dedas
Turkcella

Gerhart Hauptmann kimdir? Gerhart Hauptmann kitapları ve sözleri

Nobel Ödüllü Alman yazar Gerhart Hauptmann hayatı araştırılıyor. Peki Gerhart Hauptmann kimdir? Gerhart Hauptmann aslen nerelidir? Gerhart Hauptmann ne zaman, nerede doğdu? Gerhart Hauptmann hayatta mı? İşte Gerhart Hauptmann hayatı... Gerhart Hauptmann yaşıyor mu? Gerhart Hauptmann ne zaman, nerede öldü?

  • 20.09.2022 20:00
Gerhart Hauptmann kimdir? Gerhart Hauptmann kitapları ve sözleri
Nobel Ödüllü Alman yazar Gerhart Hauptmann edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Gerhart Hauptmann hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Gerhart Hauptmann hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Gerhart Hauptmann hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Gerhart Johann Robert Hauptmann

Doğum Tarihi: 15 Kasım 1862

Doğum Yeri: Szczawno-Zdrój, Polonya

Ölüm Tarihi: 6 Haziran 1946

Ölüm Yeri: Jagniątkowo, Polonya

Gerhart Hauptmann kimdir?

Gerhart Johann Robert Hauptmann (* 15 Kasım 1862 Szczawno Zdrój; ö. 6 Haziran 1946 Jagniątków), Alman dramatist ve oyun yazarı olup, Natüralizm akımının en önemli Alman temsilcisi olarak bilinir. Ancak çalışmalarında başka tarzlarla da bütünleşmiştir. 1912 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne lâyık görülmüştür.

Hayatı

Çocukluğu ve Gençliği

Gerhart Hauptmann 15 Kasım 1862'de Aşağı Silezya'nın Obersalzbrunn şehrinde doğdu. Ebeveyni, yörede bir otel işleten Robert ve Marie (Straehler) Hauptmann çiftiydi. Hauptmann'ın kendinden büyük üç kardeşi vardı: Georg (1853–1899), Johanna (1856–1943) ve Carl (1858–1921). Genç Hauptmann muhitte masalcı olarak tanınıyordu.

1868'de köy okuluna başladı. 10 Nisan 1874'te Breslau'da ön yeterlilik sınavını geçtiği liseye yazıldı. Hauptmann büyükşehirde gördüğü yeni çevreye alışmakta zorluklar yaşadı. Bir papazın yanında barınmadan önce, ağabeyi Carl'la birlikte perişan bir öğrenci pansiyonunda kaldı. Bundan başka, okulu ona problemler çıkardı. Okulda onu en çok rahatsız eden şey öğretmenlerinin ona karşı sert, soylu ailelerin çocuklarına karşı ise iyi davranmasıydı. Kendinde bu sebeplerle isteksizlik ve yakalndığı hastalıklar nedeniyle derslere katılamadığından ilk yılını tekrarlamak zorunda kaldı. Hauptmann 1878 baharında amcası Gustav Schubert'in Udanin'deki çiftliğinde tarım öğrenmek için ortaokuldan ayrıldı. Bir buçuk yıl sonra bu öğrenimi tamamlamak zorunda kaldı. Fiziksel açıdan yetersizdi ve onu 20 yıl boyunca ölümle burun buruna getirecek olan bir akciğer hastalığına yakalanmıştı.

1880 yılında Breslau Sanat Enstitüsünde heykeltıraşçılık eğitimi alan Hauptmann 1883 yılında heykeltıraş olarak Roma’ya yerleşir. İki yıl sonra zengin bir işadamının kızı olan Marie Thielmann ile evlenir ve çiftin üç çocuğu olur. Berlin yakınlarında Erkner semtine yerleşirler ve Hauptmann natüralist düşünceye sahip şairlerin derneği olan “Durch” ile iletişime geçer. Hauptmann 1889 yılında “Freie Bühne” (Serbest Sahne) isimli derneği kurar ve birçok eseri burada sahnelenir. “Vor Sonnenaufgang” (Güneşin doğuşu) isimli ilk yapıtının prömiyesi bu sahnede yapılır. Böylelikle modern çağın dramasının ileri gelen temsilcisi olur. Gerhart Hauptmann 1904 yılında eşinden boşandıktan sonra müzisyen öğrencisi Margarete Marschalke ile evlenir. İkinci eşinden bir oğlu dünyaya gelir. “Die Ratten” (Fareler) yapıtının prömiyesi 1911 yılında Berlin’de bulunan Lessing tiyatrosunda sahnelenir. Birçok ödüle layık görülen Hauptmann, 1918 yılında Alman Cumhuriyetinin kuruluşunda da aktif olur. Nasyonal sosyalizm’e bir beyanatta bulunmayan Hauptmann 1933 de kamu hayatından çekilir. 6 Haziran 1946 yılında 84 yaşında Agnetendorf’ da hayata veda eden Hauptmann’ın Yahudilere uygulanan tatbikatı anlatan öyküsü “Die Finsternisse” (Karanlıklar) ölümünden sonra yayınlanır. Türkçeye çevrilmiş eserinin adı "Dokumacılar"dır.

wikipedia

Gerhart Hauptmann Kitapları - Eserleri

  • Sevgili Wanda
  • Dokumacılar
  • Havari
  • Atlantis
  • Fareler
  • Hat Bekçisi Thiel
  • Rose Bernd
  • Yalnız insanlar
  • Güneş Batarken
  • Kunduz Kürk
  • Suana'lı Münkir
  • Elga

Gerhart Hauptmann Alıntıları - Sözleri

  • İnsanın en tehlikeli zararlı böcek olduğunu kavradı. Evet, buna hiç kuşku yoktu: kentler çibanlardan daha iyi değillerdi, uygarlığın tümörleriydi. Kente bakmak içini bulandırıyor ve acı veriyordu. (Havari)
  • "Sevgili Tanrım, beni dindar bir insan et. Eğer böyle olmazsam beni yeryüzünden al." (Yalnız insanlar)
  • ... öldürmek (en sıradan lahana kelebeği bile olsa) kendisine tüm suçların en ağırı olarak görünüyordu. (Havari)
  • Çok şey yitiririz… (Sevgili Wanda)
  • İnancın hasta ettiği, siyah sert bakışlı gözleri olan erkekler, kadınlar ve çocuklar. (Havari)
  • İçinde her şeye kadir bir güç vardı: Hakikatin her şeye kadirliği. (Havari)
  • “Dış alêm ona pek tesir etmiyor gibiydi. Sanki içinde bir kuvvet, karısının ona yaptığı her kötülüğü hem de fazlasiyle iyiliğe çeviriyordu.” (Hat Bekçisi Thiel)
  • Sanki benliğinin gözleri ile geçmişe değil de geleceğindeki yazgısına bakıyordu. (Sevgili Wanda)
  • İnsan birazcık olsun ölmek istiyor artık! (Dokumacılar)
  • Tahmin et bakalım, karnımda ne var? Soylu bir insanın yediği şeyler var karnımda. İnsan mutlu olmalı, o zaman şampanya içer, tavşan kızartması yersin. (Dokumacılar)
  • "Yalnızca uzaklaşmak istiyorum. Beni kimsenin tanımayacağı yerlere..." (Yalnız insanlar)
  • "Artık birlikte, seyahat eden, can yoldaşlığı eden pek kimse kalmadı,"dedi. Nedendir bilmem. Belki de herkes birbirinden korkuyor bu dünya da." (Fareler)
  • Ya şimdi ne yapıyorum? Seni sürüklüyorum peşimden! Sen bir işte tutunamazsın, hangi işe girsem, kaybettirirsin yerimi bana. İşin gücün yok, dört bir tarafa sürtüyorsun beni. Bu kadarla kalsa neyse. Başını da belaya sokarsın hep. Bir salozluk edersin, bana düşer pirincin taşını ayıklamak." (Fareler)
  • “Görünüşe göre dış dünya onu pek etkilemiyordu: Sanki içinde, kendisine yaptığı bütün kötülükleri iyi şeylerle fazlasıyla telafi eden bir güç vardı” (Havari)
  • "Beni seviyorsanız rahatsız etmeyin. İçimde neler oluyor, haberiniz yok." (Yalnız insanlar)
  • İnsan yaşamında bir şeyler yapmak istiyor, bir şeylere bağlanmak istiyor. Dinin bunda çok önemli bir rolü var. (Sevgili Wanda)
  • Hiçbir şey daha kolay anlaşılamazdı... (Havari)
  • Büyük kadın reformcular, kadınları görünüşte erkek gibi davranmaya zorlayanlar değil, erkeklerin -en kudretlisinin bile- kadından doğma olduğunun farkında olanlardır. (Atlantis)
  • İnsan mutlu olmalı, Gustav. İnsan mutlu olmalı! (Dokumacılar)
  • "Yalnızlık uzun müddet çekilmiyor. İnsan yalnız yaşayamaz. Mutlaka iki kişi olmalı." (Yalnız insanlar)

Yorum Yaz