diorex
ARTUKBEY

Henri Barbusse kimdir? Henri Barbusse kitapları ve sözleri

Fransız Romancı / Şair / Gazeteci / Komünist Henri Barbusse hayatı araştırılıyor. Peki Henri Barbusse kimdir? Henri Barbusse aslen nerelidir? Henri Barbusse ne zaman, nerede doğdu? Henri Barbusse hayatta mı? İşte Henri Barbusse hayatı... Henri Barbusse yaşıyor mu? Henri Barbusse ne zaman, nerede öldü?

  • 22.07.2022 05:00
Henri Barbusse kimdir? Henri Barbusse kitapları ve sözleri
Fransız Romancı / Şair / Gazeteci / Komünist Henri Barbusse edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Henri Barbusse hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Henri Barbusse hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Henri Barbusse hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 17 Mayıs 1873

Doğum Yeri:

Ölüm Tarihi: 30 Ağustos 1935

Ölüm Yeri: Moskova

Henri Barbusse kimdir?

Fransız şair, roman ve biyografi ya­zarı. I. Dünya Savaşı anılarını işlediği savaş aleyhtarı romanlarıyla tanınır. 17 Mayıs 1873′de Asnieres’te doğdu. Çocukluğu­nun bir bölümü İngiltere’de geçti. 1914′de 40 yaşını aşmış olmasına ve tüberkülozlu olmasına karşın gönüllü olarak Fransız ordusuna katıldı. Kendi İsteği üzerine cephede görevlendirildi. Savaşlardaki başarı­larından ötürü üç kez kahramanlık nişanı aldı. Sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine 1917′de ordudan terhis edildi. Ordudan ayrıldıktan sonra savaş aleyh­tarı olarak birçok uluslararası barış örgütünde çalıştı. 1935′de Üçüncü Enternasyonal’in yedinci kongresine delege olarak katıldı. 30 Ağustos 1935′de son yıllarını geçirdiği SSCB’de zatürreeye yakalanarak öldü. Barbusse edebiyat yaşamına 1895′de yayımlanan Pleureuses (“Ağlayan Kızlar”) adlı şiir kitabıyla başla­dı. Şiirlerinde simgeci bir dil kullanan şair, roman çalışmalarında doğalcı bir anlatım benimsedi. İlk romanı Les Suppliants’ı (“Ricacılar”) 1903′de yazdı. Bunu 1908′de L’Enfer (“Cehennem”) adlı romanı izledi. Barbusse’ün uluslararası bir ün kazanması başyapıtı Le Feu: journal d’une escoude (Ateş) ile oldu. Bu savaş romanında, siperlerdeki Fransız asker­lerinin yaşantılarını bütün ayrıntılarıyla ve gerçekçi bir üslupla anlatır. Savaşı hazırlayanların değil, savaş­tan kazanacak hiçbir şeyi olmayan askerlerin açısın­dan bakarak savaşı eleştirir. Gönüllü olarak savaşa giden bir yazar olarak, savaş aleyhtarı görüşlerini kendi yaşadıklarıyla birleştirerek işlemiştir. 1917′de Goncourt Edebiyat Ödülü’nü alan bu roman, aynı yıl içinde İngilizce’ye çevrilmiş ve ABD’de üst üste yedi kez basılmıştır. Savaşın dehşeti ve yol açtığı yıkıntılar daha sonraki döneminde Barbusse’ü bir bütün olarak toplumu eleştirmeye götürmüş, savaş aleyhtarı çalış­malarını sol siyasal bir tutum içinde sürdürmüştür.

Henri Barbusse Kitapları - Eserleri

  • Cehennem
  • Ateş
  • Aydınlık
  • Bir Savaşçının Konuşmaları

Henri Barbusse Alıntıları - Sözleri

  • ...Ben de diğerleri gibi bir erkeğim, karşıma çıkacak ilk kadının gözlerimi kamaştırmasına her daim hazır, acınacak bir hâl bu! (Cehennem)
  • Ben de, diğer insanlar gibi, sonsuzluktan ibaretim. Oysa tüm bunlar nasıl da belirsiz ve karmaşık görünüyor gözüme! Kalbimle güneş arasında koyu bir gölge gibi duran varlığım, ne kendini iyi tanımayı becerebiliyor ne de kendinden kurtulabiliyor. (Cehennem)
  • Savaş, dinmeyen bir güreş, bir çatışmadır. (Ateş)
  • "Alnımıza ne yazılmışsa o olur" diye düşünüyor çevremdekiler, daha ötesini akıllarına bile getirmiyor ve karanlıkta üstüste yığılmış cansız gölgelerden farksız yaşıyorlar. (Aydınlık)
  • "Büyük bir boşluğun, hiçliğin koynunda yaşıyoruz sanki." (Aydınlık)
  • Bizim için hep gece yaşanan, karanlık bir şeydi hayat. (Aydınlık)
  • Dünya üzerinde aynı dili konuşan iki insan yok. İnsanlar, bazı zamanlar, nedensizce birbirine yaklaşıyor, sonra, yeterli bir neden olmadan birbirinden uzaklaşıyor. Birbirini incitiyor, birbirine sevecenlikle dokunuyor, birbirini yaralıyor, birbirini sakat bırakıyorlar. Ağlamaları gerekirken gülüyor, onu da tam anlamıyla yapamıyorlar .Çift olmak her daim delilik. Dost ya da aşık fark etmiyor! (Cehennem)
  • "İnsanlığım yaralı" ... (Aydınlık)
  • Ben o noktadan her şeyi gördüm; biz önde savaşırken, arkada iskemlelere kurulmuş oturan bu kadar çok insan olduğunu ben hiç düşünmemiştim. (Ateş)
  • Hayat böyledir. İnsan unutur, unutmaya yükümlüdür. Bunu yapan başkaları değildir. Hatta kendimiz bile değiliz. Unutmanın kendisidir. (Ateş)
  • Burada sessizlik kanundur... Onlar kendi içlerine kapanmışlardır; tek düşündükleri kendi hayatları ve ölümleridir. (Ateş)
  • İnsan artık hiçbir yerde duramıyor... Her yerde herkes birbirini rahatsız ediyor. İleri gidiyoruz, dağılıyoruz ve bu kargaşa içerisinde tekrar geriliyoruz. (Ateş)
  • Savaşları durdurun! Bunu yapmak mümkün! Savaşları durdurun! Dünyanın yarası böyle şifa bulmaz. (Ateş)
  • ...artık sevmiyor olmak, nefret etmekten daha beter! (Cehennem)
  • Onlar kendi içlerine kapanmışlar; ve yalnız kendi hayatlarını ve ölümlerini düşünürler. (Ateş)
  • Geçerken bizi değiştiren zaman, işte yaranın kaynağı bu ! (Cehennem)
  • Düşünmek ve hayatın acılı tecrübesi olgunlaştırdı beni. (Aydınlık)
  • ... karanlık çökünce bütün yorgunluklar gibi bütün umutlar da birbirine benziyor nedense: hepimiz birbirimize benziyoruz. (Aydınlık)
  • her şeyden fersah fersah uzakta gibiydi. (Ateş)
  • Tanrı'nın varlığını doğrulayan tek şey O'nun varlığına duyduğumuz ihtiyaçtır. Eksikliğini hissettiğimiz her şeye verdiğimiz isimdir Tanrı. (Aydınlık)

Yorum Yaz