diorex
sampiyon

Jean Meslier kimdir? Jean Meslier kitapları ve sözleri

Fransız Rahip, Filozof, Yazar Jean Meslier hayatı araştırılıyor. Peki Jean Meslier kimdir? Jean Meslier aslen nerelidir? Jean Meslier ne zaman, nerede doğdu? Jean Meslier hayatta mı? İşte Jean Meslier hayatı... Jean Meslier yaşıyor mu? Jean Meslier ne zaman, nerede öldü?

  • 26.08.2022 20:00
Jean Meslier kimdir? Jean Meslier kitapları ve sözleri
Fransız Rahip, Filozof, Yazar Jean Meslier edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Jean Meslier hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Jean Meslier hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Jean Meslier hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 15 Haziran 1664

Doğum Yeri: Mazerny, Fransa

Ölüm Tarihi: 17 Haziran 1729

Ölüm Yeri: Étrépigny, Fransa

Jean Meslier kimdir?

Jean Meslier, 1664 yılında Rethel dükalığında doğmuş Fransız rahip ve filozof. Din ve din adamlarına olan güvenini kaybetmesinin ardından din eleştirisi yapan Meslier, ateist olmuştur. Meslier'nin eleştirileri sadece Hıristayanlıkla sınırlı kalmayıp diğer dinleri de kapsıyordu.

Köyünün ağası olan M. de Touilly'yi bazı kötü muamelelerinden dolayı vaaz verirken köylüye eleştirdi. Ağa tarafından piskoposa şikayet edilen Meslier, Reims piskoposu tarafından azarlanarak mahkûm edildi. Meslier bir sonraki vaazında kürsüye çıkarak kardinalin verdiği karardan ötürü şöyle yakındı:

İşte zavallı köy rahiplerinin alışılmış sonu! Büyük efendiler olan piskoposlar onlara hakaret eder, onları dinlemezler. Şimdi buranın ağası için dua edelim: Antoine de Touilly'yi doğru yola getirmesi, hiçbir zaman yoksula hakaret etmek ve yetimi soymak durumlarına düşürmemesi lütfunu ve iyiliklerini ona layık buyurması için Tanrı'ya niyazda bulunacağız.

Bunun üzerine Meslier ağa tarafından piskoposa yeniden şikayet edilir ve aynı hakaretlere maruz kalır.

1729'da öldüğünde 65 yaşındaydı. Malını mülkünü yoksul köylüye bıraktı.

Evinde 366 sayfalık 3 nüsha kitap bulundu. Tamamı kendi el yazısıydı. Bir nüshasına piskopos el koydu. Diğer bir nüshası adliye bakanlığına gönderildi. Son nüsha ise Comte de Caylus'da kaldı ve bir süre sonra el altından Paris'te satılmaya başlandı.

Voltaire bu nüshalardan birini okuduğunda D'Alambert'e şöyle yazıyordu:

Hollanda'da ölen Jean Meslier'nin vasiyetnamesini yayınlamışlar. Okurken dehşetten titredim. Hıristiyanlık eğitimi aldığından dolayı, ölürken Tanrı'dan af isteyen bir rahibin şehadeti, özgür olanları büyük ölçüde sağlamlaştırabilecek içeriktedir. Ölümün kucağında bulunduğu bir sırada Meslier İsa'nın dini aleyhinde yazıyordu; o öyle bir andır ki, düşüncelerini ve duygularını en çok saklayan kimseler bile yalan söylemeye cesaret edemezler, o anda en korkusuzlar titrer.

Bu kitap ilk olarak Abdullah Cevdet tarafından "Rahib Melye'nin Vasiyetnamesi Hakkında" adıyla 1928 yılında eski harflerle neşredilmiştir. Aynı yıl Atatürk'ün emriyle Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları'nca "Akl-ı Selim" adını alarak yeni Türk harfleriyle basılmıştır. Bugün ise Kaynak Yayınları'nca "Sağduyu-Tanrısızlığın İlmihali" olarak yayınlanmaktadır.

Jean Meslier Kitapları - Eserleri

  • Sağduyu

Jean Meslier Alıntıları - Sözleri

  • İnsan dimağı, özellikle çocuklukta yumuşak bir balmumu gibidir, üzerinde yapılmak istenen bütün değişiklikleri kabul etmeye hazırdır. Kendisinin akıl yürütme gücü olmadığı bir zamanda eğitim, insana hemen hemen bütün görüşlerini, bütün fikirlerini verir. Pek genç yaşımızda iken kafamıza sokulmuş doğru ya da yanlış fikirleri doğa­dan almış ya da doğarken bunlarla birlikte doğmuş olduğumuz inan­cında bulunuruz. İşte bu kanı, sapkınlıklarımızın en büyük kaynak­larından biridir. (Sağduyu)
  • İnsanın bardağı sevinç ve acıyla doludur. Her yerde iyiliğin yanında kötülük vardır. Karışıklık, düzenin yerine geçer; üremeyi yıkım izler. (Sağduyu)
  • İnsanoğlunun dincileri, din ilkelerini insanlara, bunlar henüz batılı gerçekten ya da sağ eli sol elden ayırt edecek bir yaşa gelmeden önce öğretmekle çok tedbirli olarak hareket ederler. Küçük yaşından beri bu düşüncelerle doldurulmuş kırk yaşındaki bir adamın kafasından bu düşünceleri çıkarmak ne kadar zor olursa, tanrılar hakkında ve­rilen köksüz fikirlere kırk yaşındaki bir adamın ruhunu alıştırmak da o kadar zordur. (Sağduyu)
  • Dinin ortaya çıkışı ile ilgili bir soruya Meslier aydın­lanmacı bir insanın cevabını verir. "Dinler bilinçsizlik, batıl inanç ve ilahi güçlere tapmanın yanı sıra , halkın sömürücüler tarafından ezilmesinin so­nucu doğmaktadır. Tüm bunlar kurnaz ve hokkabaz politikacılarca düşü­nülmüştür. Aynı zamanda bu dünyanın prensleri ve zorbaları halkı baskı altına almak ve kendi amaçları doğrultusunda yönlendirebilmek için bu buluşları (dinleri ) kendi yasalarıyla ayakta tutmaktadırlar." (Sağduyu)
  • Eğer hayat bize bazı tatlar veriyorsa, bu tatlar birçok acıyla karışmış değil midir? (Sağduyu)
  • İyi adam ödül umudu ve ceza korkusu olmaksızın iyidir. İnsan yalnız yaptığı kötülükten değil, yapabildiği halde yapmadığı iyilikten sorumludur. (Sağduyu)
  • Hayvanların öteki türlere karşı zulüm ve saldırganlıklarının nedeni açlık ve beslenme ihtiyacıdır. İnsanın insana karşı zulüm ve saldırganlığının ne­deni, efendilerinin kavga çıkarmak isteğinden ve açgözlülüğünden ve saygısız, batıl inançlarının azgınlığından başka bir şey değildir. (Sağduyu)
  • Kişisel yaratılışı gereği olarak bilemediği, tanıyamayacağı bir şeyi bilemediğinden, tanımadığından dolayı, bir tanrıtanımazı, yani bir Allah'ın varlığını kabul etmeyen kimseyi cezalandırmış olsaydı, Allah hiç kuşkusuz zorbaların en haksızı ve en tuhafı olurdu. (Sağduyu)
  • Teolojinin tuhaf ve metafizik görüşleri insan ruhundaki en basit, en açık, en doğal düşünceleri o derece alt üst etmeyi başarmıştır ki, Allah'ı kötülükçülükle suçlayamayan sofular, talihin en kötü darbelerine, iyilikçi Allah'ın bir kesin kanıtı olarak bakmaya alışmışlardır. Sıkıntı ve keder içinde bulundukları zaman, Tanrının kendilerini sevdiğine, Tanrının ken­dilerini yokladığına, Tanrının kendilerini sınamak istediğine inanmaları bunlara emredilir. Bu yolla, din, kötülüğü iyiliğe dönüştürmeyi ba­şarmıştır! Bir inançsız, çok haklı olarak, "Tanrı sevdiklerine böyle dav­ranıyorsa, beni hatırına getirmemesini kendisinden pek ziyade rica ede­rim" diyordu. (Sağduyu)
  • En çok mümkün olmayan şeyin, kendileri için en esaslı şey olduğuna insanları inandırmayı nasıl başardılar ? Çünkü, insanlara korku saldılar. Korktuğunda, insanın muhakemesi artık işlemez; insan düşünemez, değerlendirme yapamaz. Öte yandan in­sanlara, akıl ve muhakemelerine güvenmemeleri öğütlendi; zihin böyle karıştırılınca artık her şeye inanılır ve hiçbir şey araştırılmaz. (Sağduyu)

Yorum Yaz