Jack Weatherford kimdir? Jack Weatherford kitapları ve sözleri
Amerikalı Akademisyen, Yazar Jack Weatherford hayatı araştırılıyor. Peki Jack Weatherford kimdir? Jack Weatherford aslen nerelidir? Jack Weatherford ne zaman, nerede doğdu? Jack Weatherford hayatta mı? İşte Jack Weatherford hayatı...
![Jack Weatherford kimdir? Jack Weatherford kitapları ve sözleri](https://www.mardinlife.com/uploads/2022/10/07/jack-weatherford-kimdir-jack-weatherford-kitaplari-ve-sozleri-328619.jpg)
Amerikalı Akademisyen, Yazar Jack Weatherford edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Jack Weatherford hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Jack Weatherford hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Jack Weatherford hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Tam / Gerçek Adı: Jack McIver Weatherford
Doğum Tarihi:
Doğum Yeri:
Jack Weatherford kimdir?
Jack Weatherford
Profesör
Doğum: Columbia, Güney Karolina, ABD
Eğitim: Kaliforniya Üniversitesi, Duke Üniversitesi, Güney Karolina Üniversitesi
Jack Weatherford Kitapları - Eserleri
- Cengiz Han
- Para
- Cengiz Han'ın Kızları
- Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık
- Genghis Khan and the Making of the Modern World
- The Secret History of the Mongol Queens
Jack Weatherford Alıntıları - Sözleri
- Cengiz Han'ın yaşamı sırasında yapılmış bir portresi bulunmamaktadır. Cengiz Han, tarihteki diğer fatihlerden farklı olarak hiçbir zaman portresinin çizilmesine, heykelinin yapılmasına veya isminin ve resminin madeni para üzerine konmasına izin vermedi. Çağdaşlarının onunla ilgili tanımları bilgi vermekten çok ilgi çekiciydi. Çağdaş bir Moğol şarkısının sözlerinde de söylediği gibi: "Senin görünümünü hayal ettik ancak zihnimiz bomboştu." Cengiz Han'ın veya herhangi bir Moğol'un portresi olmadığı için dünya onu istediği gibi hayal edebilirdi. Ölümünden yarım yüzyıl sonrasına kadar hiç kimse resmini çizmeye cesaret edemedi, daha sonra ise her kültür kendi izlenimine göre ortaya bir Cengizhan portresi çıkardı. (Cengiz Han)
- "Yirminci yüzyılın başlarında Fransız yazar Anatole France 'Nakit ödeyen sadece fakirdir, bu da erdemliliğinden değil kredi alması reddedildiği içindir' demişti." (Para)
- “Değer vereceğin onca şey olmasına rağmen, başka kimse kendi hayatından daha kıymetli değildir.” (Cengiz Han'ın Kızları)
- İbn el-Athir üzüntüyle Moğol fetihlerinin "İslam ve Müslümanlara yönelik öldürücü saldırılarını ilanı" olduğunu yazıyordu. Biraz dramatik bir ekleme yaparak şöyle devam ediyordu: "Keşke anam beni doğurmamış olsaydı ya da bunlar olmadan önce ben ölmüş ve unutulmuş olsaydım!" Kanlı ayrıntıları yazmayı kabul etmedi ki tek nedenini de "birkaç arkadaşım bunları yazıya dökmem konusunda ısrar etti" diyerek açıklıyordu. İstilayı, yüce Allah'ın Hz. Adem'i yaratmasından bugüne kadar... genel olarak tüm insanların, özellikle de Müslümanların başına gelen...en büyük yıkım ve en korkunç felaket... sözleriyle tarif ediyordu. Kıyas yaparak Moğol tarihi öncesinde en kötü katliamların Yahudiler'in başına geldiğini fakat moğolların tek bir şekilde kırdıkları Müslüman sayısının bile tüm İsrailoğullarının sayısını aştığı için Müslümanlara yapılan bu saldırının daha kötü olduğunu kaydediyordu. (Cengiz Han)
- Bazı çağlarda uygar insanlar kabile halkının topraklarını mülklerine katmak amacıyla onları avladılar, tıpkı Avrupalıların Amerika yerlilerine yaptığı gibi. Bazen uygar insanlar kabile insanlarını köleleştirmeye çalıştı, tıpkı Mısırlıların antik İbrani kabilelerine yaptığı gibi ya da Batılıların Afrikalıları plantasyonlarda çalıştırmak üzere köleleştirmesi gibi. Bazen de şehirlerdeki insanlar kabile insanlarına karşı soykırım savaşı verdiler, tıpkı İspanyolların Aravak ve Karayip Yerlileri’ni katlettikleri ya da İngilizlerin Tazmanya aborijinlerini infaz ettiği gibi. Kabile insanı da yüzyıllar boyunca saldırganlara karşı savaş verdi, halta bazı çağlarda saldırgan haline bile geldi. Kuzey Avrupa’nın Cermen kabileleri büyük Roma İmparatorluğu’nun güçlerini en sonunda yenilgiye uğrattı ve Hunlar doğu imparatorluğunun büyük kısmını geçici olarak ele geçirdi. Bazen kabile insanları şehir insanlarını fethederek bu şehirleri kendilerinin kıldılar. Nitekim İbrani kabileleri Kenan (Filistin) diyarını ele geçirdi, Moğollar Çin’i fethetti ve Türkler hayli şehirleşmiş Bizans İmparatorluğu’nu aldı. (Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık)
- “Göçebe bir toplumda, çobanın kamp yeri, o kişinin karakterini ve huylarını belli eder. Sonbahar, kış, ilkbahar ve yaz kampları seçimi, düşünce biçimini gösterir. Çoban, atları ya da inekleri için neyin iyi olduğunu çok umursar mı? Risk almaya mı yoksa güvenlik arayışına mı meyilli olur? Gobi’nin tenhalığını mı tercih eder yoksa bozkırın bereketini mi? Çoban, diğerlerinden uzakta yalnızlığı mı sever yoksa komşu isteyen neşeli biri midir? (Cengiz Han'ın Kızları)
- “Dünya, yukarıdaki gökyüzü ve cennet ile aşağıdaki yeryüzü ve suyun birleşimiydi ve Moğollar göğe ya da suya hakaret veya saygısız sözler söylenmesini ağır bir günah olarak değerlendirirlerdi.” (Cengiz Han'ın Kızları)
- Tam yedi yüzyıl boyunca, 1220 yılının o gününden 1920 yılında Sovyetler'in kuruluşuna kadar Cengiz Han'ın torunları Buhara şehrinde han ve emir olarak yönetimde kaldı; bu, tarihteki en uzun süren aile hanedanlıklarından biridir. (Cengiz Han)
- Temuçin kendisi için Gür Han veya Tayang Han gibi eski kavim unvanlarını reddetti ve yerine halkının kendisine hitap ettiği unvanı, yani Cingiz Han'ı kullandı. Bu isim daha sonra Batı dünyasına Cengiz Han olarak geçti. Moğollarda Cin güçlü, sıkı, sarsılmaz ve korkusuz anlamına gelir. (Cengiz Han)
- “Moğollar tüm çocukları eşit sayardı. Hiçbir çocuk Sonsuz Mavi Gök’ün rızası olmadan doğmazdı. Dünyada bir çocuğu gayrimeşru ilan etmeye cüret edebilecek akla yatkın ne bir hukuk ne de bir görgü kuralı olabilirdi.” (Cengiz Han'ın Kızları)
- Bir aborijin kadın hamile kalınca, biyolojik eylem ona yalnızca bir fetüs verir; içindeki biçime yaşam ya da ruh vermez. Fetüse yaşam verebilmek için anne bizzat kutsal ruhu aramak üzere toprakta yolculuk etmelidir ve anne yaşamın çocuğun içine girdiği ânı bilir. Hareket ettiğini hisseder, şimdi oturmakta, ayakta durmakta ya da yürümekte olduğu bu yerin bebeğine yaşam verdiğini bilir. O halde, bir yerde doğan çocukta o yerin ruhu bulunur; sonsuza dek ve asıl olarak o yerin bir parçasıdır. (Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık)
- Dünya tarihinde kültürel gruplar arası mücadelelerde zafer kazananlar genellikle "uygar” unvanını kaparken yenilenler vahşiler, barbarlar, kafirler ya da putperestler olma damgasını yer. (Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık)
- Arap, Türk ve Pers medeniyetlerini bir araya getiren 13. yüzyılın Müslüman toprakları, dünyanın en zengin astronomi ve matematikten dilbilimine kadar hemen hemen tüm bilim dallarında en ileri ve dünyanın en yüksek okur yazarlık seviyesine sahip ülkeleriydi. Sadece papazların okuyabildiği Hindistan ve Avrupa ile veya sadece devlet bürokratlarının okuyabildiği Çin ile kıyaslandığında, Müslüman dünyasında neredeyse her köyde Kur'an okuyabilen ve Müslüman hukukunu yorumlayabilen en az birkaç kişi bulunuyordu.Avrupa, Çin ve Hindistan sadece bölgesel medeniyetler seviyesine ulaşabilmişken, Müslümanlar ileri ticaret, teknoloji ve genel eğitimle dünya çapında önemli bir medeniyet olmaya en çok yaklaşan topluluk olmuştu. (Cengiz Han)
- İletişim devriminin bir parçası olarak tüm bilginin sözde parmaklarımızın uçlarında olması gerekirken, yanıtlar eskisinden de daha aldatıcı görünmekle kalmaz, artık sorulan soruların doğruluğundan bile emin olmayız. (Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık)
- Moğol ordusu 25 yıl içinde, Romalılardan dört yüz yılda fethettiğinden daha çok toprak ve insan zaptetti. (Cengiz Han)
- Ne komünizmin sınıfsız toplumu ne de kapitalizmin küresel köyü yirminci yüzyılda dünyayı türdeşleştirmeyi başarabildi. (Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık)
- On dokuzuncu yüzyılın insan ilerleyişi nosyonunda, bu ilerleyişe neden olan yeniliklerin Batı Avrupa kültüründen geldiği varsayılır. İnsan ilerleyişinin itici gücünün, hatta denilebilir ki motorunun, farklı kültür grupları arasındaki dinamik gerilim olduğunu ve kabile insanlarıyla uygarlaşmış insanların arasındaki mücadelenin bu sürecin bir odak noktasını oluşturduğunu bugün daha doğru olarak görebiliyoruz. Hiçbir yerle teması olmayan yalıtılmış nüfuslar değişmez; duraklama yaşar ve çökerler. Çin, çevresindeki kabile halklarıyla en canlı biçimde etkileşime girdiği zaman yeniliklerin odak noktası oldu, ama dış dünyadan kendisini koparınca da duraklama yaşadı. Tarihin büyük kısmında Batı Avrupa dış dünyayla az teması olan yalıtılmış bir durgun su oluşturdu, ama öteki kültürlerle yoğun etkileşim kurduğu son beş yüzyılda Avrupa dünyanın teknolojik ilerleyişine öncülük etti. (Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık)
- “Tarihteki eksik bir ismi doldurmak için asla geç değil.” (Cengiz Han'ın Kızları)
- Yıllık sadece yüzde 5 sabit olan enflasyon oranıyla para, değerinin yarısını kaybeder ve fiyatlar da bu yüzden yalnızca on dört yılda iki katına çıkar. Böylece, yüzde 5'lik yıllık enflasyon oranıyla, 1985 yılında 100.000$ eden bir ev, 1999 yılında 200.000$'a satılacaktır. Yüzde 10 yıllık enflasyonla, aynı evin ücreti yedi yılda iki katına çıkacaktır. Böylece, 1985'te 100.000$ eden bir ev 1999'da 400.000$'a mal olur. (Para)
- Eğer siz büyük günahlar işlemeseydiniz, Allah sizin üzerinize benim gibi bir ceza göndermezdi. (Cengiz Han)