diorex
fair play

Mehmet Efe kimdir? Mehmet Efe kitapları ve sözleri

Türk Gazeteci, Yazar Mehmet Efe hayatı araştırılıyor. Peki Mehmet Efe kimdir? Mehmet Efe aslen nerelidir? Mehmet Efe ne zaman, nerede doğdu? Mehmet Efe hayatta mı? İşte Mehmet Efe hayatı...

  • 23.05.2022 05:00
Mehmet Efe kimdir? Mehmet Efe kitapları ve sözleri
Türk Gazeteci, Yazar Mehmet Efe edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mehmet Efe hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mehmet Efe hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mehmet Efe hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1969

Doğum Yeri:

Mehmet Efe kimdir?

1969 Malatya doğumlu, ilk ve ortaokullarını Malatya’da tamamladı. İstanbul Kabataş Erkek Lisesi’nden sonra İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne girdi. Aynı okulun Radyo/T V Bölümünü bitirdi.

Selam, Kültür-Edebiyat, Milli Gazete, Son Kuşak, Zaman (İslamcıların çıkardığı ilk Zaman, Gülen Cemaatinini kontrolündeki Zaman değil), Mavera, Girişim, Aralık, Kitap Dergisi, Albatros, İkindiyazıları, Yerliler, iki Yaprak, Yeni Dergi, Ustura, Ülke ve Yeni Şafak gibi dergi ve gazetelerde şiir, öykü ve çeşitli yazıları yayınlandı. 1986’da “Son Kuşak Edebiyat” ve 1988’de “Aralık” dergilerini çıkardı. 1992 Mayısında “Yerliler” (Bağımsız Gençliğe Alternatif Dergi) dergisini çıkardı. Derginin 3. sayısı toplatıldı ve dergide yer alan başyazısından ötürü İst. 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde TCK 159/1 Md.’den 1 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.

Atlas Gösteri, Azim Dağıtım Grubu ve Feza Film gibi sesli ve görüntülü yayın kuruluşlarında metin yazarı, senarist, seslendirme yönetmeni ve yapımcı olarak çalıştı. “Hudeybiye”, “Yıldızlar Gibi”, “Mekke’nin Fethi”, gibi çeşitli radyo tiyatroları ve film senaryoları kaset olarak yayınlandı. 1986’da ” Gece oyuncuları”, 1989’da “Tiyatrocular” topluluklarının kurucuları arasında yer aldı. Adı geçen topluluklarla, Çağrı Sahnesi ve Birlik Sanat’ta da profesyonel tiyatroculuk yaptı. “Zavallı Martı”, “Sanat Manat’a Karşı” (İbrahim Sadri ile birlikte) ve “Bir Melon Şapka” isimli oyunları sergilendi. İstanbul Radyo Pendik’te yayın yönetmenliği ve Günışığı FM’de Hafta içi her sabah ‘Gazeteleri Tarama’ programını hazırlayıp sundu. Bir süre serbest reji asistanlığı (yardımcı yönetmenlik) yaptı ve TGRT için çalıştı. 1993’te Kanal 6 Televizyonuna girdi. Burada metin yazarı, yapım ve program danışmanı, editör ve yönetmen olarak çeşitli birimlerde çalıştı.

Yeni Şafak Gazetesi’nin kurucuları arasındaydı. Aynı gazetede köşe yazarlığı yaptı. 16 Eylül 1995 günü “Şeriatçılar göreve” başlığıyla yayınlanan son yazısıyla Yeni Şafak’taki “Yerliler” köşesine veda etti.

Ezel Erverdi ile birlikte Haftalık Ülke dergisini kurdu. Derginin (30 Haziran – 6 Temmuz) tarihli 4. sayısında yer alan “Hiçbir şeye katılmıyorum, hiçbir şeye! Yürü git işine!” başlıklı yazısından dolayı tekrar TCK 159/1’den “Cumhuriyet’i Tahkir ve Tezyif Etmek” suçlamasıyla 2. Ağır Ceza’ya sevk edildi. Suç tekrarı ve önceki infazından dolayı 6 yıl 10 ay hapis cezası alma tehdidi altında yargılandı. 31/01/1997 günkü son duruşmada yaptığı savunmadan sonra savcının talebiyle beraat etti. Sinema ve Bilişim konularında çalışmak üzere ABD’ye gitti.

ABD’de sinema, dijital medya, özellikle bilişim teknolojisi konularında çalıştı. Pekçok dünyaca ünlü TV (E. W. Scripps gibi) dijital medya ve Silikon Vadisi’nin bilişim ve teknoloji firmalarında (Yahoo! gibi) mühendis ve yöneticilik (Director) ve teknolojiden sorumlu genel müdürlükler (CTO) yaptı.

1997’den beri yaşadığı ABD’den 2013 başında kesin dönüş yapmak üzere ülkesine döndü.

İlk kitabı “Mızraksız İlmihal” (roman) Mayıs 1993’te Vural Yayınları arasında çıktı.

http://mehmetefe.com/me/

Kitapları:

BURADAYIZ

HİÇBİR ŞEYE KATILMIYORUM, HİÇBİR ŞEYE…

MIZRAKSIZ İLMİHAL

Mehmet Efe Kitapları - Eserleri

  • Mızraksız İlmihal
  • Hiçbir Şeye Katılmıyorum Hiçbir Şeye...
  • Sürgünlerini Budayan Çınar
  • Buradayız

Mehmet Efe Alıntıları - Sözleri

  • - "... Çünkü sen, aşağı mahallenin yüzü Allah'a dönük bir çocuğusun. Çünkü sen yenilginin sembollerini kutsalın bellemiş, kavganın bitmediğini ilan edip duruyorsun. Bu yüzden yukarı mahalleyi en çok tehdit eden sensin. Çünkü senin fiyatın yok. Yüzünü birazcık yukarı mahalleye döndürmen için yılın altı ayında yukarı mahalleye kral olmana bile razı olurlar. Güneşi bir eline, ayı bir eline verebilmek için neler vermezlerdi! Diyorsun ki: Bu ülkede terörü olmayan tek şey İslâm'dır..." (Hiçbir Şeye Katılmıyorum Hiçbir Şeye...)
  • Ne istiyoruz biz? İnsanlardan, insanlar için ne istiyoruz? İnsanların yaşanmaya değer bulacağı ne var bizde? (Mızraksız İlmihal)
  • Gülümsemek,bir çiçek gibi açıyor yüzünde... (Mızraksız İlmihal)
  • Ölüm eski bir şeydir ama her insana yeni görünür. (Buradayız)
  • -Diyorsun ki: Burada yukarı mahallenin yarı resmi vurucu gücü olan ve bırakınız özlük haklarını, hukuksal olan her şeyin tepesinde ben yaptım oldu düzenbazlığı estiren bir medya terörü vardır. -Diyorsun ki: Bu ülkede bir laiklik, çağdaşlık, batılılaşma terörü vardır. -Diyorsun ki: Bu ülkede karakol, adliye, milli eğitim, kültür politikaları, vergi hatta sağlık terörü vardır. -Diyorsun ki: Bu ülkede beceriksiz, kişiliksiz, dirayetsiz, cesaretsiz, yetersiz kadroların neden olduğu bir gelecek korkusu terörü vardır. -Diyorsun ki: Onlar yeryüzünün efendisi bir milleti köleleştirdiler. Yukarı mahalle burada yeşermemiş, köksüz bir işgal komiserliğidir... -Evet evet bunları sık sık hatırlamakta yarar vardır. Zira yukarı mahallenin yürütücülerinde kesin bir vizyon egemenlik söz konusudur ve her fırsatı ganimet sayarak yürüttükleri örtbas, saptırma, unutturma, güvercin postu giymedir... Ama biliyorsun, unutmadın değil mi?.. Bütün bunlar en çok senin için icra ediliyor!.. (Hiçbir Şeye Katılmıyorum Hiçbir Şeye...)
  • Haber verme özgürlüğü, aslında nüfuz etme özgürlüğüdür. (Buradayız)
  • - "... En ucuz televizyon yorumcuları bile Cumhurbaşkanlığının on katı maaş almasının altında yatan taksim budur. Ve İslâmcı tepki, meşruiyet zemini "öteki"lerin tüm güçleriyle çabalamalarına rağmen mucizevî bir sabır ve metanetle korumayı başardın. Bunun üzerine devşirmeye karar verdiler seni! Bunun üzerine anlaşmakta bir sakınca görmüyorlar. Çünkü başında Peygamber yok ve yukarı mahallenin devşirme kondüsyonu da boş durmadı... En müsvedde yanlarını, en kompleksli yanlarını, en açgözlü yanlarını örgütleyip devşirdiler. Zaaflarını örgütleyip devşirdiler. Korkutulmuş yanlarını mahallelerine taşıyıp onlardan bekçi, korucu, ulak ve megafon yaptılar. Copları ve namluları ve manyetoları ve duvarları senin terinle boyuyorlar..." (Hiçbir Şeye Katılmıyorum Hiçbir Şeye...)
  • - "... Asıl çatışma: İslâmcı tepkiyle yani seninle yukarı mahalle arasındadır. Yani meşru zeminden yükselen tepkiyle, gayr-ı meşru egemenlerin arasında. Yukarı mahalle, hegemonyasını "payidar" kılmak için milletin yegane nefis müdafaası olan seni saf dışı bırakmak zorunda. Herhangi bir şekilde... Bir terörist olman için neler vermezlerdi!.." (Hiçbir Şeye Katılmıyorum Hiçbir Şeye...)
  • "... gömün beni değiştirmeden Doğulu olarak ölmek istiyorum ben." (Sezai Karakoç) (Sürgünlerini Budayan Çınar)
  • İdeoloji, görmek istememek ve duymak istememektir aynı zamanda. (Buradayız)
  • - "... Aşağı mahalle kurdukları üretme çiftliklerinde iğdiş edip örgütledikleri başkaldırıları senden devşirdikleriyle ezecekler şimdi. Çünkü yukarı mahalle kan ister! Tatbikat ister! Kondüsyon ister! “Her şey vatan için”dir... Vatansa onların ilelebet payidar olma düzlemidir. Şimdi senin müsveddelerine ilan ettiriyorlar: Huzur ve güvenin yalnız onlarla mümkün olduğunu, adaletin bir hayal olduğunu ve ülkenin bir müstemleke olduğunu... Ama bu onları meşru kılmayacak..." (Hiçbir Şeye Katılmıyorum Hiçbir Şeye...)
  • Size mutluluklar borçluyum, sevgili yenilgilerim! (Mızraksız İlmihal)
  • Hayatımızda renk yok. Hiçbir farklılığa tahammül edemiyoruz. Halbuki, ancak farklılıkların bir arada olabildiği birliktelikler yaşanmaya değerdir. (Mızraksız İlmihal)
  • aslında onunla tanışmamla başladı kendimle tanışmam (Mızraksız İlmihal)
  • - "... Çünkü bu ülkede en yaygın yegane toplumsal sözleşme alanı, en etkili asgari müşterek İslâm'dır. İşte bu yüzden yukarıdaki terör enflasyonuna karşı milletin iradesini seslendiren, salt çoğunluğun taleplerini yükselten bir “İslâmcı” tepki vardır. Yine bu yüzden en çok örtbas edilen ve kontrollerindeki devlet güçlerinin en çok aldırtıldığı olgu da bu yoğun çalışılan sokaklar da bu tepkinin boy verdiği sokaklardır..." (Hiçbir Şeye Katılmıyorum Hiçbir Şeye...)
  • ... cehennem insanlara revâ gördüklerimiz. Bağışla anlamayı zor sandığım günleri. (Sürgünlerini Budayan Çınar)
  • Sokrates'e ölüm cezasını veren yargıçları bilen ya da hatırlayan var mı? Bu sorunun cevabı, savunduklarının haklılığına inanan her insanı umutlandıracak tespitler içerir. (Buradayız)
  • ... duyuyorum toprağın yüreğinde akıyor bir durağı var, hüznün, henüz gelemediğim anneler saçlarını giderken bırakıyor. (Sürgünlerini Budayan Çınar)
  • - "Sesin hayatındır, yüzünü döndüğün kıble varoluşundur senin. Sessizliğin için neler vermezler! Sesini çıkarmazsan, bir süre daha işler yolunda gidecek. Terör ve namlular müsveddelerinle el ele oyunu sürdürmeye devam edecekler. Seçimini yap! Yoksulların, ezilenlerin, mağdurların, savunmasız bırakılmışların; hastanelere ve karakollara düşmekten, cehenneme düşmekten daha çok korkanların yanında olacaksın, değil mi? "Ölünü seviyorlar senin!", konuş ve yüzleş... Salavat getir, derin bir nefes al. Fetih Sûresi'ni oku. Sesini sakınmadan oku. Yalnız değilsin. Her şey, yüzünü dönük tuttuğunun planı dahilinde yürüyor. Çürüyen düşer, namlu patlar, su boğar, ateş yakar, İslâm yoluna devam eder. Senin için yukarı mahalle aşağılıktır... (Hiçbir Şeye Katılmıyorum Hiçbir Şeye...)
  • bir mültecidir kalbim; vatanı gözleriniz bilmezsiniz bilin diye söylüyorum biliniz siz ancak benimleyken tastamam güzelsiniz (Sürgünlerini Budayan Çınar)

Yorum Yaz