Kay Redfield Jamison kimdir? Kay Redfield Jamison kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Psikolog, Yazar Kay Redfield Jamison hayatı araştırılıyor. Peki Kay Redfield Jamison kimdir? Kay Redfield Jamison aslen nerelidir? Kay Redfield Jamison ne zaman, nerede doğdu? Kay Redfield Jamison hayatta mı? İşte Kay Redfield Jamison hayatı...

Psikolog, Yazar Kay Redfield Jamison edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Kay Redfield Jamison hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Kay Redfield Jamison hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Kay Redfield Jamison hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 22 Haziran 1946

Doğum Yeri: Amerika Birleşik Devletleri

Kay Redfield Jamison kimdir?

Kay Redfield Jamison, Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde psikiyatri profesörü ve İskoçya’daki St. Andrews Üniversitesi’nde fahri İngilizce profesörüdür. Ülkesinde satış rekorları kıran An Unquiet Mind: A Memoir of Moods and Madness [Durulmayan Bir Kafa: Bir Delilik ve Duygudurum Güncesi, çev.: Pınar Kür, Oğlak Yay., 1996] kitabının yazarı ve manik depresif hastalık hakkında genel kabul gören tıbbi bir metnin yazarlarından biridir. Touched with Fire: Manic-Depressive Illness and the Artistic Temperament kitabının yanı sıra ruh hali bozuklukları, psikoterapi, psikofarmakoloji ve intihar hakkında yüzden fazla bilimsel makalesi vardır. Los Angeles, Kaliforniya Üniversitesi Duygulanım Bozuklukları Kliniği eski direktörü Dr. Jamison, Amerikan İntiharı Önleme Vakfı Araştırma Ödülü dahil birçok ulusal ve uluslararası ödülün sahibidir. Halen Ulusal Sağlık Kurumu’nda hekim ve bilim adamı olan eşi Richard Wyatt ile birlikte Washington’da yaşamaktadır.

Kay Redfield Jamison Kitapları - Eserleri

  • Durulmayan Bir Kafa
  • Erken Çöken Karanlık

Kay Redfield Jamison Alıntıları - Sözleri

  • Babam bir şeye merak saldı mı sanki büyüye kapılırdı; coşkulu, esprili, hemen her şeyle ilgilenen, doğanın güzelliklerini derin bir keyif ve orijinallikle betimleyebilen bir kişiydi. (Durulmayan Bir Kafa)
  • Aldanıp içimi döktüm onlara ben. Dökülene basıp geçtiler. (Durulmayan Bir Kafa)
  • Bir günün sonunda tedirginlik sarar insanı, ya da üstüne kasvet yığılır, ya da güçlü inançlar baş gösterir ya da çılgın hevesler üşüşür kafasına. İnsanın yaşamını belirleyen, çalışmalarının özünü ve yönünü değiştiren, sevgilerine ve dostluklarına renk katan, nihai anlam veren bunlardır işte. (Durulmayan Bir Kafa)
  • Çok acayipti! Sanki periler beni gizlice götürmüş ve yerime bir kütük bırakmışlardı!.. Randall Jarrell (Erken Çöken Karanlık)
  • Ölüm hemen ensemizdedir. Boğaz bir ilmekle so­luksuz bırakılabilir, su nefes almayı durdurabilir veya sert zemin per­vasızca atlayan birinin kafatasını ezebilir, içe çekilen duman solunumu durdurabilir; sebebi ne olursa olsun… Sonuç bellidir. (Erken Çöken Karanlık)
  • “Dünyaya katlanabilmemizi sağlayan iyiliklerimizin tarihidir” demiş Robert Louis Stevenson. “Eğer iyi yürekliler olmasaydı, iyilik dolu sözler, bakışlar, mektuplar olmasaydı... yaşamımızın en kötü niyetle hazırlanmış pis bir şaka olduğuna inanasım gelirdi.” (Durulmayan Bir Kafa)
  • Hangi duygularım gerçek? Ben, hangi benim? Aklına eseni yapan, çılgın, kaotik, anarşik, deli kişi mi benim? Çekingen, içine kapanık, çaresiz, intihara eğilimli, karamsar, bitkin kişi mi benim? Herhalde her ikisinden de var içimde, umarım ikisinin de fazlası yok. İniş çıkışlarıyla ünlü olan Virginia Woolf ne güzel özetlemiş: “Yeraltına dalışlarımız duygularımızı ne ölçüde renklendiriyor? Yani, demek istediğim, herhangi bir duygu ne kadar gerçek?” (Durulmayan Bir Kafa)
  • İntihar kimileri için ani bir eylemdir. Kimileri içinse birikmiş umutsuzluğa veya berbat koşullara dayanan, uzun süre düşünüldükten sonra varılan bir karardır. Pek çok kimse için de ikisi birden geçerlidir: değişmez ve intihara eğilimli bir umutsuzluk süresi içinde birdenbire girişilen eylem. Ani ölüm aile geçmişlerinin ya da beyin kimyalarının dürtüsel intihara yatkın kıldığı kişileri çoğu zaman kuliste bekler; hayatın sıçratacağı kaçınılmaz kıvılcımlar karşısında korunmasız, kuru, gevrek odun yığınlarına benzerler. Mizaçları değişken ve tez canlıysa, risk alma eğilimleri sayesinde bu kıvılcımları bizzat üretip sıçratırlar: Kavgaları kışkırtır; kargaşalı ve heyecanlı olaylara katlin ve olayı sürdürür; kumar oynar; yüksek gerilimli eylemlerde yer alır; anlaşmazlıkları çözmek için aracılık ederler. Stephen Pyne’nin Word Fire adlı kitabında tarif ettiği gibi “bu bitkilerle kaplanmış, kıtaların en kurak ve sıcak olanında...alışıldığı üzere her yere közleri düşen yanan odun parçalarıyla dolaşan” Avustralya yerlileri gibidirler. Dürtüsel intihara yatkın olan onlar dır: yaradılıştan aksi ve tez canlı olanlar, maninin çarkıfelek istikrarsızlığına tabi olanlar, kişilik bozuklukları ve alkolizmle bağlantılı çalkantılı hayadan yaşayanlar. Ötekiler ancak etraflıca düşünüp taşındıktan ve ıstırap, ruhsal hastalık ve kronik stresle uzun süre yaşadıktan sonra kendini öldürür. (Erken Çöken Karanlık)
  • Keşke bunu anlatabilseydim, böylece birileri anlayabilirdi. Korkarım bu;kelimelerle ifade edebileceğim bir şey değil. Yalnızca bu ağır, kahredici umutsuzluk var, her şeyden korkutan,hayattan korkutan. İçim uyuşukluk derecesinde boş. Sanki içimde çoktan ölmüş bir şey var. Aylardır bütün benliğim bu boşluğun içine çekiliyor. Herkes bana karşı çok iyiydi,çok çaba gösterdiler. Ailemin hatırı için daha farklı olabilmeyi gerçekten isterdim. Ailemi incitmek hepsinden beterdi ve bu suçluluk duygusu sadece ortadan kaybolmak isteyen yanımla mücadele ediyor. Fakat tam hayatın özünde eksik olan bir şey var. Son günlerde "iyileşmekte olduğum" üzerine söylenenlere rağmen, kafamın içindeki,beni çılgına çeviren ses her zamankinden çok daha yüksek. Sanki hiç kimsenin,hiçbir şeyin ulaşamayacağı bir yerde. Buna daha fazla dayanamayacağım. Sanırım beni psikolojik olarak sapkın,tersyüz olmuş öyle bir şey ele geçiriyor ki; artık mücadele edemeyeceğim. Keşke kimseyi incitmeden yok olabilseydim, Üzgünüm! (Erken Çöken Karanlık)
  • Çok daha fazla şeyi çok daha derinden hissettim, çok farklı, çok yoğun yaşantılarım oldu; daha çok sevdim, daha çok sevildim; daha çok ağladığım için daha çok güldüm; çok kötü kışlar geçirdiğim için baharların tadına daha çok vardım. (Durulmayan Bir Kafa)
  • Yazıları kayıp bir dünya, kayıp bir benlik ve umutsuzluk hissiyatıyla doluydu. (Erken Çöken Karanlık)
  • İnsanoğlunun elleri dünyayı parça parça etti. (Erken Çöken Karanlık)
  • Doğası tutkulu olan biri düş-katilleri karşısında korunmasızdır. (Durulmayan Bir Kafa)