diorex
dedas

Max Scheler kimdir? Max Scheler kitapları ve sözleri

Alman Filozof Max Scheler hayatı araştırılıyor. Peki Max Scheler kimdir? Max Scheler aslen nerelidir? Max Scheler ne zaman, nerede doğdu? Max Scheler hayatta mı? İşte Max Scheler hayatı... Max Scheler yaşıyor mu? Max Scheler ne zaman, nerede öldü?

  • 21.06.2023 00:00
Max Scheler kimdir? Max Scheler kitapları ve sözleri
Alman Filozof Max Scheler edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Max Scheler hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Max Scheler hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Max Scheler hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Max Ferdinand Scheler

Doğum Tarihi: 22 Ağustos 1874

Doğum Yeri: Münih, Almanya

Ölüm Tarihi: 19 Mayıs 1928

Ölüm Yeri: Frankfurt am Main, Almanya

Max Scheler kimdir?

Max Ferdinand Scheler (22 Ağustos 1874, Münih - 19 Mayıs 1928, Frankfurt), Alman filozoftur. Görüngübilim, etik ve felsefi antropoloji konularında yaptığı çalışmalarla tanınır.

Fenomenlerle ilk ilgilenen kişi olan Edmund Husserl'in görüşlerini geliştirmiştir. Daha sonra Papa II. Ioannes Paulus olacak olan Karol Wojtyla, 1954 yılında verdiği doktora tezinde, Max Scheler'in kuramını Hristiyan etiğine uyarlamıştır.

Kitapları

Etikte Biçimcilik ve Maddi Değer Etiği, 1921

Bilgi Biçimleri ve Toplum, 1926 (Die Wissensformen und die Gesellschaft)

İnsanın Kosmostaki Yeri, 1928 (Die Stellung des Menschen im Kosmos, tr. Ayraç y. 1998)

Hınç (Ressentiment, tr. Kanat y. 2004)

Max Scheler Kitapları - Eserleri

  • Pişmanlık ve Yeniden Doğuş
  • İnsanın Kosmostaki Yeri
  • Hınç
  • Utanç ve Tevazu Duyguları

Max Scheler Alıntıları - Sözleri

  • Utanç ya da tevazu güzelliğin bir vaadi olduklarından “güzeldirler”. (Utanç ve Tevazu Duyguları)
  • Ahlaki dünyada en devrimci kuvvet ütopyacılık değil pişmanlıktır. (Pişmanlık ve Yeniden Doğuş)
  • Zihin her zaman uzak diyarlara gitme eğilimindedir. (Hınç)
  • Hayat kendi başına artık orijinal bir fenomen değil, yalnızca mekanik ve zihinsel süreçlerin bir karmaşasıdır. (Hınç)
  • - "Utanç duygusunun biraz kaybolması ya da azalması, insan tipinin dejenerasyonu ile eşdeğerdir..." (Utanç ve Tevazu Duyguları)
  • …yine iftira ve karalama olaylarında da hınç sıklıkla büyük bir rol oynar. (Hınç)
  • "İnsan ya bir Tanrı'ya sahiptir ya da bir puta." (Hınç)
  • Soru, insanın kendini bilme, kendi varlığının ya da türünün temel ıralayıcılarını belirleme çabasının bir sonucu. (İnsanın Kosmostaki Yeri)
  • Hatta insanın bizzat kendi varlığı kendini şoke edebilir. (Pişmanlık ve Yeniden Doğuş)
  • Geleceğimiz sadece başımıza geleceklerden ibaret değildir. Benzer şekilde tabii ki maddesel gerçekliği gelecek kadar kolay değiştirilebilir olmasa da geçmişimizin hiçbir parçası anlam ve değer bakımından hakiki manasıyla değiştirilemez değildir. Bu anlam ve değer yaşamımızın bir bütün olarak kıymetiyle ilgilidir ve kendini yenilemeye her zaman açıktır. (Pişmanlık ve Yeniden Doğuş)
  • Pişmanlık fenomeni de bu genel düşünceler şemasında bir yere oturur. Pişmanlık geçmiş yaşamımızın bir yeniden ele alınması ve ona yepyeni bir anlam ve değer verilmesidir. Pişmanlığın "değiştirilemez" olanı manasızca bir değiştirme çabası olduğu söylenir. Fakat bizim argümarumiza göre yaşamda "değiştirilemez" hiçbir şey yoktur. Hatta sırf bu "manasız" çaba bile "değiştirilemeyeni" değiştirir ve pişman olunmuş eylem ya da davranışı bir yaşamın bütünlüğü içinde yeni bir yere oturtur, ona yeni bir yön verir. Çokları pişmanlığın absürt olduğunu söyler. Onlara göre pişmanken özgür olamayız zira her şey olması gerektiği gibi olmuştur. Ama bilmezler ki eğer pişman olamıyorsak özgür de olamayız. Eğer pişman olursak görürüz ki başlangıçta ahmakça eylemin koşulu sandığımız şeye, yani özgürlüğe, asıl şimdi gerçek anlamıyla kavuşuyoruz. Pişman olmadan önce bizi usanmadan kahreden o suç ve kötülük seli ve onun yarattığı karşı konulamayan, çığ gibi büyüyerek suçu hep artıran ve bizi sürekli baskılayan etkiler zincirinden işte asıl şimdi azade oluyoruz. (Pişmanlık ve Yeniden Doğuş)
  • “Utanç ya da tevazu güzelliğin bir vaadi olduklarından “güzeldirler” (Utanç ve Tevazu Duyguları)
  • Vicdanın heyecanlarında, onun tembihleri, tavsiyeleri ve suçlamalarında inancın manevi gözü her daim görünmez, ebedi bir yargıcın varlığının farkındadır. (Pişmanlık ve Yeniden Doğuş)
  • Kendisini doğanın dışına çıkarıp, "Ben neredeyim?", "Benim yerim neresidir?" diye soran bir varlık, artık "Ben, beni çevreleyen dünyanın bir parçasıyım" diyemez; çünkü onun tininin ve kişiliğinin o andaki varlığı, bu dünyanın üstündedir. (İnsanın Kosmostaki Yeri)
  • Utanç ya da tevazu güzelliğin bir vaadi olduklarından “güzeldirler”. (Utanç ve Tevazu Duyguları)
  • Platon siyasal toplumu (Politeiayı) oluşturan üç yana -yöneticiler, besleyiciler ve koruyuculara- koşut olarak, insandaki üç yanı a) bilen, hesaplayan yan, b) arzulayan yan ve c) bu ikisi arasında dengeyi sağlayan irade, isteme yanı olarak dile getirir (Platon, Devlet, 439d-442a). (İnsanın Kosmostaki Yeri)
  • İnsan, arzularından doğan cezalandırma korkusundan çok gurur ve kibir tarafından katılaşır. (Pişmanlık ve Yeniden Doğuş)
  • Kendisini doğanın dışına çıkarıp, "Ben neredeyim?", "Benim yerim neresidir?" diye soran bir varlık, artık "Ben, beni çevreleyen dünyanın bir parçasıyım" diyemez; çünkü onun tininin ve kişiliğinin o andaki varlığı, bu dünyanın üstündedir. (İnsanın Kosmostaki Yeri)
  • - "Kısaca: Utanç “sevginin vicdanıdır"..." (Utanç ve Tevazu Duyguları)
  • Böylece, haklı olarak denebi­lir ki, insan hayvandan daha eksik ya da daha fazla olabilir ama asla bir hayvan olamaz. (İnsanın Kosmostaki Yeri)

Yorum Yaz