akademi
diorex
Turkcella
ARTUKBEY

Mario Benedetti kimdir? Mario Benedetti kitapları ve sözleri

Uruguaylı Gazeteci, Yazar ve Şair Mario Benedetti hayatı araştırılıyor. Peki Mario Benedetti kimdir? Mario Benedetti aslen nerelidir? Mario Benedetti ne zaman, nerede doğdu? Mario Benedetti hayatta mı? İşte Mario Benedetti hayatı... Mario Benedetti yaşıyor mu? Mario Benedetti ne zaman, nerede öldü?

  • 01.08.2022 14:00
Mario Benedetti kimdir? Mario Benedetti kitapları ve sözleri
Uruguaylı Gazeteci, Yazar ve Şair Mario Benedetti edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mario Benedetti hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mario Benedetti hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mario Benedetti hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 14 Eylül 1920

Doğum Yeri: Tacuarembo

Ölüm Tarihi: 17 Mayıs 2009

Ölüm Yeri:

Mario Benedetti kimdir?

Latin Amerikanın en büyük yazarlarından biri olarak tanınan Benedetti, 14 Eylül 1920 tarihinde Tacuarembo'da doğdu. Benedetti, 70'li yıllarda Uruguay'ın askeri diktatörlükle yönetildiği dönemde Buenos Aires, Lima, Havana ve İspanya'da sürgünde yaşadı. Benedetti, sürgünün sona ermesinin ardından zamanın ın çoğunu Montevideo ve Madrid'te geçirdi.Çok sayıda şiiri ve romanı uluslararası ödül alan Benedetti'nin 1960'da basılan "The Truce" adlı kitabı 19 dile çevrilmişti.Mario Benedetti 17 Mayıs 2009 tarihinde Montevideo’daki evinde hayata gözlerini yumdu.

Mario Benedetti Kitapları - Eserleri

  • Aşk Kadınlar ve Hayat
  • Kırık Köşeli İlkbahar
  • Mola
  • Yıldızlar ve Sen
  • Edebiyat ve Devrim
  • Yaxın sahil

Mario Benedetti Alıntıları - Sözleri

  • Sanki zaman geçiyor ve ben hiçbir şey yapmıyorum ... (Mola)
  • Son nokta şu olmuş, felç geçirdiğinden ölmüyor , yalnızlıktan ölüyor. Doktorlar eğer zamanında bulunmuş olsaydı, kesinlikle şimdi hayatta olacağını söylemişler. Arkadaşları onu buldukla­rında baygın haldeymiş ama bu olayın en azından yirmi dört saat önce başına gelmiş olduğu sanılıyor. Bunu düşünmeye çalış­mak, hayal etmek, kımıldayamayan bir adamın düşünceleri, çok yıkıcı, çok acı ... (Kırık Köşeli İlkbahar)
  • İki sesin, çürümüş sessizliğindeydik ve bir öğleden sonra birbirimize bakıp birden, karşılıklı konuşmaya başladık. Sonrası kolay oldu. (Kırık Köşeli İlkbahar)
  • "Yaranın kanadığını hissettiğinde Sesinin titrediğini hissettiğinde Beni yanında say." (Aşk Kadınlar ve Hayat)
  • Par­maklıklar tam olarak olduklarından farklı bir şey olamazlar çünkü açık parmaklıklar ve kapalı parmaklıklar yoktur. Tam tersine bir kapı pek çok şeydir. Kapalı olduğunda bu kapanış­tır, yasaktır, sessizliktir, öfkedir. Açık olmuş olsaydı (teneffüs için değil, bir iş için de değil ya da yaptırım için de değil; kapa­lı olmasının pek çok başka nedenleri vardır herkes için) ger­çekliğin, sevgili insanların, sokakların, tatların, kokuların, seslerin, görüntülerin ve özgür olmanın teması ile gerçekliğin kurtarılmasını sağlayabilirdi. (Kırık Köşeli İlkbahar)
  • Seni sevmem lazım aşkım seni sevmem lazım isterse hep böyle iki taneymiş gibi acısın bu yara (Aşk Kadınlar ve Hayat)
  • Bir insana gerçeği söylemek ne çirkin bir şey; hele ki bu gerçek, kişinin sabahları daha yeni uyandığında kendi kendine yaptığı monologlarda, iyice açılıp büsbütün uyanmadan ve bütün gün başkalarının yüzüne bakacağı maskeyi takınmadan önce silinip ortadan kaldırılması gereken, son derece itici, kendine duyduğu öfkeyle dolu, acı acı saçmaladığı sözcükler arasında bile kendine söylemekten çekindiği gerçeklerden biriyse. (Mola)
  • Bazen kendimi ne bahtsız hissediyorum, o da sırf özlediğim şeyin ne olduğunu bile bilmediğimden.. (Mola)
  • Tanrıyı düşünüyorum bazen öyle çok da değil ama zamanını çalmak istemem hem zaten o uzakta ama sen yanımdasın şimdi keder içindeyim keder içindeyim ama seviyorum seni daha nice saatler geçecek biliyorum bir nehir gibi akıp sokaklar geçecek hep yanımda olan ağaçlar gökyüzü ve dostlar geçecek ama öyle şanslıyım ki seni seviyorum çok eskiden çocukken çok eskiden, her neyse boş ver basit bir tesadüftü zaten gözlerinde kaybolmak gibi tıpkı izin ver kaybolayım yine seviyorum seni seni seviyorum şükür ki. (Aşk Kadınlar ve Hayat)
  • Kendi kendime, bu ülkede olan milyonlarca insanın arasında, örneğin babamın olmamasının çok üzücü olduğunu söylüyorum. (Kırık Köşeli İlkbahar)
  • Doğrusu Tanrı’ya inanıp inanmadığımı bilmiyorum. Bazen düşünüyorum da eğer Tanrı varsa bu şüpheye soğuk bakmazdı. Nitekim onun (ya da O’nun?) bize verdiği özellikler —akıl, sağduyu, içgüdü— bizim açımızdan onun varlığından da yokluğundan da emin olmak için kâfi değil kesinlikle. İçimdeki bir sezgiye göre Tanrı’ya inanabilir ve haklı çıkabilirim ya da inanmayabilir ve yine haklı çıkabilirim. E ne yani? Belki de Tanrı bir krupiyenin ifadesiyle izlerken, ben kazanan kırmızıyken siyaha oynayan zavallı bir aptalımdır. (Mola)
  • ama ben biliyorum kim kimdir bu belirsizlik perdesinin arkasında biliyorum nerededir uçurum biliyorum tanrı nerede biliyorum nerede kalır ölüm biliyorum sen neredesin sis unutuş değildir peşin en yapılmış bir ertelemedir sadece umarım bu bekleyiş tüketmez düşlerimi umarım bu sis erişmez ciğerlerime (Aşk Kadınlar ve Hayat)
  • "Öylesine alışıksın bir yere varışlara ama o kadar değil sıra gelince ayrılışlara" (Aşk Kadınlar ve Hayat)
  • Dünyada yalnızların birbirleriyle anlaşamaması gibi genel bir kural olsa gerek. Ya da yalnızlar olarak hepimiz antipatik miyiz yoksa? (Mola)
  • Gelecek hakkında hemfikir olmaksızın zamanın geçip gitmesine izin vermek, her şeyin en kötüsüydü. (Kırık Köşeli İlkbahar)
  • aşk bir enginardır derdim ben git gide kaybeder tüm muammalarını sonunda sadece bir kaygı kalır elde bir umut bir güzel hayalet. (Aşk Kadınlar ve Hayat)
  • …özgürlüğünü kanıyla satın alan bu kıtaya, Latin Amerika’ya… (Kırık Köşeli İlkbahar)
  • Uykusuzluk, hafta sonlarımın vebası benim.. (Mola)
  • “Seni her gece okuyacak kadar çok seviyorum,en sevdiğim kitap gibi seni okumak istiyorum,satır satır,harf harf,boşluk boşluk…” (Yıldızlar ve Sen)
  • hadi canım hadi eğer tanrı kadın olsa muhtemelen biz agnostikler ve ateistler öyle başımıza hayır demek yerine hep birlikte evet derdik tüm kalbimizle (...) ah tanrım ah tanrım gerçekten kadınsan eğer ezelden beridir ve ebediyen ne güzel skandal olurdu bu ne talihli ne muhteşem ne imkansız ne mucizevi bir küfür. (Aşk Kadınlar ve Hayat)

Yorum Yaz