diorex
sampiyon

İpek Çalışlar kimdir? İpek Çalışlar kitapları ve sözleri

Gazeteci Yazar İpek Çalışlar hayatı araştırılıyor. Peki İpek Çalışlar kimdir? İpek Çalışlar aslen nerelidir? İpek Çalışlar ne zaman, nerede doğdu? İpek Çalışlar hayatta mı? İşte İpek Çalışlar hayatı...

  • 23.02.2022 16:00
İpek Çalışlar kimdir? İpek Çalışlar kitapları ve sözleri
Gazeteci Yazar İpek Çalışlar edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında İpek Çalışlar hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. İpek Çalışlar hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte İpek Çalışlar hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1947

Doğum Yeri: İstanbul

İpek Çalışlar kimdir?

İpek Çalışlar (d.1947 İstanbul), Türk gazeteci yazar.rnrnÜsküdar Amerikan Kız Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunudur. Gazeteciliğe TRT'de başlamıştır. Nokta dergisinin haber müdürlüğünü yaptı. Söz gazetesiyle patronsuz Sokak dergisinin kurucularından biriydi. 1990-92 yılları arasında Hamburg'da eşcinsellik, kadın ve İslam konularını araştırdı. Türkiye'ye dönünce, Cumhuriyet gazetesinin haber müdürlüğünü üstlendi; ardından on yıl süreyle Cumhuriyet Dergi 'yi çıkarttı. Mustafa Kemal Atatürk'le 2,5 yıl evli kalan Latife Hanım'ın hayatını araştırıp yazdığı Latife Hanım 2006'da yayımlandı. 2010'da "Biyografisine Sığmayan Kadın" altbaşlığını taşıyan "Halide Edip" adlı kitabı yayımlandı. Gazeteci Oral Çalışlar ile evlidir.

İpek Çalışlar Kitapları - Eserleri

  • Latife Hanım
  • Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
  • Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
  • Atatürk - Çocukluk ve Okul Yılları
  • İran: Bir Erkek Diktatörlüğü

İpek Çalışlar Alıntıları - Sözleri

  • +"Emniyet'e bana bir ölüm tuzağı kurulduğu ihbar edilmiş. Fakat nasıl ve nerede yapılacağı bilinmiyor. İstedim ki hiç yoktan başına bir iş gelmesin." -"Törenlerde senin yanında olacağım da ölüm tehlikesi karşısında ayrı olmaya razı mı olacağım sanıyorsun! Mutluluksa beraber. Ölümse yine beraber. Hatta atılacak kurşuna ben göğsümü gererek sana canımı siper ederim." (Latife Hanım)
  • ‘’ Ya hiç doğmamış olmak veya hiç unutulmamak isterdim.’’ (Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı)
  • Bir gun gelecektir ki,daha buyuk bir mahkeme,milletleri tabii haklarindan mahrum birakanlari mahkum edecektir. O mahkeme bu gun bizim aleyhimizde olan devletlerin fertlerinden tesekkul edecektir. Cunku,her ferdin icinde ezelu bir hak duygusu vardir ve milletleri meydana getirenler de fertlerdir. (Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın)
  • Artık tamamen öğrendim ve inkiyad ettim ki hayatta insan yalnızdır . Sevdiği ve sevildiği insanlar bir geçici hayaldir. (Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın)
  • -bırakın da benim gibi yaşayan ölülere türbedarlık edenler ağlasın.- (Latife Hanım)
  • Zübeyde temizliğe önem verir çocuklarını çok temiz giydirirdi. Ancak salgın hastalıklardan korunmak imkânsızdı. İki oğulları Ahmed ile Ömer aynı anda kuşpalazına yakalandı. Henüz 2 yaşındaki Mustafa, bütün gün kardeşleri ile bir aradaydı. Aynı bardaktan su içerler, aynı oyuncaklarla oynarlardı. Ahmed ile Ömer arka arkaya öldüler. Mustafa'nın salgından sapasağlam çıkışı annesi ile babasını yeniden hayata bağlayan mucize oldu. Karı koca sürekli Mustafa'yı gözlüyor, biraz kırıklık duydu mu, yorgun göründü mü hemen hekime koşuyorlardı. Son çocuklarını kaybetme korkusu hep hayatlarını etkilemişti. (Atatürk - Çocukluk ve Okul Yılları)

  • “Sen Halide Edip hanım değil misin? En çok seni arıyorlar.” “Sana verecekleri ceza en nihayet altı yıllık hapistir. Ölüm cezasının şerefi bana aittir.” (Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın)
  • Milletler, ırklar daima öldürmek,yakmakla meşgul. ...İçimden bir ses bu cinsten ayrılmak, kurtulmak istiyor (Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın)
  • “Hitler Almanya’sı Avrupa’yı felakete sürüklerken Türkiye’de ırkçı politikalara kapı acıyordu. 1942 Şubatı’nda bir felaket yaşandı. Filistin’e gitmek üzere adam başı 1000 dolar alarak Romanya’dan yola çıkan kırık dökük Struma gemisi, Nazilerden “kutsal topraklar”a kaçan yolcularıyla Sarayburnu’na gelmişti.” (Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın)
  • bugün hor gördüğümüz nice kıymetler var ki yarın mezarları başında göz yaşı dökeceğiz. Ve onların birer "kıymet" olduklarını itiraf edebilmek, için ölmelerini beklemekteyiz: çünkü yaşadıkları sıralarda onlara bu kıymeti vermemize, kıskançlığımız manidir. (Latife Hanım)
  • Bazan bir erkek dâhi, kadın ruhunu, kadınların ifade edemeyeceği bir derinlikle ifade ettiği gibi, kadın dâhi de bir erkek ruhunu bazen erkekten fazla anlıyor... (Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın)
  • yağmur yerine dürrü güher yağsa semadan bibaht olanın bağına katresi düşmez- (Latife Hanım)
  • "Her şey toz pembe değildi, ama hep saygı ve sevgi vardı. Ve o sevgi ölene kadar hep onunla beraberdi." (Latife Hanım)

  • “Yirmi dört mebusla Halide Edib Hanım yoldalar.” (Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın)
  • O mütevazı odada bütün gençliğin bir millet yaşasın diye ölmeyi göze alan kararını temsil ediyordu. Ne saray, ne şöhret, ne herhangi bir kudret onun o odadaki büyüklüğüne yaklaşamazdı. (Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı)
  • Hep aklımdan büyük Bâbl kadını Kurret'l - Ayn'ın (feminist kadın düşünür ve şair) idam edilmeden önce Farsça olarak söylediği cümle geçiyordu: "Ayaklarımı yerden kaldırın ki, yüksekten dünyayı daha iyi göreyim." (Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın)
  • tek kalmışlığın ıstırabı gözlerinde okunurdu- (Latife Hanım)
  • "Sekiz sene evvel mustarip ağlayan İstanbul'dan kalbim sızlayarak çıktım.Uğurlayanım yoktu. Sekiz sene sonra kalbim müsterih olarak, gülen ve daha güzelleşen İstanbul'a geldim. Vatanın imarı milletin refahı daha çok gayret ve mesai talep etmektedir. Artık bu saray, Allahın gölgelerinin değil, gölge olmayan, gerçek olan ulusun sarayıdir ve ben burada ulusun bir bireyi, bir konuğu olarak bulunmakla mutluyum." (Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı)
  • Gerçek, her zaman olduğu gibi, ne biri ne de diğeri, ikisinin ortası. Efendim bendeniz hünkarımız ile aynı dişçiye gitme şerefine erenlerdenim. Tooth Paşa ( Sultan’ın dişçisine taktığı ad ) bana ne dedi biliyor musunuz? Ona göre padişahımız hem nalına hem mıhına oynuyor. Bir yandan işgalciye karşı büyük esneklik gösterip çok iyi bir barış antlaşması sağlamak istiyor, öte yandan da Anadolu ayaklanmasına karşı çıkmıyor. Bu yüzden de onca yetenekli paşa arasından Mustafa Kemal Paşa’yı seçti. Hünkar, işgalcilere, Türk ulusuna her istediklerini kabul ettiremeyeceklerini kanıtlamak istiyor. Anadolu’da karışıklıkların artmasıyla barış görüşmelerinde değerli bir koz elde etmiş olur. (Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı)
  • Güneş batıyordu. Mustafa Kemal gazeteciye: "Bugün Türkiye'de her şey inşa halinde. Yollar, demiryolları, evler ve kafalar..." demişti. (Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı)

Yorum Yaz