Grigory Petrov kimdir? Grigory Petrov kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Rus Hatip, Gazeteci, Yazar Grigory Petrov hayatı araştırılıyor. Peki Grigory Petrov kimdir? Grigory Petrov aslen nerelidir? Grigory Petrov ne zaman, nerede doğdu? Grigory Petrov hayatta mı? İşte Grigory Petrov hayatı... Grigory Petrov yaşıyor mu? Grigory Petrov ne zaman, nerede öldü?

Rus Hatip, Gazeteci, Yazar Grigory Petrov edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Grigory Petrov hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Grigory Petrov hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Grigory Petrov hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Grigory Spiridonovich Petrov

Doğum Tarihi: 6 Şubat 1866

Doğum Yeri: Yamburg, Rusya

Ölüm Tarihi: Paris, Fransa

Ölüm Yeri: Paris, Fransa

Grigory Petrov kimdir?

Grigory Spiridonoviç Petrov, 20. yüzyıl başında Rusya’nın en tanınmış papazlarından, en çok okunan halk yazarlarından birisi idi. Görüşleri nedeniyle kiliseden kovulduktan sonra kendisini tamamen yazarlığa verdi; gazeteci ve hatip olarak kitleleri etkilemeyi sürdürdü. Bolşevik Devrimi gerçekleştiğinde ülkeden kaçmak zorunda kaldı, Yugoslavya Krallığı’nda geçirdiği son yıllarında pek çok eser kaleme aldı, konferanslar verdi. Eserleri, Sovyet döneminde ülkesi Rusya’da yasaklanmıştır ancak Bulgaristan’da ve o yıllarda yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde etkili olmuş, devrin aydınlarını etkilemiştir. Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabı, Türkçe’de en çok okunan yabancı eserler arasına girmiştir.

1869 yılında Peterburg’a bağlı Yamburg kasabasında dünyaya geldi. Babası bir meyhane garsonuydu. 1886’de din okulundan, 1891’de Peterburg İlahiyat Akademisi’nden mezun oldu ve din görevlisi olarak tayin edildi. Kilisedeki görevinin yanı sıra Mihaylov Harp Okulu, Aleksandrov Lisesi, Teknik Okulu ile Peterburg’un farklı liselerinde ders verdi. Bir hatip, gazeteci ve hoca olarak ünü yayılınca Çarlık ailesi tarafından prensleri eğitmesi için saraya davet edildi. Ancak fikirleri Kilise yöneticilerini rahatsız etmeye başlayınca 1903 yılında okullarda verdiği dersler kendisinden alındı ve kilisedeki görevinden çıkarıldı; saraydaki işinden de ayrılmak zorunda kaldı. 1907 yılında “zararlı gazetecilik faaliyetlerinden ötürü” Petersburg yakınında bir manastıra sürgün edilen yazar, manastırda bulunduğu sırada, adaylığını koymadığı halde Rusya’nın ikinci Duma’sına milletvekili seçildi. 1908 yılında Kilise yönetimine hitaben yazdığı mektupta yer verdiği eleştirilerine bağlı olarak Kiliseden aforoz edildi. Kendisine karşı açılan dava sonucunda din görevliliği mesleğinden ihraç edildi, 7 yıl Peterburg ve Moskova’da yaşaması yasaklandı ve 20 yıl bir süreyle devlet işlerinde çalışmaktan men edildi. Papazlık rütbesi alındıktan sonra ünü daha da artan yazar, 1908 yılından itibaren Kırım’da ikamet etti. Rusya’da ve yurtdışı ülkelerde gezerek çok sayıda konferans verdi. Yurtdışında gezdiği yerler arasında en çok Finlandiya’dan etkilendi. Yazıları, “Russkoye slovo” adlı gazetede her gün yayımlandı. Kitapları Balkan ve Avrupa ülkelerinde çevrilip yayınladığından yurtdışında tanındı. Petrov, Ekim Devrimi’nden sonra Bolşevikleri rahatsız eden görüşleri nedeniyle çeşitli baskılar görüyordu; ihtilal kaosunda yakınlarını ve oğlunu kaybetmişti. 1920’de Kırım’dan kalkan ve içinde ülkeden kaçan Denikin Ordusu mensuplarının bulunduğu son gemiye yalınayak ve üzerindeki pijamayla binerek hayatını kurtarmayı başardı. İstanbul’dan geçtikten sonra kısa bir süre Gelibolu’da kaldı ve daha sonra bir grup Rus göçmeniyle birlikte Yugoslavya Krallığı’na geçti. Sanatçı, Yugoslavya Krallığı’nda yöneticiler tarafından büyük ilgi gördü ve Belgrad Üniversitesi’ne profesör olarak tayin edildi. Son yıllarında üniversitedeki derslerinin yanı sıra, tüm ülkeyi gezerek konferanslar verdi; hatip ve gazeteci-yazar olarak büyük bir üne kavuştu.

1925 yılında sağlık durumu kötüleşen Petrov, mide kanseri nedeniyle ameliyat için devlet imkânlarıyla Paris’e gönderildi; ancak iyileşemeyerek 18 Haziran 1925’te hayatını kaybetti. Yakılan naaşının külleri eşi ve kızının yaşadığı Novi Sad kasabasında defnedildi. Mezarı daha sonra kızı tarafından Münih şehrinin Ostfriedhof Mezarlığına nakledildi.

Bulgaristan’da yaşayan arkadaşı Bojkov’un bu ülkede kurduğu “Petrov Kültür ve Eğitim Cemiyeti” sayesinde kitapları Bulgarca’ya çevrilip yayımlanan yazar, bu ülkede büyük ilgi gördü. Özellikle 1925 yılında Beyaz Zambaklar Ülkesinde (Finlandiya) adlı eseri Bulgaristan’da yayımlandığında Bulgar Eğitim Bakanlığı tarafından kitlelere önerildi ve Bulgaristan’da tüm eserlerine karşı büyük ilgi doğdu.

Petrov’un kitaplarının başarısı Türkiye’ye göç eden Bulgaristan Türkleri yoluyla Türkiye’ye ulaştı. 1928 yılında 3 ayrı kitabı Bulgarca’dan Türkçe’ye çevrilip basıldı. Özellikle Ali Haydar Taner’in çevirisi ile yayımlanan Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı yapıt, Türkiye’deki aydınların dikkatini çekti. Kitabın içindeki fikirler ülkede uygulanması gereken bir eğitim ve kalkınma modeli olarak görüldü. Eser, 2008’e kadar dört defa Türkçe’ye çevrildi ve en az 41 kez baskı yaptı.

Grigory Petrov Kitapları - Eserleri

  • Beyaz Zambaklar Ülkesi
  • İdealist Öğretmen
  • Beyaz Zambaklar Ülkesinde - İdeal Öğretmen
  • Deli Profesör
  • Sokrat ve İnsanlar
  • Büyük Adamlar

Grigory Petrov Alıntıları - Sözleri

  • Kendi halkının yetiştirilmesiyle ilgilenmek istemiyor aydınlar. Sonuç olarak sarhoş, hasta , ezilen ve eğitimsiz kitlelerle karşı karşıya kalıyorlar. (Beyaz Zambaklar Ülkesinde - İdeal Öğretmen)
  • Dünyada pek çok sihirbaz var. Ve her insan, eğer isterse, kendi yaptığı işte sihirbaz olabilir. (İdealist Öğretmen)
  • "Sizler küçük, zavallı toprak solucanlarısınız. Sadece sürünüp titremeyi bilirsiniz. Korkunun çocuklarısınız siz. Dininizi bile yanlış anlıyor, sürekli korkarak, titreyerek ve inleyerek inanmayı tercih ediyorsunuz. Eğer hakikaten de ruhen yaratıcının çocukları olsaydınız, alnınızı toprağa değdirmez, yüzüstü yere yatmazdınız. Sizler de hayat dağıtır, büyür, zirvelere ulaşmaya çalışırsınız." (Beyaz Zambaklar Ülkesinde - İdeal Öğretmen)
  • "Zaten doğru düşünen herkes, 'krallık da cumhuriyet de, krallar ve cumhurbaşkanları da, kanunlar da memurlar da,' hep halk için ve halkın emrinde olmalıdır." (Sokrat ve İnsanlar)
  • Ve her insan, eğer isterse, kendi yaptığı işte sihirbaz olabilir. (İdealist Öğretmen)
  • Tanrı halkın ruhunda ölüyor! Bu ölümden daha feci ne olabilir? (Beyaz Zambaklar Ülkesinde - İdeal Öğretmen)

  • Her birinizin işlenmemiş, ancak değerli bir insan cevheri olduğunu unutmayın. (İdealist Öğretmen)
  • Ülke insanının çoğunluğunun eğitimden yoksun bırakılmış olması bir cinayettir. (Beyaz Zambaklar Ülkesinde - İdeal Öğretmen)
  • İşte, ben, bugün, milletin ruhunun derinliklerinde binlerce yıldan beri gizli kalmış büyük yetenekleri ortaya çıkarmak için köylere gidiyorum (Deli Profesör)
  • Işte bütün insanlığın dahi ressamı, Hollanda'nın büyük sanatçısı, Amsterdam gibi büyük ve zengin bir ticaret şehrinde ömrünün son günlerini böyle bir yoksulluk içinde geçirmiştir. Bugün Rembrandt Amsterdam şehrinin ve Amsterdam'daki Güzel Sanatlar Müzesi'nin övünç kaynağıdır. Şehrin tek meydanı'nın adı Rembrandt Meydanı'dır. (Büyük Adamlar)
  • Hayattaki aşırı düzensizliğin başlıca nedenlerinden birisi herkesin hayatta iyi bir düzen kurmaya çalışması, fakat hiç kimsenin hayatın kendisini düzene sokmak istememesidir. (Beyaz Zambaklar Ülkesi)
  • "Genç nesli değil, kendinizi suçlayın. Siz nasıl yetiştirdiyseniz, gençler de öyle olacaklar." (Beyaz Zambaklar Ülkesi)
  • Kilise büyükleri, sizlere olan konuşmamı bir yardım çağrısıyla bitiriyorum: Halkımızı kurtarın! Ona Tanrı'yı verin. Ölü inanç formüllerini değil, ruhlarında Tanrı'yı duyacakları canlı bir his verin. (Beyaz Zambaklar Ülkesinde - İdeal Öğretmen)

  • Dünyadaki hiçbir hükümetin gücü, şişedeki şeytanın gücü kadar büyük değildir. Şişedeki şeytanın ordusu dünyanın en kalabalık ordusudur. Bu ordu, boyuna seferberliğe devam eder ve hiçbir nefer bu oryddan kaçmak istemez. (Deli Profesör)
  • İlk zaferiniz, öncelikle kendiniz olmalıdır. Kendinizi zehirlemeyin. Sağlığınızı koruyun. Kanınızı, beyninizi ve kalbinizi temiz tutun. (İdealist Öğretmen)
  • Büyük adamları aramıyorlar ortaya çıkarmak için uğraşmıyorlar. Bunların ortaya çıkışını hala rastlantıya ve şansı bırakıyorlar. Örneğin inci avcıları denizin dibine inip de inci aramak yerine deniz kenarına oturup dalgaların incileri karaya atmasını bekleselerdi acaba ellerine bir şey geçer miydi? (Büyük Adamlar)
  • Halk, devletin temelini oluşturur. Zayıflarsa, bütün ülke zayıflar. (İdealist Öğretmen)
  • Okullarda çocuklara doğru dürüst bir eğitim vermiyorlar. Hayatı anlamanın metodunu öğretmiyorlar; insanların ruhlarında gizlenmiş olan duyguları uyandırmıyorlar. Milyonlarca insanımızın beyinleri, işlenmemiş çorak topraklar gibi duruyor, hiçbir meyve vermiyor. (İdealist Öğretmen)
  • “Şükürler olsun ki, gençler her şeye yeniden başlıyor: Yaşamı daha iyi, daha akıllı, daha güzel bir düzene sokacaklar.„ (Beyaz Zambaklar Ülkesi)
  • Yöneticiler, iyi veya kötü de olsalar, kahraman veya zalim de olsalar kendi halklarının birer parçasıdırlar. Milletlerinin ruhunu yansıtırlar. Kendi milletlerinin birer ürünüdürler. Halk nasılsa onlarda öyledir. HER HALK HAK ETTİĞİ ŞEKİLDE YÖNETİLİR. (Beyaz Zambaklar Ülkesinde - İdeal Öğretmen)