G. K. Chesterton kimdir? G. K. Chesterton kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

İngiliz yazar, filozof, ilahiyatçı, edebiyat ve sanat eleştirmeni G. K. Chesterton hayatı araştırılıyor. Peki G. K. Chesterton kimdir? G. K. Chesterton aslen nerelidir? G. K. Chesterton ne zaman, nerede doğdu? G. K. Chesterton hayatta mı? İşte G. K. Chesterton hayatı... G. K. Chesterton yaşıyor mu? G. K. Chesterton ne zaman, nerede öldü?

İngiliz yazar, filozof, ilahiyatçı, edebiyat ve sanat eleştirmeni G. K. Chesterton edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında G. K. Chesterton hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. G. K. Chesterton hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte G. K. Chesterton hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Gilbert Keith Chesterton

Doğum Tarihi: 29 Mayıs 1874

Doğum Yeri: Kensington, Londra, İngiltere

Ölüm Tarihi: 14 Haziran 1936

Ölüm Yeri: Beaconsfield, Buckinghamshire, İngiltere

G. K. Chesterton kimdir?

İngiliz edebiyatında yazarlığı kadar, aykırı düşünceleriyle de kendine sıra dışı bir yer edinen Chesterton, 1874 yılında Londra'da dünyaya geldi. 1936 yılındaki ölümüne dek, gazeteciliği, sanat ve edebiyat eleştirmenliği ile yazarlığının yanı sıra, din ve dünya sorunları üzerine, keskin kalemiyle yazdığı polemik yazılarıyla da dikkati çekti. Yine ünlü bir yazar olan, vatandaşı Rudyard Kipling'in sömürgeci eğilimlerini ve İngiltere'nin dış siyasetini kıyasıya eleştirdi. Sanayileşmiş toplumlarda insani değerlerin hızla yitirildiğini vurgulayarak, akla ve bilime dayandırılan dünya görüşlerine karşı, sağduyu ve imandan yana tavır aldı. Ülkesindeki yaygın Protestan inancına karşın Katolikliği seçen ve Ortaçağ değerlerini savunan yazarın bu eğilimleri, edebi eserlerinde de iz bırakmıştır.

Türkçeye çevrilen eserleri

- Apollon'un Gözü

- Bay Perşembe (1908, The Man Who Was Thursday)

- Don Kişot'un Dönüşü (1927, The Return of Don Quixote)

- Garip Ticaretler Kulübü (1905, The Club of Queer Trades)

- Gurur Ağaçları

- Bir Dahinin Yaşamı: Charles Dickens (1906, Charles Dickens: A Critical Study)

- Peder Brown'un Maceraları

- Çok Şey Bilen Adam (2013)

Sapkınlar (Heretikler) (2021)

G. K. Chesterton Kitapları - Eserleri

  • Apollon'un Gözü
  • Bay Perşembe
  • Don Kişot'un Dönüşü
  • Garip Ticaretler Kulübü
  • Gurur Ağaçları
  • Peder Brown'ın Masumiyeti
  • Bir Dahinin Yaşamı: Charles Dickens
  • Peder Brown Öyküleri
  • Peder Brown'ın Bilgeliği
  • Çok Şey Bilen Adam
  • What's Wrong with the World
  • Orthodoxy
  • The Napoleon of Notting Hill
  • Sapkınlar
  • Aziz Thomas Aquinas
  • The Ballad of the White Horse
  • All Things Considered
  • The Defendant

G. K. Chesterton Alıntıları - Sözleri

  • “ Uyku kutsal bir ayindir ; zira insanca bir eylem ve bir besindir uyku. “ (Apollon'un Gözü)
  • Kitaplarım başarılı oldu, teorilerim çürütülemedi, ama Fransızların neredeyse kemikleşmiş olan önyargıları yüzünden politikayla başım dertte. (Apollon'un Gözü)
  • “Bir insan Roma’ya tekrar döneceğine inanmıyorsa, Roma’ya gitmesinin bir anlamı yok.” (Apollon'un Gözü)
  • Property is merely the art of the democracy. It means that every man should have something that he can shape in his own image. (What's Wrong with the World)
  • Akıllı bir adam bir çakıl taşını nereye saklar? - Kumsala. Akıllı bir adam bir yaprağı nereye saklar? - Ormana. (Peder Brown'ın Masumiyeti)
  • Basil'in ahbaplarından oluşan rengarenk grubunun en ilginçlerinden biri de Profesör Chadd'di. Etnolojik dünyada (ki bundan çok uzakta, ama çok ilginç bir dünyada) vahşilerin dille ilişkileri hakkında en büyük değilse bile ikinci büyük otorite olarak tanınıyordu. (Garip Ticaretler Kulübü)
  • Belki de hayatlarında cinayet işlememiş insanlar çeşitli ve olağandışı olamaz mı? Belki de her sade insanın yaşamında gerçek bir gizem, işlemeyi önlediği günahların sırları vardır. (Gurur Ağaçları)
  • İnsanların asıl karşı koyamadığı şey, kötü biri olmaktır. (Bir Dahinin Yaşamı: Charles Dickens)
  • İnsanları körleştiren, delirten ve yanlış yollara sevk eden tutkular arasında en kötüsü ve en so­ğuğudur küçümseme. (Apollon'un Gözü)
  • One anti-democratic writer remarked that he would not like to sail in a vessel in which the cabin-boy had an equal vote with the captain. It might easily be urged in answer that many a ship (the Victoria, for instance) was sunk because an admiral gave an order which a cabin-boy could see was wrong. (What's Wrong with the World)
  • Basil hakkındaki bu mistik duygumun, örneğin aynı akşam yaptığımız garip yolculuk sırasında olduğu gibi bulutlu ve karanlık havayla ilgisi olup olmadığını bilmiyorum. (Garip Ticaretler Kulübü)
  • The thread of comradeship and conversation must be protected because it is so frivolous. It must be held sacred, it must not be snapped, because it is not worth tying together again. (What's Wrong with the World)
  • Madde'nin İnsan'a olan isyanı (ki ben varolduğuna inanıyorum) şimdi tek bir koşula indirgenmiş durumda. Savaşı bize karşı yürüten ve şunu rahatlıklar ekleyebilirim ki, bizi mağlup eden, büyük şeylerden çok küçük şeylerdir. En sonuncu mamutun kemikleri uzun süre önce çürüdü, /.../Ama küçük şeylerle, en başta mikroplar ve yaka düğmeleriyle dolu acı ve sonsuz bir savaşın içindeyiz. (Garip Ticaretler Kulübü)
  • Religion, the immortal maiden, has been a maid-of-all-work as well as a servant of mankind. She provided men at once with the theoretic laws of an unalterable cosmos and also with the practical rules of the rapid and thrilling game of morality. She taught logic to the student and told fairy tales to the children. (What's Wrong with the World)
  • "Bütün bu şaşkınlıklardan sonra, dost ne demek, düşman ne demek diye kendine sorası geldi. Herhangi bir şey göründüğünden başka bir şey miydi?" (Bay Perşembe)
  • Güvenli olan bir şey bilmiyorum muhtemelen ölüm dışında. (Garip Ticaretler Kulübü)
  • En ölümcül hatalar bile yaşamı günahlar gibi zehirlemez. (Peder Brown'ın Masumiyeti)
  • Hiç büyük insanımız yok, çünkü onu sürekli arıyoruz. (Bir Dahinin Yaşamı: Charles Dickens)
  • Din ve din dışı konular hakkında düşünürken yaşadığımız zorlukların çoğu, "tanımlanamaz"la "anlaşılmaz"ı birbirine karıştırmamızdan kaynaklanıyor. Biri ruhani bir gerçeklikten "tanımlanamaz" diye söz edecek olsa, gözümüzde derhal sisli bir yer, belli belirsiz sınırları olan bir bulut canlandırırız. Ancak, basmakalıp mantıklarda bile bir hatadır bu. Tanımlanamayan, ilk şeydir; birincil gerçek. Tanımlanamaz olan şeyler kollarımız ve bacaklarımızdır, kap kacağımız. Tanımlanamaz olan, şüphe edilemez alandır. Yan evde yaşayan biri tanımlanamaz, çünkü tanımlamak için fazla gerçektir. Kimilerine göre tüm manevi şeyler yakındır birbirine; kimilerine göreyse tanımlanamayacak kadar gerçek olan tek şey Tanrı' dır. Fakat bir şeyi tanımlamanın üçüncü bir yolu da her zaman bulunur. (Bir Dahinin Yaşamı: Charles Dickens)
  • Belki de her sade insanın yaşamında gerçek bir gizem , işlemeyi önlediği günahların sırları vardır . (Gurur Ağaçları)