Lüset Kohen Fins kimdir? Lüset Kohen Fins kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Yazar Lüset Kohen Fins hayatı araştırılıyor. Peki Lüset Kohen Fins kimdir? Lüset Kohen Fins aslen nerelidir? Lüset Kohen Fins ne zaman, nerede doğdu? Lüset Kohen Fins hayatta mı? İşte Lüset Kohen Fins hayatı...

Yazar Lüset Kohen Fins edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Lüset Kohen Fins hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Lüset Kohen Fins hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Lüset Kohen Fins hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1970

Doğum Yeri: İstanbul

Lüset Kohen Fins kimdir?

1970 İstanbul doğumlu Lüset Kohen Fins, 1997-2009 yılları arasında yayınladığı City Plus Istanbul dergisinin ardından çalışmalarına Amerika'da devam etti. New York'ta NYC Food & Mood adlı yüksek tirajlı bir kültür-sanat dergisini hayata geçirdikten sonra Türkiye'nin yurt dışı tanıtımlarında aktif görev aldı. On Derin Ayak İzi adlı 518 sayfalık ilk romanını İngilizce olarak yazan ve kitabı bizzat kendisi Türkçe'ye çevirerek Türk okuyucularla buluşturan Lüset Kohen Fins, bu kitabıyla 2013'te Uluslararası HarperCollins Authonomy altın madalya ödülünü kazandı. İkinci romanı Enginar Mevsimi'ni 2015'te çıkardı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin desteğiyle kurulan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali danışma kurulu üyesi olan Fins, Bilgi Çağında İletişim ve Yeni Nesil İş Hayatı gibi birçok özgün projeye ev sahipliği yapmaktadır ve çağdaş Türk edebiyatına yeni yetenekler kazandırmak amacıyla 2014'te Yaratıcı Yazarlık Atölyesi'ni kurmuştur.

Lüset Kohen Fins Kitapları - Eserleri

  • Enginar Mevsimi
  • Şarlatan
  • Kor Sancısı
  • Hasta Bakıcı
  • On Derin Ayak İzi
  • Dahil

Lüset Kohen Fins Alıntıları - Sözleri

  • Hayatın boyunca karşına çıkan her türlü zorluğun üstesinden geldin. Ve unutma ki her seferinde ayakta kalmayı başardın. (On Derin Ayak İzi)
  • İnsan hayal etmekte zorluk çektiği şeylerden korkar (Şarlatan)
  • Boşluklar için boş yere dertlenmeye gerek yokmuş çünkü evrende boşluk yokmuş ve “gerçek anlamda” boşalan tek bir nokta dahi, zamanı gelince bir başka noktayla doldurulurmuş. (Kor Sancısı)
  • "Keşke günahlarımız da gözyaşlarımız gibi elimizin tersiyle silinebilseydi." (Kor Sancısı)
  • “İnsan galiba aklını susturamadığı için insan sıfatı taşıyan bir varlık; düşüncelerinden utansa da düşünmeye devam ediyor.” (Hasta Bakıcı)
  • Seni tanımadan önce yalnızlığın bu kadar korkutucu olduğunu anlayamazdım.. (Dahil)
  • İnsanoğlu henüz hamken sert ve hoşgörüsüz oluyor, ta ki çeşitliliği kucaklayıp, kendinden farklı olanı artık istese bile "öteki" olarak algılayamadığı bir olgunlaşma evresine girene kadar.... (On Derin Ayak İzi)
  • Ve bir şey daha anladım ki şikayet etmek insanı hayat yolunda geri itiyor. Ne bileyim, eskiden arkadaşlarımla dertleşmek beni çok rahatlatırdı, oysa şimdi sıkıntılarımdan bahsetmek beni sadece yoruyor. (Enginar Mevsimi)
  • "Bazı insanlar soğan gibidir; yaklaştıkça gözyaşı döktürürler insana. Yaratılışları icabı esanslı bir frekans yayarlar etrafa, bundan dolayı varlıkları hemen fark edilse de kimilerine rahatsızlık verirler çok fena. Esas lezzetleri diğer malzemelerle kaynaştıklarında ortaya çıkar, herkes beni sevsin derdinde değillerdir, sifa içlerinden gelir, istenmedikleri oyunda da asla oynamazlar." (Kor Sancısı)
  • Neye dahilsek karşımıza o frekanstan kapılar açılır" (Dahil)
  • "Beyin ile kalp, anlaşamayan üvey kardeşler gibidir, biri cimrilik yaparken diğeri bize cömert davranır çünkü amaçları bizi her an seçim yapmaya zorlamaktır. Hayatı zorlaştıran bazen diğer insanlar olsa da, insanı kahreden çoğu zaman yanlış seçeneğe harcanan zamandır. Doğru seçenek ise sadece bizim işimize gelen değil, değer verdiğimiz diğer kişileri de iyileştirebilecek olandır." (Kor Sancısı)
  • Unutma, belki de sana dayatılan tüm bilgiler bir başka yorumcunun sana oynadığı bir akıl oyunundan ibarettir. Bir tek şahsi gözlemlerinle edindiğin sonuçları dikkate al. (Şarlatan)
  • “Yapmak istemediğim ve katlandığım için bana acı veren bir şeyden, kendimi küçük ve değersiz hissettiren herkesten uzaklaşmak istiyorum.” (Hasta Bakıcı)
  • "Hayatta hiçbirşeye şaşırmadığın gün artık büyüdün demektir" (Dahil)
  • Ağlamak bazen en güçlülerin bile savunma kalkanıdır,zayıflık değildir. (Şarlatan)
  • Hayatın işleyiş şekli, özü ve iskeleti aslında herkes için aynı. Farklı olan sadece üzerine döşenmiş olan hikâyeler... (On Derin Ayak İzi)
  • O gün ciğerlerimize dolan yapışkan hava,meğer ıslak ve kederli bir günün habercisiymiş.Dünyadaki tüm kuşlar birbirlerinden habersiz yarattıkları dünyalarında iş başındayken biz nasıl da korkunç bir yalnızlığa gömülmüştük.İşte o gün, birlikte mutlu bir dünya kurma olasılığımızı bilmeden almışız elimizden. (Dahil)
  • “Kendi elimi yakmaktansa, hep eli yanmış diğer insanların tecrübelerinden kendime bir pay çıkarttım.” (Hasta Bakıcı)
  • Birinci Derin Ayak İzi: Her insan farklı meziyetlere sahiptir, iyi huyları olduğu kadar zaafları da vardır. Hislerimizin kölesi olmadan hayatla başa çıkma sanatını öğrenmek, evrimimizi daha kolay değil ama daha bilinçli yaşamamızı sağlar. İkinci Derin Ayak İzi: Hayata ve kendime artı bir şeyler katmak istiyorsam, adı üstünde; çoğul düşünmeliyim. Bakış açımı çeşitlendiremezsem ilerleme kaydedemem. Üçüncü Derin Ayak İzi: Endişe, faydası olmayan kararlar almamızı kolaylaştırıran, ruhu ele geçirme potansiyeline sahip sinsi bir virüstür. Kadim dostları şüphe ve korkuyla her daim iyi geçinir. Barınacak uygun bir yuva bulduğunda da kendini öfke, inkâr, tutarsızlık ve ümitsizlik olarak gösterir. Panzehiri neşe ve sabır gibi gözükse de ancak mantık ve tedbirle önü kesilebilir. Dördüncü Derin Ayak İzi: İnançlar ve alışkanlıklar yaşarken edinilir, hiç kimse anasının karnından profesör, madde bağımlısı veya aziz olarak çıkmaz. Beşinci Derin Ayak İzi: Hayatın, ya kazan ya da iskala formülüyle yürüyen keskin hatlara sahip bir yol olmaması ümit verici bir durumdur. Çünkü ölüm ve elimizde olmayan değişimler hâricindeki her şeyin yönü bize bırakılmıştır. Altıncı Derin Ayak İzi: Üzülmek ruhta tahribata yol açıyorsa, çoşkuya fren basmak da öz benliği zedeliyor. Yedinci Derin Ayak İzi: Hayatta tesadüf diye bir şey yoktur, Çünkü her şey olasılıklar dâhilinde gerçekleşir. Bu olasılıklar bizim kavrayabileceğimizden daha çeşitli ve karmaşık gibi görünseler de, ki öyledir, çoğu zaman bize küçük veya büyük bir öğreti sunmak için İlahi Sistem tarafından kurgulanmışlardır. Sekizinci Derin Ayak İzi: Cesurca verilmiş bir karara, doğru zamanlama eşlik ederse, gelecek güvenle bakılması gereken bir oluşuma dönüşür. Burada unutulmaması gereken en önemli nokta, ölümlü olduğumuzu aklımızdan hiç çıkarmadan hareket edebilmektir. Dokuzuncu Derin Ayak İzi: Tam ‘hayatla ilgili birçok temel bilgi ve donanıma sahip oldum, sırtım yere gelmez artık’ dediğimiz bir anda, hayat bizi bambaşka ve bilinmedik yeni bir deneyimin ortasına sürükler. Onuncu Derin Ayak İzi: Evrensel sistemin yargılama mekanizması bizi ne düşündüğümüzden ziyade ne yaptığımızla değerlendiriyor. Bu dünyada yaptığımız iyi veya kötü her şeyden sadece biz sorumluyuz, şartlar değil. (On Derin Ayak İzi)
  • Kelimelerin gücü vardır,ne düşünürsen onu yaşarsın (Şarlatan)