Emel Özkan kimdir? Emel Özkan kitapları ve sözleri
Türk Şair Emel Özkan hayatı araştırılıyor. Peki Emel Özkan kimdir? Emel Özkan aslen nerelidir? Emel Özkan ne zaman, nerede doğdu? Emel Özkan hayatta mı? İşte Emel Özkan hayatı...
![Emel Özkan kimdir? Emel Özkan kitapları ve sözleri](https://www.mardinlife.com/uploads/2023/06/23/emel-ozkan-kimdir-emel-ozkan-kitaplari-ve-sozleri-434292.jpg)
Türk Şair Emel Özkan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Emel Özkan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Emel Özkan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Emel Özkan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Doğum Tarihi:
Doğum Yeri:
Emel Özkan kimdir?
Şair Emel Özkan, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Edebiyat yolculuğuna Kırklar dergisinde (Mart 2004) başladı. Ardından Dergâh ve İtibar dergilerinde şiirleri yayımlandı. İlk şiir kitabı Dar Zaman 2011’de Profil Yayınları’ndan çıktı. İkinci şiir kitabı ise yine aynı yayınevinden 2016 mayısında yayınlandı. Evli ve iki çocuk annesi.
Emel Özkan Kitapları - Eserleri
- Yolda Anlatırım
- Dar Zaman
- Deliorman'dan Çıktım Yola
- Neredeyse Dünya
Emel Özkan Alıntıları - Sözleri
- Bir anne sesleniyor işyerinden Odaya kapattı kendini eşya Parklar duvar kağıdında bir desen Bir muhabbet kuşudur, yalnızlığı ünleyen. (Yolda Anlatırım)
- “Türkiye’de yaşayan herkesin, vatanı için yapacağı bir şey muhakkak ki vardır.“ (Deliorman'dan Çıktım Yola)
- Ölü taklidi yapıyor sesinde özlemek Kendini yok dedirten o kırgınlığın Boşuna beklemeyin diyor aldanış Gelse gelirdi hakikat, şimdiye dek (Yolda Anlatırım)
- Üç günlüktü dünya, o zaman daha Hangi taşa sorsan söylerdi bunu. (Dar Zaman)
- Başında darp izi her satırın Cümle kuramıyor sözcükler. Sağ gösterip sol vuran kalem... Kaybetmek, eklemeli dillerden. Ne görür rüyası olmasa insan. Ruhsatı yanmış bir bahar Eline cetvelle vurulan sokak Bahçeden çocuk kaçıran oda Asansörde kalan bir kent ki Ucuz iş gücü, parklarında menekşe Adamı olmayan karanfil Bir alışmak dağıtan fotoğraf Bi deri bi kemik toprak... Sizi bekliyor. Hayır koltuğunuz cam kenarında İç sesiniz bu, kulaklığınız... -Saatine bakıyor şiir ki Üçe ayrılır düşler gibi Benden bana sır çıkmaz. İnan. (Yolda Anlatırım)
- Koşma! Önce ayaklar terk ediyor dünyayı. (Yolda Anlatırım)
- Ben göçerim de dünyanın Omzundan bir yük iner. (Yolda Anlatırım)
- Beden yuvasını yapıyor ezelin,dinle Kalpler durmadan tıklatır kapısını İnsan kendinden soğuyor bir gün İnce bir yaşamakmış, üstümüzdeki.. (Yolda Anlatırım)
- Uzatmak mıdır hatıra Bir anın ömrünü? (Dar Zaman)
- Bir dostun kapısına varıp Dönmek bile, güzel. (Dar Zaman)
- Bugün de telefonu çalmadı hatırın Susmanındı, konuşma sırası.... Lokmalarını sayıyordu beklemek Yemek masasında yalnızlığının (Yolda Anlatırım)
- Yağmur doldursun hep çayları Yaz güneşi varsın, yudumlasın Gel oturalım şu gülüşün dibine Bakarsın değişir, nehrin kararı. (Yolda Anlatırım)
- Koşma! Önce ayaklar terk ediyor dünyayı. (Yolda Anlatırım)
- Dünyanın hercümerç olduğu I. Cihan harbi yıllarında, "Gidip de dönmemek, dönüp de görmemek var." cümlesi, hemen her evde terennüm edilmiştir. Yola çıkanlar adını sanını duymadıkları ırak diyarlara, Fizan'a yollanırlarmış âdeta. Savaş anılarını kaleme alan M. Şevket Yazma'nın kitabının adı, bu hâletiruhiyeyi yansıtıyor: "Kumandanım Galiçya ne yana düşer?" İşte bu seferberlikte yavrusunu yitiren analar bağırlarına taş basmıştır. Izdırabını hafifletemeyenler de vardır. Köyümüzden bir hanımın aklı, evladı harpten dönmeyince azat olmuş. Ne zaman uçak geçse, "Oğlumu getirin!" diyerek feryat figan semaya doğru bakarmış. Duvarı nem, insanı gam yıkarmış zahir. (Deliorman'dan Çıktım Yola)
- Yazın sonu dedemlerde de hummalı bir telaştır. Küçüğünden büyüğüne hanımlar kollarını sıvayıp da biber, patlıcan, bamya, taze fasulye ve eti güneşe sererler. Kurutulmuş etle pişirilmiş kuru fasulyeyi yiyen, parmaklarını da yiyebilir. Erişte ve tarhana hazırlarlar bir yandan. Tarhana kış aylarının esaslı çorbasıdır. Ne kadar yense gına gelmez. Ev halkı, içine ekşimik ilave ederek afiyetle kaşıklar. Sahurda da eksik etmezler. Ancak tatlının şahı söz konusu olduğunda yabana atıldığı vakidir. Muhtemelen yakın misafirin, ev sahibine nazlanırken söylemiş olabileceği tekerlemede şöyle geçer: "Tarhana tar tar boğazımı yırtar / Baklava kardeş gel beni kurtar." Hem yazın bitiminde hem de mübarek ramazandan önce, börek ve pide yapmak üzere dünya kadar yufka açılır. Temel dedemin nazarında sacta pişirilen yufka ekmeği kraldır. (Deliorman'dan Çıktım Yola)
- Gül ile Bülbül Meraklı bakışlar gelmişti polisten önce Romenceyi konuşmasa da anlıyordu çiçekler Kim vurduya gitmişti şantiyede mevsim. Bülbüldü o çağrılan, kimlik tespiti için. Arama kararı çıktı şehrin toprağını Kötürüm odaları, emekli evlerinde Beklemek, hiç gelmeyecek o bahçeyi Baharın yasını tutmak, gül mevsiminde. Daha renkliydi dünya, siyah beyaz bir fotoğrafta. (Yolda Anlatırım)