İkbal Gürpınar kimdir? İkbal Gürpınar kitapları ve sözleri
Yazar, Sunucu İkbal Gürpınar hayatı araştırılıyor. Peki İkbal Gürpınar kimdir? İkbal Gürpınar aslen nerelidir? İkbal Gürpınar ne zaman, nerede doğdu? İkbal Gürpınar hayatta mı? İşte İkbal Gürpınar hayatı...

Doğum Tarihi: 4 Ekim 1969
Doğum Yeri: Kırıkkale, Türkiye
İkbal Gürpınar kimdir?
1969 yılında Kırıkkale'de dünyaya gelmiştir. Okul içinde açılan sınavı kazanarak spikerliğe başlamıştır. Bu arada kurslara katılarak makrome eğitimi almıştır. 1994-1995 yılında TRT'de "25.Saat" isimli programla televizyona ilk adımı atmıştır. Ardından Ortadoğu Amme İdaresi'nde ithalat ihracat elemanı sertifika programına katılıp bitirmiştir. Kısa bir süre restoran zincirleri kuran bir firmada Halkla İlişkiler ve Franchising müdürlüğü yapmıştır. TRT Gap'ta çeşitli programlar sunmuş, 1998-2000 yılları arasında TRT'de çalışıp, bir hastanede halkla ilişkiler müdireliği yapmıştır. 2006 yılında ise Kanal D'de "İkbal'le Yaşama Dair" adlı programı sunmuştur. Samanyolu TV'den aldığı teklifi değerlendirip çalışmaya başlamıştır. "Yüzük Taşı", "Mutluluk Oyunu" ve ardından "Kimse Yok Mu?" isimli programları da sunmuştur. Daha sonra ise Kanal 7'de yayınlanan "Hayatın İçinden" isimli programı da sunmuştur. "Kimse Yok mu?" ile birlikte olarak TRT'de "Gün Başlıyor" programını sunmuştur. Yaşadıklarını, izlenimlerini ve deneyimlerini 3 kitapta yazmıştır. Şiir albümleri ve şarkıları bulunmaktadır. Çocuklar için masallar yazmıştır. Filiz Sabuncu'nun iki masalının da bulunduğu "İkbal'den Masallar" çocuklar tarafından çok beğenilmiştir. İkbal Gürpınar 3 defa evlenmiştir ve 2 çocuğu bulunmaktadır.
İkbal Gürpınar Kitapları - Eserleri
- Günaydın Gece
- İçimden Geldiği Gibi
- Benim Hala Umudum Var
- İkbal'le Küçük Mutluluklar
- Elbet Bir Gün
- Kadınsın Korkma
- Yeniden Başla
- Küçük Mutluluklar
İkbal Gürpınar Alıntıları - Sözleri
- İçimizdeki kin ve öfke en çok bizi bitirir. (Yeniden Başla)
- Hâla bekliyorum.... (Elbet Bir Gün)
- "... AKLETMEZ MİSİNİZ? ..." (Kadınsın Korkma)
- Hz. Havle, iman eden bir kadın. Evs(r.a.) isimli sert tabiatlı bir adamla evli. Bir gün Evs cahiliye döneminin adeti üzere zıhar yapıp, aralarındaki nikah akdini bitirmek ister. Bu şekilde kapı önüne konmayı içine sindiremeyen Hz Havle Peygamberimize (s.a.v.) halini anlatır. Havle'yi büyük bir dikkat ve saygıyla dinleyen Hz. Peygamber (s.a.v.) bir an duraksar sonra da: "Bu tür boşamalarla ilgili Rabbimden bana herhangi bir ölçü gelmiş değildir" cevabını verir. Bunun üzerine Havle ellerini açar ve der ki: "Ya Rabbi, halimi sana arz ediyorum. Bu halimi sana şikayet ediyorum." Alelade bir kadındır Havle, hepimiz gibi. Ama gönlü kırılmış, mahzun bir kadın. Değil mi ki Allah mahzun kalplerdedir. Mücadele Suresi'nin ilk ayetleri indiğinde yüzü sevincinden ay gibi parlayan Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Havle'yi çağırmış ve: "Seni müjdelerim Havle! Allah senin sesini duymuştur." dedikten sonra ayetleri okumuş. Yüce Rabbimiz Havle'nin feryadını duymuş, onun mağduriyetini vahiyle gidermiş. Bu ayetler indikten sonra Medine'de günlerce konuşulmuş. "Allah'ın işittiği kadın!" olarak dillerde dolaşmış. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen bir toplum, İslam'la şereflenince kadına en yüksek değeri veren bir noktaya gelmiş. (Kadınsın Korkma)
- Herkesi olduğu gibi kabul edebilmek, büyük meziyet. Belki de mutluluğun anahtarı. (Günaydın Gece)
- Kıymetini bilemiyoruz kolayca elde ettiğimiz şeylerin. Bu ister sevgili olsun, ister para, ister eşya... (Günaydın Gece)
- Gidişim suskun olmuştu ; ama dönüşüm muhteşem olacak. (Benim Hala Umudum Var)
- Minicik bir tohum koca bir hayatı saklar içinde bütün iş suyunu gübresini vermekte. (Yeniden Başla)
- Madem ki bir millet tayyaresiz yaşayamaz öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz! (Yeniden Başla)
- 'Demek ki' dedim, 'yanlış yaptığımız bir şeyler var'. Ya çocuklarımızı yetiştirirken sevgi, saygı, vefa, şefkat gibi kavramları öğretemiyoruz onlara ya da kendimizi hiçe sayıp onlara adıyoruz hayatımızı. Gözlerinde hep hizmet etmek zorunda olan, zavallı, değersiz kişiler haline sokuyoruz kendimizi. (Küçük Mutluluklar)
- Beklemek..... (Elbet Bir Gün)
- Allah var gam yok. (Yeniden Başla)
- Ve en acı olanı şu ki; birilerinin mutluluğu insanları rahatsız ediyor. Bence bu, hastalıklı bir ruhun belirtisi... (Küçük Mutluluklar)
- O güzelim ağaçlar, dallarında kuşlar cıvıldasın, gölgesinde insanlar serinlesin, canlılar oksijen alsın diye çabalayıp dururken biz, gövdelerine baltayı saplayıp canlarını alıveriyoruz onların. Ya sobamızı odun oluyorlar ya da evimize masa, sandalye. (Küçük Mutluluklar)
- Günümüzde rol model sıkıntısı çekiyoruz ya, nereye bakacağımızı bilmediğimizdendir bu. (Kadınsın Korkma)
- Hayat aynen kalp atışlarımızın izdüşümü gibidir; zikzaklarla dolu. Düz bir çizgi ise sadece ölümün ifadesi. Her şey yerli yerinde olsun, hep mutlu ve zengin olalım, hiçbir problemimiz olmasın diyorsanız zaten siz yaşarken ölmüşsünüz demektir. Eğer sonbaharda dökmeseler ağaçlar yapraklarını, baharda tomurcukları görüp heyecanlanabilir miydik? Yazın sıcağında dudaklarımız kavrulmasa kana kana su içmenin, yemyeşil bir ağacın gölgesinde soluklanmanın keyfini tadabilir miydik? (İçimden Geldiği Gibi)
- Bir daha dünyaya gelme şansımız olmadığına göre bize bahşedilen şu kısacık hayatı sonuna kadar, acısıyla tatlısıyla yaşamalı. (Günaydın Gece)
- Biliyoruz ki, olmuşla ölmüşe çare yok yalnızca. O halde ne gerek var geçmişe takılıp kalmaya. (Elbet Bir Gün)
- Çünkü kendileri gibi düşünüp yaşamayan herkes imha edilmeyi, aşağılanmayı hak ediyordu onlar için. (Kadınsın Korkma)
- Kimi dinlemekten, kimi söylemekten, kimi ima etmekten hoşlanır. (Günaydın Gece)
Editör: Nasrettin Güneş