Lale Müldür kimdir? Lale Müldür kitapları ve sözleri
Türk Şair ve Yazar Lale Müldür hayatı araştırılıyor. Peki Lale Müldür kimdir? Lale Müldür aslen nerelidir? Lale Müldür ne zaman, nerede doğdu? Lale Müldür hayatta mı? İşte Lale Müldür hayatı...

Doğum Tarihi: 1956
Doğum Yeri: Aydın
Lale Müldür kimdir?
1956'da Aydın'da doğdu. Liseyi Robert Kolej’de bitirdi. Şiir bursu alarak Floransa’ya gitti. Türkiye’ye dönerek birer yıl ODTÜ Elektronik ve Ekonomi bölümlerine devam etti. 1977’de İngiltere’ye gitti: Manchester Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden lisansını, Essex Üniversitesi Edebiyat Sosyolojisi Bölümü’nden master derecesini aldı. 1983-1987 yılları arasında Brüksel’de yaşadı: Ressam Patrick Clays ile on iki yıl evli kaldı. 14 Aralık 2002’de beyin kanaması geçirdi, iki ay hastanede yattı.
İlk şiirleri 1980’de Yazı ve Yeni İnsan dergilerinde çıktı. Gösteri, Defter, Şiir Atı, Oluşum, Mor Köpük, Yönelişler, Sombahar ve kitap-lık dergilerinde birçok şiir ve yazısı yayımlandı. Bir dönem Radikal gazetesinde yazdı. Şiirlerinden bazıları (“Destina”, Yeni Türkü) bestelendi ve filmlerde kullanıldı. Şiirlerinden bir seçki Water Music adıyla Dublin’de (Poetry Ireland, 1998), Fransız ressam Colette Deblé’nin resimleri üzerine yazdığı şiirler Fransızca olarak Ainsi parle la Fille de pluie (Yağmur Kızı Böyle Diyor) adıyla Fransız Enstitüsü’nde, 2008’de ise Donny Smith’in çevirdiği yine bir seçme şiirler kitabı (I Too Went To The Hunt Of A Deer) Türkiye’de yayımlandı. Yurt dışındaki birçok toplantıda Türkiye’yi temsil etti; Amerika’da yayımlanan Türk şiiri antolojisinde “80’lerde başlayan krizi aşan bir şair” olarak anıldı. Ultra-Zone’da Ultrason ile 2007 Altın Portakal Şiir Ödülü’nü aldı.
Lale Müldür Kitapları - Eserleri
- Buhurumeryem
- Anemon /
- Saatler / Geyikler
- Kuzey Defterleri
- Anne, Ben Barbar mıyım?
- Apokalips / Amonyak
- Tehlikeliydi Biliyordum
- Bizansiyya
- Leonardo
- Seriler Kitabı
- Siyah Sistanbul
- Yağmur Kızı Böyle Diyor
- Güneş Tutulması 1999
- Ultra-Zone'da Ultrason
- Haller Leyla
- Anne’ye Ayetler
- Divanü Lûgat-it-Türk
- Voyıcır 2
- Alnımdan Fırlayan Bir Kartal
- Uzak Fırtına
- Medine ve Kavun Likörü
Lale Müldür Alıntıları - Sözleri
- garip nasıl da benziyor gün uzun donduran bir yağmura aşk gittiği zaman (Tehlikeliydi Biliyordum)
- kendimi vahşi bir hayvanı izler gibi izledim. bir ses "madem bu kadar güzelsin" dedi, "niçin kendini yaralıyorsun?" (Divanü Lûgat-it-Türk)
- ..kölelerinden say beni aklımla seni izlediğim için. (Kuzey Defterleri)
- Yaraların iyileşmesi isteniyorsa, yaralayan yay ele geçirilmeli. Çünkü arp kırıksa, kırılmışsa, bir akor titreşir ve ağlar... (Anne, Ben Barbar mıyım?)
- Öyle sakin, sükunet-i ahenkle duruyordun ki sen Leonardo... Ay işığı damlamış gibiydi üzerine (Leonardo)
- kalbinden küçük atlarını söküp atacağım, küçük şair, ellerinin işlerini ellerine anlatacağım. (Kuzey Defterleri)
- “Uyu benim yalnızlığım gözler uçuşan şeylerle doludur. Hava uzaklaşan kaçan şeylerle. Uyu benim yalnızlığım hiç örtme kapıları Biliyorsun ki sevilen şeyler nasıl olsa uzaklaşıp gidecekler. Anılar da öyle bir gölün kıyısından geçip gidiyorsun da sanki Dokunulmuyor bile gölün sessizliğine Göl anlamaz sessiz geçişleri onun olmayan sesleri Uyu benim yalnız gözüm , gözler terkedilen şeylerle doludur.” (Kuzey Defterleri)
- oysa bizim yok onlara verebilecek birşeyimiz gereksiz birkaç açıklama dışında (Seriler Kitabı)
- Ölen anlamlar değil... Anlam fazlalıkları... (Bizansiyya)
- önce güzel bir dünya öldü sonra güzel dünya düşleri (Anemon /)
- Milyonlarca insan... paramparça yüreğim benim. Ah, yapraklar, yapraklar... (Leonardo)
- Âşığım desem de yalan, değilim desem de. Tanrı tanıktır ki aslını anlamadım. Dedim Ya açıklanamayan şeylerin merkezi bu kitap. Merkeze yaklaştıkça da aşk çoğalıyor ya da yokoluyor. Tanrı tanıktır ki aslını anlamadım. (Apokalips / Amonyak)
- ah ne biçim ne biçim ağlatıyorsun beni Rimbaud... ah ne yakışıklı bir öldürgensin sen Rimbaud... (Apokalips / Amonyak)
- BEN SENİNLE DİLSİZ KALMAKTAN HOŞLANlYORUM (Buhurumeryem)
- Düş gören birisinin düşlediği bir düşüm ben diyorum inanmıyorlar ... (Seriler Kitabı)
- Şu anda garip bir noktada duruyorum. İyi bir insan olmak ve iyi bir şair olmak arasında bir gerilim. Doğruyu buldum, doğru şudur dediğim anda belki Nirvana'ya ulaşıyorum ama yaratıcılığım bitiyor. Çünkü Nirvana kelime anlamıyla da aklın evrilip çevrilmelerinin bittiği yer demek. Şairlere ise daha çok 'Cennette kul olmaktansa, cehennemde hüküm sürmek yeğdir' diyen Milton'un Satan (Şeytan) rolü yakışıyor. (Anne, Ben Barbar mıyım?)
- Unutmuşum başka bir sendi. Ben ölüyordum Tropiko. Unutuşun beyaz romansıyla ölüyordum. Söyleyecek başka şeyim yok artık. Unutmak istemiyordum oysa. Güzel kalan yaralarda var çünkü... (Alnımdan Fırlayan Bir Kartal)
- Seni hatırlamamak mı daha üzücü Hatırlamak mı? (Ultra-Zone'da Ultrason)
- Kafka der ki insan Giz'i çözdüğü zaman her şey değişecekmiş sanır ama hiçbir şey değişmez. Yaşam olanca sıradanlığıyla devam eder. (Buhurumeryem)
- beyaz terliklerimle çıkmışım Cuma günü Cuma namazına Afrika dahil (Siyah Sistanbul)