Doğu Perinçek kimdir? Doğu Perinçek kitapları ve sözleri
Türk Gazeteci, Siyasetçi, Yazar Doğu Perinçek hayatı araştırılıyor. Peki Doğu Perinçek kimdir? Doğu Perinçek aslen nerelidir? Doğu Perinçek ne zaman, nerede doğdu? Doğu Perinçek hayatta mı? İşte Doğu Perinçek hayatı...
Doğum Tarihi: 17 Haziran 1942
Doğum Yeri: Gaziantep, Türkiye
Doğu Perinçek kimdir?
17 Haziran 1942 tarihinde Gaziantep'te doğdu. Sadık ve Lebibe Perinçek'in oğlu. Erzincan'ın Kemaliye ilçesi Abçağa köyünden PTT Memuru Cemal Perinçek ile Rahime Perinçek'in ve Malatya'nın Gerimteri köyünden öğretmen İbrahim Olcaytu ile Tunceli Pertek'li Firuze Olcaytu'nun torunları.
İlk çocukluk yıllarını babasının yedek subaylık ve yargıçlık görevleri nedeniyle Gaziantep, Antakya ve Diyarbakır'da geçirdi. Beş yaşından sonra Ankara'da büyüdü.
Ankara Sarar İlkokulu, Atatürk Lisesi ve Bahçelievler Deneme Lisesi'nde ilk ve orta öğrenim gördü. Üniversite yıllarında, 1962 ve 1963'te toplam 10 ay Almanya'da işçilik yaptı ve Almanca öğrendi. Haziran 1964 : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi ve Kamu Hukuku (Devlet Teorisi ve Kamu Hürriyetleri) kürsüsüne asistan olarak girdi.
Mart 1968 : Hukuk doktoru. Doktora tezinin konusu ve ilk kitabı, Türkiye'de Siyasi Partilerin İç Düzeni ve Yasaklanması Rejimi'dir.
1964 yılında dünya görüşü olarak sosyalizimi benimsedi.
1967 yılında Dönüşüm dergisi Yazı Kurulu Üyesi ve Başyazarı. Almanya'da Türk Toplumcular Ocağı kurucusu ve ilk Genel Başkanı. Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi ve Bilim Kurulu Üyesi, Güvenlik Komitesi Başkanı, TİP içindeki Devrimci Muhalefet hareketinin önderlerindendir.
Mart 1968 : Fikir Kulüpleri Federasyonu (Dev-Genç Genel Başkanı). 1968 yılında Türkiye tarihinin en kitlesel ve güçlü gençlik hareketleri sırasında, 29 Nisan 1968 hareketinde, Haziran üniversite işgallerinde gençlik hareketinin "resmi" ve "fiili" önderidir.
Kasım 1968 : Arkadaşlarıyla birlikte Aydınlık dergisini kurdu ve yayınlamaya başladı.
Temmuz 1969 : 50 bin baskı ve satışlı İşçi-Köylü gazetesinin kurucusu ve başyazarı oldu.
21 Mayıs 1969 : Arkadaşlarıyla birlikte yasadışı Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi'ni (TİİKP) kurdu. 12 Mart 1971 asker" darbesinden sonra arandı. Şehirlerde ve Söke yakınlarında Beşparmak dağlarında mücadeleye devam eti. Mayıs 1972'de Ankara'da yakalandı. TCK 141. maddeden iki ayrı davada, Hapishanede isyana önderlik iddiasıyla ve mahkemeye hakaretten dört ayrı davada yargılandı. 20 yıl hapis cezasına hükmedildi. 1974 Temmuz'unda genel afla serbest oldu.
1975 başında sıkıyönetime karşı çıktığı için yeniden arandı. Üç yıl mücadelesini yeraltında sürdürdü. Haftalık Aydınlık ve Halkın Sesi'nde, aylık Aydınlık'ta başyazıları yayınlandı.
28 Ocak1978 : Aydınlık davasının aklanmayla sonuçlanması üzerine Türkiye İşçi Köylü Partisi'nin yasal kuruluşuna önderlik etti ve ilk Genel Başkanı oldu.
20 Mart 1978 : Günlük Aydınlık gazetesinin kuruluşuna ve yayınına önderlik etti, başyazar oldu.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra tutuklandı, önce 12 yıla, sonra 8 yıla mahkum edildi. 1985 Martında serbest kaldı.
Ocak 1987 : Haftalık 2000'e Doğru dergisinin yayınlanmasına önderlik etti. Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı oldu.
10 Nisan 1990 : "Sansür Sürgün Kararnamesi"nin çıkarılmasıyla hakkında tutuklama kararı verildi. Temmuz'da teslim oldu, Diyarbakır Cezaevi'nde üç ay tutuklu kaldı.
1991 yılında TCK 141. maddesinin kaldırılmasıyla siyasal haklarına kavuştu ve Temmuz ayında Sosyalist Parti 2. Büyük Kongresi'nde Genel Başkanlığına seçildi.
Temmuz 1992'de Sosyalist Parti'nin Anayasa Mahkemesince kapatılması üzerine kurulan İşçi Partisi'ne Genel Başkan seçildi.
1998 yılı Eylül ayının 24. günü, gözaltına alındı. PKK'ya silah ve para yardımı yapmakla" suçlandı. Ancak Perinçek hakkında 1991 seçimlerinde TRT'de yapılan Liderler Açık Oturumu'nda yaptığı konuşma nedeniyle Terörle Mücadele Yasası 8. maddeye dayanılarak verilen 14 ay hapis cezası infaz edildi. Perinçek, 8 Ağustos 1999'a kadar 10 ay 10 gün Haymana Cezaevi'nde kaldı.
Daha sonra çıkan basın suçlarını erteleyen yasayla yeniden siyasi haklarına kavuştu ve 19 Ekim 1999 günü toplanan İşçi Partisi Olağanüstü Kongresi'nde genel başkan seçildi.
Doğu Perinçek, iyi Almanca ve orta derecede İngilizce biliyor.
Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu, gazeteci Şule Perinçek ile evli. Dört çocuğu var: Zeynep Perinçek (ODTÜ Endüstri Tasarım mezunu, 1970 doğumlu), Kiraz Perinçek (Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu, 1976 doğumlu), Mehmet Perinçek (Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi, 1978 doğumlu), Sadık Can Perinçek (1994 doğumlu).
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı. 10 Mart 2014 tarihinde serbest bırakıldı.
Doğu Perinçek Kitapları - Eserleri
- Arkadaşım Deniz Gezmiş
- Bilimsel Sosyalizm ve Bilim
- Din ve Allah
- Kemalizmin Felsefesi ve Kaynakları
- Türkiye Solu ve PKK
- Abdullah Öcalan ile Görüşmeler
- Lenin Stalin Mao’nun Türkiye Yazıları
- Altı Ok
- Eşcinsellik ve Yabancılaşma
- Kadın Kitabı
- Hz.Muhammed-Silahlı Peygamberin Medeniyet Devrimi
- Toprak Ağalığı ve Kürt Sorunu
- Parti ve Sanat
- Gladyo ve Ergenekon
- ÖDP'nin Kimliği
- Teorik Çerçeve
- Asya Çağının Öncüleri
- Mafyokrasi
- Fetö Darbesi
- Karen Fogg'un E-Postalları
- Stalin'den Gorbaçov'a
- Birinci Dünya Savaşı ve Türk Devrimi
- Atatürk'ün CHP Program ve Tüzükleri
- Üretim Devrimi
- Orta Asya Uygarlığı
- Aydın ve Kültür
- Çiller Özel Örgütü
- Tayyip Erdoğan'ın Yüce Divan Dosyası
- Bozkurt Efsaneleri ve Gerçek
- Ermeni Sorununda Strateji ve Siyaset
- Ergenekon Savunması
- Og'dan Oğur'a
- Kurtuluş Savaşı'nda Kürt Politikası
- Kemalist Devrim
- Kurtuluş Savaşı ve Lozan
- Bir Devlet Operasyonu
- Osmanlı'dan Bugüne Toplum ve Devlet
- ABD Yol Ayrımında
- Kemalist Devrim 1 - Tarihsel ve Sınıfsal Karakteri
- 28 Şubat ve Ordu
- Türkiye’nin Anayasa Birikimi
- Faşizm Halkın Mücadelesini Durduramaz
- Türk Sorunu
- Sahte Tkp'nin Revizyonist Programının Eleştirisi
- Türk Ordusu'nda Strateji Sorunu
- Anarşinin Kaynağı ve Devrimci Siyaset
- Gönül Defteri
- Kıbrıs Meselesi
Doğu Perinçek Alıntıları - Sözleri
- Aman eylem yapmasınlar, bizi asmak için bahane arıyorlar. (Arkadaşım Deniz Gezmiş)
- Türk Komünizmi ile Rus Bolşevikliğinin farkı: “Türkiya’da komünizm, milletin ruhundan gelen yakıcı, yıkıcı, kırıcı ve dökücü bir ihtilal ile gerçekleşecek değildir. (…) Türkiya’yı, komünizmin halk kitleleri için muhakkak surette hayırkâr olan geleceğine götürmek isteyenler, Bolşevizm derecesinde seri ve ateşli bir inkılap için ne Rusya’daki tarzda bir doğuş ve hazırlayış ne de onda böyle kuvvetli bir silah görmüyorlar. Aynı zamanda esasen yukarı tabakadan idare edilmek lazım gelen bu hareket, yüksekten gelen bir mutlakıyet idaresinin Rusya’da bulunduğu gibi şiddetli ve inatçı bir mukavemetine de tesadüf etmiyor. Dolayısıyla Rusya’da Bolşevizmin kullandığı inkılap usullerini burada tatbik etmek istemek kadar inkılapçılıktan haberdar olmayış tasavvur edilemez. Bolşevizm inkılabı bütün Komünizm hareketleri için bir örnek, bir model değil, pek kıymetli, pek canlı, pek muazzam bir rehberdir. Bu rehberden istifade etmeyi, onun gösterdiği yollardan gitmeyi ne kadar candan arzu edersek, onun usullerini şekil itibariyle aynen taklit etmekten de o derece sakınırız." (Kemalizmin Felsefesi ve Kaynakları)
- "Bu etken, emperyalist grupların Türkiye'yi parçalama ve onun devlet varlığına son verme girişimleriydi. Müslüman halklar arasında devlet olarak daha gelişmiş bir ülke olan Türkiye, böyle bir duruma boyun eğemezdi; mücadele bayrağını kaldırdı ve emperyalizme karşı Doğu halklarını çevresinde topladı." - Stalin 10 Mart 1921 "Milli Meselede Partinin İlk Görevleri Üzerine Rapor", Eserler, c.5, s. 32. (Lenin Stalin Mao’nun Türkiye Yazıları)
- Atatürk, Kelime-i Şehadet'e karşı tavrını ,kendi dünya görüşüne uygun bir seçenek belirlemeye kadar götürmüştür. 1935 yılında şöyle demektedir: "Bu dünyadan göçerek Türk milletine veda edeceklerin çocuklarına, kendinden sonra yaşayacaklara son sözü şu olmalıdır: 'Benim Türk milletine, Türk Cumhuriyetine, Türklüğün geleceğine ait görevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz.' ...Bunu her Türk bir parola gibi kendinden sonrakilere tekrar etmekle son nefesini verecektir." (Din ve Allah)
- “… Kemal hükümetinin kişiliğinde, bütün diğer sömürgeleri ve yarı sömürgeleri etrafında toplayan devrimci bir çekirdeğimiz var.” J.Stalin, 28 Şubat 1921’de Moskova İşçi Köylü Delegeleri Sovyet’inde yaptığı konuşma (Lenin Stalin Mao’nun Türkiye Yazıları)
- Mazlumlar dünyasında, içteki milliyet sorunlarını şiddete dayanarak çözmeye yönelenler, kendilerini kaçınılmaz olarak emperyalizmin kucağında bulurlar. Şiddet eylemlerine hangi ideoloji ve programla başlanırsa başlansın, bu bir tunç yasadır. (Türkiye Solu ve PKK)
- Sovyetler birliği olmasaydı... Türkiye, Boğazlar’ın yeniden askerileştirilmesi istemini uluslararası bir konferansa getiremeyecekti (Kemalist Devrim)
- Beş kıtanın beşinde de Mustafa Kemal büyük bir devrimci olarak değerlendirilir. Şeyh Sait ve Seyit Rıza'lar ise her yerde feodal birer şeyhtir ve gericiliğin temsilcisi olarak görülür. (Kurtuluş Savaşı'nda Kürt Politikası)
- Özetleyecek olursak TİKKO'ya göre, Kurtuluş Savaşı, anti-emperyalist bir savaş değildir. Kurtuluş Savaşı'nın önderi komprador burjuvazidir. Kurtuluş Savaşı gericiler arasında bir savaştır, bir Türk-Yunan savaşıdır. Sovyetler, gericiler arasındaki çelişmeden ustalıkla yararlandı. Emperyalistler, Kemalistlerle anlaşıp Yunanlıları yenik düşürdü. Halk yığınları, sınıf düşmanları menfaati uğruna zorla cepheye sürüldü, kanını ve canını vermeye zorladı Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı emperyalistlere umut ve cesaret verdi. (Teorik Çerçeve)
- Kemalist devrimciler, İslâmın bir ideoloji olarak Türk toplumunun özel mülkiyete, hukuka, devlete, özet olarak uygarlığa geçiş sürecinde oynadığı rolü kavramamışlardır. (Kemalist Devrim)
- Ağanın, beyin, aşiret reisinin mezra denilen arazisinde birer in tarzında yaptırmış olduğu kulübeye -maraba- adıyla sığınır; her gün oradan kovulma tehlikesi, her an ağanın bir darbesine uğramak endişesi içinde pek sınırlı olan tarlasını eker ve bir iki keçi besler. Bütün mal varlığı, altına serdiği bir çul, kırık bir testi ve birkaç odun parçasıdır. Kursağına yufkadan ve katıktan başka bir şey girmez. Üstü başı lime limedir. Çıplak, aç ve son derece hırslıdır. (Toprak Ağalığı ve Kürt Sorunu)
- Bazı milliyetçi tarihçiler,milletin tarihselliğini unutarak,Göktürk Yazıtları'ndaki bodun kavramını bugünkü Türkçeye millet diye çevirmişlerdir.Oysa bodun, millet değildir, bir bağımlılık ilişkisini belirtir. (Orta Asya Uygarlığı)
- Kanunî Sultan Süleyman’ın saltanatı sırasında, Kabız-i Acemî, İsa’nın Muhammed peygambere tercih edilmesi gerektiği görüşüyle ve diğer bazı iddialarla ortaya çıkıyor. Divan’a getiriliyor. Gösterdiği kanıtları Kadı-asker efendiler çürütemeyince, serbest kalıyor. Yargılamayı kafes arkasından dinleyen Padişahın müdahalesi üzerine ertesi gün tekrar yargılanıyor ve İstanbul Kadısının hükmüyle idam ediliyor. (Aydın ve Kültür)
- Bir üretim fazlasının ortaya çıkması ve bu sayede bazı insanların üretime katılmadan beslenebilmesi, felsefe, bilim ve sanatın da koşullarını yaratmıştır. İnsanlık, derin ve sistemli düşünmeyi, üretim fazlasına, boş zamana ve sınıflaşmaya borçludur. (Aydın ve Kültür)
- Toprak reformu ilk kez Parti Programı'na girmiştir. 1925 Şeyh Sait ve 1930 Ağrı isyanları'ndan alınan derslerin burada etkili olduğu saptanabilir. 9 "Çiftçiyi toprak sahibi yapmak" başlığını taşıyan 34. Madde şöyledir: "Her Türk çiftçisini yeter toprak sahibi etmek, Parti'nizin ana gayelerinden biridir. Topraksız çiftçiye toprak dağıtmak için özgü istimlak kanunları çıkarmak lüzumludur." (Atatürk'ün CHP Program ve Tüzükleri)
- Bugün Türkiye’de demokrasinin inşasının önündeki mesele, Orta Çağ’ın bütün kalıntılarını köyden ve kentten, toplumumuzun her alanından söküp atmaktır. (Kemalist Devrim 1 - Tarihsel ve Sınıfsal Karakteri)
- Eşitlikçi kabile toplumunun hayatını yansıtan Türk efsanelerinde eşcinsel ilişkilerin izlerine rastlanmaz. Fahişelik ve eşcinsel ilişkiler Eski Türkler arasında kıyamet belirtisi olarak kabul edilmektedir. (Eşcinsellik ve Yabancılaşma)
- Atatürk’e saygı, aslında Kurtuluş Savaşını yaparak ve daha sonra birçok yeniliği benimseyerek Atatürk’ü yaratan Türkiye halklarına saygıdır. (Kemalist Devrim 1 - Tarihsel ve Sınıfsal Karakteri)
- Stalin, Nazi saldırısına karşı savaşla Sovyet halkına şöyle sesleniyordu: . "Yürüttüğümüz savaş, kurtuluş savaşıdır, haklı bir savaştır. Bu savaşta ulu atalarımız Aleksandır Nevski, Dimitri Donakoy, Kuzman Minin, Dimitri Pojarski, Aleksandır Suvorov, Mihail Kutuzov'un, yiğitlik örnekleri sizi şahlandırsın! " Stalin'in ismini saydığı bu kahramanların bazıları, eski feodal Slav prensleri ve Çarlık mareşalleridir. Ama hepsinin ortak yanı, yabancı istilaya karşı anavatanı savunmak için savaşmış olmalarıdır. (Teorik Çerçeve)
- ABD, 1980'li yılların başlarında Suriye'de İhvanı Müslimin (Müslüman Kardeşler) örgütünü kullanarak terör eylemleri ve ayaklanmalar kışkırttı. 1983'te binlerce insan öldü. Bu tertiplerde ne acıdır ki, Türkiye yönetimi ve gizli servisleri kullanıldı. Evren ve Özal'lar, İlerici Esad yönetimine karşı gerici terörü desteklediler. Bunun üzerine Suriye yönetimi, PKK'ya kamp, para, silah ve örgütlenme olanakları sağladı. (Abdullah Öcalan ile Görüşmeler)