Metin Eloğlu kimdir? Metin Eloğlu kitapları ve sözleri
Yazar,ressam Metin Eloğlu hayatı araştırılıyor. Peki Metin Eloğlu kimdir? Metin Eloğlu aslen nerelidir? Metin Eloğlu ne zaman, nerede doğdu? Metin Eloğlu hayatta mı? İşte Metin Eloğlu hayatı... Metin Eloğlu yaşıyor mu? Metin Eloğlu ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 1927
Doğum Yeri: İstanbul
Ölüm Tarihi: 1985
Ölüm Yeri: İstanbul
Metin Eloğlu kimdir?
Ortaokuldan mezun olduktan sonra, 1943’te Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'ne girdi. 1946’dasiyasi nedenlerden dolayı iki ay tutuklu kaldı. Olay üzerine Akademi’deki kaydı silindi. 1947’de başladığı askerlik hizmetini, disiplinsizlik nedeniyle aldığı uzatma cezaları nedeniyle ancak 5 yılda tamamlayabildi.
Edebiyata öyküyle adım attı. 1942’de Servetifünun-Uyanış dergisinde ilk öyküsü yayınlandı. 1943’te İzmir’de basılan Kovan dergisinde de Mehmet Metin imzasını taşıyan „Sabah Şarkısı” şiirine yer verildi. Ressam olarak birçok çalışma ve sergiye imza attı. 1967’de düzenlenen 1. DYO Sergisi ile ve 1976’da yapılan Yarımca Sanat Şenliği’nde birincilik ödüllerine layık görüldü. Eserlerinde adının dışında Mehmet Metin, Mehmet Emin, Ali Haziranlı, Etem Olgunil ve Nil Meteoğlu imzalarını kullandı. Ayrıca birçok eleştiri yazısı kaleme aldı. 1985'te İstanbul'da öldü.
Metin Eloğlu Kitapları - Eserleri
- Nedircik Yavrusu
- Önce Kadınlar
- Bu Yalnızlık Benim
- Ay Parçası
- Yine
- İstanbullu
- Hep
- Bektaşi Dedikleri
- Sultan Palamut
- Odun
- Şiirce
- Düdüklü Tencere
- Rüzgar Ekmek
- Ayşemayşe
- Horozdan Korkan Oğlan
- Yumuşak G
- İbresiz Bir Pusula
- Dizin
- İçli Dışlı Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar
- Canım Oğuzcuğum
Metin Eloğlu Alıntıları - Sözleri
- Doğmasına doğdum da Sonra nasıl yaşadım öldüm mü (Önce Kadınlar)
- Şuranda kitapların yazdığına pek benzemeyen bir yaşamak sevinci. Avazın çıktığı kadar bağırmaya başlasın. Türkü mü olur? Şiir mi olur? Nutuktan gayri hepsi kabulümüz! Gözleri öpülesi deniz! de... Şu bulutu tavan başımızdan eksik olmasın! de... Hürlük de... Ne dersen de yahu! Dilini mi yuttun? Türkçeyi unuttunsa, gavurca bağır! Gavurcayı da mu unuttun? Hayvanca bağır! Delibozuk zarganaların, kıraçaların kulağının dibinde aklına eseni haykırı haykırıver... (İstanbullu)
- Behey cin çarpası, niye oruç tutmazsın? Bizimki hiç istifini bozmadan: "Yolcuyum" demiş "kurusun huyum" Tanıklardan bir işgüzar hemen atılmış : "Bildim bileli kasabadan çıkmamıştır, efendim" Bektaşinin yalancıktan kaşları çatılmış : "Benim yolculuğum karşı köye değil ki, Ben öbür dünya yolcusuyum" (Bektaşi Dedikleri)
- Şu birleşememek, kuvvetli bir bütün halinde ortaya çıkmak yok mu; dertlerimizin başında geliyor. (İçli Dışlı Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar)
- Musluk mu damlıyor birileri mi ağlıyor yine (Önce Kadınlar)
- Her iş bitti, iyiyi, doğruyu, yararlıyı başgöz edip bir köşeye oturttuk da iş yeni yeni güzellemelere kaldı sanki. (İçli Dışlı Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar)
- Hafakanlar basmış içimizi; biri sanattan söz açacak olsa, ya gögüs geçire geçire susmasını bekliyor, ya da konuyu darmaduman edip, hevesini kursağında bırakıyoruz. (İçli Dışlı Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar)
- Uzak sesin değiverse En ileze çiçek bile ışıldar. (Hep)
- Seherciğim, kalkıp deniz kenarına gidelim mi seninle? Gidelim ya… Biraz rakı dökelim mi içimize?” (İstanbullu)
- ‘Leylâkların hayâli salkımların emeli' Kimbilir kaça bölündü (Ay Parçası)
- Çığır açmış, yetişenleri etkilemiş bir sanatçı defterini dürdü müydü, bir bakıma sıtkımız sıyrılıveriyor ondan; öküz öldü, ortaklık bitti hesabı. (İçli Dışlı Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar)
- Nicesini sevmiş özlemişimdir Zamanla bıktım unuttum belki Ama bu hep aklımda. (Nedircik Yavrusu)
- Dünya yıkıldı altında kaldım sanki. (Yine)
- Pencereden su döken mi Kim bilir hangi eşim (Önce Kadınlar)
- Yüzü safran badanalı Yârim odun yarıyor arka bahçede (Ay Parçası)
- Kopuk göle vurunca mı sönecek ay ışığı (Rüzgar Ekmek)
- Ben bu kelepir güzellikleri Bir yerden tanıyorum (Ay Parçası)
- -Babaefendi, oğlum hep yalan söyler. Bir türlü vazgeçiremedik, ne yapalım? -Böyle ortamda onu politikacı yap, çabuk yükselir;Göreceksin saylav da olur, bakan da... (Bektaşi Dedikleri)
- Evli barklı biri, her nedense Karısını "üçle dokuzla" boşar. Ok yaydan çıkınca pişman olur Nikah tazelemek için imama koşar. İmam olayı, dinledikten sonra, Hülle gerektiğini anlatır adama Bir softa bulup girişirler pazarlığa Bektaşi, bu haksızlığa pek bozulur: "Be imanım der, şu boşanmada Kadıncağızın bir suçu yok. Kocası olacak beyinsizi yatırın softayla Düşünmeden böyle haltlar etmez bir daha (Bektaşi Dedikleri)
- Âşığım. Yüreğimde işitilmedik bir yaşamak sevinci, her şeyi güzel, düzenli kılan bir aydınlık, tıka basa müjdeyle yüklü bir güvercin sürüsü. (İstanbullu)