Mihail Nuayme kimdir? Mihail Nuayme kitapları ve sözleri
Lübnanlı Yazar, Düşünür, Şair Mihail Nuayme hayatı araştırılıyor. Peki Mihail Nuayme kimdir? Mihail Nuayme aslen nerelidir? Mihail Nuayme ne zaman, nerede doğdu? Mihail Nuayme hayatta mı? İşte Mihail Nuayme hayatı... Mihail Nuayme yaşıyor mu? Mihail Nuayme ne zaman, nerede öldü?
Lübnanlı Yazar, Düşünür, Şair Mihail Nuayme edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mihail Nuayme hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mihail Nuayme hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mihail Nuayme hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 12 Ekim 1889
Doğum Yeri: Biskintah, Lübnan
Ölüm Tarihi: 1988
Ölüm Yeri:
Mihail Nuayme kimdir?
12 Ekim 1889 yılında Lübnan'ın Biskintah köyünde dünyaya gelir. Biri kız olmak üzere altı kardeşin üçüncüsü olan Nuayme altı yaşında iken köyündeki bir okula başlar. Burada bir sene okuduktan sonra yine köyünde Ruslar'a ait bir okula girer. Gösterdiği başarı üzerini okul idaresi tarafından yine Ruslar'a ait öğretmen okuluna gönderilir. Eğitim süresi altı yıl olan bu okulda dördüncü sınıftayken okul yönetimi, öğrenimine devam etmek üzere kendisini Rusya'ya gönderir.
1912 yılında girdiği Washington Üniversitesi'nden hukuk ve edebiyat diploması alarak mezun olur. Üniversite'den sonra Lübnan'a dönmek istese de Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle 1918'de orduya katılır. Kısa bir süre sonra Fransa'ya gönderilir ve 1919 yılında terhis olur. Bu arada Göç Edebiyatı'nın önemli simalarından Cibran Halil Cibran, Necib Arıza, 11ya Ebu Mâzî ile bağlantı kurarak bu edebiyatın sesi olan er-Rabitatü'l-Kalemiyye'nin kuruluşuna katılır. 1931 yılma kadar bu kuruluşun danışmanlığını yapar. O sene kuruluş Cibran'ın ölümüyle kapanır ve Nuayme Lübnan'a döner. 1988 yılında hayata gözlerini yumar.
Amerika'da bulunduğu 21 yıl gibi uzun bir sürede tiyatro dilinin problemlerini çözmede büyük katkı sağlayan el-Âbâ ve'l-Benun ve el-Ğırbal eserleri dışında hiç bir eser kaleme almaz. Çocukluğundan beri varlık ve yokluk problemi üzerinde düşünen Nuayme varoluş gerçeğine ulaşabilmek için maddî duyumların ötesine geçilmesinin gerekliliğine inanır. Nuayme, düzenli, muhafazakâr, en önemlisi gerçekçi bir kişi ve edebiyatta yenilikçilik taraftarıydı. Eleştiri alanındaki başarı ve hizmetleri inkâr edilemez olan Nuayme'nin hikaye alanında Araplar'ın Maupassant'ı kabul edilmektedir.
Nuayme'nin eserlerinden bir kısmı şunlardır: el-Âbâ ve'l-Benûn (1917), el-Ğırbal (1923), el-Merahil (1932), Zadü'l-Mead (1936), el-Beyadir (1945), Müzçkkeratü'l-Arkaş (1917-1947), Ekâbir (1956), Mirdad, Kâne Ma Kâne (1960), Cibran Halil Cibran, el-Ğırbalü'l-Cedid (1978)
Kitapları:
GÖZLERİN FISILTISI VE KAFİLELER
KALK SON GÜNÜNE VEDA ET
KENDİNİ ARAYAN ADAM / ARKAŞ'IN GÜNLÜĞÜ
MİRDÂD / KUNDAKTAKİ ERMİŞ
Mihail Nuayme Kitapları - Eserleri
- Kendini Arayan Adam
- Mirdad
- Kalk Son Gününe Veda Et
- Gözlerin Fısıltısı
- Ey İnsanoğlu
- Geçmişten Günümüze Putlar
- Kısır ve Diğer Öyküler
- Tanrıya Dönüş Azığı
- Çağdaş Putlar
- Geçitteki Asma
Mihail Nuayme Alıntıları - Sözleri
- "Bir günde yüzünü defalarca yıkadığı halde kalbini yılda bir kez olsun yıkamayana hayret ediyorum." (Geçitteki Asma)
- Bırak insanları insanlarla, Denizi ölçsün kaseyle Düşünceye de ki: kalp, Taşan engin bir denizdir, Vurulmaz bir ölçeğe (Gözlerin Fısıltısı)
- Sabır ve Sessizlik herşeyi elde eder. (Kendini Arayan Adam)
- "İnsanın bilgiye olan açlığının sınırı yoktur. Dünyadaki gizemlerin de sonu yoktur..." (Kalk Son Gününe Veda Et)
- Bu dünyada takva sahibi olduklarını iddia edip başlarına bir musibet geldiği vakit, "O, Allah'ın bir sınamasıdır" diyenler de var. Oysa bütün insanlar gibi onlar da Allah'ın sınamacı değil de öğretici olduğunu unutmuşlardır. O, ancak sınamanın neticesini bilmeyenleri sınar. (Kendini Arayan Adam)
- Amaçsız ve anlamsız bir takım sözlerden öteye geçmeyen ibadet ise sadece dudakların yaptığı bir ibadettir ki böylesi ibadetlerde hiçbir fikir, duygu ve gönül bağı olmadığı gibi en ufak bir bedeni fedakarlığa da rastlanmaz. Korkarım ki son olarak bahsettiğimiz bu ibadet türü, ezeli ve ebedi, her yerde hazır ve nazır olan, her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen bir tek ilaha ibadet ettiğini iddia edenler arasında en yaygın ibadet türü haline gelmiştir. Bu kişiler en samimi ibadetlerini, sayıları çok fazla olan putlarına saklarlar... (Geçmişten Günümüze Putlar)
- Sabret! Çünkü sabır ve sessizlik her şeyi elde eder. (Kendini Arayan Adam)
- Dua ettiğiniz vakit, ilk önce anlayış ruhumu isteyin. (Mirdad)
- "Sevginin de bağışlama gibi bir sınırı yoktur." (Geçitteki Asma)
- Gözlerim açık, ama kalbim kapalıydı. Sanki bir şeyi arayan, fakat neyi ve nerede aradığını bilemeyen birisiydim. (Kendini Arayan Adam)
- Insanların adaleti kar misali erir güneşte (Gözlerin Fısıltısı)
- Çiçek hırsızı kınanır horlanır, Tarla hırsızı kahramandır her yerde; Beden katilinin ölümdür cezası, Ruh katili yakalanmaz hiçbir yerde. (Gözlerin Fısıltısı)
- "Mevsimlerin en hayırlısı, içinde bulunduğun mevsimdir. Öne veya arkaya dönmenin sana bir faydası olmaz." (Geçitteki Asma)
- "Felaketi beklemek, gerçekleşmesinden daha korkunçtur." (Geçitteki Asma)
- "Kişiliğimin senin gözünde beş para etmediğini, bedenimin ve ruhumun senin ellerinde bir ekim aleti olmaktan başka bir değeri olmadığını düşündüğümde kendim için ölümü istiyordum. Sen bunu anlamazsın, sen kadının bir insan olduğunu, çocuklarından bağımsız kendine göre değeri bulunduğunu şimdiye kadar anlamadın... ben seni yaşamımın tamamlayıcısı olarak gördüm, fakat senin yaşamın benimle tamamlanmadı aksine başka şeyler de istedi, işte bu idi bana acı veren, kalbimi yaralayan." (Kısır ve Diğer Öyküler)
- Güneş bir sihirdir; milyonlarca yıldır tutuşuyor ama hala yanmış değil. (Ey İnsanoğlu)
- "Dil yemeğin tadını alıyor, ne oluyor da sözün tadını almıyor?" (Geçitteki Asma)
- Raman di cîyekî namîne, raman wek bayekî ye..." (Kendini Arayan Adam)
- "Barış, kendini savunmak için silah taşıyan son askeri öldürmedikçe yeryüzünde barış olmayacaktır." (Geçitteki Asma)
- "Dünya, atalarımıza şunu şunu borçludur." Sanki dünya bir gün borç aldı da ödemedi. Yahut dünyanın işi onun atalarına borç vermek veya onlardan borç almak. İsa ' nın Yahudi bir kadından doğmuş olmasında, Yahudilerin hangi şeref payesi olabilir? Eğer bir şeref varsa, bu da, İsa' yı yeryüzünde ruhları hidayete susamış tüm insanlara rehber kılmak için, o ' na Yahudi bir anne seçen gücün şerefidir. (Çağdaş Putlar)