Doğan Hasol kimdir? Doğan Hasol kitapları ve sözleri
Türk Mimar Doğan Hasol hayatı araştırılıyor. Peki Doğan Hasol kimdir? Doğan Hasol aslen nerelidir? Doğan Hasol ne zaman, nerede doğdu? Doğan Hasol hayatta mı? İşte Doğan Hasol hayatı...
Türk Mimar Doğan Hasol edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Doğan Hasol hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Doğan Hasol hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Doğan Hasol hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Doğum Tarihi: 2 Kasım 1937
Doğum Yeri: Sivas, Türkiye
Doğan Hasol kimdir?
Doğan Hasol, 1937'de doğdu. 1956'da Galatasaray Lisesi'ni ve 1961'de İTÜ Mimarlık Fakültesi'ni bitirdi.
1961'de Mimarlık ve Sanat Dergisi'ni çıkaran topluluğa katıldı. Teknik Üniversite'deki asistanlığının yanı sıra Mimarlar Odası'nın dergisi Mimarlık'ın Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptı. Mimarlar Odası Yönetim Kurullarında çeşitli görevler üstlendi. 1968'de bir grup arkadaşı ile birlikte yapı alanında bir bilgi merkezi olan Yapı Endüstri Merkezi'nin kurdu ve yaklaşık 40 yıldan beri kurumun başında bulunuyor.
Serbest mimarlık çalışmalarını eşi ve kızıyla birlikte kurdukları Has Mimarlık grubu içinde sürdürmektedir.
Doğan Hasol Kitapları - Eserleri
- Mimarlar Dik Durur!
- Mimarlık Denince
- Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü
- 20. Yüzyıl Türkiye Mimarlığı
- Anılar Kuşlar Gibidir
- Geleceğin Geçmişini Yemişler
- Her Şeyin Mimarı Var
Doğan Hasol Alıntıları - Sözleri
- Son yılların yıldız mimarlarından Jacques Herzog da, izlediğim uluslararası CNN televizyonunun bir programında, mimarlığı yalnızca tanımlamıyor, bir mimarın sahip olması gereken niteliklere de değiniyordu: 'Bir mimar aynı zamanda teknisyen sanatçı ve diplomat olmak zorundadır. Teknisyen yanıyla strüktür ve işlev gerekliliklerine çözüm bulacaktır, sanatçı niteliğiyle de estetik sorunlarına yanıt verecektir; uzlaştırıcı diplomat kimliğiyle ise, gerçekleştirilecek projede rolü olan herkesi ikna ederek, yapmak istediklerini benimsetmeyi başaracaktır.' Herzog'a göre mimar, yukarıda sıralanan nitelikleri için öteki yeteneklerinin yanısıra iyi bir organizatör olmak konumundadır. (Mimarlık Denince)
- ... iktidar odaklı demokrasiden, insan odaklı demokrasiye geçilmedikçe; temsili demokrasiyi katılımcı demokrasiye dönüştürmedikçe toplum huzura kavuşamıyor. (Mimarlık Denince)
- “Bütün bu olaylar karşısında Batı dünyası yalnızca üzüntülerini dile getirmekle yetiniyor. Ne kadar duyarlı, ne soylu bir tablo değil mi? Yalnızca kendinden olanı değerli sayan, kendinden olmayanı yakıp yıkacak kadar çifte standartlı, ilkel bir uygulama nasıl yorumlanmalıdır?” (Geleceğin Geçmişini Yemişler)
- Yüzyıllar boyu süren ve yavaş gelişen tekniklerin getirdiği deneyim birikimi sonucunda en olgun noktasına erişen bir ayrıntı anlayışıyla ahşap yapım teknolojisi, kendine özgü mimarlık biçimleri olan anonim ürünler vermiştir. Yangınlardan ve yıkılmaktan kurtularak günümüze ulaşan bazı Bursa, Kütahya, Ankara, İstanbul evleri, eski ahşap Turk evleri ve tutarlı yapım geleneği konusunda yeterli bilgi verirler. (Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü)
- Gerçek mimari yapıt hiç kuşkusuz, estetik ve işlevsel niteliklerinin yanısıra doğru teknolojisini de ortaya koyan yapıttır. (Mimarlık Denince)
- “Günümüzde siyaset her şeye egemen olmaya çalışıyor; bilime, sanata, toplumsal yaşama… Oysa gerçek demokrasilerde siyaset; dine, sanata, bilime karışmaz.” (Geleceğin Geçmişini Yemişler)
- ... mimar hem doğal yeteneklere sahip, hem de eğitilmeye yatkın olmalıdır. Ne yetenek olmadan eğitim, ne eğitim olmadan yetenekle kusursuz bir sanatçı yetişebilir. (Mimarlık Denince)
- "Biz mimarlar sürekli kazık yiyoruz" "İşte o sayede dimdik ayaktayız ya! .. "Böylece, mimarların nasıl dimdik ayakta kalabildiklerinin sırrı çözülmüş oldu. (Mimarlar Dik Durur!)
- Öğrenciliğimizde, "imara mimara ne hacet; gidersin kalfaya, olur biter" diyerek eğlendiğimiz olurdu. Çarpık kentleşme biraz da bu anlayışın ürünüdür. Zamanla kalfalar müteahhit(!) oldular. Lâf aramızda, nerede o eski kalfalar?!.. Onları yaşatabilseydik keşke. (Mimarlar Dik Durur!)
- Mimarlık yapıtı bugün; topluma yararlılık, yaratıcılık-yenilik-özgünlük, sürdürülebilirlik, çağdaş dil, kimlik, çevreye duyarlılık, estetik değer, iç-dış uyumu, doğru strüktür, işlevsellik, engellileri gözetme, ekonomik olma gibi ölçütlerin yanısıra ekoloji, yapı fiziği, otomasyon gibi kimi uzmanlık katkılarını da bünyesinde bulundurmak konumundadır. (Mimarlık Denince)
- "İç mekan, dış mekan, arada camekan" ((: (Mimarlar Dik Durur!)
- Mimarlar genellikle keyifli ve renkli kişilerdir. Yaratmak için yaşamayı severler. (Mimarlar Dik Durur!)
- “Başka bir deyişle, Doğu’nun en batılı, Batı’nın en doğulu ülkesiyiz. Yabancıların hiç anlamadığı bu durumu biz bile zaman zaman anlamakta güçlük çekiyoruz. Ne var ki, sonuçta, hepimiz bu coğrafyanın ürünüyüz.” (Geleceğin Geçmişini Yemişler)
- "Hayır! Gökdelenler dikerek yükselinmez." (20. Yüzyıl Türkiye Mimarlığı)
- "Kötü mekanda iyi insan yetişir mi?" Kuşkusuz yetişmez. (Mimarlık Denince)
- Kentsel dönüşüm, rantsal dönüşüme dönüşmemeli... (Mimarlık Denince)
- “Mimarlığın sorunlarının çözümü, ülke sorunlarının çözümüne bağlıdır. Ülke sorunları çözülmeden mimarlık sorunları çözülemez.” (Geleceğin Geçmişini Yemişler)
- “Vatan cephesi, muhalefetin kin ve husumet cephesine karşı kurulmuştu; Vatan Cephesi’nden olmayanlar şer cephesindendiler.” Bu dil hepimize tanıdık. 64 yıl önce kurulan cümle bugünmüş gibi kulaklarımda yankılanıyor. Hepiniz bilirsiniz. (Geleceğin Geçmişini Yemişler)
- “Sosyal yaşamın yeni dünya düzeninde ise, gelişmiş ülkelerde toplumun yerini öncelikle birey alıyor, birey giderek önem kazanıyor. Artık öncelik insan haklarında, bireylerde, bireyin özgürlüğünde ve bireysel olanda…” (Geleceğin Geçmişini Yemişler)
- “İstanbul, aşırı nüfus, plansızlık ve bilim dışı tutarsız kararlarla tam bir azman şehir haline geldi. İstanbulluların, artık şehirlerine ve demokratik haklarına sahip çıkmak istemesi doğal karşılanmalıdır.” (Geleceğin Geçmişini Yemişler)