Joseph Campbell kimdir? Joseph Campbell kitapları ve sözleri
ABD'li Yazar ve Editör Joseph Campbell hayatı araştırılıyor. Peki Joseph Campbell kimdir? Joseph Campbell aslen nerelidir? Joseph Campbell ne zaman, nerede doğdu? Joseph Campbell hayatta mı? İşte Joseph Campbell hayatı... Joseph Campbell yaşıyor mu? Joseph Campbell ne zaman, nerede öldü?
Doğum Tarihi: 26 Mart 1904
Doğum Yeri: White Plains, New York, ABD
Ölüm Tarihi: 30 Ekim 1987
Ölüm Yeri: Honolulu, Hawaii, ABD
Joseph Campbell kimdir?
Asıl olarak mitler üzerine devrim niteliğindeki çalışmalarıyla tanınan Amerikalı yazar, editör ve öğretmen. New York City’de doğmuştur.
Pablo Picasso ve Henri Matisse’in sanatının, Sigmund Freud ve Carl Jung’un psikoloji çalışmalarının ve James Joyce ve Thomas Mann’ın yapıtlarının etkisiyle, Campbell bütün mit ve destanların, toplumsal, kozmolojik ve ruhsal dünyayı açıklamaya yönelik evrensel insan çabasının kültürel dışavurumları olarak birbirine bağlandığını ortaya koyan bir kuram geliştirdi. Campbell’in ilk özgün çalışması olan Kahramanın Sonsuz Yolculuğu (1949), daha sonra sıkça başvurulan bir klasik oldu; ilk olarak burada, bütün kültürlerin kahraman mitlerinde ortak tek bir kalp bulunduğunu ortaya koymuştur. Daha sonraki, dört ciltlik Tanrının Maskeleri (1959-1967). [İmge Yayınevi, 1992] ve Mitsel İmge adlı yapıtları, bu kuranın daha ayrıntılı bir serimini sunmaktadır.
Joseph Campbell Kitapları - Eserleri
- Mitolojinin Gücü
- Yaratıcı Mitoloji
- İlkel Mitoloji
- Batı Mitolojisi
- Doğu Mitolojisi
- Kahramanın Sonsuz Yolculuğu
- Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri
- The Hero's Journey: Joseph Campbell on His Life and Work
Joseph Campbell Alıntıları - Sözleri
- "İnsanlar çoğu kez Tanrıça'yı sadece bir doğurganlık ilahesi olarak düşünürler. Hiç de öyle değildir. O müz'dür. Şiirin esin kaynağıdır. Tinin esin kaynağıdır. Dolayısıyla, üç işlevi vardır: Bize hayat vermek, öldüğümüzde bizi almak ve tinsel, şiirsel idrakimize esin kaynağı olmak." (Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri)
- Yılanın semavi işareti de büyüyen ve solan, görüntüsünü yok eden ve gene büyüyen Aydır. (Batı Mitolojisi)
- Tanrı tek yasak şeyi gösterir. O zaman Tanrı insanın o yasak meyveyi yiyeceğini çok iyi biliyor olmalıdır. Ama insan bunu yaparak kendi hayatına başlamıştır. Hayat gerçek manada bu itaatsizlik eylemiyle başlamıştır. (Mitolojinin Gücü)
- Kitabı Mukaddes'in övünçlerinden biri, kendininkinden başka tüm tapınma yollarını lanetlemedeki üstünlüğüdür. (Batı Mitolojisi)
- "Hayatın kaynağı nedir? Kimse bilmiyor. Daha atomun ne olduğunu bile bilmiyoruz. Bir dalga mı yoksa bir partikül mü? Her ikisi birden. Bu şeylerin ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok. Tanrısal olandan söz etmemizin nedeni bu. Aşkın bir enerji kaynağı var. Fizikçi atomun altındaki partikülleri incelediği zaman, bir ekran üzerinde bir iz görüyor. Bu izler gelip gidiyor, gelip gidiyor. Bizler de gelip gidiyoruz. Tüm canlılar gelip gidiyor. Bu enerji her şeye özünü veren enerji. Mitolojideki tapınma da bunu hedef alır." (Mitolojinin Gücü)
- “Gerçek birdir, fakat bilgeler ona birçok isim takmışlardır.” (Kahramanın Sonsuz Yolculuğu)
- Kaza bir kaderin boy vermesini sağlayabilir (Kahramanın Sonsuz Yolculuğu)
- "O sabah gazetelerde ne olduğunu bilmeyeceğiniz, arkadaşlarınızın kim olduğunu bilmeyeceğiniz, kimseye ne borçlu olduğunuzu ve kimsenin de size ne borçlu olduğunu bilmeyeceğiniz bir odanız ya da gün içinde birkaç saatiniz olmalı. Burası, yalnızca olduğunuz ve olabileceğiniz kişi olma deneyimini yaşayabileceğiniz ve bu kişiyi ortaya çıkarabileceğiniz bir yer olmalı. Burası yaratıcı kuluçka yeridir." (Mitolojinin Gücü)
- Tanrı tek yasak şeyi gösterir. O zaman Tanrı insanın o yasak meyveyi yiyeceğini çok iyi biliyor olmalıdır. Ama insan bunu yaparak kendi hayatına başlamıştır. Hayat gerçek manada bu itaatsizlik eylemiyle başlamıştır. (Mitolojinin Gücü)
- "İster ilkel isterse yüksek uygarlıklara ait olsun, mitolojilerin çoğunda tanrı veya tanrıçalar doğanın enerjilerinin kişileştirilmiş simgeleridir. Enerjiler birincilken, mabutlar ikincildir. Doğanın enerjileri dış dünyada olduğu gibi içimizde de mevcuttur, çünkü bizler doğanın birer parçasıyız. Dolayısıyla, bir mabut üzerine düşünmekte olduğunuz zaman, kendi tin ve psişenizin güçleri üzerine ve aynı zamanda dışarıdaki güçler üzerine düşünmektesinizdir. Dünyadaki (bir iki istisna hariç) hemen hemen bütün dinî geleneklerde bireyin hedefi doğa ve kendi doğası ile uyum içine girmek, böylelikle hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını kazanmaktır. Geleneğimizde bunlara doğa dinleri deriz; bunların tanrıları yahut tanrıçaları nihai terimler değil, tinsel enerjilere yapılan göndermelerdir. Yani mitolojiyi doğru anlarsak, saygı ve hürmet gösterilen nesne nihai terim değil, bireyin içinde ikamet eden bir enerjinin kişileştirilmiş halidir." (Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri)
- Sümer-Babil göksel mitolojisi, kozmik dişinin özelliklerini Venüs gezegeninin evreleri ile tanımlamıştı. Sabah yıldızı gibi bakireydi o, akşam yıldızı gibi sürtük, gece göğünün hanımı olarak ayın karısı; ve güneşin yalımı ile yok olduğunda cehennem cadısıydı. (Kahramanın Sonsuz Yolculuğu)
- "Ruh aslında hayatın hoş kokusudur. Hayatın içine üflenen bir şey değildir, hayatın içinden gelir.." (Mitolojinin Gücü)
- "Geçmişin kuyusu çok derin; belki de dipsiz demek daha doğru. Ne kadar derinden seslenirsek, geçmişin derinlerine o kadar iniyor ve o kadar aşağılara batıyoruz. İnsanlığın ilk temellerini buldukça, tarih ve kültürünün kavranılmazlığı daha çok anlaşılıyor." Thomas Mann, Yusuf ve Kardeşleri, s.3 (İlkel Mitoloji)
- “Ah insanlar! Ve ‘insanlar’ şu veya bu kişi değildir, ‘insanlar’ daima başkalarıdır, şu veya bu kişi değil, saf ‘başkası’ dır, hiç kimse olmayan kişidir, ‘insanlar’ sorumsuzdur. ‘Ben, toplum içindeki ‘ben’ , toplumsal ‘ben’ . ‘Diyorlar ki’ye dayanarak yaşadığımda ve yaşamımı bununla doldurduğumda, tek başıma olan beni yığınsal ‘ben’ içinde eritiyorum demektir, kendimi ‘insanlar’ yapıyorum. Kendi yaşamımı yaşamak yerine, onu başkalarına dönüştürerek yaşamaz oluyorum.” (Yaratıcı Mitoloji)
- “Dünyadaki yaşam, olanaklı olduğu kadarıyla mükemmel biçimde nerdeyse kaybolmuş -ve keşfedilmesi gereken- gök törenlerinin insan gövdesine yansıtılmasıdır.” (İlkel Mitoloji)
- “Tanrının işi büyüktür fakat en büyüğü gökteki yazısı değil, dünyadaki yaşamdır.” (İlkel Mitoloji)
- "Ruh aslında hayatın hoş kokusudur. Hayatın içine üflenen bir şey değildir, hayatın içinden gelir.." (Mitolojinin Gücü)
- Dante nin korkulu karanlık ormanıyla Sessiz Thalia' nın dairesinin ve vadinin sonunda ulaştığı "doğru yolu gösteren gezegenin ışınlarıyla örtülmüş" tepesiyle Apollo'nun Helikon Dağının benzeştiğine ilişkin kuşkuları maceranın hemen sonrasındaki olay artırmaktadır. Dantenin anlattığına göre hemen üç tehlikeli hayvan görülür; birincisi dişi leopardır, "hafif ve çevik, benekli postu var". İkincisi aslandır, "başı yukarda öfkeli bir açlıkla bana doğru geliyor." Sonuncusu dişi kurt, "zayıflığına karşın her türlü özlemle dolu ve o zamana kadar çok insanın yaşam umudunu kırmış gibi görünüyor, Leopar, hoş ve farklı görünümüyle, Dante için etin, Gafurius'un deseninde köpek başının temsil ettiği yanlış boş hırslarını dile getiriyor. Aslan gururu, kendi sınırlarıyla kapalı kalan insanın Tanrıyı görmesine engel olan en büyük günahı anlatıyor. Ve dişi kurt hırsı, zamanın alıp götürdükleri için verilen savaşımı temsil etmekte. Bunlar doğru yolu kaybeden İnsanı tuzağa düşüren hayallerin güçleri, zamanın boş çekiciliğinin işlevleri. (Yaratıcı Mitoloji)
- “... insanlığın yeni düzeninin ürettiği zihin ve bilimin insanlık tarihinde daha önce görülmemiş bir biçimdeki bilin ürünüdür (bu kadarı güvenle söylenebilir) yani profesyonel, tam zamanlı çalışan, eğitim gören ve katı biçimde örgütlenmiş olan tapınak rahibinin ürünüdür.” (İlkel Mitoloji)
- Zihin tuhaf yollara sapabilir ve bedenin istemediği şeyleri isteyebilir. Mitler ve ayinler, zihnin bedenle harmonisini sağlama ve hayat şeklini doğanın dikte ettiği şekle sokma araçlarıydı. (Mitolojinin Gücü)