E. A. Wallis Budge kimdir? E. A. Wallis Budge kitapları ve sözleri

İngiliz Egyptologist, Dilbilimci E. A. Wallis Budge hayatı araştırılıyor. Peki E. A. Wallis Budge kimdir? E. A. Wallis Budge aslen nerelidir? E. A. Wallis Budge ne zaman, nerede doğdu? E. A. Wallis Budge hayatta mı? İşte E. A. Wallis Budge hayatı...

İngiliz Egyptologist, Dilbilimci E. A. Wallis Budge edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında E. A. Wallis Budge hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. E. A. Wallis Budge hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte E. A. Wallis Budge hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi:

Doğum Yeri: 27 Temmuz 1857

E. A. Wallis Budge kimdir?

E. A. Wallis Budge Kitapları - Eserleri

• Antik Mısırda Ölüm Sonrası Yaşam ve Tanrılar
• Antik Mısır Edebiyatı
• Firavun
• Babil Yaratılış Efsaneleri
• Babil Yaratılış Efsaneleri Tablet Deşifreleri
• Mısır Mitolojisi Cennet ve Cehennem
• Antik Mısır Büyüleri
• Tanrıların Efsaneleri
• Ölüler Kitabı
• Babil’in Tarihi ve Babil’de Yaşam
• Tanrı'ya Meydan Okumak Firavun
• Mitoloji ve Efsanelerde Antik Yunan
• Tanrı’ların efsnaleri
• Mısır'da Ölüm Sonrası Fikri
• Egyptian Magic

E. A. Wallis Budge Alıntıları - Sözleri

• Mısır tarihi içinde dinsel fikirlerin izini ne kadar eskilere doğru sürersek sürelim, Dirilişe inancın mevcut olmadığının söylenebileceği bir zamanı bulamayız, çünkü her yerde Osiris'in ölüp uyandığı-ayağa kalktığı varsayılmıştır; kuşkusuz septikler de olmalı ve rahiplerine, Korintosluların Aziz Paul'e sorduğu gibi sormuş olmalıdırlar; "Ölüler nasıl ayağa kaldırılır ve hangi bedenle gelirler?". Fakat Diriliş inancının Mısır'ın baskın sosyal sınıflarınca kabul edildiğine şüphe yoktur. (Ölüler Kitabı)
• Prehistorik Mısırlının kendi cenneti olarak tasavvur ettiği bölgede yeme, içme ve keyifli bir hayat sürme beklentisinde olduğuna inanmak için her türlü nedenimiz vardır ve orada sahip olacağı bedenin dünyada iken sahip olduğundan farklı olmadığını düşündüğü kesin gibidir. (Ölüler Kitabı)
• Mısırlılar, ölülerin ruhlarının bu dünyayı terk ettiğinde Tuat denilen ve içerisinde tanrıların, iblislerin, ifritlerin, cinlerin, iyi ruhların, kötü ruhların ve de günah karların ruhlarının üstelik de yılanların, sürüngenlerin, vahşi hayvanların ve canavarların yaşadığı çok büyük ve güç bir bölgeye, "Cennet Bahçeleri"ne gitmeleri ve Osiris'in huzuruna çıkmadan önce bu bölgeyi geçmeleri gerektiğine inanıyorlardı. (Antik Mısır Edebiyatı)
• Gece gündüz hiç durmadan entrikalar yaptılar. (Babil Yaratılış Efsaneleri)
• İnsana akıl ver ,bunlar üstüne düşünüp öğrensin (Babil Yaratılış Efsaneleri)
• İlkel Tanrı, ailenin asil bir parçasıydı ve Tanrı'nın kaderi ailenin kaderi ile birlikte değişiyordu. (Antik Mısırda Ölüm Sonrası Yaşam ve Tanrılar)
• Seni görür görmez senin için gökleri delen bir sesle bağıra bağıra ağladım ve sen benim sesimi duymadın. (Antik Mısır Edebiyatı)
• Temu veya Atmu denilen batan güneş, Khepera denilen doğan güneş ve Ra denilen gün ortasının güneşi aynı tanrının üç değişik formuydu. (Ölüler Kitabı)
• olmayı yarattı . (Babil Yaratılış Efsaneleri)
• “Yüce gökyüzü adlandırılmadan, Onun altındaki yeryüzü henüz bir isim kaldıramaz.” (Babil Yaratılış Efsaneleri)
• Ruhunu gökyüzü alır, bedenini de yeryüzü. (Antik Mısırda Ölüm Sonrası Yaşam ve Tanrılar)
• Marc Antony, ordusunun Mısır ile bağlantısının kesilip çölde kalması esnasında Kleopatra'nın intihar ettiğini duyup kendini kılıcının üzerine atarak intihar etti. Ancak bu nasıl ortaya çıktığı belli olmayan söylenti idi. Marc Antony'nin öldüğünü öğrenen Kleopatra da bazı tarihçilere göre kendini bir engerek yılanına ısırtarak, bazı tarihçilere göre de yüzüğündeki zehri içeceğine dökerek intihar etti.... (Firavun)
• ... Demek ki Ra, Nu'dur ve katarındaki veya onun arkasından gelen tanrılar onun kendi azalarının isimlerinin kişileştirilmesinden ibarettir. Tanrılar arasında geri dönmeyen veya döndürülmeyen ya Temu ya da Ra'dır ve bu durumda Nu, Temu ve Ra'nın bir ve aynı tanrı olduğunu bulguluyoruz. (Ölüler Kitabı)
• Mısırlılar çocukların Tanrı vergisi bir çeşit gaipten haber alma yeteneğine sahip olduklarını düşünürler ve bunun sonucunda onların oyun sırasındaki (özellikle kutsal sayılan bir yerde iseler) rastgele gevezeliklerini gözlemlemeye çok meraklıdırlar ve bunları birer işaret ve kehanet olarak değerlendirirler. (Ölüler Kitabı)
• Piramitlerin bazı odalarının ne için yapıldığı hâlâ muğlâktır. Hazine odaları, mezar odaları dışında ne için kullanıldığı henüz anlaşılmayan odalar vardır. İçlerinin labirent gibi olması ya da çeşitli basit tuzaklar, muhtemelen mezar soyguncularını ve hırsızları korkutmak ve yıldırmak için yapılmışlardır. Piramidin yapımında “Pi sayısı”nın kullanıldığı söylenilmekte, mimarî ölçümün kusursuz olduğu iddia edilmektedir. Mimarların bilinçli ya da bịlinçsiz matematik oranlarında neredeyse kusursuzluğu yakaladıkları doğrudur. Ayrıca piramitlerin odalarındaki açısal pek çok duvar da astronomik bilgiler dikkate alınarak yapılmıştır. (Firavun)
• Tanrılar güneşin, ayın, gezegenlerin ve yıldızların tanrılaşmış haliyken, APSÛ ya da CHAOS ve onların yoldaşları olan iblisler karanlığın, gecenin ve kötülüklerin tanrılaşmış halleridir. (Babil Yaratılış Efsaneleri Tablet Deşifreleri)
• Osiris! Sonsuzluğun kralı, Tanrı’ların kralı, İsimleri sonsuz, girdiği şekiller yüce olan... (Tanrı’ların efsnaleri)
• Ya Sezar ölecekti ya da Sezar'ı öldürenlerden biri olacaktı. Oysa Sezar'ın en büyük destekçisi ve biricik dostu değil miydi?(Marcus Antonius) (Tanrı'ya Meydan Okumak Firavun)
• “Ra elini sıktı; ruh cennete, beden toprağa.” (Antik Mısır Edebiyatı)
• Eğer sözlüğe ya da çeşitli kaynaklara bakacak olursanız firavun, Eski Mısır Uygarlığı'nın krallarına verilen isim olarak tanımlanmaktadır. İsimden öte bunun bir imaj olduğu gerçeği herkes tarafından kabul görmekte hatta tüm firavunların, tanrıların yeryüzündeki imgesi ve Güneş Tanrı Ra'nın oğlu oldukları bilinmektedir. Oysa dinî anlatılarda ya da tek tanrılı dinlerin efsanelerinde firavun yüzyıllarca ayakta kalmayı başarmış bir kötü adam olarak anılmaktadır. Bu da bir idolün, bir maskenin ne kadar büyük bir başarıyla taşındığının en büyük kanıtıdır. İyi ya da kötü alternatif bir tarihin bile güçlü bir figürün doğuşunu ve yükselişini ele alarak başlamak, onları anlamamızda büyük bir adım atmamızı sağlayacaktır. Mısır gibi suyun Nil çevresi dışında çok az olduğu, çöllerle çevrili bir bölgede kıtlık, hastalık, çöl halklarının şehirleri yağmalaması gibi pek çok felaketlerle, tehditlerle yüz yüze olan bir hükümdarın her tehdide karşı sert önlemler alması şaşılacak bir durum değildir. Ayrıca Mısır Uygarlığı tüm esrarengiz dramları, komploları, suikastları, intikamları, entrikaları, hırslı politikacıları, dinci fanatikleri ve hain kraliçeleri ile gizemi hâlâ çözülmemiş en karışık hanedanların da yuvasıdır. Dolayısıyla firavunlar katı birer imparator olmak zorunda kalmışlardır, çünkü oynadıkları oyun tehlikelidir. (Firavun)