dedas
diorex

Diana Gabaldon kimdir? Diana Gabaldon kitapları ve sözleri

Amerikalı yazar Diana Gabaldon hayatı araştırılıyor. Peki Diana Gabaldon kimdir? Diana Gabaldon aslen nerelidir? Diana Gabaldon ne zaman, nerede doğdu? Diana Gabaldon hayatta mı? İşte Diana Gabaldon hayatı...

  • 15.08.2022 06:00
Diana Gabaldon kimdir? Diana Gabaldon kitapları ve sözleri
Amerikalı yazar Diana Gabaldon edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Diana Gabaldon hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Diana Gabaldon hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Diana Gabaldon hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Diana Jean Gabaldon Watkins

Doğum Tarihi: 11 Ocak 1952

Doğum Yeri: Arizona, ABD

Diana Gabaldon kimdir?

Zooloji bölümünden mezundur. Yüksek lisansını deniz bilimi, doktorasını ekoloji üzerine yapmıştır. Eğitiminden farklı olarak edebiyat alanına yönelmiştir. İlk kitabı Yabancı ile New York Times gaztesinin çok satanlar listesine girmiştir.  Yabancı Starz yapım tarafından dizi haline getirilmiştir.

Diana Gabaldon Kitapları - Eserleri

  • Yabancı
  • Kehribardaki Yusufçuk
  • Yolcu
  • Güz Davulları: Kısım 1
  • Güz Davulları: Kısım 2
  • Ateşin Çağrısı: Kısım 1
  • Ateşin Çağrısı: Kısım 2
  • Kar ve Kül - Kısım 1
  • Kar ve Kül - Kısım 2
  • Geçmişin Yankısı: Kısım 1
  • Geçmişin Yankısı: Kısım 2
  • Kalbimin Kanıyla Yazdım Kısım 1
  • Kalbimin Kanıyla Yazdım - Kısım 2
  • The Scottish Prisoner
  • Lord John and the Hand of Devils
  • Lord John and the Brotherhood of the Blade:
  • Lord John and the Private Matter

Diana Gabaldon Alıntıları - Sözleri

  • Bir adam istediği kadar gülümsedin,yine de kötü olabilir. (Geçmişin Yankısı: Kısım 2)
  • İnsanın fiziksel gücünün tükendiği anda bile bedeli ne olursa olsun savaşı bitene kadar dayandığı ve kendini güçlü hissettiği anlar vardı. Bu güce kadınlar doğum yaparken erkekler de savaş alanında ulaşıyorlardı. (Yabancı)
  • "Dünyanın sonu gelse de sevgi ve müzik var olmaya devam edecek." (Kalbimin Kanıyla Yazdım - Kısım 2)
  • “Savaşta kaybetmek utanılacak şey değildir, mo caraidh,” dedi yavaşça. “Büyük savaşçıların erdemi bunun üstesinden gelmeyi başarmalarında saklıdır.” (Kehribardaki Yusufçuk)
  • "Aramızda yeterince hayalet var Sassenach. Eğer geçmişin kötülükleri bizi yıldıramıyorsa gelecek korkusu da zayıflatmamalı. Bazı şeyleri arkamızda bırakıp devam etmeliyiz. Değil mi?" (Kar ve Kül - Kısım 2)
  • "Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim Sassenach. Bana mikroplardan bahsetmiştin ama onları hiç böyle hayal etmemiştim! Dişleri olduğunu sanıyordum ama yokmuş. Bu kadar güzel kuyruklarının olacağını ve böyle kalabalık bir şekilde yüzeceklerini tahmin edemezdim!" "Bazı mikroorganizmalar böyledir," dedim merceğe bakmak için mikroskoba yaklaşırken. "Bu küçük şeyler mikrop değil, sperm." "Ne?" Boş gözlerle bana baktı. "Sperm," dedim sabırla. "Erkek üreme hücreleri. Bebeklerin nasıl olduğunu biliyorsun, değil mi?" Nefesi kesiliyor sandım. Ağzını açtı, yüzü kıpkırmızı oldu. "Tohum mu yani?" dedi hırıltılı bir sesle. "Döl mü?" "Yani... evet." Kaynayan çayı temiz bir deney tüpüne döküp kendine gelmesi için Jamie'ye verdim. Çayı istemede ve sanki her an mercekten bir şeyin fırlayıp ayaklarımızın altında dolanmaya başlayacağından korkuyormuş gibi gözlerini mikroskoptan bir saniye ayırmadı. "Sperm," dedi kendi kendine. "Sperm." Başını sert bir şekilde sallayıp bana doğru döndü. Aklına korkunç bir fikir gelmişti. "Kimin onlar?" diye sordu. Sesinde karanlık bir şüphe vardı. "Eee... senin tabi." Biraz utanmıştım, boğazımı temizledim. "Başka kimin olacak ki?" Eli refleks olarak bacaklarının arasına gitti. Kendini korumaya çalışıyor gibiydi. "Nasıl aldın onları?" "Sence nasıl almışımdır?" dedim soğuk bir sesle. "Bu sabah onlarla uyandım." Elini bıraktı. Kendini küçük düşmüş hissetmişti, yanakları kızardı. Çay tüpünü alıp sıcaklığına aldırmadan tem yudumda içip bitirdi. "Anladım," diyip öksürdü. (Ateşin Çağrısı: Kısım 2)
  • Düşünmemeye çalış.Elindekileri kabul et ve sahip olmadıklarını düşünme. (Geçmişin Yankısı: Kısım 2)
  • 'Hodie mihi cras tibi - sic transit gloria mundi. Benim günüm bugün- seninki yarın. Ve böylece dünya şanı da gelip geçecek.' (Kar ve Kül - Kısım 1)
  • "O gün yani ayrılmamız gereken gün geldiğinde." Dedi usulca, dönüp bana baktı, "eğer son sözlerim 'seni seviyorum' olmazsa, bil ki bunun nedeni zamanımın kalmamış olmasıdır." (Ateşin Çağrısı: Kısım 2)
  • "Tavsiye mi istiyorsun? Tavsiye verilmek için fazla yaşlı, tavsiyeye uymak içinse fazla gençsin." (Kalbimin Kanıyla Yazdım - Kısım 2)
  • Şanslıydık. Yağmur dönmüş, bulutlar çekilince ortaya çıkan gümüş renkli ay, aksak ama ışıklı bir şekilde Black Dağı'nın yamaçlarından yükseliyordu; gizli bir aile düğünü için uygun bir ışıklandırmaydı bu. (Ateşin Çağrısı: Kısım 1)
  • "Hiçbir şey yok olmaz,Sassenach,sadece değişir." "Bu termodinamiğin ilk yasasıdır ,"dedim burnumu silerken. "Hayır,"dedi."Bu inançtır." (Güz Davulları: Kısım 1)
  • “Ah, Claire, beni seni sevmeye mecbur bırakarak kalbimi öyle kırıyorsun ki.” (Kehribardaki Yusufçuk)
  • Zaman, insanların Tanrı hakkında söylediklerinin bir çoğuna uyar. Öncelikle, ezeli ve sonsuz bir varlıktır. Gücü her şeye yeter, ne de olsa hiçbir şey zamana dayanamaz, değil mi? Ne dağlar, ne ordular... Elbette, zaman bunun dışında her şeyi iyileştirir de. Herhangi bir şeye yeterince zaman verdiğinizde hallolur: bütün acılar yok olur, bütün zorluklar silinir, bütün kayıplar telafi edilir. Küller küllere, toprak toprağa karışır. Unutma: topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin. Eğer Zaman biraz olsun Tanrı'ya benzeyen bir şeyse, o halde Hafıza'nın da Şeytan olması gerektiğini düşünüyorum. (Kar ve Kül - Kısım 1)
  • "Eğer kendini bir çelişkinin ortasında bulursan, hakikatin kenarında durduğundan emin olabilirsin." (Geçmişin Yankısı: Kısım 1)
  • Kiliseleri ya da Claire'i düşünüyor olmak ona başka bir kiliseyi hatırlatmıştı - evlendikleri kiliseyi, bunu hatırladığında kendi kendine gülümsedi. Pek huzurlu bir bekleyiş değildi. İçeri girdiğinde kalbinin göğsünde gümbür gümbür attığını hala hissedebiliyor, terinin berbat kokusunu -azgın bir keçi gibi koktuğunu Claire'in fark etmemesini ummuştu- ve doğru düzgün nefes alamayışını hatırlıyordu. Buz gibi soğuk, küçük parmaklarını ve destek almak için onu yakalayan elini elinin içinde hissedişi... Tapınak. Birbirleri için hep öyle olmuşlardı ve hala öyleydiler. Kanın benim kanım. Küçük kesik iyileşmişti, soğukkanlı bir şekilde söylediği bu cümleye gülümseyerek başparmağını ovdu. (Geçmişin Yankısı: Kısım 2)
  • "Eskisi kadar cesur değilim artık anlıyor musun?" dedi çok yumuşak bir sesle. "Sensiz yaşayabilecek kadar cesur değilim." (Kar ve Kül - Kısım 2)
  • “O gün, yani ayrılmamız gereken gün geldiğinde,” dedi usulca, dönüp bana baktı, “eğer son sözlerim ‘seni seviyorum’ olmazsa, bil ki bunun nedeni zamanımın kalmamış olmasıdır.” (Ateşin Çağrısı: Kısım 2)
  • "Tüm insanlar aynı yazar tarafından yazılmıştır,” dedi Jamie yavaşça, “ve tek cilttir. Biri öldüğü vakit, kitaptan bir bölüm yırtılıp atılmaz, daha güzel bir dile çevrilir ve tüm bölümler bu şekilde çevrilmelidir.” (Geçmişin Yankısı: Kısım 1)
  • Sana merhamet gösterebilirim,hem de cennetten düşen bir çiy damlasının saflığında ve nazikliğinde... (Yabancı)

Yorum Yaz