Deniz Gezgin kimdir? Deniz Gezgin kitapları ve sözleri
Yazar Deniz Gezgin hayatı araştırılıyor. Peki Deniz Gezgin kimdir? Deniz Gezgin aslen nerelidir? Deniz Gezgin ne zaman, nerede doğdu? Deniz Gezgin hayatta mı? İşte Deniz Gezgin hayatı...
Yazar Deniz Gezgin edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Deniz Gezgin hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Deniz Gezgin hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Deniz Gezgin hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 1981
Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye
Deniz Gezgin kimdir?
1981'de, İstanbul'da doğdu. On yaşında ailesiyle İzmir'e taşındı. Ege Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi bölümünde lisans eğitimini tamamladıktan kısa süre sonra Çeşme Dalyanköy'e yerleşti. Kültür tarihi ve mitoloji üzerine çalışan yazarın bu alanda yayımlanmış kitapları (Bitki Mitosları, Sel, 2007; Hayvan Mitosları, Sel, 2007; Su Mitosları, Sel, 2009) ve makaleleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra çeşitli dergi ve seçkilerde öyküleriyle yer almıştır. Şimdilerde Metro Gastro dergisi için kültür tarihi konulu makaleler ve Psikeart dergisine öyküler yazmaktadır. Ahraz yazarın ilk romanıdır.
Deniz Gezgin Kitapları - Eserleri
- Ahraz
- YerKuşAğı
- Bitki Mitosları
- Hayvan Mitosları
- Su Mitosları
- Doğa Defteri - Kuşlar
Deniz Gezgin Alıntıları - Sözleri
- Ya tanrı da ahrazsa? Öyleyse içimizden geçenleri duyuyordur demek. (Ahraz)
- ''...hayal gücü doğaüstüdür.'' (YerKuşAğı)
- Hepsi boş bu işlerin…seni bana yabancı yapan ne varsa boşa,kuleler dikiyorlar boyuna,askerler diziyorlar karşılıklı,neymiş sizin taraf bizim taraf…O kulelerin arkasında herkes birbirini yiyor,set de çeksen,araya derya deniz de sığdırsan fark etmez çiğ süt emmişiz hepimiz hiçbir şey bulamazsak kendi kendimizi yeriz. (Ahraz)
- Devedikeni, Hristiyanlıkta günah ve İsa'nın ıstırabını simgeleyen bir bitkidir. Bunun yanı sıra kanaatkarlık ve kindarlığı da temsil ettiği bilinmektedir. (Bitki Mitosları)
- Tantalos, en eski İzmir' in (Tantalis) kurucusu olan kahramandır. Zeus ve Pluto'nun oğlu olan Tantalos tanrıların her şeyi bilebileceklerine kuşkuyla bakıyordu. Bir gün tanrıların bilgilerini sınamak için bir plan yapan Tantalos, kendi öz oğlu olan Pelops'u keserek öldürmüş ve onun etinden yemek yaparak tanrıların sofrasına sunmuştu. Bütün tanrılar bu alçak numarayı fark etmiş bir tek Tanrıça Demeler aklı ölüler ülkesine kaçırılan kızı Persephone 'de olduğu için dalgınlığa düşerek yemeğe uzanmış ve Pelops'un bir omzunu yemişti. Zeus hemen bu oyuna bir son vererek fildişinden yaptığı parçayı Pelops'un eksik omzunun yerine takmış ve delikanlıyı diriltmişti. Tantalos ise küstahlığının bedelini ağır bir cezayla ödemişti. Cehenneme gönderilen Tantalos burada bir suyun kenarında, dalları meyvelerin ağırlığından sarkan ağaçların yanma kondu. Ancak Tantalos suya uzandığında sular, dallara uzandığında meyveler ondan geriye çekiliyorlardı. Tantalos'un yanı başındaki nimetlere rağmen yaşadığı açlık ve susuzluk sonsuza dek çekeceği bu cezayla sürdü. Tantalos işkencesi, işkencelerin en beteri olarak kabul edilmiş ve daha pek çok ağır işkence Tantalos işkencesi olarak hikayeleştirilmişti. Bugün İngilizce'de çok isteyip elde edememe durumunu anlatan tantalise fiili buradan kaynaklanmıştır. (Su Mitosları)
- Echo ve Narkissos Yunan mitolojisinin kendini beğenmişliği ile nam salmış kahramanı Narkissos tanrı Kephisos ile bir su perisi Liriope'nin oğlu olarak dünyaya gelmişti. Annesinin tanrı olmayışı onun ölümsüz olmasına engel olmuştu. Ancak o da olduğunda, bir kahin, ailesine Narkissos'un kendi yüzünü hiç görmediği takdirde çok uzun bir ömür süreceğini söylemişti. Narkissos yakışıklı ve kibirli bir gençti. Aşka inancı yoktu ve aşk tuzağına düşenlerin akılsız olduğunu düşünüyordu. Bu sebeple kendisine aşık olan perilerle acımasızca alay ediyor, hiçbir şekilde yüz vermiyordu. Günlerden bir gün genç ve güzeller güzeli bir peri olan Echo, Narkissos'un büyülü yüzünü gördü ve tüm periler gibi ona aşık oldu. Ancak ne yazık ki Echo da diğerleri gibi aşkına karşılık alamadı, hatta düştüğü durum yüzünden alaya alındı. Bu acıyla kimseyle konuşmaz, ormanda gezmez, şarkı bile söyleyemez olmuştu. Karşılıksız aşkından eriyip muma dönen zavallı güzel peri, sonunda tamamen eridi ve tüm güzelliğini yani bedenini yitirdi. Ondan geriye sadece inilti halindeki sesi kaldı. Echo'nun çektiği bu ıstırap sonunda, tüm periler toplanıp Narkissos'a haddini bildirecek ve güzel arkadaşları Echo'nun intikamını alacak bir yol düşündüler. İntikamlarını alabilmeleri için onlara yardım edecek güçte tek kişi vardı: öç tanrısı Nemesis. Tanrıça Nemesis duydukları karşısında, kızlara hak verdi ve hemen bir plan yaptı. O gün Narkissos ava çıkmıştı ve çok yorulup bir pınarbaşına dinlenmeye çekildi. Su içmek için pınara eğildiğinde durgun suya yansıyan bir yüz ona bakıyordu. Narkissos kusursuz güzellikteki bu yüze o anda aşık oldu. Narkissos, suyun üstüne yansıyan yüze bakmaktan kendini alamıyordu. Böylece geceler, günler, haftalar geçti. Narkissos, sonunda sudaki aksine baka baka öldü. Onun öldüğü yerde açan hoş kokulu çiçeğe kendini beğenmiş kahramanın adı olan Narkissos (Nergis) denildi. Su Mitosları - Deniz Gezgin (Su Mitosları)
- Kuran-ı Kerim'de Nur Suresinde zeytin şöyle geçmektedir; "Allah göklerin veyerin nurudur. o 'onu nurunu temsili içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. (Bu,) nur üstüne nurdur. . ." (Nur Suresi 35. ayet). (Bitki Mitosları)
- Her uyanış, bir unutuştu. (Ahraz)
- Büyükbalığım’a (Su Mitosları)
- ''...dünya bir yere gitmiyor. Tarihöncesinden bir adım kıpırdamış değil, dönüyor lakin ilerlemiyor.'' (YerKuşAğı)
- Bahar kuşunu ilk gören bileğindeki ipi çözecek. Suyun, rüzgârın, yaprağın, tozunda bir sesi olduğu bolluktan bilinecek. Kırlangıçotlarının sarı sütle dolduğu mevsimde, ota adını veren kuş, yavrusunun gözünü onun sütüyle yıkayıp dünyaya açıyor şimdi. Haşhaşlar çiçeklendi, fırtınalar baş döndürüyor. Yaz uykusu, bu etrafı dolaşan. Canlıları unutuşa yatırıyor. Bu yüzden rüzgârları tozlu, yağmurları çamurlu. Ancak bundan sonra, öldü sandığımız ne varsa bir bir dirilecek. (Doğa Defteri - Kuşlar)
- Unutmak sağ çıkmaktı. (Ahraz)
- Kaşgarlı Mahmud, Divanu Lugat-it Türk adlı eserinde bu taştan söz etmiştir. Yat adını verdiği bu taşın, Yağma ülkesinde yaşayan Türkler tarafından yağmur yağdırma amaçlı kullanıldığını anlatan Mahmud, bizzat kendisinin şahit olduğu bir olayı da anlatmıştır. (Su Mitosları)
- Apollon çok usta bir ok atıcısıydı. Eros ok atma talimleri yaparken Apollon onu küçük görerek alay etmişti. Eros buna içerleyerek Apollon’un yüreğine imkansız bir aşk saldı. Böylece Apollon, ırmak tanrı Peneios’un kızı Daphne’ye aşık oldu. Ancak güzel nympha Apollon’la birlikte olmak istemiyordu. Apollon kendisini yakalamasın diye dağa kaçtı. Ancak yakalanacağını anlayınca babasına kendisini başka bir şeye dönüştürmesi için yalvardı. Böylece Peneios kızı Daphne’yi, Apollon tam yakalayacakken bir defne ağacına dönüştürdü. Defne ağacı aşkına karşılık bulamayan Apollon’a adandı.. (Bitki Mitosları)
- Peygamber Muhammed fareye küçük fahişe anlamına gelen fehuşe adını vermiştir. Bu sebepten olsa gerek rüyada fare görmek ahlaksızlığa işaret etmekteydi. (Hayvan Mitosları)
- Oysa o kulaklarıyla dahi değil bilgisiyle duyuyordu, unutamadığıyla, nereye gitse beraberinde götüreceği bilinciyle, açık gözleriyle. (YerKuşAğı)
- Aphrodite'nin kusursuz çıplaklığının bir ölümlü tarafından görülmesi yasaktı. Aphrodite aşığı Ares 'le seviştikten sonra vücudunu berrak sularda tazelerken Apollon 'un oğlu Erymanthos onu gördü. Tanrıça Erymanthos'u bu suçu işlediği için kör etti. Apollon da oğlunu kör ettiği için Aphrodite'den intikam aldı ve tanrıçanın çok sevdiği Adonis'i bir yabandomuzunun darbesiyle öldürttü. (Su Mitosları)
- Belki de ömründe ilk kez rüya görüyordu; parıldayan yaldızlı bir kâğıt örtüyordu her şeyi. (Ahraz)
- Dünyayı taşıyan balık simgesi Türk mitolojisinde yaygın olarak görülür. (Su Mitosları)
- ''...bazı sözcükler vardır ilaç gibi örter yarayı...'' (Ahraz)