Feyyaz Kayacan kimdir? Feyyaz Kayacan kitapları ve sözleri
Şair-Yazar Feyyaz Kayacan hayatı araştırılıyor. Peki Feyyaz Kayacan kimdir? Feyyaz Kayacan aslen nerelidir? Feyyaz Kayacan ne zaman, nerede doğdu? Feyyaz Kayacan hayatta mı? İşte Feyyaz Kayacan hayatı...

Tam / Gerçek Adı: Feyyaz Fergar
Doğum Tarihi:
Doğum Yeri: İstanbul 1919
Feyyaz Kayacan kimdir?
Feyyaz Kayacan
(1919 - 5 Nisan 1993): Yazar. İstanbul'da doğdu. Asıl adı Feyyaz Fergar'dır. Saint Joseph Lisesini bitirdi. Fransa'da ve Londra'da siyasal bilgiler ve ekonomi okudu. Londra'da BBC Türkçe Yayın Servisinde çalıştı. Buradan emekli oldu. Londra'da öldü.
Fransızca yazdığı şiirlerini iki kitapta topladı. Hikâyeleri Yeditepe, Yenilik, Türk Dili dergilerinde çıktı.
Şiirleri: Les Gommes Insolites (1938), Gestes à la Mer (1939), Kaşık Havası (1976), Benim Örümceğim Başka (1982). Hikâyeleri: Şişedeki Adam (1958), Sığınak Hikâyeleri (1962), Cehennemde Bir Yusuf (1964), Gibiciler (1967), Hiçoğlunun Serüvenleri (İlk kitabına üç yenisi eklenerek, 1969), Bir Deli Değilin Defteri (1987), Bütün Öyküleri (1993). Romanı: Çocuktaki Bahçe (1982). Oyunları: Mutlu Azınlık (Birer perdelik dört oyun, 1968).
Feyyaz Kayacan Kitapları - Eserleri
- Şişedeki Adam
- Çocuktaki Bahçe
- Sığınak Hikayeleri
- Bütün Öyküler
- Cehennemde Bir Yusuf
- Bir Deli Değilin Defterleri
- Kaşık Havası
- Mutlu Azınlık
- Benim Örümceğim Başka
Feyyaz Kayacan Alıntıları - Sözleri
- “Duvara çizdiğim güneş duvarla birlikte yıkıldı.” (Cehennemde Bir Yusuf)
- Kadının biri delirmiş. Balkona çıkmış, “ beni sevenler yolun sağında, sevmeyenler solunda dursun” diye bağırmaya başlamış. Ben deli değilim. Ama bana öyle geliyor ki “ beni sevenler...” diye söze başlayacak olsam hiç kimse kıpırdamayacak yerinden. (Bir Deli Değilin Defterleri)
- "... çağıra çağıra bir denizi biriktiriyoruz yanımıza, bizim gibi bir deniz, dalgalarını kimseciğe çıtlatmayan." (Cehennemde Bir Yusuf)
- Yalnızlığın toprağı yok. (Bütün Öyküler)
- Can darlığında insan sığınacak, havlayan anılar sürüsünden kaçıp saklanacak bir köşe olsun bulamıyor. İnsan böyle anlarda ölümden çok can sıkıntısından korkuyor. Tıka basa biriken, şişen bir şey. Bir köpük. (Şişedeki Adam)
- “Sokağı, denizi isterim pencereden” (Oktay Rıfat) (Çocuktaki Bahçe)
- “Bazılarda yol girdi sanıyorum ayağıma. O yola giriyorum. Bir dağ görüyorum yolun kıyısında. Bu yolun sırtı diyorum bu dağı kaldırmaz. Sonra hep küçük şeylere benim dönüklüğüm. Ne iyi olurdu bir çakıltaşı dursaydı şu dağın yerinde diyorum. Çağıra çağıra sonra bir denizi biriktiriyorum yanıma. Benim gibi bir deniz, balıkları çıtlatmayan kimseye.” (Cehennemde Bir Yusuf)
- kadın, hep ölümle saklambaç oynuyordu... (Sığınak Hikayeleri)
- Dokunamadığı yenilgiye uğratamadığı tek şey insanın sesi. Ten gibi, vücut gibi çabuk yaşlanmıyor ses (Bir Deli Değilin Defterleri)
- Boş verdim artık İntihara. Geliyor nasıl olsa her gün Dünyanın sonu (Şişedeki Adam)
- Yüksekten bakma işe yaramıyor. İnsan, insanla aynı seviyede yürüdüğü zaman onun gerçek çapını kestirebiliyor. (Sığınak Hikayeleri)
- “Şimdi ama şimdi bir tanrıyla bir solungaç yanyana gelmiyordu bir türlü bir bilmecenin tezgahında.” (Cehennemde Bir Yusuf)
- Dün kitapçıda kitap çalarken yakalandım. (Şişedeki Adam)
- “İçimdeki ürkek çocuk denizden geçmişini sormaya gelen bir çakıltaşı.” (Çocuktaki Bahçe)
- “Bir adamın bütün sözlüklerde çığlığa döndüğünü duyuyorum.” (Cehennemde Bir Yusuf)
- “Eğ boynunu mağrur adam, yaktığına tap, taptığını yak.” (Çocuktaki Bahçe)
- Bir tutam ışıkla bunca işin altından kalkmak kolay mı? (Çocuktaki Bahçe)
- Kim görmüş ki ölümün kaşarlandığını? (Sığınak Hikayeleri)
- Tolstoy “Küfür etmek, yaşama gücü ve sevgisinin belirtisidir,” demiş. (Çocuktaki Bahçe)
- Uçurumun toprağı yok. (Şişedeki Adam)