Gazeteci İsmail Saymaz kimdir, nerelidir? Kaç Yaşında? Nerede çalışıyor?
Sedat Peker’in iddialarının ardından Habertürk’ten istifa eden Veyis Ateş yarın Halk TV’de İsmail Saymaz'ın programına katılacak. 'Açık açık sorun, açık açık konuşacağım.' diyen Veyis Ateş, İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtlayacak. Özel röportaj yarın 20.00’de HalkTV’de. Peki Gazeteci İsmail Saymaz kimdir? Nerelidir? İsmail Saymaz'ın eğitim, gazetecilik kariyeri ve daha fazlası...
Habertürk'te yayınlanan son programda İçişleri Bakanı Soylu ile programda yer alan İsmail Saymaz kimdir? Nerelidir?
İSMAİL SAYMAZ KİMDİR? NERELİDİR?
11 Temmuz 1980 yılında Rize'de doğan gazeteci ve yazar İsmail Saymaz, aslen Erzurumludur. 41 yaşındadır.
Eğitimi
İlkokul ve lise öğrenimini Rize'de tamamlayan İsmail Saymaz, lise yıllarında Ülkücü bir düşünce yapısına sahip olmuş, ardından da edebiyat öğretmeninin önerdiği kitapların etkisiyle sol kesime yönelmiştir.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezun olan Saymaz, aynı üniversitede yüksek lisans eğitimine devam etmektedir.
1995 yılında 15 yaşındayken yerel radyolarda edebiyat programları yapmaya başlayan İsmail Saymaz, daha sonra yerel televizyon kanallarındaki tartışma programlarına katıldı.
Kariyeri
Gazetecilik hayatına ilk olarak doğduğu şehir olan Rize'de başlayan İsmail Saymaz daha sonra, bulunduğu İstanbul ve Konya gibi şehirlerde bulunan yerel gazetelerde çalıştı.
2002 yılında Radikal gazetesinde görev yapmaya başladı. İnsan hakkı ihlalleri ve düşünce özgürlüğü üzerine çeşitli haberler yaptı ve bu konularda kitaplar yayınladı.
Erzincan Davası başta olmak üzere çeşitli haberleri nedeniyle yirmiye yakın davada yüz yılı aşkın hapis cezası istemiyle yargılandı.
Gezi Parkı Protestoları'nın yaşandığı dönemde hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ın darp edilme görüntülerini ortaya çıkarıp kamuoyu ile paylaştı.
Hürriyet gazetesinde muhabirlik yaptığı dönemde 24 Ekim 2016 tarihinde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerinin iletişim uygulaması olan "ByLock"'un patentini elinde bulunduran David Keynes ile bir röportaj gerçekleştirdi. Bu röportajı sonrasında gazeteye soruşturma açıldı ve İsmail Saymaz'ın ifadesi alındı. Ayrıca bu röportajı FETÖ/PDY soruşturmalarında "delil" sayıldı. Nisan 2017'de ise bu röportajı ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından ödüle layık görüldü.
İsmail Saymaz, gazetecilik mesleği dışında çeşitli haber kanallarındaki tartışma programlarına da katılmaktadır.
MERDAN YANARDAĞ ve İSMAİL SAYMAZ SORDU BAKAN SOYLU CEVAPLADI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk canlı yayınında TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve gazeteci İsmail Saymaz’ın da sorularını yanıtladı.
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarının hedefinde yer alan ve istifası istenen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve İsmail Saymaz soru sordu. TRT Haber’deki canlı yayında sorulan çanak sorular eleştirilere neden olmuştu.
Soylu’ya aynı zamanda gazeteciler Kübra Par, Mehmet Akif Ersoy ve Veyis Ateş de yer alıyor.
Bakan Soylu, Sedat Peker’in hakkında 7 videoluk iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Soylu “Organize suç şüphelisinin bu iftiralarının hepsi saçmalıktır. Hepsi saçmalık, sapkınlık var. Bir vesayet ortaya koymaya çalışıyor ve sessizlik hakim. İpe-sapa gelmez olarak görmedim ama sözcülük yapıyor” dedi.
Soylu’nun açıklamaları şu şekilde:
“İDDİALARIN HEPSİ SAÇMADIR”
Bizim neslimizin bizden sonraki nesle bir borcu var. Yaşadıklarımızı onlara aksettirmeden gelecek nesillere huzurlu bir Türkiye bırakabilmek. Onun için açık olmalıyız. O yüzden hiçbir şeyden korkum yok. Partimden de ailemden de… Yaptığımız işi doğru yapıyorsak, eğer alengirli işler yapıyorsak korku dağları aşar.
Bu olaylar başlayınca, şunu söyleyebilirim bir organize suç şüphelisinin, Türkiye’de herkesin bildiği tanıdığı birisinin bu iddialarının hepsi saçmadır.
Birinci kısımlarda şahsımla ilgili bir şey yoktu ve o zaman devreye girdim. Hepimiz eski Türkiye’yi biliyoruz. Bir kirli plan var ortada. Bir delinin, her türlü sapkınlığın içinde olan bir kişinin kullandığı sözler olarak görmedik. İstihbaratta binlerce elemanımız var. Diğer çetelerle nasıl mücadele ettiğimizi biliyorum. Bazen en büyük uçuşturucu kaçakçılarını teröristler üzerinden yakalıyorduk. Baktım ki bir eleman bir sözcülük ortaya koyuyor. İddiaları tamamen boş olsa da devleti hedef alıyor. Türkiye’de kendi adına bir vesayet ortaya koymaya çalışıyor. Nerdeyse herkese ipiniz elimizde diyor ve bir sessizlik hakim.
“SAHAYI TAM TEMİZLEMEDEN BİR HAMLEYE GİRİYORLAR”
Neticede terörlü mücadele etmişiz ve terör ekonomisine darbe vurduk. Uyuşturucu ile mücadele ediyoruz. Türkiye tarihinin en önemli operasyonlarını yapıyoruz. FETÖ ila mücadele ediyoruz. DEAŞ yanı başımızda. Sahayı tam temizlemeden bir hamleye giriyorlar.
Yıl 2015 ben AK Parti Genel Başkan Yardımcısıyım Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir MYK toplantısında Davutoğlu’nun ağzından HDP ile anayasa yapabiliriz cümlesi çıktı. Tartışmalar o kadar şiddetli oluyordu ki, bir ara sayın Davutoğlu tam anlamıyla dengesi kayboldu, ‘Hepinizin odalarında neler konuştuğunu dinletiyorum ve biliyorum’ dedi. 7 Haziran 2015-1 Kasım 2015 arasındaki süreci anlatıyorum.
“ERDOĞAN’I ETKİSİZ HALE GETİRMEK İSTEDİLER”
Seçim geçti ve AK Parti çoğunluğu elde edemedi. Ya CHP ile yapacak ya da diğerleri ile yapacak. Ama bugünkü gibi hatırlıyorum ilk MYK’da bugün DEVA Partisi’nin başkanı Ali Babacan, hiç bu işlere bakmamalıyız hükümeti ayakta tutmalıyız.
Ben de dedim ki, bizim sorumluluğumuz demokrasiyi ayakta tutmak zorundayız dedim. Bu seçim tamamlanmamıştır kampanya devam etmektedir. Ve kasımda seçim oldu.
Sayın Davutoğlu ve ekibi CHP ile koalisyon için can hıraş uğraştılar. Biz bir kısım arkadaşımız bunun yanlış olduğunu söyledik.
Dert ney? Dert Recep Tayyip Erdoğan, onu külliyede etkisiz hale getirmek.
Davutoğlu bize hepinizin odasında neler konuşulduğunu biliyorum dedi. Biz donduk kaldık. Başka zamanlarda fiziki takipler olduğunu da duyduk.
Sonra sayın Cumhurbaşkanımızla külliyede birlikte olduk. CHP ile bir iktidar hazırlığı söz konusu dedim. Bana sen ne düşünüyorsun diye sordu. Rahmetli Erbakan 1974’te yaptı. 1991’de DYP-SHP ile yaptı. Sonra veleddalin amin.
Bu mücadele 1 Kasım seçimlerinden sonra da devam etti. Davutoğlu’nun etkili olduğu tink tank kuruluşlarından birinin başına HDP’li Mithat Sancar getirildi. Sancar şunu söyledi, “1-Apo içerden çıkacak. 2-Suriye’de bir devlet kurulacak. Başına Apo geçecek. 3- Türkiye’de özerk bir anayasa olacak.
“DAVUTOĞLU ALEYHİNDE TOPLANAN İMZADA DAHLİM VAR”
Biz sonradan bunların nelere sebep olduğunu gördük. Ben teşkilat başkanıydım. Çalıştım da Davutoğlu’yla. Aramızın çok iyi olmadığı bir dönem yaşadık onunla. Çok tehlikeli bir noktaya gidiyor ülke diye konuştuk arkadaşlarla. Bir Recep Tayyip Erdoğan ve bir de dışarda onun dışarıdan sıkıştırıldığı bir süreç var. Şimdi burada ortaya çıkan süreçte biz arkadaşlarımızla mücadele başlattık. Sayın Davutoğlu’nu partinin içerisinde partinin genel kuruluş kodlarına uygun hareket etmediği kanaatini bir vesileyle gördük. Bir MKYK öncesinde imzalar toplandı. Bunda benim dahlim var.
Biz zihninde olan HDP ve Kuzey Suriye meselesini kendi siyasal anlayışımızdan uzaklaştırmış olduk.
“HEDEF TÜRKİYE”
Bugün Suriye’de bir devlet kurulmaya çalışılıyor. ABD’nin üstlerinin sayısı 6’dan 14’e çıktı. Türkiye’ye karşı bir ekonomik saldırı var. Türkiye’nin kendine ait bir anayasası olsun, Türkiye Suriye konumuna düşsün istediler.
Burada hedef Türkiye. Çok basit bir operasyon var. Türkiye siyasal istikrarı nasıl sağlıyor? MHP ile AK Parti işbirliği ile.
Her gün bir bombanın patladığı bir dönem yaşadık. İstanbul’da AVM’lerin açılamadığı dönemler oldu.
Bu kadar cürümün işinde olan bir kişi tecavüz etmiş bir kıza. Karakola gidiyorlar ve olay kapanıyor. Burada zanlı Peker, belgesi var.
Bilecik’e gidiyor. Orada kim var? Veli Küçük var.
PEKER SORUSUNA CEVAP VEREMEDİ
Soylu, “Sedat Peker Rize’den Edirne’ye kadar AK Parti için mitingler düzenledi. AK Parti’nin aile fotoğrafına girdi. AK Partililer kendisini çok seviyordu. Siz 2012 yılında tecavüz dosyası var diyorsunuz. Bu zamana kadar neden ses çıkarmadınız Peker’e?” sorusuna cevap veremedi.
Soylu, “Neden özne sizsiniz? Kendiniz yalnız hissediyor musunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Ben hükümetin bir üyesiyim AK Parti’de yöneticilik de yaptım. Yalınkılıç mücadele de yaptım. Terörlü mücadele ediyorum. Türkiye’de 15 Temmuz civarında 5 bin 500 kişi katılıyordu, bugün 12 kişi katılıyor. Türkiye’de organize suç örgütleri açısından 355’i çökertildi. 395 uyuşturucu çetesi çökerttik. Buna siz yalan dersiniz ben her şeyi kabul edeceğim. Okulların önünde çocuklara uyuşturucu satılıyordu. Bonzai içen çocuklar sokaklarda zombi gibi duruyordu. Bizim için FETÖ ile mücadelede sert gidiyor diye eleştiriyorlar, bunun içinde bazı büyüklerimiz de var.”
“PEKER’İN KORUMAYA İHTİYACI MI VAR?”
İsmail Saymaz’ın “Akademisyenlerin kanıyla duş alacağız dedi. Kendisine tebrik etti AK Partililer. CHP lideri Kılıçdaroğlu’na tehdit içeren mektuplar geldi. Ben Feyzi İşbaşaran’ı dövdürttüm dedi. Ben Doğan Grubu’nu bastırttım dedi. Bunu benden milletvekili istedi. Bir CHP’li böyle bir şeyle anılsaydı hakkında işlem yapılmaz mıydı? Bunun ilgili Metin Külünk hakkında işlem yapılmayacak mı?” sorusuna Soylu, şu ifadelerle cevap verdi:
Terör örgütlerinde yer alan isimler kendi meşruiyetini oluşturmaya çalışırlar. Sedat Peker’in korumaya ihtiyacı mı var? Ben akademisyenlerin kanıyla duş alacağım demesi AK Parti’nin aleyhine midir? Sadece AK Parti ile ilgili biri değil ki… Organize suç mensupları bir takım yerel zafiyetlerden meşruiyet oluşturuyorlar.
“BATAKLIK OPERASYONUNUN İLK İHBARI ŞAHSIMA GELDİ”
16 Ocak 2015’te DHKP-C tehdidi ile kendisine koruma veriliyor. Şimdi esas iş bundan sonra. İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, terörden sorumlu müdür de Mustafa Çalışkan. Nurettin Demir Kadıköy Emniyet Müdürü. Özgür Taşdemir emniyet müdürü ihraç edildi. En irtibatlı olduğu kişi Sedat Peker. 2015 yılında sanal bir tehditle Nurettin Demir kardeşinden kalan DHKP-C mirasıyla bir kurgu yapar ve koruma verilir. Şimdi Nurettin Demir FETÖ’den içerde. 27 yıldır benim telefonum aynı. Bataklık operasyonunun ilk ihbarı şahsıma geldi. Herkes bilir benim ihbar hattım geniştir. Kapıkule’ye şu mal gelecek dendi ve ihbar doğru çıktı.
Nurettin Demir sahte ihbar yapıyor. Aynı sahte ihbar ne zaman oldu. Canan Kaftancıoğlu’nun korumalarını aldım. Ortada tehdit yoktu. Kaldırın dedim kaldırdılar. Ben korumayı kaldırdım 15 gün sonra DHKP-C tehdit etti. Bir sektör oluşmuş Sedat Peker’de başka yerde de oluşan bir sektör. 2017’de Özgür Taşdemir, iki yerde kumarhanesi var. Bu kumarhanelere DHKP-C tehdidi nedeniyle koruma sağlayacak imkanı oluşturdular. Ben bunu 2018’de öğrendim. Pervin Buldan’a korumayı ben verdim. Bir provokasyonla karşı karşıya kalmamak için.
Peker, yurtdışına çıktığında koruması yanında değildi. Kimin burada bir suistimali varsa soruşturma başlattık.
Soylu, Saymaz’ın “Metin Külünk ile ilgili ve Hürriyet’in basılmasıyla ilgili bir soruşturma var mı?” sorusuna, “Fevzi İşbaşaran’ın dövülmesiyle ve Hürriyet’in basılmasıyla ilgili bir bilgim yok. Organize suç örgütü liderleri her yere sızabilir. Benim adımı kullanan 30 kişi hapse girdi. Bunlar ipe sapa gelmez bir kişinin iddiaları. Buna bakarsak herkesi içeri almamız lazım” cevabını verdi.
“Erdal Araz’ı tanıyor musunuz? Korkut Eken ve Ağar hakkında soruşturma açıldı mı?” sorusuna Soylu’nun yanıtı:
“Ben siyaset hayatım boyunca binlerce insanla ilişki oldum. Beni bir tane finanse ettiğini söyleyen birisi olsun kimsenin yüzüne çıkmayacağım. 1995 yılından beri şirketim var fatura keserim. Biz şeffaf olmazsak milletin kılıcını sallayamayız. Erdal Araz partinin bir yetkilisi. Bir kişi birisiyle ilişki kurdu diye onu bütün partiye teşmil etmek zavallılıktır.”
KUTLU ADALI AÇIKLAMASI
“Sedat Peker’in kardeşi ruhsatsız silahtan gözaltına alındı. Aslında Kutlu Adalı soruşturmasından alınmak zorunda. İçişleri Bakanı olarak benim görevim önleyiciliktir.
Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili en ufak açık varsa hemen devreye girmemiz lazım. Beyaz Toroslar varsa, işkence varsa faili meçhuller varsa bana hesap sorun.”
“4,5 YILDIR İŞKENCE İLE İLGİLİ EN UFAK BİR ŞEY ÖNÜMÜZE KOYMADILAR”
Ben Uluslararası Af Örgütü’nün muhatabıyım. Bana geldiler. Özellikle FETÖ’nün salondaki fotoğrafları vardı ya. Anadolu Ajansı’nın geçtiği fotoğraflar. Oradaki spor salonda. Burada biz Af Örgütü ile ilgili her seferinde karşı karşıya geliriz. Her seferinde onlar Türkiye’de gideceği yerleri söylerler. Göndeririz, her yeri ziyaret ederler. 4,5 yıldır işkence ile ilgili en ufak bir şey önümüze koymadılar. Sistematik işkence ile ilgili önümüze bir şey koymadılar. Bunların hepsi siyasal gözlükle bakarlar.
Türkiye’de işkence ile ilgili tespit yok. Kötü muamele ile ilgili tespit var. O nerede biliyor musunuz, uyuşturucu örgütleriyle mücadelede. Ben ‘bacaklarını kırın’ dedim ya, benden kaynaklanıyor.
SOYLU’DAN AĞAR’A ‘YALIKAVAK MARİNA’ ÇAĞRISI: POZİSYON ALDIK
Sayın Ağar meselesine gelirsek, 1995’te DYP’den ilçe başkanıyım. Sayın Çiller’in desteklediği adaya karşı kazandım. O zaman Sayın Ağar milletvekiliydi. Biz Mehmet Ağar’a karşı o dönem karşı hareket ettik. 1999 geçti 2002’de Çiller’le genel başkan kim olabilir diye konuşuldu. 32 yaşındayım o zaman. Sayın Çiller beni severdi. Ufuk Söylemez olur dedi olmaz dedim. Kemal Çelik olur dedi, olmaz dedim. Böyle bir sürü isim konuşuldu. En sonunda kendimi istiyorum sandı. Sen olursun dedi, sayın başbakanım ben çocuğum dedim. İlhan Kesici olabilir dedim. Biz İlhan Kesici’yle birlikte Mehmet Ağar’a karşı pozisyon aldık.
2002’den 2007’ye kadar Mehmet Ağar’a karşı muhalefet ettim DYP’de. Ben bir devlet bürokratının sivil siyasette yer almasına karşı oldum. Ahmet Davutoğlu’nun bir bürokratı istifa ettirip milletvekili yapmasına da karşı çıktım. Korkut Eken gibi, Cevat Öneş gibi tiplerin devlet kurumları adına konuşmasına karşı gelenlerden biriyim.
Sayın Ağar’ın bir marinada görev alması doğru değil. 48 içinde ben olsam o görevden ayrılırdım. Bu tip adamlar bu gibi yerlerde bulunsa bunu bir yerlere yormak kolaydır.”
10 BİN DOLAR ALAN AK PARTİLİ KİM?
Merdan Yanardağ’ın “10 bin dolar alan AK Partili kim? Dönüş biletimdi diyor sizin için? bunlara ne diyorsunuz?” sorusuna cevap vermeyen Soylu, şunları söyledi:
“Balkanların en büyük suç örgütü liderini Antalya’da yakaladık. Kafasına çuval geçirip gönderdik. Sonra Azerbaycanlı bir örgüt lideri Türkiye’de iş yapmak istedi ve yakaladık. Mahkeme bu kişiyi geri gönderme merkezinden Azerbaycan’a gönderdik. Sonra döndü Türkiye’nin her tarafında hareket etti. Ve Antalya’da öldürüldü. Mindia var başımın belası Gürcü. Gürcistan bunu istemedi. Hapise koyuyoruz anlaşıyoruz, çıkıyor. En sonunda kimse istemedi Beyaz Rusya’ya gönderdik.”
“BEN BİR SİYASETÇİ DEDİM PARTİSİNİ SÖYLEMEDİM”
Ben bir siyasetçi dedim partisini söylemedim. Ben işin bir parçasını söyledim. Biraz daha ötesi var. Ben yargıya başvurdum arkadaşlar, yargı beni çağıracak ve diyeceğim ki, bu suç örgütü lideri Bursa’daki şu olayda 18 kişi tutuklandı. Bu suç örgütü liderinin dosyası neden ayrıldı. Ben bunu soracağım. 2018’de başlayan bu soruşturma yurt dışına çıktıktan işlem yapıldı. Dosya İstanbul Emniyeti’nde duruyormuş bana sordular ne yapalım diye? Hemen işleme koymalarını söyledim.
“BENİM DÖNÜŞ BİLETİMDİ DİYOR SİZİN İÇİN NE DİYORSUNUZ?”
Bir sapkının sözleri ciddiye alınamaz. Hadi işsizdi babamın ricasıyla danışman olarak yanıma aldım. Sonra internet sitesine kurmasına da yardımcı oldum. Yardım ettiğim insanlardan hayatım boyunca yardım istemedim. Cep telefonum burada. Hadi Özışıkla ilgili söz söylediği anda benim bütün kimyam alt üst oldu. Sedat Peker bunla YouTube programı yapmak istiyormuş, ben de karşı çıktım.
ÖZIŞIKLAR HAKKINDA
Hadi Özışık’ı 30 yıldır tanıyorum, burada tanıyanlarınız da var. Bir insanın işsiz kalması kötü bir şey değil, gazeteci. Ya Hadi işsiz sen yanına al dedi. Aldım, iyi de iş çıkardı. O zamanlar internet falan yoktu. İnternethaber’in kurulmasına da destek verdim.”
Soylu: “Yardım ettiğim ve destek olduğum insanlardan hiçbir şey istemiş değilim. Cep telefonum var, getirteyim. Cep telefonumu bana getirir misiniz? Getirin şu cep telefonumu. 13’ünde, 13’ünde… Hadi Özışık’la ilgili söz söylediği andan itibaren kimyam alt üst oldu.
KIRMIZI BÜLTEN ÇIKARILMADI MI?
Hem İstanbul, Bursa ve İzmir’den araması var. Thodex’le ilgili bülteni 2 buçuk saatte çıkardık. Peker’le ilgili müracaat ettik. İnceleme bölümüne aldılar. FETÖ’cüleri de böyle yaparlar.
PEKER’LE İLGİLİ CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜNÜZ MÜ?
Sayın Cumhurbaşkanı ile genel bir değerlendirme yaptık. Sayın Cumhurbaşkanı benim liderimdir. AK Parti’nin Türkiye’de nasıl bir yer oluşturduğunu bütün millet biliyor. Bunun nasıl bir plan olduğunu millet biliyor. Sayın Cumhurbaşkanı genel değerlendirmesini göreceksiniz Türkiye’nin yarına daha emin atmaları için açıklama yapacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı açıklama yaptı bu arada oldukça net.
PEKER’LE ERDOĞAN’IN FOTOĞRAFI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
O fotoğraf bir düğünde çekildi düğüne herkes gider. Ben de gidebilirdim ama gitmedim. Bu adamla hiçbir yerde bir arada bulunmadım.
SEDAT PEKER’İ ALMAYA BİR EKİP GİTTİ Mİ?
Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir. Bütün dünya üzerimize gelirken Doğu Akdeniz’de biz varız, Libya’da biz varız. Karabağ’da biz varız. Kuzey Irak’ta biz varız. Bunların her biri Türkiye’nin rüyasında göremeyeceğiz adımlardır. Hiç merak etmeyin etrafımızdaki bir coğrafyada böyle birinin barınmasına müsaade etmeyiz. Bu suç örgütü Türkiye’den özür dileyecek ve kuzu kuzu cezaevine girecek. Çıktıktan sonra da etrafındaki şebeleklerle irtibat kurmayacak. Bu bedeli ödeyecek. Bir taraftan FETÖ’ye övgüler düzeceksin. ByLock konuşmaları elimizde. ByLock konuşmalarında onun için denilenleri biliyoruz.
Eşi Özge Peker bütün mali işlemlerini yürüten kişi. İki tane emniyet görevlisini açığa aldık. Eşinden yıllardır para alıyorlarmış. Bu suç örgütüyle ilişkili herkes bunun bedelini ödeyecek.
AK Parti bakanlarıyla ilgili bir olay olduğunda çok çabuk refleks gösteren bir kuruluş. Ama sizinle ilgili böyle bir şey göremedik. Siz istifa ettiğinizde tweet yağmuru olmuştu. Bu süreçte AK Parti’de bir sessizlik var. Kendinizi yalnız hissettiniz mi?
Bunun bir operasyon olduğunu biliyorum. Bunun sadece ucuz bir elemen tarafından gerçekleştirildiğini görüyorum. Kendimi neden yalnız hissedeyim. Sadece benim konuşmamın nedeni görevim icabı. İçişleri Bakanı olarak bu olayla ilgili konuşmak benim görevim. Yalnız olup olmadığımı görürsünüz.
Bugün BBC’de Peker’in iddiaları için hükümet yetkilileri doğru dedi. Bunun için ne diyorsunuz?
BBC Türkçe bir dezenformasyon kanalıdır. Burada bir yanlışlık var. İngiltere’yi de uyardım bunun için. Kimin Türkiye’ye operasyon çektiğini hep beraber biliyoruz.
10 bin dolar alan siyasetçiyi savcıya söyleyeceğim.
Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın intihar olayı var. Bir kazayla ilgili bakanlık koruma müdürü devreye girerek iki serbest bıraktırılıyor ve bunun üzerine intihar ediyor. Bu iddia doğru mu?
Ben sadece dışardakilere karşı mücadele etmiyorum. İçerde de sıkıntı var. Ali Tarakçı diye bir adam var. Yerel gazeteci ama derin bir gazeteci. 25. 09. 2017 yılında Süleyman Soylu’nun oğlunun aracı nasıl durduruldu? Bakan Soylu devreye girmesine rağmen yarım saat araba aranır. İstanbul Emniyet Müdürü telefona çıkmaz diye bir haber yaptı. Biri çıkıp demez mi böyle bir olay yok diye. Koskoca içişleri bakanı çıkıp oğlumun aracı aranmadı nasıl desin. Benden önceki içişleri bakanının oğlunun evinden para sayma makinası çıktı. Çocuğuma defalarca tembih ettim, işinde gücünde ol dedim. Silivri Emniyet Müdürü’nün ölümünün bunula alakası yok tabii.
Osman ve Hızır Kaptan Gaziosmanpaşalıdır. DYP kurucu üyesidir babaları. Eve gidiyordum koruma şube müdürü aradı. Osman ve Hızır Kaptan’ın annesi kalp krizi geçirdi. Silivri’de gelirken polis durdurmuş annesinin durumu ağır bir şey yapabilir misin? dedi.
Benim bilgim bu kadar. Sonra birisi geldi Silivri Emniyet Müdür intihar etmiş dedi. İstanbul Emniyet Müdürü ne sordum kem küm ediyor. Sonra Koruma Müdürü ile konuştum. Anladığım kadarıyla emniyet müdürü 3 dakikalık görüşmüş Koruma müdürüyle. Burada bu konuşmada ne var.
Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın intihar olayı var. Bir kazayla ilgili bakanlık koruma müdürü devreye girerek iki serbest bıraktırılıyor ve bunun üzerine intihar ediyor. Bu iddia doğru mu?
Ben sadece dışardakilere karşı mücadele etmiyorum. İçerde de sıkıntı var. Ali Tarakçı diye bir adam var. Yerel gazeteci ama derin bir gazeteci. 25. 09. 2017 yılında Süleyman Soylu’nun oğlunun aracı nasıl durduruldu? Bakan Soylu devreye girmesine rağmen yarım saat araba aranır. İstanbul Emniyet Müdürü telefona çıkmaz diye bir haber yaptı. Biri çıkıp demez mi böyle bir olay yok diye. Koskoca içişleri bakanı çıkıp oğlumun aracı aranmadı nasıl desin. Benden önceki içişleri bakanının oğlunun evinden para sayma makinası çıktı. Çocuğuma defalarca tembih ettim, işinde gücünde ol dedim. Silivri Emniyet Müdürü’nün ölümünün bunula alakası yok tabii.
Osman ve Hızır Kaptan Gaziosmanpaşalıdır. DYP kurucu üyesidir babaları. Eve gidiyordum koruma şube müdürü aradı. Osman ve Hızır Kaptan’ın annesi kalp krizi geçirdi. Silivri’de gelirken polis durdurmuş annesinin durumu ağır bir şey yapabilir misin? dedi.
Benim bilgim bu kadar. Sonra birisi geldi Silivri Emniyet Müdür intihar etmiş dedi. İstanbul Emniyet Müdürü ne sordum kem küm ediyor. Sonra Koruma Müdürü ile konuştum. Anladığım kadarıyla emniyet müdürü 3 dakikalık görüşmüş Koruma müdürüyle. Burada bu konuşmada ne var.
BAKAN SOYLU’DAN “İSTİFA” AÇIKLAMASI
Hiç düşünmedim. Benim istifa edeceğim hiçbir hukuki dayanak yok.
Reşat Hacı Fazlıoğlu’nu tanır mısınız? Bu kişi Sedat Peker’in akrabası mı?
80 öncesinde onların Adalet Partisi’nin yanında ofisi vardı. Sedat Peker’in akrabası değil diye biliyorum. Eskiden küçük bir yerdi Gaziosmanpaşa orda herkes birbirini tanırdı. Benim illegal bir kişiyle bir tane ilişkimi bulamazlar. Ben kimin yerine il başkanı atandım. Ben Mehmet Ağar’ın dayısının yerine atandım. Tam beş buçuk ay silahlı adamlar benim il başkanlığımı bastı. Ben sosyeteden gelmiş bir adam değilim. Bunu yapanlar Mehmet Ağar’ın dayısı o ekibin işiydi.
Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ın kokain rotasını yönettiği iddia ediliyor. Ne diyorsunuz?
Dünyanın en iğrenç yalanlarını meydana getirip siyasetin ana malzemesi yapmak bir operasyondur. Adamın birisinin yalanları üzerinden ülkede başbakanlık yapmış kişiye bu ithamların yapılmasına izin vermeyin.
Yazı mardinlife tarafından hazırlanmıştır. İstifade edilen kaynaklar: tele1 (Süleyman Soylu, Merdan Yanardağ)