diorex
Turkcella

Julian Barnes kimdir? Julian Barnes kitapları ve sözleri

İngiliz Yazar Julian Barnes hayatı araştırılıyor. Peki Julian Barnes kimdir? Julian Barnes aslen nerelidir? Julian Barnes ne zaman, nerede doğdu? Julian Barnes hayatta mı? İşte Julian Barnes hayatı...

  • 30.03.2022 06:00
Julian Barnes kimdir? Julian Barnes kitapları ve sözleri
İngiliz Yazar Julian Barnes edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Julian Barnes hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Julian Barnes hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Julian Barnes hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Julian Patrick Barnes

Doğum Tarihi: 1946

Doğum Yeri: İngiltere

Julian Barnes kimdir?

Julian Patrick Barnes (d. 19 Ocak 1946,-), Man Booker Ödülü sahibi, çağdaş İngiliz roman yazarı. Dan Kavanagh takma ismiyle polisiye romanlar da yazan Barnes, Fransa'da da popüler olan İngiliz yazarlardan biridir. Sanatçı bu ülkede aralarında Médicis Ödülü ve Prix Femina'nın da bulunduğu bir çok ödül kazandı.

City of London School ve Oxford'taki Magdalen Koleji'nde eğitim gören Barnes, eğitimini tamamladıktan sonra Oxford İngilizce Sözlükleri'nde sözlük düzenleyicisi olarak çalışmaya başladı. Daha sonraları edebiyat ve sinema eleştirmenliği yaptı. Uzun bir zamandır sadece yazmaktadır. Erkek kardeşi, Jonathan Barnes antik felsefe dalında uzman bir filozoftur.

Uzun yıllar yazar temsilciliği yapmakta olan eşi Pat Kavanagh ile birlikte Londra'da yaşadı. Pat Kavanagh'ı, 20 Ekim 2008'de beyin tümörü sebebiyle kaybetti

Julian Barnes Kitapları - Eserleri

  • Bir Son Duygusu
  • 10,5 Bölümde Dünya Tarihi
  • Biricik Hikâye
  • Seni Sevmiyorum
  • Flaubert'in Papağanı
  • Benimle Tanışmadan Önce
  • Zamanın Gürültüsü
  • Hayat Düzeyleri
  • Oklukirpi
  • Metroland
  • Aşk Vesaire
  • Arthur ve George
  • Korkulacak Bir Şey Yok
  • Gündoğumuna Yolculuk
  • İngiltere İngiltere'ye Karşı
  • Limon Masası
  • Bendeniz Duffy
  • Tekmeyi Yapıştırmak
  • Çulsuzlar
  • Kırmızı Giysili Adam
  • Yalan Dolan Kenti
  • Manş Ötesi
  • Nabız
  • Mutfaktaki Tarifbaz
  • Gözünü Açık Tutmak
  • Penceremden
  • Bir Çift Söz

Julian Barnes Alıntıları - Sözleri

  • “zayıfın tiranlığı” diye müthiş bir cümle kurmuştu. (Benimle Tanışmadan Önce)
  • Her geçen gün daha çok zihninin içinde yaşadı ve orada olmaktan hoşnuttu. Hatıralar vardı, bir dolu hatıra; (Gündoğumuna Yolculuk)
  • " Zamanı hazmetmemizin en iyi yolu müziktir." (Korkulacak Bir Şey Yok)
  • Evliliğin üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra daha önce yapmadığınız bir şeyi yapmanıza izin yok. Evet, biliyorum, seks hayatınızı nasıl canlandırabileceğiniz hakkındaki, onun size özel iç çamaşırları almasını sağlamak hakkındaki, bazen mum ışığında baş başa romantik bir akşam yemeği yemek ya da birlikte olmanın o keyifli vaktini yaşamak hakkındaki bütün şu makaleleri ve tavsiye sütunlarını okudum ama bunlara gülüp geçiyorum, çünkü hayat böyle değil (Aşk Vesaire)
  • Insan,ölüm tarafından düzeltilen bir yazı hatasıdır yalnızca. (Manş Ötesi)
  • Sadece belli zamanlarda belli sayıda şeyin cevabını bilmeye muktedirizdir. (Gündoğumuna Yolculuk)
  • Eğer insanların söylediklerinize dikkat etmesini istiyorsanız, sesinizi yükseltmeniz değil de alçaltmanız gerekir; gerçekte asıl dikkat çeken şey budur. (Bir Son Duygusu)
  • Hayatınız denen şeyin baş tanığı şimdi susmuş oluyor ve geriye yönelik kuşku da kaçınılmazlaşıyor. (Hayat Düzeyleri)
  • Her zaman tehlike vaktidir. (Seni Sevmiyorum)
  • Hekimlik eğitimi sırasında, ölülerin yüzlerinde, sanki yaşamanın sıkıntısı ve gerginliği yerini daha büyük bir huzura bırakmış gibi, çok daha büyük vaatler olduğunu fark etmeye başlamıştı çoğu kez. Bunun bilimsel açıklaması ölüm sonrası kasların gevşemesiydi; ama kafasının bir yerinde bunun gerçek açıklama olup olmadığını merak ediyordu. (Arthur ve George)
  • Biz hepimiz güvenli bir yer arıyoruz sadece. Eğer bu yeri bulamazsan, o zaman zaman geçirmeyi öğrenmek gerekir. (Biricik Hikâye)
  • O zamanlar otuz sekiz yaşındaydı: on beş yıldır evliydi; on yıldır aynı işteydi; esnek ödemeli bir konut kredisi borcunu yarılamıştı. Yaşamını da yarıladığını düşünüyordu; ve yokuş aşağı inişi artık hissedebiliyordu. (Benimle Tanışmadan Önce)
  • ya beyniniz sizin düşmanınız olursa, ne olurdu? (Benimle Tanışmadan Önce)
  • Bir başkasını aramamızın sebebi de bu. Tamamlanmak için. (Hayat Düzeyleri)
  • ...insan yarı isteyen, yarı razı olan, yarı seçilen bir yaratıktan başka nedir ki ? (Metroland)
  • "Eski günlerin çarpıcı yanı ,"dedi Vic feylesofça bir edayla,"o zamanlar hiç de eski günler gibi görünmemeleri." (Çulsuzlar)
  • Ölüm gibi keder de sıradan ve biriciktir. (Hayat Düzeyleri)
  • İlk anısının, mutfak döşemesinde oturmak olduğunu söylüyordu; döşeme, üzerinde delikler bulunan, gevşek dokunmuş bir rafyayla kaplıydı; içine kaşık sokup deliklerini daha da büyütebileceği ve bu yüzden de dayak yiyebileceği türden bir şeydi -ama o kendini güvende hissediyordu, çünkü annesi arkada bir yerde, kendi kendine şarkı söylüyordu -annesi yemek pişirdiğinde, başka zamanlar dinlemekten hoşlandığı şarkıları değil, hep eski şarkıları söylerdi- ve bugün bile Martha, radyoyu açıp da “You’re the Top” veya “We’ll All Gather at the River” yahut “Night and Day” gibi bir şarkıyı işittiğinde, ansızın burnunda, ısırgan çorbası ya da kavrulan soğan kokusu duyardı. En tuhaf şey de bu değil miydi? -ve sonra “Love Is the Strangest Thing” diye bir şarkı daha vardı ki, bu onun için her zaman, ansızın kesilivermiş bir portakalın suyunun sıkılması anlamına gelirdi. Ve orada, döşemenin üzerine yayılmış olarak, İngiltere Bölgeleri yapboz oyunu olurdu. Anneciği, daha oyunun başında, bütün dış kenarları ve denizi yaparak ona yardım etmeye karar vermişti ve kendi önünde de, ülkenin ana çizgileri, döşemenin bu komik şekilli rafya parçası kalmıştı. Bu şekil biraz da plajda bacaklarım açarak oturmuş, göbekli ve yaşlı bir hanımefendiyi andırıyordu -bacaklar Cornwall oluyordu, gerçi tabii o zamanlar bunu düşünmemişti, Cornwall sözcüğünü ya da parçanın hangi renkte olduğunu bile bilmiyordu, hem çocukların yapboz parçalarıyla nasıl oynadıklarım bilirsiniz, bir parçayı ellerine alırlar ve onu bir deliğe öylece sokmaya uğraşırlar, herhalde kendisi de, Lancashire’ı almış ve onu Cornwall’un yerine sokmaya çabalamıştı. (İngiltere İngiltere'ye Karşı)
  • Fitzgerald'da, bir romancının (ve çekingen bir kişinin) sıkıcı bir biçimde didaktik olma korkusu vardı: "Okurun her zaman kendisine çok fazla şey anlatılmasından fena halde hakarete uğradığını hissediyorum" diyordu. (Penceremden)
  • "Madem ki bir erkeği Ay'a gönderebiliyorlar, öyleyse neden hepsini birden oraya göndermiyorlar?" (Gündoğumuna Yolculuk)

Yorum Yaz