Lev Nikolayeviç Gumilev kimdir? Lev Nikolayeviç Gumilev kitapları ve sözleri

Rus Tarihçi Lev Nikolayeviç Gumilev hayatı araştırılıyor. Peki Lev Nikolayeviç Gumilev kimdir? Lev Nikolayeviç Gumilev aslen nerelidir? Lev Nikolayeviç Gumilev ne zaman, nerede doğdu? Lev Nikolayeviç Gumilev hayatta mı? İşte Lev Nikolayeviç Gumilev hayatı... Lev Nikolayeviç Gumilev yaşıyor mu? Lev Nikolayeviç Gumilev ne zaman, nerede öldü?

Rus Tarihçi Lev Nikolayeviç Gumilev edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Lev Nikolayeviç Gumilev hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Lev Nikolayeviç Gumilev hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Lev Nikolayeviç Gumilev hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Lev Nikolayeviç Gumilëv

Doğum Tarihi: 1 Ekim 1912

Doğum Yeri: St. Petersburg, Rusya

Ölüm Tarihi: 15 Haziran 1992

Ölüm Yeri: St. Petersburg, Rusya

Lev Nikolayeviç Gumilev kimdir?

Lev Nikolayeviç Gumilëv (Rusça: Лев Никола́евич Гумилёв) (1 Ekim 1912, St. Petersburg – 15 Haziran 1992, St. Petersburg), Lev Gumilëv olarak bilinen, Rus tarihçi. Etnik grupların oluşması ve sonlanması ile ilgili alışılagelmişin dışında düşüncelerle Neo Avrasyacılık olarak bilinen politik ve kültürel hareketlerin yükselişiyle ilgili saptamalarda bulundu.

İkisi de tanınmış şair olan Nikolay Gumilyov ve Anna Akhmatova'nın oğlu olarak St. Petersburg'da doğdu. Lev 7 yaşındayken boşandılar. Babası anti bolşevik hareketlerinden dolayı öldürüldüğünde sadece 9 yaşındaydı.1930'lı yıllarda annesinin hükümetle olan sorunları yüzünden Leningrad Üniversitesi'nden çıkartıldı ve gençliğinin büyük bölümünü geçirdiği, 1938'den 1956'ya kadar, Gulaglara gönderilmek üzre sınır dışı edildi. Daha sonra Kızıl Ordu'ya girdi ve Berlin Muharebesi'ne katıldı. Güvenli birşekilde ordudan ayrılmasını sağlamak için annesi Anna Ahmatova zoraki olarak Stalin'e övgü dolu yayınlar yaptıysa da, başarı sağlayamadı. İlişkileri gerginkaldı, gençliğinde yaşadığı sorunlar için annesini suçladı. 1935 ile 1949 yılları arasında üç kez tutuklanmış ve üçüncüsünde 10 yıla mahkûm edilmişken;1956 yılında Stalin'in çıkardığı 'çocuk ebeveyninin hatasından sorumlu değildir' kararıyla tahliye edilebilmiştir.

Stalin'in ölümünden sonra Hermitage Müzesi'ne girdi, müdürü Mikhail Artamonov rehberi olarak Onu takdir ediyordu. Artamonov'un direktörlüğünde Hazar çalışmaları yapıp, bozkır insanlarıyla ilgilendi. 1960yılında Leningrad Üniversitesi'nde konferanslara başladı. İki yıl sonra Eski Türkler ile ilgili doktora tezini yaptı. 1960'lı yıllardan sonra, Coğrafya enstitüsünde bu sefer konusu Coğrafya olan başka bir doktora tezi hazırladı. 1986 yılında emekli oldu.

Onun fikirlerinin, Sovyetlere ait resmi doktrin ile geri çevirilmesine ve monografilerinin çoğunun yayınlanmasının yasak olmasına rağmen, Gumilyov özellikle Perestroyka yıllarında ilgi çekmeyi başardı. Popülaritesinin bir göstergesi olarak, Kazakisan başkanı Nursultan Nazarbayev,yeni Kazak başkenti Astana'da tam sarayının karşısına Lev Gumilyov Avrasya Üniversitesi'ni inşa ettirdi.

Ölümünden sonra Rusya'da adına; 'Gumilyov Dünyası Vakfı' adında bir vakıf kurulmuş ve bütün eserleri yeniden yayınlanmıştır.

Lev Nikolayeviç Gumilev Kitapları - Eserleri

  • Hunlar
  • Eski Türkler
  • Etnogenez - Halkların Şekillenişi Yükseliş ve Düşüşleri
  • Hazar Çevresinde Bin Yıl
  • Muhayyel Hükümdarlığın İzinde
  • Eski Ruslar ve Büyük Bozkır Halkları 1. Cilt
  • Eski Ruslar ve Büyük Bozkır Halkları 2. Cilt
  • Son ve Yeniden Başlangıç
  • Avrasyadan Makaleler 1
  • Bütün Türk Halkları

Lev Nikolayeviç Gumilev Alıntıları - Sözleri

  • Tarih, insanlığın akranıdır; dolayısıyla insanlık varolduğu sürece onun da başlangıç ve sonu yoktur. Eğer böyleyse onu hakkıyla öğrenebilmek mümkün olamaz. Çünkü öğrenmek, belli bir çerçeve için de geçen olayların benzerlik ve farklarını, bunların birbirleriyle olan dahili münasebetlerini inceleyip, kıyaslamak suretiyle olur. Eğer olay tekse, o takdirde onu herhangi bir şeyle kıyaslayamayız. Olayları sonsuz şekilde sıralayabiliriz ama onları hafsalarımız kavrayamayabilir ve esasen böyle bir şey mümkün de değildir. (Hunlar)
  • Separatist eğilimlere rıza göstermekle çatırdamaya başlamış olan devlet asla yok olmaktan kurtulamazdı. (Eski Türkler)
  • Moğolların bu dini, diğer pek çok dini de şekillendiren, dış dünyanın tabiat; iç dünyanın ise insan ruhu olduğu fikrine istinat ediyordu. (Muhayyel Hükümdarlığın İzinde)
  • Genel bir kural olarak insanlık tarihi değişik varyantlar nazar-ı itibara alınmadan incelenemez. (Eski Türkler)
  • Ama artık katı, fakat mantıklı bir hüküm yürütebiliriz. Avrupalı evolüstyonistlerin medenileşme dedikleri şeye bizim ‘’etnogenezin atalet safhası’’ dememiz ne çirkindir ne de gelişime terstir. Sanırım her şeyin bir bedeli vardır. Ve atalet safhasının yaşandığı her yerde, medeniyet kendi oturduğu dalı kesmiştir. Dolayısıyla hiçbir tarihçi veya coğrafyacının hakkında iyi şeyler söylemeyeceği bir sonraki safhanın gelişi kaçınılmazdır (Son ve Yeniden Başlangıç)
  • Ku-shan kuşatması sırasında kuyular kazan Ta-chin'li mühendislerin kimler olduğunu bilmiyoruz. Büyük bir ihtimalle bunlar, Çinliler'le Batı dünyasından uzak bir yerde burun buruna gelen ve her yere burnunu sokan Yunanlı vatandaşlardı. (Hunlar)
  • Allah'tan bu arada Çinli güzel kızların bahtıntan yukarıda sözünü ettiğimiz yamyam da fazla geç olmadan 337'de ölmüştü. (Hunlar)
  • Araplar ‘da kendi terimleri azdı ve çoğunu Farsçadan olmak üzere yabancı dillerden almışlardı. Farsçadaki ‘’tac’’ kelimesinden de ‘’taclı savaşçı’’ anlamına gelen ‘’tacik’’ sözcüğü türetilmişti. Böylece Arapların ve Soğdiyanalı kadınların torunları Tacik diye anılmaya başlandı (Son ve Yeniden Başlangıç)
  • Mesela VI-VII. yüzyıllarda Bizans ve İran, sağlam sistemlerdi; fakat bu ikisi arasındaki Araplarla meskun sınır bölgesi, onların faaliyetlerinden etkilenmişti. Passioner itki Arapları öyle bir çalkaladı ki, Muhammed’in taraftarı olan bir grup(konsorsiyum) sivrilip çıktı. Dört nesil sonra ortaya önce bir etnos, arkasından Hindistan ve Pamir’den Loire’a kadar uzanan bir süper-etnos(ümmet) teşekkül etti (Son ve Yeniden Başlangıç)
  • Düşmanlarımız çevremizi kuzgunlar gibi sarmışlardı ve biz onlar için leş idik. (Eski Türkler)
  • Bütün Asya'yı içine alan bir imparatorluk kurmak isteyen Tang yöneticilerinin batıdan gelen Budizm, Hıristiyanlık ve hatta Maniheizm gibi batıdan gelen bütün dinleri seve seve desteklediklerini hatırlayalım. (Muhayyel Hükümdarlığın İzinde)
  • Insanlar çoğu kez ciddi olarak zannederlerki , mazi, o derinliğe rağmen, tekrarı imkansız bir şekilde geride kalmıştır; o sebepten bugün için hiçbir anlamı yoktur ve hele gelecekte hiç bir yeri olmayacaktır. (Hazar Çevresinde Bin Yıl)
  • Mitraizmin ana teması; Gök ile Yer’in diğer tüm tanrıları yönetmesidir. Ayrıca su ve toprak ana bu dinde çok mühim bir yer işgal etmektedir. (Muhayyel Hükümdarlığın İzinde)
  • Avrupa, Anadolu ve Yakındoğu haritasında en başarılı ve karlı devlet Bizans’tı. Onlar, Moğolları tahrik ederek Anadolu Selçuklularının memleketini istila ettirmişler; bu fırsattan istifade ederek, İznik’ten çıkıp Balkan coğrafyasını tekrar hakimiyete almış ve akabinde, 1261 tarihinde Konstantinopol’ü ele geçirmişlerdir. (Muhayyel Hükümdarlığın İzinde)
  • Gelecek, incelenmek ve ulashilmak icin tespit edilen problem ve hedeflerle alakalidir. (Hazar Çevresinde Bin Yıl)
  • ). Fakat ihtiras, işkence görenlerin ve kurbanların kanlarıyla bastırılıyordu (Son ve Yeniden Başlangıç)
  • Yeni imparator Li-sih yüan, kültürsüz ve korkaktı. Türk karakterine yakışmayacak şekilde, zeki ve mert biri değildi. (Muhayyel Hükümdarlığın İzinde)
  • Çünkü büyük İpek Yolu üzerindeki iki bin kilometrelik mesafe, kervansaraylar sayesinde ulaklar için pek de yıldırıcı olmadığından haberleşmede güçlük yaşanmıyordu. (Eski Türkler)
  • Toplanan tüm bilgi yekünü, bir profesyonelin, yani tahmin edeceğiniz gibi, organik kimyayla ilgili bir problemi çözmekten daha kolay olduğunu zannederek insanlık tarihi konusunda ahkam kesmeyi seven bir amatörün değil, eğitimli birinin bilgi düzeyine daha yakın olacaktır (Etnogenez - Halkların Şekillenişi Yükseliş ve Düşüşleri)
  • Lüks gösterisiyle kimse kandırılamazdı ve para ile satın alınan dostluklar da sağlam olamazdı. (Eski Türkler)