Ersin Karabulut kimdir? Ersin Karabulut kitapları ve sözleri
Çizgi romancı Ersin Karabulut hayatı araştırılıyor. Peki Ersin Karabulut kimdir? Ersin Karabulut aslen nerelidir? Ersin Karabulut ne zaman, nerede doğdu? Ersin Karabulut hayatta mı? İşte Ersin Karabulut hayatı...
Çizgi romancı Ersin Karabulut edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ersin Karabulut hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ersin Karabulut hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ersin Karabulut hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 1981
Doğum Yeri: İstanbul
Ersin Karabulut kimdir?
Ersin Karabulut (d. 3 Haziran 1981; Eminönü, İstanbul) Türk çizgi romancı.
3 Haziran 1981'de İstanbul'da doğdu. Öğretmen birer anne babası ve kendinden dört yaş büyük bir ablası vardır. Bayrampaşa ilköğretim okulunu ve Vatan Anadolu Lisesi'ni bitirdi. 16 yaşında ilk karikatürü, Pişmiş Kelle dergisinde yer bulduktan sonra aynı dergide bir süre köşeleri de yayınlandı. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik bölümüne girdi. İkinci sınıfta Lombak dergisinde ve daha sonra da Penguen dergisinde çizmeye başladı. 2007 Ağustosunda, Yiğit Özgür ve Memo Tembelçizer gibi bir grup çizerle birlikte, yeni bir dergi çıkartmak üzere, Penguen'den ayrılmış ve 5 Eylül 2007' de Uykusuz adlı dergiyi çıkarmaya başlamışlardır.
Lombak'ta çizdiği Yeraltı Öyküleri başlıklı çizgi romanları beğenilse de asıl popülerliği Penguen'de çizmeye başladığı ve Uykusuz 'da sürdürdüğü çizgi öykü tarzındaki Sandık İçi isimli köşesi sayesinde kazandı. Bu köşede kendi hayatından kesitlerle hayata bakışını, kendi doğrularını ve insanlar arası etkileşimleri başarıyla işlemesi sonucu okurlarıyla yakın bir ilişki kurabilmiştir. Son zamanlarda Türk mizah sevenleri tarafından büyük ilgi görmekte ve tanınmaktadır. Sandık içi köşesinin yerine arada bir, daha sonra kitap olarak da yayınlanmış Sevgili Günlük gibi farklı öyküler de çizmektedir.
Halen Uykusuz'da Sandık İçi isimli köşeyi çizmektedir.
Ersin Karabulut Kitapları - Eserleri
- Sandık İçi
- Sandık İçi 2
- Yeraltı Öyküleri
- Amatör
- Çizgili Tişört
- Sevgili Günlük
- Sandık İçi 3
Ersin Karabulut Alıntıları - Sözleri
- Bizler evlerinin onunde olu cocuklar olan guclu insanlardik. Dunya boyle isliyordu ve kazanmamiz gereken cok para vardi. (Yeraltı Öyküleri)
- Birbirimize yalan söylemeden yaşamamız mümkün mü? Alıştığımız her şey normal midir? (Yeraltı Öyküleri)
- Yaşantımızı mesleğimizden, ailemiz ya da çevremizden daha çok etkilediğine inandığım "minik anılarımız" var. Yaşandığı günden beri bilincimizin kömürlüğünde duvardan duvara çarpıp durdukça "binayı" daha da sarsıyor bunlar. En eskiler belki daha da şiddetli. Bunu biliyorum. (Sandık İçi)
- Sandıklarımızın kapaklarına zincir çekip anıların seslerine kulak tıkayabilmek güzel bir şeydir herhalde. . . . En azından sandığın içine düşüp anıların esiri olmak kadar kötü olamaz. (Sandık İçi)
- Yani ne biliyim,istiyorumki Raki'yi benim kadar sevsinler,Apollo için üzülsünler, Drago'ya uyuz olsunlar, hatta,Raki,babam, ben beraber gezelim filan. (Sandık İçi 3)
- Sen hayallerinin peşinden koşmayı reddettiğin için bu kadar acı çekiyorsun. Bir noktada bir şeyler seni sözde mantıklı şeyler yapmaya zorlamış ama bu senin mantığın değil, çevrendekilerin mantığı... (Yeraltı Öyküleri)
- Nefret etmek oyle kolay mi saniyorsunuz? Hayir, alismak daha kolay. (Yeraltı Öyküleri)
- O gece biricik dünyalar güzeli kızımın aslında reenkarne olmuş kayınvalidem olduğunu öğrendim. hem de bütün huylarıyla. (Yeraltı Öyküleri)
- Kendi yalanlarimiz yuzunden hicbisey diyemedik birbirimize. Ama iki yalancinin bu sekilde yasamasi, yalan söylediklerini bile bile birbirlerinin gozlerine bakmalari cok zor bi sey. O yuzden biz de dikkatimizi verebilecegimiz yeni bir yalanci yaptik. : ) Hep beraber mutlu kahvaltilara gitmeye, mutlu mutlu fotograflar cektirmeye devam ettik. Kilitli odalarimiza kimseyi sokmadan tabi. (Yeraltı Öyküleri)
- Yaşantımızı mesleğimizden, ailemizden ya da arkadaşlarımızdan daha çok etkilediğine inandığım "minik anılarımız" var. Yaşandığı günden beri bilincimizin kömürlüğünde duvardan duvara çarpıp durdukça binayı daha da sarsıyor bunlar. En eskiler belki daha şiddetli. (Sandık İçi)
- İncitilmemek için çok üzülmek şart. Yoksa adamın kalbini eline veriyorlar... (Sandık İçi)
- Evinizin içinde cenneti yaşayabilin diye dışarıyı cehenneme çeviriyoruz. (Yeraltı Öyküleri)
- Şimdi her şey, her yer gri. Sadece henüz gökyüzünü değiştirmeyi başaramadılar. O hala renkli ama o renkleri görebilmek için başımızı biraz kaldırmamız gerekiyor. (Yeraltı Öyküleri)
- Anı sandıklarımızın büyük bir kısmını çocukken dolduruyoruz diye düşünüyorum. Tam da yaşam ve ölüm gibi akıl almaz saçmalıkları kavramaya ve bir mantığa oturtmaya çalıştığımız zamanlarda yani... (Sandık İçi)
- Bizler evlerinin önünde ölü çocuklar olan güçlü insanlardık. Dünya böyle işliyordu ve kazanmamız gereken çok para vardı. (Yeraltı Öyküleri)
- Nefret etmek öyle kolay mı sanıyorsunuz? Hayır. Alışmak hepsinden daha kolay. (Yeraltı Öyküleri)