diorex
sampiyon

Dee Brown kimdir? Dee Brown kitapları ve sözleri

ABD'li Yazar / Tarihçi / Kütüphaneci Dee Brown hayatı araştırılıyor. Peki Dee Brown kimdir? Dee Brown aslen nerelidir? Dee Brown ne zaman, nerede doğdu? Dee Brown hayatta mı? İşte Dee Brown hayatı... Dee Brown yaşıyor mu? Dee Brown ne zaman, nerede öldü?

  • 15.04.2022 20:00
Dee Brown kimdir? Dee Brown kitapları ve sözleri
ABD'li Yazar / Tarihçi / Kütüphaneci Dee Brown edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Dee Brown hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Dee Brown hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Dee Brown hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 28 Şubat 1908

Doğum Yeri:

Ölüm Tarihi: 12 Aralık 2002

Ölüm Yeri:

Dee Brown kimdir?

1970 yılında kaleme aldığı, Kalbimi Vatanıma Gömün adlı eseriyle tanınan Brown, çocuk yaşta kütüphaneyi ikinci evi gibi görerek okumaya ve araştırmaya merak sardı. Önceleri Sherwood Anderson ve John dos Passos'un eserlerine ilgi duyduysa da, ilerleyen süreçte William Faulkner ve Joseph Conrad'ın etkileri, yazılarında görülmüştür.

Dee Brown Kitapları - Eserleri

  • Kalbimi Vatanıma Gömün

Dee Brown Alıntıları - Sözleri

  • "Daha sonraki otuz yıl içerisinde bütün bu önderler ve daha birçoğu tarihe, destanlara geçeceklerdi. Adları kendilerini yox etmeye çalışan adamların adları kadar üne erişecekti. Bu önderlerin genciyle, yaşlısıyla büyük bir çoğunluğu, Kızılderili özgürlüğünün 1890'da Yaralı Diz'deki sembolik sonundan çok önce toprağın derinliklerine gömülecekti. Bugün, tam bir yüzyıl sonra, kahramanlardan yoksun bir çağda, bunlar belki de en kahraman Amerikalılardır." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Fetterman kıyımı Albay Carrington üzerinde derin bir etki uyandırdı. Kızılderililerin askerlerin gövdelerine, çeşitli yerlerine uyguladıkları işlemler albayı dehşete düşürmüştü -kesilip atılan eller,kollar;"karınların deşilip bağırsakların dışarıya dökülmesi vb. Albay Carrington bu vahşetin nedenleri üzerinde uzun uzun düşündü ve en sonunda bu konuya ilişkin bir deneme yazdı; denemesinde, Kızılderililerin,bir türlü kafasından atamadığı bu korkunç işleri yapmaya putperest bir inanç tarafından zorlandıkları felsefesini ileri sürüyordu. Ne var ki, Albay Carrington, Fetterman Kıyımı'ndan iki yıl önce meydana gelen Kum Deresi Kıyımı'nı görmüş olsaydı, aynı vahşet örneklerinin Albay Carrington'ın askerleri tarafından bu kez Kızılderililere uygulanmış olduğunu anlayacaktı. Fetterman'ı pusuya düşüren Kızılderililer sadece savaşmakta düşmanlarından öğrendikleri bir pratiği taklit etmişlerdi; ki bu günlük hayatta övgünün en içten bicimiydi. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Bu insanlar öyle uysal, öyle barışsever ki," diye yazıyordu Kristof Kolomb İspanya Kral ve Kraliçesine, "yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerimizin önünde ant içebilirim. Komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar; gerçi çırılçıplak dolaşıyorlar ama davranışları terbiyeli ve övgüye değer." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Halkımızın bir zamanlar güçlü olan bütün o kabileleri nerede? Tıpkı yaz güneşinin altında eriyip giden karlar gibi, Beyaz Adam'ın açgözlülüğü ve baskısı karşısında hepsi yitip gittiler." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Herşey ölür toprak kalır, der ihtiyarlar. Doğru söylüyorlar, haklılar. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Hiç karşı koymaksızın bizi yok etmelerine göz mü yumalım, terk mi edelim evlerimizi, Yüce Ruh'un bize armağan ettiği ülkemizi, ölülerimizin mezarlarını, bizim için saygın ve kutsal ne varsa hepsini bırakıp gidelim mi? Biliyorum, sizler de benimle birlikte, 'Asla! Asla!' diye bağıracaksınız." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Tanrım ve anam Batı'da yaşarlar, onlardan ayrılmayacağım. Üç ırmağı, Grande, San Juan ve Colorado'yu hiçbir zaman aşmamamız gerekir; bu, halkımın bir geleneğidir. Chuska Dağları'nı da terkedemem. Orada doğ­dum. orada kalacağım. Kaybedecek bir canım var, onu da diledikleri zaman gelip alabilirler, ama ne olursa olsun yurdumu terketmeyeceğim. Amerikalılara ya da Meksikalılara karşı hiçbir zaman yanlış bir davranışta bulunmadım. Hiçbir zaman soygunculuk yapmadım. Öldürülürsem; dökülen, bir suçsuzun kanı olacaktır (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Beyazlar bize birçok söz verdiler, hatırlayamadığım kadar çok; bir tekinin dışında hiçbirini tutmadılar. Topraklarımızı alacaklarını söylediler ve aldılar. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Beyazlar bize birçok söz verdiler, hatırlayamadığım kadar çok; bir tekinin dışında hiçbirini tutmadılar. Toprağımızı alacaklarını söylediler ve aldılar." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Nerede bugün o eski Pequot'lar? Narrangansett'ler, Mohican'lar, Pokanoket'ler, halkımızın bir zamanlar güçlü olan bütün o kabileleri nerede? Tıpkı yaz güneşinin altında eriyip giden karlar gibi, Beyaz Adam'ın açgözlülüğü ve baskısı karşısında hepsi yitip gittiler. Hiç karşı koymaksızın bizi yok etmelerine göz mü yumalım, terk mi edelim evlerimizi, Yüce Ruh'un bize armağan ettiği ülkemizi, ölülerimizin mezarlarını, bizim için saygın ve kutsal ne varsa hepsini bırakıp gidelim mi? Biliyorum, sizler de benimle birlikte, "Asla! Asla!" diye bağıracaksınız. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Bir zaman­lar içinden tatlı sular akan, Kızılderili adları taşıyan ırmaklar çamur ve çöplerle bulandı; topraklar ise bozuluyor, altüst ediliyordu. Kızılderilile­rin gözünde, Avrupalılar dogadaki her şeyden, canli ormanlardan, or­marnlardaki kuşlardan, hayvanlardan, ormanların içinden geçen çayır­lık yollardan, sudan topraktan, havadan nefret ediyordu. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • "Ben rüzgarın özgürce estiği, günışığını hiçbir engelin durduramadığı kırlarda doğdum. Hiçbir şeyin sınır tanımadığı, herşeyin özgürce soluk aldığı bir yerde doğdum. Ve şimdi de orada ölmek istiyorum, duvarların arasında değil." (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Nerede bugün o eski Pequotlar? Narrangansettler, Mohicanlar, Pokanoketler, halkımızın bir zamanlar güçlü olan bütün o kabileleri nerede? Tıpkı yaz güneşinin altında eriyip giden karlar gibi, Beyaz Adam'ın aç gözlülüğü ve baskısı karşısında hepsi yitip gittiler. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Bir zamanlar içinden tatlı sular akan, Kızılderili adları taşıyan ırmaklar çamur ve çöplerle bulandı; topraklar ise bozuluyor, altüst ediliyordu. Kızılderililerin gözünde, Avrupalılar doğadaki her şeyden, canlı ormanlardan, ormanlardaki kuşlardan, hayvanlardan, ormanların içinden geçen çayırlık yollardan, sudan topraktan, havadan nefret ediyordu. (Kalbimi Vatanıma Gömün)
  • Hiç bir şey uzun yaşamaz, toprak ve dağlardan başka. (Kalbimi Vatanıma Gömün)

Yorum Yaz