dedas
Turkcella

Gordon Childe kimdir? Gordon Childe kitapları ve sözleri

Prof. Dr.-Arkeolog-Yazar Gordon Childe hayatı araştırılıyor. Peki Gordon Childe kimdir? Gordon Childe aslen nerelidir? Gordon Childe ne zaman, nerede doğdu? Gordon Childe hayatta mı? İşte Gordon Childe hayatı... Gordon Childe yaşıyor mu? Gordon Childe ne zaman, nerede öldü?

  • 23.09.2022 13:00
Gordon Childe kimdir? Gordon Childe kitapları ve sözleri
Prof. Dr.-Arkeolog-Yazar Gordon Childe edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Gordon Childe hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Gordon Childe hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Gordon Childe hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Gordon V. Childe

Doğum Tarihi: 1892

Doğum Yeri: Avustralya

Ölüm Tarihi: 1957

Ölüm Yeri: Avustralya

Gordon Childe kimdir?

Arkeolojiye Marksist bakış açısını getirmiştir. Arkeolojik bulguları tarihsel bütünlük ve gelişim içinde kavrayıp yorumlamaya çalışmış olup, bu anlayışla yazdığı yapıtları, arkeolojik ve tarihsel bulguların sosyalizm açısından değerlendirilmesinde ufuk açan yapıtlar olarak klasikler arasında girmiştir.Gordon Childe 1892 Avustralya'nın Sidney şehrinde doğdu. Sidney ve Oxford üniversitelerini bitirmiştir. 1925 yılında arkeoloji teorisi üzerine yazdığı "The Dawn of Europeon Civilization" adlı kitapı onun.hızlı bir şekilde tanınmasını sağladı İlk kitabında Avrupa veya batı uygarlığının doğuşunda Yakın doğunun rolü ve etkilen üzerinde düşüncelerini yansıtmıştır. G.Childe çok iyi bir dilbilimci olarak, 1927 yılında İskoçya'dakiEdinburgh Üniversitesi'nde Arkeoloji profesörü olarak atandı. Bu süreçte Britanya neolitiği üzerine kazı çalışmaları yürütür. Çok iyi bir teorisyen olduğundan arkeolojik kazılarca bulunmuş verileri değerlendirmesi ile hep ön plana çıkmıştır. Nitekim 1928 yılında yazdığı "The Most Ancient East" adlı kitabı oldukça ilgi görmüştür. Ayrıca Yunanistan, Balkanlar, Irak, Hindistan ve ABD'de kazı birçok çalışmalarına katıldı. Özellikle Sovyetler Birliğine yaptığı ziyaretlerin kendi arkeolojik kişiliğini geliştirdiğini söyleyebiliriz.

Özellikle marxist düşünceden etkilendiği ve teorilerini bu etkide geliştirdiği kabul edilir, 1946-1956 yılları arasında Londra Üniversitesinde Tarih Öncesi Arkeolojisi profesörlüğü ve Arkeoloji Enstitüsü yöneticiliği yaptı. G.Childe'ın en çok okunan iki kitabı "Tarihte Neler oldu" {What Happened in History) ve "Kendini Yaratan İnsan" {Men Makes Himself) 'dır. Edinburgh'dan sonra 1956 yılından da emekli olduğu Londra Üniversitesindeki Arkeoloji bölümüne dekan olarak atanmıştır. 1957 yılında Avustralya'ya döndü ve Blue Mountain de intihar etmiştir.

Gordon Childe'ın arkeoloji dünyasına kattığı ve en önemli iki teorisi "Neolitik Devrim/Neolithic Revolution" ve "Şehircilik Devrimi/Urban Revolution" dir Bu iki teori üzerine arkeolojik çalışmalar yapmış ve bunların kayıtlarını tutan ilk kişilerden birisidir ve bu çalışmaları hala günümüzde de geçerliliğini devam ettirmektedir. Özellikle Avrupa Dünyasının Neolitikleşme süreci ile ilgili ortaya attığı teoriler sürekli olarak arkeoloji dünyasında tartışılmaktadır. Vaha Teorisi {Oasis hyothesis) olarak bilinen ve insanların avcılık ve toplayıcılıktan yerleşik düzene geçiş sürecini açıklayan teorisi ile neolitik devrimin ortaya çıkışanı açıklayıcı bir model ortaya sermiştir. Ayrıca bu kapsamda "Ex oriente lux" (Doğudan Yükselen Işık), olarak bilinen söylemiyle batı veya Avrupa uygarlığının köklerinin yakın doğudan batıya doğru göç ettiği savını ileri sürmüştür. Yine. şehircilik ve devlet oluşumu ile ilgili teoriler ortaya atmıştır. Neolitik Devrim ve Şehircilik devrim kavramları dışında arkeoloji ve Hint-Avrupa dilleri üzerine çalışmalar yapmış ve bu Hint-Avrupa dillerinde daha sonra Hint-Avrupalıların kökenleri konusunda teoriler geliştirmiştir. Bunun sonucu Aryan tezini ortaya koymuştur.

Sonuç olarak, Gordon Childe'in özellikle Avrupa ve Yakın Doğu prehistoryasına yön veren en önemli kişiler arasında sayıldığı söylenebilir. Özeiiikle Neolitik Devrim ve Şehircilik devrim teorileri prehistorik arkeolojiye yön vermiştir.

Gordon Childe Kitapları - Eserleri

  • Kendini Yaratan İnsan
  • Tarihte Neler Oldu?
  • Geçmişi Bir Araya Getirmek
  • Toplumsal Evrim
  • Aryanlar
  • Doğu'nun Prehistoryası

Gordon Childe Alıntıları - Sözleri

  • Avrupa prehistoryasını doğru dürüst kavramak için, o halde, eski şarkın prehistorik ve protohistorik arkeolojisini tetkikle işe başlamak gerekiyor. Avrupa prehistoryası, başlangıçlarında, hemen hemen, şark dehasının fetihlerinin taklidi, veya daha iyisi, kabulüdür; bu fetihlerin tarihi bile şark prehistoryasında bulunurlar. Arkeolojik veya antropolojik araştırmalar sahasında, eski şarktan başka hiçbir yerde o kadar şaşırtıcı keşifler yapılmamıştır. (Doğu'nun Prehistoryası)
  • Şehir devrimi, aynı şekilde, standartlaştırmaya, genelleştirmeye ve nicelleştirmeye varan bir başka uylaşımı kışkırttı, hiç değilse güçlendirdi. Yeni ekonomi, mal ve hizmet değişimini, malların birçok çeşitlerinin ölçülüp 'değer' biçilmesi için ortak bir ölçüt istediğine yol açacak kadar arttırmıştı. (Tarihte Neler Oldu?)
  • “insan düşünceden nefret ettiği için hemen elinin altındaki açıklamaları kabullenir ve dört elle sarılır.” (Kendini Yaratan İnsan)
  • Tarih öncesi devrimleri daha tarafsızca değerlendirebiliriz çünkü sonuçlan bizi kişi olarak daha az etkilemiştir. (Kendini Yaratan İnsan)
  • 25.000 yıldan daha eski tarihlerde insanlar, bedenlerini boyamaya ve boyunlarına deniz kabuklarından oldukça büyük emek harcanarak yapılmış kolyeler asmaya başladılar. Bugün dünyanın her tarafında, modanın emirlerine uyarak dişlerini söktüren, ayaklarını bağlayan, korselerle bedenlerinin biçimini bozan ya da bedenlerini başka biçimlerde sakatlayan halklar görürüz. Gene bu tür davranışlar yalnızca insan türüne özgü görünüyorlar. Bu davranışlar bir ideolojinin ürünüdürler ve bir ideolojiyi dile getirirler. (Tarihte Neler Oldu?)
  • ...Tapınak büyük bankadır; tanrı da ülkenin baş kapitalisti... (Kendini Yaratan İnsan)
  • Neolitik dünya, oraya buraya serpilmiş, ayrık gruplar değil, bir toplumlar dizisi olarak düşünülmelidir. Bunların her biri, düzenli ve sık olmasa da, yinelenen ilişkilerle birbirlerine bağlantılıydı. (Kendini Yaratan İnsan)
  • Arkeologlara göre, insanın dünyada türeyişini yaptığı aletler be­lirler. İnsan, besin ve barınak edinmek için, fizyolojik donatımındaki eksikleri aletlerle tamamlar. Beyni ve sinir sisteminin sağladığı el ve göz bağlantısının ince dengesiyle aletleri yapar. İlk aletler anlaşılan tahta, kemik ya da taş parçalarıydı, bu parçalar kırılıp yontularak ele uygun biçime getirilir, az çok sivriltilirdi. Tahtadan yapılanlar çoktan yok olmuşlardır. İlk taş aletler de doğal olarak (don ya da sıcaklar veya ırmak yataklarında yuvarlanarak) parçalananlardan ayırt edile­memiştir. Oysa, ilk Buz Çağının da öncesinden, beceriyle, yontucu, sıyırıcı, kesici aletler olarak biçimlendirilmiş olan sert taş parçalarını arekologlar ayırt edebilmişlerdir. Bu tür aletlerin insan tarafından biçimlendirilmiş olması bugüne dek tartışılırsa da, bilginlerin çoğunluğunca kabul edilir. (Kendini Yaratan İnsan)
  • Besin toplayan topluluklar, bulabildikleri besin maddeleriyle sınırlıydılar-av hayvanları, balık, yenilebilir kökler ve böğürtlen gibi bitkilerin nüfusu sınırlamış olduğu bir gerçektir. Bu kaynağı, büyücüler ne derse desin, insan çabası arttıramazdı. Gerçekten de toplama ve avlanma uğraşıları geliştirildikçe, bir noktadan sonra gerek av hayvanları, ge­rek besin bitkilerinin kaynağı kuruyacaktı. Avcı nüfusun, erişebildiği kaynaklara sayı bakımından uyduğu görülmektedir. Besin kaynağını arttırmak için daha çok tohum ekmek, daha geniş alanları ekime açmak gerekir. Beslenecek ağız arttıkça, ekecek el de çoğalır. (Kendini Yaratan İnsan)
  • Gelenek, belirli sınırlar içinde insanı, davranışlarını yönelterek, biçimlendirir, ama aynı güçte bir başka gerçek de, gelenekleri insanların yaptığıdır. Demek ki, daha da derin bir seziyle, inancımızı yineleyebiliriz: İnsanı, insan yapan, insandır. (Kendini Yaratan İnsan)
  • Eski şarkın bazı kavimleri, Avrupanın bazı bölgelerinin neolitik sakinlerinin ya yakın akrabaları, yahut da Avrupayı evvelce iskân etmiş olan paleolitik avcılar ırkının nesilleri idiler. Barbar atalarımızın bu şarklı yeğenleri, bu barbar ataların ruhî hayatları üzerine bize bir şey ifşa etmiyecekler midir? Şarkın edebi metinlerle şerhedilmiş olan pratikleri, sessiz kalmış bir Avrupanın muasır âdetlerini aydınlatamazlar mı? (Doğu'nun Prehistoryası)
  • Bin yıl var yok, İskoçya ve kuzey Avrupanın geri kalan kısmı, bilgisizliğin ve barbarlığın karanlıklarına dalmış bulunuyordu. Bin yıl önce, karanlık içindeki kıtamız üzerinde, Akdeniz'in kıyılarında, yalnız bir kaç nokta tarihin ışığıyle aydınlanmışlardır. Bundan önce gelen bin yılda, bu ışıklar birer birer sönüyorlar ve yalnız kahramanlık masallarının fantomlu akisleri Turova’nın ve Tirynth’in kademeli duvarlarını aydınlatıyorlar. (Doğu'nun Prehistoryası)
  • Öteki hayvanlarda olduğu gibi elbet insanın araç gereçlerinin de tümüyle organsal olan bir temeli vardır. Bu iki sözcükle özetlenebilir: eller ve beyin. Bedenlerimize taşımak yükünden kurtulduktan sonra ön ayaklarımız, şaşılacak kadar çeşitli incelikte ve kesin hareketleri yapabilecek zarif araçlar olma yönünde geliştiler. Elleri denetlemek ve gözlerle ve öteki duyu organları tarafından dış dünyadan alınan izlenimlerle Eller arasında bağlantı kurmak için, özellikle karmaşık bir sinir sistemine ve görülmemiş derecede büyük ve karmaşık bir beyine sahip olduk. (Tarihte Neler Oldu?)
  • Doğal ekonomi düzeninden yakın zamanlarda ayrılmış olan en eski Yahudi, Yunan ve İtalyan topluluklarında, borçlularla alacaklılar arasındaki mücadeleler, Engels’in dediği gibi bizzat devletin ortaya çıkmasına yol açmamışsa bile, ilk siyasal çatışmaların başlıca nedeni olmuştur. (Tarihte Neler Oldu?)
  • Akıl yürütme “maddi sınama ve yanılma sürecine başvurmaksızın sorunları çözme yeteneği” olarak tanımlanmıştır. Bir şeyi ellerinizle yapmaya çalışmak ve belki de parmaklarınızı yakmak yerine, onu fikirleri - o iş ile ilgili hareketlerin imgelerini ya da simgelerini - kullanarak kafanızda yaparsınız. İnsandan başka diğer hayvanlar da bu anlamda akıl yürütüyormuş gibi davranırlar. (Tarihte Neler Oldu?)
  • İnsanlar bilhassa bu dünyaya ne gıdayı güvence altına almak, tehlikeden kaçınmak,vücut ısısını korumak üzere bedensel organlarla ne de bu eksikliklerine çare bulacak herhangi bir içgüdüyle doğarlar. (Geçmişi Bir Araya Getirmek)
  • Fransa'nın merkezinde ki bir rengeyiği avcısının mağarasında bulunan bir Akdeniz kabuğu insan tarafından değiştirilmedigi için bir eser değildir. Ama en yakın doğal habitatından birkaç yüz mil uzakta bulunması insan eyleminin bir sonucudur ve bu haliyle arkeolojik bir veridir... (Geçmişi Bir Araya Getirmek)
  • Arkeoloji tek tek mucit ve yenilikçilerin kimliklerini tespit etme girişiminden vazgeçmiştir ama meşru bir şekilde icadı onaylayan, benimseyen ve hayata geçiren toplumu tanımayı umar (Geçmişi Bir Araya Getirmek)
  • "Doğrusunu söylemek gerekirse, ben neyin "yükseliş", neyin "çöküş" olduğunu bir türlü çıkaramadım." (Kendini Yaratan İnsan)
  • Arkeolojik kaydın belgelediği zenginleştiren düşününce, bireylerin özel düşünceleri değil bir toplumun tüm üyelerinin paylaştığı düşüncelerdir. Toplum tarafından reddedilmiş ve gerçekleştirilemez düşünceler arkeolojik kayıttan silinmiştir. Bunların atıl fanteziler ve faydasız düşler olduğu kanıtlanmıştır (Geçmişi Bir Araya Getirmek)

Yorum Yaz