Elie Wiesel kimdir? Elie Wiesel kitapları ve sözleri
Nobel Barış Ödülü sahibi edebiyatçı Elie Wiesel hayatı araştırılıyor. Peki Elie Wiesel kimdir? Elie Wiesel aslen nerelidir? Elie Wiesel ne zaman, nerede doğdu? Elie Wiesel hayatta mı? İşte Elie Wiesel hayatı...

Tam / Gerçek Adı: Eliezer Wiesel
Doğum Tarihi: 30 Eylül 1928
Doğum Yeri: Sighetu Marmației, Romanya
Elie Wiesel kimdir?
Eliezer Wiesel (d. 30 Eylül 1928), Nobel Barış Ödülü sahibi edebiyatçı.
Romanya'da dört çocuklu bir Yahudi ailenin üçüncü çocuğu olarak doğdu. 19 Nisan 1944'te Naziler tarafından ailesiyle beraber Auschwitz-Birkenau toplama kampına gönderildi. Sol koluna dövmeyle A-7713 numarası işlendi. Annesi ve en küçük kardeşinin burada öldürüldüğü sanılıyor. 1944 yılının sonunda babası ile beraber Buchenwald Toplama Kampına nakledildi. Babası 28 Ocak 1945'te açlık ve hastalıktan öldü. O tarihe kadar babası ile beraber kalmayı başardı. Kamplarda çalıştırılarak geçirdiği bir yılın ardından, 11 Nisan 1945'te Buchenwald kampının Amerikan ordusu tarafından ele geçirilmesiyle, özgürlüğüne kavuştu.
Savaştan sonra bir Fransız yetimhanesine yerleştirildi ve hayatta kalmayı başaran iki kızkardeşiyle bir araya geldi. 1948'de Sorbonne Üniversitesinde felsefe öğrenimine başladı. Hayatını gazetecilik yaparak kazandı.
1952 yılında François Mauriac'la tanışana kadar, savaş sırasında yaşadıklarıyla ilgili yazmayı reddetti. Daha sonra yakın arkadaşı olan Mauriac onu yazmaya ikna etti. Bunun üzerine ilk kitabı Gece'yi yazdı ve 1958 yılında yayımlattı.
Yahudi Soykırımı'ndan kurtulmuş olan Avusturya doğumlu yazar Marion Esther Rose ile evlendi. 1972'de oğulları Shlomo Elisha doğdu.
ABD'de yaşadığı yıllarda 40'tan fazla kitap yazdı ve birçok edebi ödül aldı. 1986 yılında şiddete ve ırkçılığa karşı duruşuyla Nobel Barış Ödülü aldı.
Elie Wiesel Kitapları - Eserleri
- Gece
- Sürgünler Çağı
- Gündüz
- Şafak Vakti
- Bugünün Yahudisi
- İki Sesten Anılar
- The Accident
Elie Wiesel Alıntıları - Sözleri
- Yaşadığım yeri, zamanı, çevremi, ruhumu. Varlığımı. Beni yargılamayın, anlamaya çalışın. (Sürgünler Çağı)
- Aslında, ikimiz de her şeyden önce anarşisttik. İktidarın her türlüsünden tiksiniyorduk; otorite midemizi bulandırıyordu. (Sürgünler Çağı)
- Peki öyleyse sen ne istiyorsun, neyi arıyorsun? Çok az şey. Ve hepsi de basit. Mutluluk mu? Bu fazla basit olurdu. Artık onu aramıyorum. Sevgi mi? Sevgi bir ikramdır; alırsın ya da alamazsın; arayamazsın. Oyleyse ne? istediğin nedir? Güç mü? Bilgi mi? İkisi de değil. Güç aramıyorum ve bilgiden korkuyorum. Açıkçası ben sadece bir şey istiyorum: Anlamak, hepsi bu. (Bugünün Yahudisi)
- İnsanların Yaradan’ını artık anlamıyorum. Onları bu dünyaya neden getirdi? Kendi şanı için mi?.. (Sürgünler Çağı)
- İnanamıyordum. Nasıl oluyor da insanlar, çocuklar yakılıyor ve tüm dünya susuyordu? (Gece)
- Ve benim içimdeki çocuk inanç arzusuyla sordu: Bütün bunlar olurken Tanrı neredeydi? Bu başka bir sınav mıydı? Bir sınav, bir cezalandırma mıydı? Öyleyse hangi suçlar içindi? Hangi suçlar cezalandırılıyordu? Bunca uçsuz bucaksız mezarı gerektiren bir suç mu var? Bir milyon yahudi çocuğun öldürülmesinden sonra adaletten, doğrulardan, hayırseverliğin kutsallığından söz etmek mümkün olabilecek miydi? (Bugünün Yahudisi)
- Şiirin kin denen hastalığı tedavi ettiği söylenir. (Sürgünler Çağı)
- Aşk bir soru işareti değil,bir ünlem işaretidir.Her şeyi kendiyle açıklamaya izin verir, mantığı hem gücü hem de zayıflığı kapsayan kanıtlara başvurmadan.Aşık bir genç,evren ve yaratılış hakkında,bilge bir kişiden daha çok şey bilir.Niçin ölünür?Seni sevdiğim için sevgilim.Ya enlemler,niye sonsuzda birleşirler? Ne soru! Yalnızca seni sevdiğim için sevgilim. (Gündüz)
- "İnsan değiştirilmez" demiştim ona başlangıçta, bir kez, bin kez. "Kişi düşüncelerini değiştirir, davranışlarını,kravatlarını değiştirir. Gerektiğinde arzularını değiştirir, ama hepsi bu." (Gündüz)
- "Söyleyecek çok şeyim vardı ama onları anlatacak kelimelerim yoktu." (Gece)
- Kundak ile kefen arası, kaç adım? (Gündüz)
- Kral Süleyman her şeyi önceden gördü gerçekten: Günler ve geceler gelip geçiyor, ama dünya değişmiyor. (Sürgünler Çağı)
- Hiçbir direniş iradesi göstermeden, düşmanın aklına eseni yapmasına, işkence etmesine, zulmetmesine ve öldürmesine izin vermek onur kırıcıdır. (Sürgünler Çağı)
- Rüzgârın sesi ölü ruhların pişmanlıklarından ve dualarından oluşur. Ölü ruhların yaşayanlardan daha çok söyleyecek şeyleri var. (Gündüz)
- Faşist komünistlere ve komünist faşistlere lanetler okuyarak içiyordu... (Sürgünler Çağı)
- Yahudilikte ırkçılığa yer yoktur. (Bugünün Yahudisi)
- Gün biterken, insan ömrünün de böyle biteceği gelirdi aklıma. (Gündüz)
- . Gece gündüzden daha saftır; düşünmek, sevmek ve hayal etmek için daha iyidir. Geceleri her şey daha yoğun, daha doğru. Gün içinde söylenen kelimelerin yankısı yeni ve daha derin bir anlam kazanıyor. . (Şafak Vakti)
- Kışlık paltomu giyiyorum çünkü bu güzel. (Bugünün Yahudisi)
- Ölüleriniz önce yüzlerle sonra binlerle sayıldı. Bana söyleyin dostlarım. Onları nereye gömdünüz? Ben nereye olduğunu biliyorum. Onlar çocuklarınızın gözlerine gömüldü. (Bugünün Yahudisi)