Hacı Bektaş Veli kimdir? Hacı Bektaş Veli kitapları ve sözleri
Alevi, mistik, seyit, hümanist, mutasavvıf şair ve filozof. Hacı Bektaş Veli hayatı araştırılıyor. Peki Hacı Bektaş Veli kimdir? Hacı Bektaş Veli aslen nerelidir? Hacı Bektaş Veli ne zaman, nerede doğdu? Hacı Bektaş Veli hayatta mı? İşte Hacı Bektaş Veli hayatı... Hacı Bektaş Veli yaşıyor mu? Hacı Bektaş Veli ne zaman, nerede öldü?
Alevi, mistik, seyit, hümanist, mutasavvıf şair ve filozof. Hacı Bektaş Veli edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Hacı Bektaş Veli hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Hacı Bektaş Veli hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Hacı Bektaş Veli hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Tam / Gerçek Adı: Hacı Bektâş-ı Velî
Doğum Tarihi: 1209
Doğum Yeri: Nişabur
Ölüm Tarihi: 1271
Ölüm Yeri:
Hacı Bektaş Veli kimdir?
Horasan Melametîliğinin önde gelen temsilcilerinden Yusuf Hemedani'nin öğrencisi Hoca Ahmed Yesevi tarafından kurulmuş olan Yesevîlik tarikâtının Anadolu'daki en fa'al uygulayıcısı konumunda 13. yüzyıl Anadolu'sunun İslâmlaşma sürecine önemli katkılarda bulunarak adını “Horasan Erenleri” olarak anılan şahsiyetler arasına yazdıran, 16. yüzyılda ise Balım Sultan önderliğinde 14. ile 15. yüzyıl Azerbaycan ve Anadolu'sunda yaygınlaşmış olan Hurûfîlik akımının etkisi altında kalınmak suretiyle ibahilik, teslis (üçleme), tenasüh, ve hülul anlayışlarını da bünyesine alarak kurumsallaşan Bektaşîlik tarikâtının isim babası, Kalenderî / Haydarî şeyhi, islam mutasavvıfı.
Lokman Parende'den ilk eğitimi almış ve Hoca Ahmed Yesevî (1103-1165)'nin öğretilerini takip etmişti. Bundan dolayı Yesevi'nin halifesi olarak kabul edilmektedir. Anadolu'ya geldikten sonra kısa zamanda tanınarak kıymetli talebeler yetiştirdi. Hacı Bektâş-ı Velî kendisinin de bağlı olduğu "Ahilik Teşkilâtı" ile, Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinde Anadolu'da sosyal yapının gelişmesinde önemli katkılarda bulunmuştur.
Hayatının büyük bir kısmını Sulucakarahöyük’te (Hacıbektaş) geçiren Hacı Bektâş-ı Veli, ömrünü de burada tamamlamıştır. Mezarı, Nevşehir iline bağlı Hacıbektaş ilçesinde bulunmaktadır.
Hacı Bektaş Veli Kitapları - Eserleri
- Makalat
- Vilayetname
- Velayetname
- Besmele Tefsiri
- Her Ne Arar İsen Kendinde Ara
- Makalat
- Fatiha Tefsiri Hacı Bektaş Veli
- Okunacak En Büyük Kitap insandır
Hacı Bektaş Veli Alıntıları - Sözleri
- Hangi mülkiyet, sevgiden daha büyük olabilir? Neye sahip olmak, sevmek ve sevilmek kadar insanı mutlu ve huzurlu kılabilir? (Her Ne Arar İsen Kendinde Ara)
- Ben ve bizden vazgeç ki Hakk'a yakınlaşasın. Yoksa ben ve biz dersen halk içinde kalırsın. (Velayetname)
- Bir yolu karanlık görüyorsan, belki perde gözündedir, yolda değil! (Her Ne Arar İsen Kendinde Ara)
- Bir kemer köprüdür, gelen geçer Yahut bir güvercin evidir, konan göçer. Bu cihan fanidir. Ahiret ise bakidir. Veliler ölmez şekil değiştirir. Erin cesedini görüp öldü sanmayın. İnsan ruhu ölmez, ruh nasıl ölsün? Ehad olan Allâh'ın ruhudur. (Velayetname)
- "Besmelede seksensekiz yanlışı Gidip fetvâneye mânâ beğenmez" (Besmele Tefsiri)
- Yaşadığım sürece İmam Hüseyin gibi, dünyanın Yezitlerine karşı savaşacağıma zulmün karşısında yer alacağıma söz verdim.. (Her Ne Arar İsen Kendinde Ara)
- "Tenleri ölüp canları ölmeyenler de aşıklardır." (Makalat)
- "Artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin" (Velayetname)
- Gerçek dünya olan ahiret yaşamında da mutlu olmak için güzel ahlak şarttır. (Her Ne Arar İsen Kendinde Ara)
- "Bu dünya derin bir deniz gibidir. İnsanların çoğu bu denizde boğulurlar." (Makalat)
- "Her kim ki imanın tende (bedende) yada canda (gönülde) olduğunu söylerse hata etmiş olur. Bilmek gerekir ki; ariflerin nazarında iman akıldadır. Ancak imanın herkesçe bilineni dil ve gönülde olmasıdır (dil ile ikrar, kalp ile tasdik). Hasılı Allah'ı gönülden kabul etmeyen mutlak kafirdir. " (Makalat)
- Ten kafestir. Bu can kuşu Kafes kırılınca hemen uçar İsmail bizim öldüğümüzü sanma, Biz az çok şeklimizi değiştiririz. (Velayetname)
- İman tek başına tanımlanabilecek ya da amenna ( inandık ) demekle bitecek bir kavram değildir. Akılla sorgulanmalı, ilimle taçlandırılmalı ve cömertlik, edep, korku gibi ahlaki faziletlerle yaşanmamlıdır ki anlamını bulsun. (Okunacak En Büyük Kitap insandır)
- "İncinsen de incitme!'' (Makalat)
- Ey hiç yoktan varlığımı Bir balçıktan var edenim Nimetine şükürlerle Binlerce kez hamd ederim Ey başıma bir taç gibi Muhammedi yâr edenim Huzurunda günahımdan Utanırım ar ederim Evvel Allah ahir Allah Bismillah Kimsenin önünde eğilmez başımız Senden başka Yâr olmaz kimse bize Senden başka Ey dünün ve bu vaktin sahibi Ey sahibi bir hesap gününün Bir tek Sana eğilir secde ederiz Kulluklar bilmeyiz başkaca Bâtın Allah Zâhir Allah Bismillah Sabit kadem kıl bizi Müstakim yolda Kaybolmamış insanlar grubunda Bir olsun eylemimiz sözümüz (Kurnaz) (Besmele Tefsiri)
- Hangi mülkiyet, sevgiden daha büyük olabilir? Neye sahip olmak, sevmek ve sevilmek kadar insanı mutlu ve huzurlu kılabilir? (Her Ne Arar İsen Kendinde Ara)
- Güneş peygamberdir. Ay eren.. (Vilayetname)
- “Bir sözün yüz yüzü vardır” dedi Pir Hacı Bektaş. Peki insanın kaç yüzü vardır Hünkarım? Pir, “çar darp” yapardı. Yani; kaşları, saçları, sakalları traşlıydı. Gür bıyıkları vardı. Üstünde yarım-yamalak, eski kıyafetlerle gezerdi. Oysa zamane ehli onu farklı surette resmediyorlar. Çünkü onlara göre öyle olmalı… Zaten suretperestler insanın özüne değil, cismine ehemmiyet verirler. Mevlana’nın “Herkes kendi zannınca benim dostum oldu ama kimse içimdeki sırları araştırmadı.” Demesi bu sebeple boşuna değildir. Hünkar’ın döneminde de insanlar aynı olmalı ki; O, Hace Ahmed Yesevi’nin yanına girdiğinde, Hace “işte geldi mülk sahibi” deyince, cemaatin yarısı kalkıp gitmişti. Üstü başı yırtık pırtık bir garibin, Hace Ahmed Yesevi’nin böyle büyük izzetine layık görülmesi onlara ağır geldi. Sonra Anadolu'ya geldi Hünkar. Anadolu erenlerine niyetinin güzelliğini göstermek için, güvercin şekline girerek karşıladı onları. Ham erenlerden biri de bunu fırsat bildi, doğan oldu da Hünkarı yakalamak istedi. Kendi şekline döndü pir, doğanın boğazını yakalayıp dedi ki; “ben kuşların en barışçısı olan güvercin şeklinde geldim. Sen beni doğan kılığında karşılıyorsun. Bu doğru mu?” Oysa Hünkar, isteseydi o meydan ejderha olur girerdi. Ama özünde kötülük yoktu. Pir’in gayesi insanlara iyilik etmekti. İnsana değer vermede geldiği seviye, tüm beşeri hukukların üstündedir. “Okunacak en büyük kitap insandır” sözünü söylemek de işte böyle babayiğitlerin harcıdır. İnsanlar da o ve onun gibileri öylesine sevmişlerdi ki, Anadolu insanı pirlere baba demeyi uygun gördüler. Birisi cesetlerinin babasıydı, diğeri ruhlarının. Anadolu’da yıllarca gezdi Pir… Bir gün çevresini saranlar ona; “Eğer sahib-i sır iseniz, nişanınız nerede?” diye sordular. Hünkar elinin ayası ve alnında ki iki yeşil beni gösterdi. Hakikat ehli olduğunu ispat etti. Herkes hayrete düştü. Bu öyle bir hayretti ki, bugün bile Türküsü söylenir: “Yüzünde yeşil ben aşikar olmuş Çekilmiş gaşların zülfikar olmuş Gözlerin aleme hükümdar olmuş Mihri Süleymandan güzelsin güzel” İşte Pir, böyle güzel böyle özel bir adamdı. O ve selefleri, bu topraklardayken barıştan, insanlıktan, adaletten bahsederdi. Sonra onlar gitti, yerine yenileri gelmedi. O günlerde insanlar “gelin canlar bir olalım!” derlerdi… Bugünlerde “senin canını alırım!” diyorlar. Başka da bir şey değişmedi… Velayetnamemiz; Hünkar’a ait olduğu düşünülen ve onun ölümünden sonra toplanan sözlerinin derlemesidir. Toplanmaya başladığı tarih ile, Hünkarın ölümü arasında uzun yıllar olduğu için salahiyetinden emin olmak mümkün değildir. Tarihsel olarak Hünkar hakkında bilgi pek azdır. Tarihçiler gariplerden ziyade sultanlara daha düşkündür. Oysa bizce gönül sultanları daha büyüktür. (Velayetname)
- Hz Hünkar "Türkistan ilinde, Horasan (diyarından) geldik, aslımız Muhammed oğullarındandır. Babam İbrahim-i Sani diye meşhur Seyyid Muhammed'dir. Mûsâyü's-Sani' nin oğludur. İbrahimü'l-Mücâb, Hz. İmam Mûsa-yı Kâzım' ın oğludur. Mürşidim doksan dokuz bin Türkistan pirinin başı Sultan Hoca Ahmed-i Yesevi'dir. Meşrebim, Muhammed Ali'den, nasibim Hüdâ'dandır. " dedi. (Velayetname)
- "Korkusuz yürümek imana noksan getirir." (Makalat)