Fatih Murat Arsal kimdir? Fatih Murat Arsal kitapları ve sözleri
Türk Yazar Fatih Murat Arsal hayatı araştırılıyor. Peki Fatih Murat Arsal kimdir? Fatih Murat Arsal aslen nerelidir? Fatih Murat Arsal ne zaman, nerede doğdu? Fatih Murat Arsal hayatta mı? İşte Fatih Murat Arsal hayatı...
Türk Yazar Fatih Murat Arsal edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Fatih Murat Arsal hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Fatih Murat Arsal hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Fatih Murat Arsal hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 26 Aralık 1968
Doğum Yeri: Üsküdar, İstanbul, Türkiye
Fatih Murat Arsal kimdir?
1968 Üsküdar doğumludur. Asıl mesleği teknik öğretmenliktir. Evli ve bir erkek çocuk babasıdır. Son yedi yıldır yazmış olduğu kitaplarla, aşkın gücünü, aile bağlarının önemini ve dostluğun sıcaklığını işlemeye çalıştı. Kitaplarında işlediği konularla, imkânsız görünen aşkları mutlu sonlarla taçlandıran yazar olarak tanındı. Bir erkeğin kaleminden kadın ruhunu apaçık anlatabilmesi her zaman merak konusu oldu. Erkek doğasının sırlarını satırların arasına gizleyerek hemcinslerinin daha anlaşılır olmasını sağladı. Kalplere dokunan hikâyelerinin bağımlılık yaptığı söylentisi çıktı. Aşk’ı yazan adam olarak akıllara kazındı.
Fatih Murat Arsal Kitapları - Eserleri
- Şahane Gelin
- Seni Sevmek İstemedim
- Anlaşma
- Nefretten Sonra
- Yalnız Gözlerin İçin
- Yemin
- Beni Bırakma
- Zor Kadın
- İki Renk Aşk
- Ismarlama Bebek
- Kusursuz Plan
- Buz Sıcağı
- İki Mükemmel Hata
- Aşk Başka Bir Şey
- Ödünç Aşk
- Kalbim Seni Unutmuşken
Fatih Murat Arsal Alıntıları - Sözleri
- Zafer öylece duruyordu. Sonra kaşlarını kaldırdı. "ciddi ol çocuk! Çay hazır mı?" diye sordu normal olmasına çalıştığı bir sesle. Halbuki bu neşesi soğuk yüreğine iyi geliyordu. "Narin midemde de açım diye sinyal veriyor. " (Buz Sıcağı)
- Saat ona kadar bir randevusu yoktu. Gazetesini okurken çayını yudumladı. Hiç değilse aklı biraz meşgulken hayatındaki iki kadını da düşünmek zorunda kalmıyordu. İşler biraz karışmaya başlamıştı. (Anlaşma)
- "Anılarımız olmazsa, acılara nasıl dayanırız?" (Kalbim Seni Unutmuşken)
- ''Nefret de neydi?Sevgi her şeyin üstesinden kolayca geliyordu.''! #edebiyat (Nefretten Sonra)
- Aralarında birbirlerine dokunmalarını engelleyen ama seslerini duymalarını sağlayan telden bir engel vardı. (Beni Bırakma)
- Görünüş ne kadar da yanıltıcıydı! (Beni Bırakma)
- Sen benim nefes aldığım havamsın, içtiğim suyumsun. Hayatımın anlamısın. (Seni Sevmek İstemedim)
- Ecrin neşe ile kıkırdadı. ”Sen de ne garip bir kadınsın abla ya… Kendime zengin bir sevgili bulmam mantıklı geldi de, adamın yaşına mı takıldın?” (Zor Kadın)
- Genç adam düşünceli bir şekilde onu süzdü.Sonra iç çekti."Sana aşık olduğumu anladığımda...sen beni gerçekten de işsiz bir serseri sanıyordun.Ilk sevişmemizde de sonrasında da bu düşüncen değişmedi.Benim gibi birisiyle ilişkini devam ettirmeyi veya evlenmeyi istemiyordun." "Öyle sanıyordum...Senden ayrılıncaya kadar!Ayrıldığımızda öyle acı çektim ki!" (Kusursuz Plan)
- “Değil... Bak, teklifimin seni şaşırttığını ve... biraz çılgınca olduğunu biliyorum. Fakat yapabiliriz. Seninle bu hafta numaradan evleneceğiz ve bir süre sonra da ayrılacağız. Anneme evliliğin bana göre olmadığını ispatladıktan sonra sorun kalmaz. Eminim beni uzun süre rahat bırakacaktır. Sonra ikimiz de yine kendi yolumuza gideceğiz. Sen yine eski hayatını yaşayacaksın. Arkadaşlarınla yine aynı evi paylaşırsın. İstersen kimse evlenip ayrıldığını bile bilmez. Paran da olduğu için mutlu bir öğrencilik yaşarsın. Ben de annemin çenesinden kurtulmuş olarak huzur bulurum.” (Anlaşma)
- - “Seni sevmediğim gibi bir düşünceye nasıl kapıldın?..” - ”Artık bana baktığında... o güzel gözlerin... gülmüyor!.. Bu beni çok yaralıyor.” (Ismarlama Bebek)
- Genç kız duruşunu dikleştirdi. Burnunu gururlu bir şekilde havaya kaldırmıştı. “Aramızda…” diye başladı yavaşça. “Aramızda size kırılacağım ve de sizi affetmemi gerektirecek kadar önemli bir samimiyet yok, Salih Bey! O yüzden rahat olun.” Yine özellikle sizli bizli konuşmuştu. Salih bunu hemen fark etmişti tabii. “Kızdın ama yine de!” dedi gülümseyerek. “Aniden bozan havaya, kırılan tırnağıma, sabah erkenden okula gidiyor oluşuma ve arabamın mazotuna sürekli gelen zamma da kızıyorum ama inan bana, bunlarla rahatça baş edebiliyorum.” (Ödünç Aşk)
- “Kızım... Sana garip gelmezse eğer?” Durakladı. Kendisini merakla süzen gelininin güzel yüzünü süzdü. Elini uzatıp düz, gür saçlarını yüzünden kıyıya çekti. “Eğer sen de uygun görürsen?.. Bana ‘Anne!’ diyebilirsin. İnan bana çok hoşuma gider!” Merve donup kaldı. Bu alımlı kadının sözlerinde ciddi olduğu belliydi. Dudakları sevinçle kıvrıldı. Güzel yeşil gözleri doldu. “Gerçekten mi?” diye sordu yavaşça. (Anlaşma)
- "Kalp... Sevdiğini asla unutmuyor!" (Kalbim Seni Unutmuşken)
- En mutlu olan insanlar, en çabuk affedip unutanlardır. (Zor Kadın)
- "O geçmiş sizi siz yapan bir sey." (İki Renk Aşk)
- Hayat ne garipti! Bir yandan alırken bir yandan veriyordu. (Kalbim Seni Unutmuşken)
- Ve.... genç adam hayatında ilk defa korkuyordu.. (Zor Kadın)
- Güney'in dudakları gibi,boğazı da kurumuştu şimdi.Kalbi deli gibi atıyordu.O kadar hızlı atıyordu ki,nasıl olup da adamın bunu duymadığına hayret etti.Bacakları üzerinde zorlukla duruyordu.Bu adil değildi!Hem de hiç adil değildi...Tahir ona öylesine usul usul yaklaşmıştı ki,aklına hiçbir savunma mekanizması gelmiyordu.Büyülenmişti adeta. (Yalnız Gözlerin İçin)
- Ah prensim! Keşke böyle gülümsemeseniz! Ömrünü doldurmuş buzdolabı gibi tekliyor kalbim. Gürültüsünden narin kulaklarınızın etkilenmesini hiç istemem. (Buz Sıcağı)