diorex
sampiyon

Karolin Fişekçi kimdir? Karolin Fişekçi kitapları ve sözleri

Ressam, Yazar Karolin Fişekçi hayatı araştırılıyor. Peki Karolin Fişekçi kimdir? Karolin Fişekçi aslen nerelidir? Karolin Fişekçi ne zaman, nerede doğdu? Karolin Fişekçi hayatta mı? İşte Karolin Fişekçi hayatı...

  • 12.09.2022 20:00
Karolin Fişekçi kimdir? Karolin Fişekçi kitapları ve sözleri
Ressam, Yazar Karolin Fişekçi edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Karolin Fişekçi hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Karolin Fişekçi hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Karolin Fişekçi hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1980

Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye

Karolin Fişekçi kimdir?

Bir röportajda kendisini "Ermeni bir aileden geliyorum ama 'tatlı su Ermenisi' diyebilirsiniz. Türklerle evliliklerin yaşandığı bir ailede yetiştim" diye tanıtan Fişekçi, İstanbul doğumlu... Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü mezunu olan Fişekçi, yoğun cinsel mesajlar içeren sergileri ve nü resimleri ile adından söz ettiriyor.

Karolin Fişekçi Kitapları - Eserleri

  • İtaatkar

Karolin Fişekçi Alıntıları - Sözleri

  • Onun güzelliğinde ve zekâsında olan biri isterse bunu bir erkek üzerinden çok rahatlıkla elde edebilirdi. Fakat bu onun mizacına çok tersti. Doğru bildiğini her zaman söylerdi ve başka birinin onun üzerinde tahakküm kurmasına asla izin veremezdi. Her şeyden önce kendisi istemeliydi. Eğer bir erkeğe ruhuyla, bedeniyle teslim olacaksa bu kendi isteğiyle olmalıydı. Bunun da yolu aşktan başka ne olabilirdi ki. Yoksa erkekleri yönetmek hiç de zor değildi. (İtaatkar)
  • İki günde sevgilisini özlemesi ve onunla buluşuyor olması, pazardan sonra pazartesinin sonunda gelmesi, cumartesi güzel bir konsere gitmesi, ailesi ile ilgili bir sorunun olmaması. Bunlar aslında yeterince iyiydi. Üzerine bir de birkaç seyahat yapsa, yanında da sevgilisi olsa başka bir şey istemezdi herhalde. (İtaatkar)
  • Mine ona yaklaştı. Fuat sevgilisini kucağına alarak sandalyesine oturdu. Mine sevgilisinin kucağına yan oturup ona sevgiyle sarıldı. Öpücükler kondurdu, sonra kulağına onu ve erkekliğini çok özlediğini fısıldayıp başını omzuna yasladı. Fuat Mine’nin saçlarını ensesinden tutarak yüzünü kendine çevirdi ve dudaklarına tutkulu bir öpücük kondurdu. (İtaatkar)
  • "Onun hakkında konuşurken ya da düşünürken ben hep bir güvensizlik seziyorum. Hep bir endişen var.” “Aşkta endişe de vardır. Öyle huzurlu bir şey değildir aşk.” “Fakat insan sevgili olduğunda da biraz oh' demek ister, karşılıklı çiftler birbirini rahatlatır. Ben onu senin yanında hiç görmedim ki? Ne biçim sevgili bu adam?” “İşte asıl meseleye geldin. Benim yanıma gelmeye korkuyor. Öyle ki kimsenin yanına gitmiyor. Hep onun yanına gidilmiş, hayatında yaşamamış bizim bildiğimiz gibi bir sevgililik ilişkisi. Evliliği bile bir garipmiş. Ama sevdim bir kere ve her şeyden önemlisi aramızda büyük bir tutku var.” (İtaatkar)
  • Bir ara boş vaktinde o gizli kölesi olmak isteyen hayranının mektuplarını, üzerindeki adrese bakmak için, sakladığı çekmeceden çıkardı. Şöyle bir göz attı mektuplara. Acaba kimdi? Tanıdığı biri miydi yoksa? Sadece fotoğraflarından biliyor olsa mektuplardan birinde salına salına yürüyüşünden bahsedemezdi. Beni tanımıyorsa bile kesin en az bir kere kanlı canlı görmüş biri, ayrıca zevklerimi de biliyor diye düşünüyordu. Bir mektubunda, “Bir gün beni kırbaçla cezalandırmak isterseniz diye sizin kullanmanız için çok özel bir kırbaç saklıyorum. O kırbaca bakıp sizin dokunduğunuzu hayal ediyorum. Fakat her şeyi siz bilirsiniz ve her şey sizin takdiriniz, Efendim,” diye de yazmıştı. (İtaatkar)
  • Pazar günlerinin aile günü olmasıyla derdi yoktu ama dışarı çıkmaya kalktığında her tarafta gördüğü o kalabalığı hiç sevmiyordu. İnsan en fazla kalabalıklarda yalnızdır. Kimi zaman kendi yalnızlığı içini ısıtıyordu. Orada çoğu zaman daha kalabalık hissediyordu kendisini. (İtaatkar)
  • Aşk içindeki erkekler her şeyin ve kadının aşkının sonsuza kadar süreceğine inanıp anı yaşarlarken, kadınlar devamlı geleceğe dönük planlar kurdukları ve beklentileri olduğu için bir süre sonra sorunları aynı olan ilişkiden sıkılır ve uzaklaşır. (İtaatkar)
  • Herkesle rakı içilmezdi, Özgür’le gayet güzel muhabbet ederek rakı içebiliyordu. (İtaatkar)
  • Bir süre öncesine kadar ilişkisini merkeze koymasıyla övünüyordu. Aslında bunun âşık kadınların tipik bir hali olduğunu iyi biliyordu Özgür. Erkekler âşık bile olsalar bunu her zaman göstermezler, işle aşkı ayrı tutabilirler; kadınlar ise hayatlarını buna göre düzenlerler. (İtaatkar)

Yorum Yaz