diorex
sampiyon

Mehmet Ali Bulut kimdir? Mehmet Ali Bulut kitapları ve sözleri

Türk Gazeteci ve Yazar Mehmet Ali Bulut hayatı araştırılıyor. Peki Mehmet Ali Bulut kimdir? Mehmet Ali Bulut aslen nerelidir? Mehmet Ali Bulut ne zaman, nerede doğdu? Mehmet Ali Bulut hayatta mı? İşte Mehmet Ali Bulut hayatı...

  • 19.04.2022 12:00
Mehmet Ali Bulut kimdir? Mehmet Ali Bulut kitapları ve sözleri
Türk Gazeteci ve Yazar Mehmet Ali Bulut edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mehmet Ali Bulut hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mehmet Ali Bulut hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mehmet Ali Bulut hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1954

Doğum Yeri: Kerküt, İslahiye, Gaziantep

Mehmet Ali Bulut kimdir?

1954’te Gaziantep’in İslayihe ilçesinin Kerküt köyünde doğdu. İlkokulu burada tamamladı. Gaziantep İmam Hatip Lisesini ve ardından Gaziantep Lisesini bitirdi.

1978 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nden mezun oldu.

Aynı Fakülte’nin Tarih Bölümünde doktora tezi hazırlamaya başladı.

1979 yılında Tercüman Gazetesi’ne girdi. Tercüman Kütüphanesinin kurulması ve kitapların tasnifinde görev aldı.

Bir çok kitap ve ansiklopedinin yazılmasına ve hazırlanmasına katkıda bulundu...

Daha sonra gazetenin, haber merkezi ve yurt haberlerinde çalıştı. Yurt Haberler Müdürü oldu. Köşe yazıları yazdı...

1991 yılında Haber koordinatörü olarak Ortadoğu Gazetesi’ne geçti. Bu gazete 5 yıl süreyle köşe yazarlığı yaptı. Yeni Sayfa ve Önce Vatan Gazetelerinde günlük yazıları ve araştırmaları yayınlandı.

1993 yılında haber editörü olarak İhlas Haber Ajansı’na girdi. Kısa bir süre sonra ajansın haber müdürlüğüne getirildi. Mahalli bir ajans konumundaki İhlas Haber Ajansı, onun haber müdürlüğü döneminde Türkiye’nin ve Ortodoğu’nun en büyük görüntülü haber ajansı konumuna yükseldi.

1997 yılında İHA’dan ayrılmak zorunda kaldı. Bir grup arkadaşıyla birlikte Veri Haber Ajansı’nı kurdu. Finansal sıkıntılardan dolayı Ajansı kapattı. 1999 yılında BRT Televizyonuna girdi. Haber editörü ve program yapımcısı olarak görev yaptı.

2001 Mayısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın danışmanlığına getirildi. 3 yıl bu görevde kaldı. Bir süre Ali Müfit Gürtuna’nın basın ve siyasi danışmanlığını yaptı. Turkuaz Hareket’in mentalitesinin oluşturulmasında büyük katkısı oldu.

Bugun Gazetesi Yurt Haberler müdürü olarak çalışan Bulut, emekli ve sürekli basın kartı hamilidir.

Eserleri:

Karakter Tahlilleri, Dört Halifenin Hayatı, Rüya Tabirleri, Asya’nın Ayak Sesleri Gazete yazılarından derlenmiş bir eser), Ansiklopedik İslam Sözlüğü, Türkçe Dualar gibi yayınlanmış eserleri, Gizemli Sorular, Ahkamsız Hükümler gibi yayınlanma aşamasında olan çeşitli eserleri bulunmaktadır.

Roman ve Hikaye:

Mehmet Ali Bulut’un Roman türünde yazılmış Fardihli Sinha, Derviş ile Sinha adında iki romanı ve aynı serinin devamı olarak Zu Nima ve Fardipli Sinha 2 ve Fardipli Sinha 3 tamlanma aşamasındadır.

Diğer çalışmaları:

Çeşitli dergilerde yayınlanmış çok sayıda makalesi, şiirleri bulunan Mehmet Ali Bulut son dönemdeki yazılarını sonsaniye.net ve haber7.com’da yayınlamaktadır. Bulut evli ve bir kızı vardır.

Mehmet Ali Bulut Kitapları - Eserleri

  • Can Boğazdan Çıkar
  • Ruhun Deşifresi
  • Elfabe
  • Fardipli Sinha
  • Ahirette 45 Gün
  • Derviş ve Sinha
  • Gizemli Sorular
  • Tanrının Halkının Allah ile Başı Dertte
  • Ey Rabbim Dualarımı Kabul Eyle
  • Ahkamsız Hükümler
  • Sofra Başı Sağlık Sohbetleri
  • Asya'nın Ayak Sesleri
  • İsrail Nereye Koşuyor?
  • Doğu Medeniyetinin Yeniden Yükselişi
  • Astroloji Ansiklopedisi

Mehmet Ali Bulut Alıntıları - Sözleri

  • Yıldızlar kadar çoğalma fikri, tüm zamanlarda Yahudilerin en temel amacı olmuştur. Ancak, hilecilik ve fırsatçılık yüzünden ve fırsatı ele geçirdiklerinde insafsızlığa yönelmeleri; peygamberlerini bile merhametsizce öldürmeleri yüzünden Allah onların üzerine zillet ve meskenet damgası vurdu. Kur'an bu hususta şöyle der: "Hani (Ey Yahudiler) siz bir vakit de demiştiniz ki: Ya Musa! Biz tek tür taama elbette sabredemeyiz. Bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği tere, hıyar, buğday, mercimek, soğandan bizim için de çıkarsın.' (Musa da) Demişti ki: 'Siz bayağı olan şeyi hayırlı olana tercih mi ediyorsunuz? Öyle ise bir kasabaya (kasabadan murat vaadedilmiş topraklardır) ininiz, sizin için istediğiniz şeyler (orada) vardır.' Bu zillet ve meskenetin bir boyutu da kadınlarının doğurganlıklarını yitirmesidir. Bugün her üç Yahudi kadından biri "hubur"dur. Hubur doğuramayan kadına verilen addır onlarda. Tarımda kullanılan "hibrit" kelimesi de ondan türetilmiştir. Tıpkı doğuramayan kadın gibi rüşeymi öldürülmüş tohumlar üreterek doğurgan toplumları kısırlaştırmaya çalışıyorlar. Ürettikleri her gıdanın içine üremeyi azaltacak veya kısırlaştıracak unsurlar koyuyorlar. Kendileri, nasıl olsa koşer dedikleri tamamen doğal gıdalardan başkasını yemedikleri için emniyetteler. Ama diğer toplumlar ahmaklıkları yüzünden tuzağa düşmekteler. Çünkü çoğu toplumun -bugün birçok Müslüman da o duruma gelmiştir- yeme içmede bir hassasiyeti yoktur. Yeni yeni oluşan bir helal gıda arayışı var. O noktada da en çok biz bizi kandırılıyoruz. Diğer insanlardan intikam alma cihetine gidiyorlar. Çünkü temel amaçları çoğalmak çoğalmak ve sonunda dünya krallığını kurmaktır. Ama bunu başaramadılar. Önce Hristiyan ümmeti onlara fırsat vermedi, sonra Müslümanlar. Onlar da şimdi her iki ümmetten intikam alıyorlar. Hem de gıda ve tohum üzerinden. Tipkı Kur'an'ın haber verdiği gibi... Siz onlara sorsanız, biz gıda yetmiyor, diye verimli tohumlar yapıyoruz, diyorlar ve inandırıyorlar da insanlığı. Halbuki onlar yaman birer insanlık düşmanıdırlar ki o tohumlar ve tabiatı değiştirilmiş sebzelerle, yani tabiatını bozdukları 'hars' ile dönüp nesli (ırkları ) bozuyorlar. Doğurganlığı yok ediyorlar. (Tanrının Halkının Allah ile Başı Dertte)
  • Yaşadığı hayatın geçici (fani) olduğunu hissettiği an, gerçeği (Hakk'ı) aramaya koyulur insan. (Derviş ve Sinha)
  • Bir Türk atasözünde de "Çok yeme ağacı diken adam, hastalık meyvesi toplar." denilmiş. (Can Boğazdan Çıkar)
  • Bugün çoğunuzun dinî bilgisi kulaktan dolma bilgiler, fakat herkes kendisini hüküm verecek kadar yetkin sanıyor. (Gizemli Sorular)
  • İnsan vücudu hastalanmamak üzere tasarlanmıştır. Ama fıtrata uygun biçimde yiyip içme alışkanlığını kaybeden insan , adeta onu kendi tercihleriyle zorla hasta eder . Böylece hastalık bir kader değil tercih olur. (Can Boğazdan Çıkar)
  • Bu çağ, insanlığın hiçbir döneminde görülmemiş fitneler ve cazibelerle dolu. Oysa iman ve inanç davası saflık gerektirir. (Gizemli Sorular)
  • Kur'an çok açık bir meydan okuyuşla İslam'ın tüm dinlerin üzerine hakim olacağını, tüm inananların Kur'an çatısı altında bir araya geleceğini zımnen haber vermiş. (Asya'nın Ayak Sesleri)
  • Ve sen, ey bekleyip duran; birileri gelip ortalığı düzeltsin de ben de düzeleyim diye bekleyen, daha çoook beklersin! Kalkıp önce sen kendinden başlasan düzeltmeye elin mi tutulur! (Ahkamsız Hükümler)
  • ... Umutla baktığınız ve umudunuzu kaybetmeden kurguladığınız bir gelecek de bir gün gerçekten sizin yaşadığınız bir gerçeğe dönüşür. (Ruhun Deşifresi)
  • El ve parmak yapılarımız ile yüz hatlarımız davranışlarımızı belirleyen genetik kodlar içerir... (Elfabe)
  • Kendine acıyana, giden sevgililer bile dönmez. Yeryüzünde kendine acıyan kadar zavallı bir kimse yoktur. (Ahirette 45 Gün)
  • Bizim ağacımızın meyvesi farklıydı. Tadı hâlâ damaklarda! Hatıraları hâlâ dillerde... Bizim toprağımızm son ağacı Osmanlı... (Gizemli Sorular)
  • Nice sabahı olamayan gecelere yatmış,nice akşamlarını görmeme ihtimali bulunan gündüzler geçirmişti. (Derviş ve Sinha)
  • Her işimizi Allah'a havale ettiğimiz için(!) başımız dertten kurtulmuyor. (Asya'nın Ayak Sesleri)
  • İyi bir el çizgisi yorumu için her iki elin de bütün ayrıntılarına dikkat edilmesi gerekir. Bazen bir elde görülen çizgi veya işaret, diğer elde görüleni geçersiz kılabilir.Sol el, yaratıcının insana bahşettiği bütün imkan ve yeteneklerin deposudur.Sağ el ise bu hazineden ne kadarını kullanabildiğiniz ve kullanabileceğimizi gösterir. (Tabi bu günlük yaşantısında sağ elini kullananlar içindir solak olanlar için ise durum tam tersi) (Elfabe)
  • Bilmek yetmiyor, hakkıyla inanmak gerekiyor! (Ahirette 45 Gün)
  • "Yetinme duygusu" yok olacak. Kişi ne kadar çok kazanırsa kazansın hep "daha çok, daha çok" diyecek. Bu açgözlülük, sizi acımasız canavarlara dönüştürecek. Böylece güçlünün çaresize sevgisi ve şefkati, çaresizin de güçlüye karşı saygısı yok olacak... (Gizemli Sorular)
  • Ben eski barbar, mutassıp ve vahşi batıyım. Bana işin düşerse benden merhamet bekleme (Asya'nın Ayak Sesleri)
  • ... Hristiyan cemaatinin önde gelenleri, Hz. Ömer'in (r.a.) kendi kiliselerinde de namaz kılmasını istediler. Ama Hz. Ömer (r.a.) bunu reddetti. Hristiyan ileri gelenleri, bundan incindiler. Hz. Ömer (r.a.) neden orada namaz kılmadığını izahını; "Eğer ben burada namaz kılarsam, ardından gelecek Müslümanlar burayı elinizden alıp namazgâh yaparlar. Bunu yap masınlar diye teklifinizi geri çevirdim." sözleriyle yapacaktı. İşte bugün üç dinin merkezi Kudüs'e Müslümanların gösterdiği saygı. (Tanrının Halkının Allah ile Başı Dertte)
  • Bir Allah'a itaatten kaçan Çağdaş (!) insan, sayısız mabudlar ve tanrılar icat etmiş.Tarihin hiçbir döneminde bu kadar alçaltılmamış olan kadın, aynı zamanda medeniyetin Tanrısı haline gelmiş, hayatın bütün felsefesi kadın cazibesi etrafında halkalanmış . Bunların hangisi baldırı çıplak Arap'ın cahillik eseri taptığı taşlardan daha az günahlıdır ? (Doğu Medeniyetinin Yeniden Yükselişi)

Yorum Yaz