diorex
ARTUKBEY

Edmund Husserl kimdir? Edmund Husserl kitapları ve sözleri

Filozof Edmund Husserl hayatı araştırılıyor. Peki Edmund Husserl kimdir? Edmund Husserl aslen nerelidir? Edmund Husserl ne zaman, nerede doğdu? Edmund Husserl hayatta mı? İşte Edmund Husserl hayatı...

  • 25.06.2023 19:00
Edmund Husserl kimdir? Edmund Husserl kitapları ve sözleri
Filozof Edmund Husserl edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Edmund Husserl hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Edmund Husserl hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Edmund Husserl hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi:

Doğum Yeri: 1859

Edmund Husserl kimdir?

Edmund Husserl, (d. 8 Nisan 1859 - ö. 27 Nisan 1938), Alman filozof.

Husserl, Berlin ve Viyana'da matematik, fizik, astronomi, felsefe eğitimi aldı. 1882'de Viyana Üniversitesi'nde matematik doktorası yaptı. 1883'ten itibaren matematiksel çözümlemeler içeren çalışmalarıyla dikkat çekti. 1901-1916 yıllarında Göttingen Üniversitesi'nde matematik ve felsefe dersleri verdi. Bu arada, zamanının önemli düşünürleriyle, örneğin Wilhelm Dilthey ve Max Ferdinand Scheler gibi isimlerle etkileşim hâlinde oldu.

Husserl'de her zaman felsefeye yeni bir yön çizme eğilimi olduğu belirtilebilir, çünkü onun düşüncesine göre felsefe her tür sonradan inşa edilmiş kurgusal bağıntıdan ayrı olarak kendini özsel olarak temellendirmelidir. Husserl Hegelcilik'in etkisini yitirdiği ve Yeni-Kantçılık'ın akademilerde etkili bir güç haline geldiği bir dönemde felsefeye yeni bir yön verme çabasında oldu. Felsefe içerisinde tüm metafizik spekülasyonlardan ve bilimci ön yargılardan sıyrılmayı arzu eden yepyeni bir başlangıç yapmaya ve bu hayli emek isteyen başlangıca uygun, pekin bir felsefe sistematiği oluşturmaya yöneldi ve fenomenoloji olarak bilinen felsefe hareketinin temellerini attı. Göttingen Üniversitesi'inde verdiği beş dersi türkçeye çevrilmiştir. Bu metin "Mantık Araştırmaları" ile "İdeler" adlı eserleri arasındaki bir döneme aittir ve Husserl'in "transandantal" bir fenomenolojiye geçişini mümkün kılan anahtar kavram "indirgeme"nin(Reduktion) ilk belirdiği yazılardan biridir.

Her ne kadar başka filozoflarda da fenomenolojik kavrayışa ortak bir takım felsefi kaygılar görmekteysek de, özgün ve özgürleştirici bir felsefi hareket olarak fenomenoloji ilk kez Husserl tarafından, felsefeyi pekin bir inceleme yöntemi olarak kurmak amacıyla kullanıldı. Husserl'ın fenomenolojisinde, çıkış noktası olarak hocası Franz Brentano'nun belirleyici bir rolü vardır. Husserl, kendi fenomenolojik yöntemini dayandırdığı "yönelimsellik" fikrini Brentano'dan alır ve onu geliştirmek suretiyle hocasında mevcut olmayan özgün bir yönelimsellik anlayışı sunar.

Edmund Husserl Kitapları - Eserleri

  • Fenomenoloji Üzerine Beş Ders
  • Kesin Bilim Olarak Felsefe
  • Bunalım
  • İçsel Zaman Bilincinin Fenomenolojisi Üzerine
  • Avrupa İnsanlığının Krizi ve Felsefe
  • Cartesian Meditations
  • Paris Konferansları

Edmund Husserl Alıntıları - Sözleri

  • Şeylerin kendisini sorgulamalıyız. Sözcüklerimize biricik anlam ve akla uygun haklılık sağlayacak olan deneyime ve görüye dönelim. (Kesin Bilim Olarak Felsefe)
  • . Hayati ihtiyacımızda bilimin bize söyleyeceği hiçbir şey yok. Mutsuz zamanlarımızda en uğursuz ayaklanmalara teslim olan insanın en yakıcı bulduğu soruyu ilke olarak tam olarak dışarıda bırakır. Tüm bu insan varoluşunun anlamı ya da anlamsızlığı hakkında sorular. Tüm insanlar için evrensel ve gerekli olan bu sorular, rasyonel kavrayışa dayalı evrensel yansımalar ve cevaplar talep etmiyor mu? ... (Bunalım)
  • "Kırmızıyı görerek ve onu kendine özgü doğası içinde kavrayarak, kırmızı sözcüğüyle tam da kavrananı ve görüleni kastettiğimizde, hâlâ kırmızının neliğinin veya kırmızının anlamının ne olduğunu sormak ve bundan kuşku duymak nasıl anlamsız ise, aynı biçimde, bilginin neliği ve bilginin ana yapısına ilişkin olarak, eğer saf görme ve ideleştirici bakışla fenomenolojik indirgeme alanı içerisinde ilgili örnek fenomenler göz önünde ise ve ilgili tür verilmişse, onun [bilginin] anlamının ne olduğundan hâlâ kuşku duymak da anlamsızdır. Ama bilgi kırmızı gibi basit bir şey değildir, onun çok farklı biçim ve türlerinin birbirinden ayrılması gerekir; yalnızca bu da değil, bilgilerin birbirleriyle olan öz bağlantıları da araştırılmak zorundadır. Çünkü bilgiyi anlamak, bilginin -zihinsel biçimlere ilişkin farklı öz tiplerinin belirli öz ilişkileriyle sonuçlandığı- teleolojik bağlantılarına genel açıklık kazandırmak demektir. Bilimsel nesnelliğin olanaklılığınm ideal koşulları olarak her türlü deneysel girişimi norm olarak düzenleyen ilkelerin nihaî aydınlatılması da bunun içindedir. İlkelerin aydınlatılmasına ilişkin tüm araştırma, bütünüyle fenomenolojik indirgemenin tekil fenomenlerinin zemininde oluşan öz alanında iş görür." (Fenomenoloji Üzerine Beş Ders)
  • ... Kuram olarak felsefe, yalnızca kuramcıyı değil, felsefe olarak eğitilmiş herhangi bir kişiyi de özgürleştirir. ... (Bunalım)
  • "Önce anlaşılması gereken, gerçekten önemli sorun, bilginin 'en son anlamlandırılması' sorunudur ve bununla birlikte, olanaklı bilgiyle karşılıklı ilişkisinde neyse o olan nesne sorunudur. Bunun da ötesinde anlaşılması gereken, bu sorunun yalnız saf apaçıklık alanında, en son normlar alanında -onlar saltık verilmişlikler olduğundan- çözülmesi gerektiğidir. Her şeyi aydınlatan tüm bağlılaşımların anlamını belirlemek için, teker teker tüm temel bilgi biçimlerinin ve bilmede tümüyle ya da kısmen verilmişlik kazanan nesnelerin temel biçimlerinin görme yöntemiyle aydınlatılması gerekmektedir." (Fenomenoloji Üzerine Beş Ders)
  • Kendi usunu kullanma cesaretini gösteremeyen "bilgin" bilim öncesi aşamadan çıkamaz. (Bunalım)
  • Gerçekten, nasıl oluyor da algılar, görünüşler çeşitli olduğu halde, bir ve aynı nesneyi "görüntü haline" getiriyorlar, öyle ki, onlar onun kendisi, onları bağlayan bir birlik ya da özdeşlik bilinci olarak "aynı şey" olabiliyorlar, sorusu, ancak fenomenolojinin öz araştırmaları ile açık bir şekil kazanabilecek ve yanıtlanabilecek bir sorudur (bizim soru tarzımızda önceden işaret edilmiş olduğu gibi). Bu soruyu deneysel doğa bilimleri bakımından yanıtlamak istemek, onu anlamamak ve anlamsız bir şekilde yanlış yorumlamak demektir. Bir algının, genellikle bir deneyimin, işte belirtisi bu olan, rengi, formu vb. bu olan bir nesnenin algısı olması, onun özü ile ilgili bir konudur; nesnenin "varoluşu" ne olursa olsun. (Kesin Bilim Olarak Felsefe)
  • ''Felsefe dünyada,varolanın evrenini görür ve dünyada ulusal öznel ve kişisel öznel olarak değişen dünya tasarımlarına karşı nesnel dünya haline gelir, yani doğruluk nesnel doğruluk olur. Böylece felsefe kozmoloji olarak işe koyulur, öncelikle besbelli ki kavramsal ilgisi içinde cisimsel doğaya yönelmiştir,çünkü mekan ve zamanda verilmiş her şey her durumda,en azından taban olarak,cisimselliğe ihtiyaç duyar. '' (Avrupa İnsanlığının Krizi ve Felsefe)
  • ... Tin, yalnızca tin, kendinde, kendi için bir var olandır; o, bağımsızdır. O, bu bağımsızlık içinde, yalnızca bu bağımsızlık içinde gerçekleşen yasaldır. ... (Bunalım)
  • ... Çözüm kendinden kaçmamak, yeniden kendi olduğu şey olmaya çalışmaktır. ... (Bunalım)
  • ... İnsan tinselliği insan fiziğine dayanır, her bireysel tinsel yaşam, cisimsellik üzerine kurulmuştur. ... (Bunalım)
  • birinci tekil kişiye tutunun. (Fenomenoloji Üzerine Beş Ders)
  • ‘’Çeşitli hata ve yanılma olasılıklarını düşünerek, öyle bir kuşkucu çaresizlik içine düşebilirim ki, sonunda hiçbir şeyden emin olmadığımı, benim için her şeyin kuşkulu olduğunu söylerim. Ancak her şeyden kuşku duyamıyacağım da apaçıktır; çünkü ben her şeyin kuşkulu olduğu yargısında bulunuyorsam, benim böyle bir yargıda bulunduğum kuşku taşımaz; bu nedenle evrensel bir kuşkuyu sürdürmek istemek anlamsız olacaktır. Her kuşkulanma durumunda kuşkulanmakta olduğum, kuşkusuz kesindir. Aynı şekilde her cogitatio'da bu böyledir. Nasıl algılamada, tasarımlamada, yargılamada ya da çıkarımda bulunursam bulunayım, bu edimler ister nesneli ister nesnesiz olsun, ister emin olarak ister emin olmadan yapılsın, algılamayla ilgili olarak, benim şunu ya da bunu algıladığım; yargıya ilişkin olarak, şu ya da bu yargıda bulunduğum mutlak olarak açık ve kesindir.’’ (Fenomenoloji Üzerine Beş Ders)
  • "Ancak her şeyden kuşku duyamayacağım da apaçıktır; çünkü ben her şeyin kuşkulu olduğu yargısında bulunuyorsam, benim böyle bir yargıda bulunmam kuşku taşımaz." (Fenomenoloji Üzerine Beş Ders)
  • ... Fenomenoloji, öz bilgisi elde etmek için uyguladığı yönteme, " reduksiyon yöntemi" (ayıklama yöntemi) adını verir. Reduksiyon yöntemi ile fenomenoloji, psikolojik ve öteki fenomenlerden "saf öze”; başka bir anlatışla, empirik genellik hakkında bilgi sağlayan bir düşünmeden, özsel genelliğe varır. Bu bakımdan fenomenolojinin fenomenleri irrealdir. Fenomenoloji real fenomenlerin değil, reduksiyon yöntemi uygulanan fenomenlerin bilgisi, bir öz bilgisidir. Reduksiyon yoluyla temizlenen fenomenler, artık irrealitelerdir. İşte fenomenoloji real olayları değil, bu irrealiteleri "öz" olarak kavrar. ... (Kesin Bilim Olarak Felsefe)
  • ... Yaşamdan söz ederken yalın bir yol seçilmeli, ancak dil, gösterilen şeyi apaçık kılacak biçimde kullanılmalı. ... (Bunalım)
  • ''Kant, felsefenin değil, yalnızca felsefe yapmanın öğrenilebileceğini söylemeyi severmiş. Bu, felsefenin bilimsel olmadığının itirafından başka nedir ki. Bilim, gerçek bilim nereye kadar uzanıyorsa, ancak oraya kadar ve her yerde aynı anlamda öğretilebilir ve öğrenilebilir.'' (Kesin Bilim Olarak Felsefe)
  • . Tüm bilinç bir şeyin bilincidir. ... (İçsel Zaman Bilincinin Fenomenolojisi Üzerine)
  • . Hayati ihtiyacımızda bilimin bize söyleyeceği hiçbir şey yok. Mutsuz zamanlarımızda en uğursuz ayaklanmalara teslim olan insanın en yakıcı bulduğu soruyu ilke olarak tam olarak dışarıda bırakır. Tüm bu insan varoluşunun anlamı ya da anlamsızlığı hakkında sorular... ... (Avrupa İnsanlığının Krizi ve Felsefe)
  • ''Nesnel bir ruh öğretisi hiç olmadı ve asla da olmayacak. '' (Avrupa İnsanlığının Krizi ve Felsefe)

Yorum Yaz