gibi kafamın içinde uçuşmakta. İnsanları bu düşünce keşmekeşine sürükleyen ve bir daha da kurtulmasına imkan olmayan şeyin acaba sebebi nedir? (Bizanslı Aşıklar)
  • Birinin çok uzun ve etkileyici konuşsada sonuçta bir şey söylememiş olabileceğini öğrendim ve insanoğlunun önemsizliğini,bencilliğini,kibrini,acizliğini gözlemledim açıkça. (Seyyah)
  • "Halkın fikri diye bir şey yoktur. Hangi dava uğruna bağırıp çağırırsan, onlar da arkan sıra aynı mevzuya kendilerini kaptırıverirler. Mezbahaya sevk edilen gözü bağlı öküzlerden hiçbir farkları yoktur." (Bizanslı Aşıklar)
  • Söndürülmeyen bir ateş insanlığı kasıp kavurmakta. İnsan zekasının bulduğu bu ateş topların ağzından fışkırmakta. Ben insanlığın özgürlüğüne inanıyorum- Bilginin özgürlüğüne. Başka bir şeye inanmam! (Bizanslı Aşıklar)
  • İnsan siyasetten,şereften,servetten ve güçten daha büyüktür, her ne kadar çoğu bunu görmese de. (Seyyah)
  • İnsanoğlu hiçbir şeye sahip değildir.Sonunda insanoğluna sahip olan bu şeylerdir.Güzel şeyler insanı çirkin olanlar kadar kolay esir edebilir.Bu yüzden lale yanaklı bir kızı uzaktan sevmek daha akıllıcadır.Çünkü ona sahip olmak,onun kölesi olmak,özgürlüğünü kaybetmektir ve özgürlüğün kaybedilmesi de yavaş yavaş ölmektedir. (Seyyah)
  • Bir an göz göze geldik. Her şey duruverdi. Güneş bile olduğu yerde kaldı. Mazi, gelecek, hepsi birbirine karıştı, sadece bu an vardı. Kimsenin elimden alamayacağı bir tek bu an. (Bizanslı Aşıklar)
  • Okumama olanak yok. Bilgi edinmenin gereksizliğini anlayacak kadar çok okudum. (Bizanslı Aşıklar)
  • Bahtsız bir yıldız altında dünyaya gelmiş olmasında onun ne suçu var? (Bizanslı Aşıklar)
  • Yara ile alay eder yarasi olanlar . (Senmut'un Oğlu Skarabe)
  • Hayattan artık hiçbir şey beklemediğime inandığım bir sırada yeniden beklemek ne garipmiş! Gençlik çağının ateşli sabırsızlığı kalmamışsa da, gene de beklemek çok güzel bir şey! (Bizanslı Aşıklar)