diorex
Turkcella

Giorgio Vasari kimdir? Giorgio Vasari kitapları ve sözleri

İtalyan Ressam, Yazar, Tarihçi ve Mimar Giorgio Vasari hayatı araştırılıyor. Peki Giorgio Vasari kimdir? Giorgio Vasari aslen nerelidir? Giorgio Vasari ne zaman, nerede doğdu? Giorgio Vasari hayatta mı? İşte Giorgio Vasari hayatı... Giorgio Vasari yaşıyor mu? Giorgio Vasari ne zaman, nerede öldü?

  • 24.06.2022 09:00
Giorgio Vasari kimdir? Giorgio Vasari kitapları ve sözleri
İtalyan Ressam, Yazar, Tarihçi ve Mimar Giorgio Vasari edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Giorgio Vasari hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Giorgio Vasari hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Giorgio Vasari hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 30 Temmuz 1511

Doğum Yeri: Arezzo, İtalya

Ölüm Tarihi: 27 Haziran 1574

Ölüm Yeri: Floransa, İtalya

Giorgio Vasari kimdir?

Giorgio Vasari, (1511, Arezzo-1574, Floransa), ilk sanat tarihçisi olarak nitelendirilen İtalyan ressam, mimar ve yazardır. Cortona’lı bir ailenin çocuğu olan Vasari’nin dedesi ve babası zanaatçıydı. İlk resim derslerini, eniştesi de olan Luca Signorelli’den aldıktan sonra kendi kendine Latince öğrendi, Antonio da Saccone ve Giovanni Pollastra gibi hümanist yazarlardan dersler aldı. Arezzo’da Fransız ressam ve vitray sanatçısı Guillaume de Marcillat’nın atölyesinde çalışmaya başlayan Vasari resim yeteneğiyle Alessandro ve Ippolito de’Medici’nin hocası Cortona Kardinali Silvio Passeri’nin dikkatini çekince Floransa’da Medici’lerin hamiliğinde Andrea del Sarto’nun yanında çalışmaya başladı. 1527 yılında Medici’lerin düşüşünden sonra Arezzo’ya dönen Vasari, burada Kardinal Ippolito de’Medici’nin hizmetine girdi. Roma dönemi sanat ve mimarisine büyük merak duyan Vasari, bu konuda çeşitli çizimler yaptı. 1537 yılında Alessandro de’Medici’nin öldürülmesi üzerinde hamisiz kalan Vasari, sonraki yıllarda bağımsız olarak çalıştı. 1538’de Roma’ya 1541’de Venedik’e seyahatler gerçekleştirdi. 1548 yılında Arezzo’da kendine bir ev inşa etti ve Nicolosa Bacci’yle evlendi. 1540’lı yıllardan itibaren sanatçıların hayatlarıyla ilgili notlar almaya başlayan Vasari’nin ilk sanat tarihi metni olarak nitelendirilen Sanatçıların Hayat Hikâyeleri adlı kitabının ilk baskısı 1550’de yapıldı. İki ciltten oluşan kitap, Cosimo de’Medici’ye adanmıştı. Vasari’nin kitabının yayımlanmasından sonra başka sanatçı biyografileri de yayımlandı. 1554’te Floransa’ya yerleşen Vasari, bugün Uffizi Müzesi olan yapının tasarımını üstlendi ve 1560’ta tamamladı. 1568’de kitabının genişletilmiş ikinci baskısını yayımladı. 1572 yılına kadar Floransa’da Palazzo Vecchio’nun yenilenmesi çalışmalarında danışmanlık yaptı. Floransa Katedrali’nin kubbe freskleri üzerinde çalıştığı sırada yaşamını yitirdi, Arezzo’daki aile mezarlığına gömüldü. Arezzo’daki evi bugün ziyarete açık bir müzedir.

Giorgio Vasari Kitapları - Eserleri

  • Sanatçıların Hayat Hikayeleri

Giorgio Vasari Alıntıları - Sözleri

  • Tanrı bazen, bereketli ve bitmez tükenmez hazinelerinin içinden olağanüstü bir hoşgörü ve yüce gönüllülük yağdırır tek bir kulunun üstüne, yıllar içinde birçok kişinin paylaştığı bütün lütufları ve değerli armağanları verir ona. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • Çünkü, Floransalı yöneticiler o dönemde tümden yok olduğu zamanki kadar kötü bir durumda bulunmayan resim sanatını eski durumuna yeniden kavuşturacakları umuduyla bazı Yunanlı ressamları çağırmaya karar verdiler. Başka projelerin yanısıra, bu zanaatkarlar, ana şapel Santa Maria Novella’nın yanına kurulmuş olan Gondi Şapeli’ni süslemeye başladılar. Gondi Şapeli, zamanla çatısı ve duvarları neredeyse tümden yıkılmış olsa da hala yerli yerinde durmaktadır. Artık Cimabue, kendisine cazip gelen sanatta ilk adımlarını atıyor, hep derslerinden kaçıp bütün gününü o sanatçıları çalışırken seyrederek geçiriyordu. Sonuçta babası ve Bizanslı ressamlar çocuğun resme yeteneği olduğuna, eğer zamanını bu uğraşa vakfederse son derece başarılı olacağına karar verdiler. Böylece, Cimabue’yi sevindirecek bir şey oldu; babası bu sanatçıların yanında çalışması için bir anlaşma yaptı. Sonradan, doğal yeteneklerinin de yardımıyla, Cimabue kendisini işe öyle verdi ki hem çizim hem de renklendirme konusunda ona resim öğretenleri geçti. Söz konusu zanaatkarlara gelince, onlar hırsı olmayan adamlardı. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • Anlatılanlara bakılırsa, aslında eski ressamların bıraktığı bazı kayıtlardan da okuyabildiğimiz üzere, Cimabue Porta Sant Pietro yakınındaki bahçelerde bu resim üzerine çalışırken ihtiyar kral Charles d’Anjou Floransa’dan geçiyormuş, Floransalıların kralı iyi ağırlamak için gösterdiği çeşitli çabalardan biri de onu Cimabue’nin resmini görmeye götürmek olmuş. Resim henüz hiç kimse tarafından görülmediğinden krala gösterilirken bütün Floransa halkı da oraya akın etmiş; itişip kakışıyor, sevinç gösterisinde bulunuyorlarış. Civarda yaşayanlar o kadar memun olmuşlar ki o yere Boro Allegri (Neşeli Mahalle) adını vermişler. Yıllar içinde Borgo Allegri şehir surlarının içine dahil edildiğinde de adı değişmemiş; bu mahalle bugün hala aynı adla anılmaktadır. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • Bir Dante yorumcusu, şair öldükten yani 1334 yılından on-on iki yıl sonra Giotto daha sağken, bu satırları yorumladı. Cimabue’den söz ederken tam olarak şu sözleri kullandı: Cimabue şairin döneminde yaşamış Floransalı bir ressamdı; göze çarpan bir yeteneği vardı ama o dadar küstah ve kibirliydi ki eğer bir kimse onun yapıtında bir kusur ya da eksiklik fark ederse ya da kendisi öyle bir şey farkederse (çünkü, sık sık rastlandığı üzere, bir sanatçı malzemelerindeki bir bozukluk ya da kullandığı aletlerdeki bir yetersizlik yüzünden hata yapabilir), yapıt ne kadar değerli olsa da derhal gözden çıkarıyordu. Giotto da Floransa şehrinden çıkan ressamların en büyüğü idi, hala da öyledir; Roma, Napoli, Avignon, Floransa ve Padova’daki yapıtları bunun kanıtıdır… (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • Ben neye eski, neye antik (kadim) dediğim konusunda bir kez daha basit bir tanım vermek istiyorum. Kadim sanat yapıtları ya da antik yapıtlar Korinthos’ta, Atina’da Roma’da ve öbür ünlü şehirlerde Constantinus’un zamanından önce, Neron, Vespasianus, Traianus, Hadrianus ve Antoninus’un döneminde üretilen yapıtlardır. Eski sanat yapıtları Aziz Silvester zamanından itibaren sağ kalmış birkaç Yunanlı sanatçının ürettiği yapıtlardır. Bu sanatçılar ressam olmaktan çok boyacıydı. Daha önce anlattığımız üzere, daha eski zamanların büyük sanatçıları ve sağ kalan bir avuç Yunanlı, antik dünyaya değil eski dünyaya aitlerdi ve renkli bir zemin üstünde sadece ana hatlar çizebiliyorlardı. İtalya’daki her şehirde ve her kilisede, özellikle Pisa katedralinde ve Venedik’teki San Marco’da görülebilen Yunanlıların yaptığı sayısız mozaik bunun kanıtıdır. Tekrar tekrar aynı üslupta, cin çarpmış gibi gözlerini dikmiş bakan, ellerini uzatmış, parmak uçlarında duran figürler ürettiler. Floransa dışındaki San Miniato’da, sakristinin kapılarıyla manastır arasında, yine aynı şehirdeki Santo Spirito’da, kiliseye giden revaklı avlu boyunca, benzer şekilde Arezzo’da, San Giuliano’da ve San Bartolommeo’da ve başka kiliselerde, Roma’daki eski San Pietro’da pencerelerin çevresindeki sahnelerde bu figürler görülebilir. Çizilme tarzına bakılırsa, hepsi de temsil etmeyi amaçladıkları şeylerden ziyade grotesk figürlere benzemektedir. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • Heykel ve resim yapanlar sadece Keldaniler değildi. Mısırlılar da bu sanatlarda çok yetkindi. Diodoros’un baştan sonra tasvir ettiği, eski Mısır kralı Ozimandias’ın muhteşem kabri bunu kanıtlamaktadır. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • Evet, heykel sanatı Yunanistan’da gelişip serpildi, özellikle Atinalı Phidias, Praksiteles, Polykleitos, mükemmel intaglio yapan Lysippos ve Pyrgoteles, fildişi kabartma heykel yaoan Pygmalion gibi birçok olağanüstü sanatçı tarafından icra edildi. Roma’da resim sanatı öylesine gelişip serpildi ki Fabius, Salus tapınağında yaptığı güzel resimleri Fabius Pictor diye imzalayınca, Pictor onun soyadı olarak kaldı. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • Bahtsız İtalya diyarını durmadan kasıp kavuran ve iyice kaplayan felaketler dalgası, bina denmeye değer her şeyi yıkmakla kalmadı, orada yaşayan sanatçıları da tümden silip süpürdü; hem bunun sonuçları da çok daha büyük oldu. Ne var ki sonunda, Tanrı’nın inayetiyle, resim sanatını yeniden başlangıçtaki durumuna kavuşturacak olan Giovanni Cimabue, Floransa şehrinde 1240 yılında dünyaya geldi. Cimabue büyürken, babası ve başka bazı kimseler tarafından mükemmel bir kişilik ve zeka sahibi olduğu görüldü, okuması için o sıralarda Santa Maria Novella’daki rahip adaylarına gramer dersleri veren bir akrabanın yanına gönderildi. Ama ders çalışmak yerine, sanki Tanrı’dan esin almışçasına, defterlerini ve kitaplarını insanların atların, evlerin ve hayal ettiği çeşit çeşit şeylerin resimleriyle doldurarak geçirdi bütün zamanını. Talih içgüdüsel bir yeteneği olan bu çocuğun yüzüne kesinlikle güldü. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • Örneğin, Metrodoros ressam olduğu kadar dört dörtlük bir felsefeciydi; Atinalılar tarafından Paulus Aemilius’a Zafer Alayı’nın dekorlarını düzenlemek üzere gönderildi ama kalıp konsülün oğullarına felsefe öğretti. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • …Lactantius Firmianus resim ve heykelin keşfini, tıpkı Tanrı gibi insanın suretini balçıktan oluşan Prometheus’a atfeder; heykel sanatının ona dayandırılabileceğini belirtir. Plinius’a göre resim Lydia’lı Gyges tarafından Mısır’a getirilmişti. Plinius, Gyges’in bir defasında ateşin aydınlığında duvara düşen gölgesini görüp bir parça kömürle gölgenin dış hatlarını duvara çizdiğini söyler. (Bundan sonra bir süre insanların yapıtlarının meydana getirirken renk kullanmadığını, sadece çizgi kullandığını da ekler.) Bu yöntem daha sonra, daha çok emek harcayarak, Mısırlı Philokles tarafından, ayrıca Korinthos’lu Kleanthes ve Aridikes ve Sikyon’lu Telephanes tarafından tekrar keşfedilmiş. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • Şunu da eklemeliyim ki öğrencisi Giotto, Cimabue’nin görkemini azaltmamış olmasaydı, Dante’nin İlahi Komedya’sında belirttiği gibi, ustanın şöhreti daha da büyük olurdu. Dante Araf’ın onbirinci Canto’sunda Cimabue’nin kitabesine gönermede bulunarak şöyle der: Credette Cimabue nella pintura Tener lo campo, ed ora ha Giotto il grido; Si che la fama di colui oscura. (Bir zamanlar Cimabue meydan benim sanırdı Resim sanatında; bugün Giotto revaçta, Berikinin şöhreti tozlar altında.) (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • Demek ki şan ve şöhret söz konusu olduğunda yazı her şeyden daha kalıcı ve etkilidir, çünkü kitaplar, eğer doğru sözlü ve yalansızsa, özgürce yolculuk eder ve nereye götürülürse götürülsün güvenle karşılanır. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • Oysa Rönesasn’ın bir çocuğu, üstüne üstlük 16.yüzyılın bir sanatçısı olarak Giorgio Vasari’nin değerlendirmelerinde ve kuramında ölçütü, sıkı kurallardır: perfetta regola dell’arte. Sanatın bu yetkin kuralları ise regola (kural), ordine (düzen), misura (ölçü), disegno ve maniera (tarz) ile oluşur. Vasari’nin de kuramını dayandırdığı bu kesin klasik yapıyı şu biçimde açıklayabiliriz: Sanatsal üretim sıkı kurallara bağlı bir düzen, ölçülebilir temeller üstüne entelektüel bir tasarımlama yaratıcılığı (disegno) ve bireysel bir tarz, bir yaratı çabası (invenzione) gerektirir. Onun bella maniera dediği şey, bu kavramlara dayanarak göze hoş gelen tarzdır. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • …Nuh Tufanı’ndan iki yüz yıl sonra, kibirli Nemrud’un oğlu Belos sonradan puta tapmak için kullanılacak olan heykeli yapmıştı. Yine aynı kralın ünlü gelini, Babil kraliçesi Semiramis de Babil kurulurken şehrin süslemelerine gerçek hayattan alınıp renklendirilmiş türlü hayvan tasvirleri eklemekle kalmamış, kendisinin ve kocası Ninos’un üç boyutlu tasvirlerini, kayınpederinin, kayınvalidesinin ve kayınvalidenin annesinin bronz heykellerini de yaptırmıştı. Bütün bunları bize söyleyen Diodoros’tur ve söz konusu şahsiyetleri de anakronik olarak Jupiter, Juno ve Ops diye adlandırır. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)
  • İtalya'nın, doğanın, adaletsizlikle suçlanmaktan kaçınmak için, dünyaya harikulade yetenekli insanları getirdiği o bölgesinden ayrılmak istemiyorum. (Sanatçıların Hayat Hikayeleri)

Yorum Yaz