Franz Grillparzer kimdir? Franz Grillparzer kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Yazar Franz Grillparzer hayatı araştırılıyor. Peki Franz Grillparzer kimdir? Franz Grillparzer aslen nerelidir? Franz Grillparzer ne zaman, nerede doğdu? Franz Grillparzer hayatta mı? İşte Franz Grillparzer hayatı... Franz Grillparzer yaşıyor mu? Franz Grillparzer ne zaman, nerede öldü?

Yazar Franz Grillparzer edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Franz Grillparzer hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Franz Grillparzer hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Franz Grillparzer hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 15 Ocak 1791

Doğum Yeri: Viyana, Avusturya

Ölüm Tarihi: 21 Ocak 1872

Ölüm Yeri: Viyana, Avusturya

Franz Grillparzer kimdir?

Avusturya tiyatrosunun en önemli trajedi yazarlarındandır.

Hukuk eğitimi gören ve uzun yıllar devlet hizmetinde bulunan sanatçı, genç yaşta oyunlar yazmaya başladı. İlk oyununu 1817 yılında tamamlayan Grillparzer'in bazı oyunları sansür nedeniyle sahneye konulamadı. 1840'larda oyun yazmaktan vazgeçti; 1861'de Soylular Meclisi'ne seçildi. Doğduğu şehir olan Viyana'da öldü.

Alman romantik ve klasik üsluplarıyla gerçekliği bağdaştıran, onlara Viyana beğenisini ekleyen bir yazar olarak tanınmaktadır.

Franz Grillparzer Kitapları - Eserleri

  • Fakir Çalgıcı
  • Denizin ve Aşkın Dalgaları
  • Yalan Söyleyenin Vay Haline

Franz Grillparzer Alıntıları - Sözleri

  • Acele mi? Neden? Uzun müddet devam edecek olan şey, ağır ağır elde edil­meli. (Denizin ve Aşkın Dalgaları)
  • Ama siz zayıfsınız ve hep kendinize yakın bulduğunuz bir kimseye bağımlı oluyorsunuz. O derece bağlanıyorsunuz ki kendi işlerinizi yapamıyorsunuz. (Fakir Çalgıcı)
  • Ve bütün bu karanlıklar içinde tek parlak nokta: O gelecek. (Denizin ve Aşkın Dalgaları)
  • Canın akıllıca birkaç söz söylemek istedi mi, ormana git ve ağaçlara söyle, sonra hafiflemiş olarak tekrar evine dön. (Yalan Söyleyenin Vay Haline)
  • Bana akılsız diyorsun; çün­kü sizin yüksek soyunuzun ancak bir hizmet­çisiyim, değil mi? Zeka da babadan oğula pa­ra ve mal gibi miras mı kalır sanıyorsun? (Denizin ve Aşkın Dalgaları)
  • Bir çocuğun başını okşamayı öğrenene kadar zengin olsanız bile ruhunuz hep fakir kalacak. (Fakir Çalgıcı)
  • ... bir taraftan başı bulutlara yoldaşlık eden, denizi, havayı ve karayı aşıp enginlere bakan şu kule nasıl ki deniz kenarında her şeyden uzakta yalnız başına duruyorsa, sen de bundan sonra herkesten uzakta ve herkesle beraber, tanrılara olduğu gibi insanlara da bağlı, kendine ve başkalarına hakim bir varlık olup çifte hayat süreceksin; mesut olacaksın. (Denizin ve Aşkın Dalgaları)
  • Ben cemiyetin teşvik edici bir varlık olduğunu kabul etmiyorum. Bir insan kendine düşeni bizzat yapmalı. (Denizin ve Aşkın Dalgaları)
  • İtimadın gözü kördür, şüphe ise hiç yorulmadan haddinden fazla görür. (Denizin ve Aşkın Dalgaları)
  • "Ona karşı bu kadar kaba davranma, onun derdi zaten ona yetiyor..." dedi. (Fakir Çalgıcı)
  • Yer yüzünde en kararlı duruş bile bir zaman sonra az çok bir ilerleme gösterir. (Fakir Çalgıcı)
  • Ne sizi istediğim gibi sevecek kadar zenginim ne de sizin istediğiniz gibi sevilecek kadar zavallı. (Fakir Çalgıcı)
  • Bugün kendinize karşı da uyanık olun. Günün neşesi vardır, fakat gü­neş gibi; nasıl ki onun bir akşamı varsa, be­rikinin de pişmanlığı. (Denizin ve Aşkın Dalgaları)
  • Manasızlıklar ne kadar ceza görse de, yine devam ediyorlar. Bundan her gün şikayet edilir; fakat neden mantıklıyı bir deli kadar olsun anlamak istememeli? (Denizin ve Aşkın Dalgaları)
  • "Neyse, hoşçakalın. Sonsuza kadar hoşça kalın..." (Fakir Çalgıcı)
  • İcabettiği şekilde konuşmasını bilmeyen kimsenin susması akıllıca bir harekettir. Öyle değil mi kardeşim? (Denizin ve Aşkın Dalgaları)
  • Yer yüzünde en kararlı duruş bile bir zaman sonra az çok bir ilerleme gösterir. (Fakir Çalgıcı)
  • "Bu şarkı o kadar yalın, o kadar dokunaklı, edası o kadar hoştu ki sözcükleri anlamaya gerek bile yoktu. Zaten sözcüklerin müziği bozacağı kanısındayım." (Fakir Çalgıcı)
  • — Öyküm mü? Benim öyküm falan yok. Bugün dünden farksız, yarın da bugün gibi olacak. Doğallıkla öbür gün, daha öbür gün... (Fakir Çalgıcı)
  • Nasıl Tanrı'nın çocukları yeryüzü kızlarıyla birleşiyorlarsa, tıpkı öyle ruhların soluk alış verişi olan müziği bir yığın söz ekleyerek bozuyorlar. Bunlar ancak nasırlı ruhları kavrar, onları sarar... (Fakir Çalgıcı)