David Crystal kimdir? David Crystal kitapları ve sözleri

İngiliz Dilbilimci, Akademisyen, Yazar David Crystal hayatı araştırılıyor. Peki David Crystal kimdir? David Crystal aslen nerelidir? David Crystal ne zaman, nerede doğdu? David Crystal hayatta mı? İşte David Crystal hayatı...

İngiliz Dilbilimci, Akademisyen, Yazar David Crystal edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında David Crystal hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. David Crystal hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte David Crystal hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 6 Temmuz 1941

Doğum Yeri: Lisburn, Birleşik Krallık

David Crystal kimdir?

David Crystal, bir yazar, editör, öğretim görevlisi ve yayıncı olarak Holyhead, North Wales'deki evinden çalışmaktadır. 1941'de Kuzey İrlanda Lisburn'de doğdu, ilk yıllarını Holyhead'de geçirdi. Ailesi 1951'de Liverpool'a taşındı ve ortaokulunu St. Mary's College'da aldı. University College London'da (1959-1962) İngilizce okudu, İngilizce dil çalışmaları konusunda uzmanlaştı, Randolph Quirk (1962-1963) altında İngilizce Kullanım Anketi'nde bazı araştırmalar yaptı, daha sonra dilbilim alanında öğretim görevlisi olarak akademik hayata katıldı.1964'te 100'ü aşkın kitabının ilkini yayınladı ve ve özellikle İngilizce çalışmalarında, tonlama ve stil gibi alanlarda ve dilbilimsel, eğitimsel ve klinik bağlamlarda dilbilimsel uygulamalarda yaptığı araştırma çalışmalarıyla tanındı.

10 yıl University of Reading'de akademisyenlik yaptı ve şu anda Bangor'daki Galler Üniversitesi'nde Dilbilim Profesörü. Bu günlerde zamanını dil ile iş arasında paylaştırıyor ve internet uygulamaları üzerinde çalışıyor.

David Crystal Kitapları - Eserleri

  • Dilin Kısa Tarihi
  • Dillerin Katli

David Crystal Alıntıları - Sözleri

  • “Her dil,içinde onu konuşanların ruhunu barındıran bir mabettir” (Dillerin Katli)
  • Bir kişinin sadece bir aksanla konuştuğu söylenemez. Aksanımız nerede yaşadığımıza ve kiminle konuştuğumuza göre zamanla değişir (Dilin Kısa Tarihi)
  • "Eğer bir dili konuşan son kimse sizseniz, bir iletişim aracı olan diliniz zaten ölmüştür. Çünkü dil ancak onunla konuşulabilecek biri varsa hayattadır." (Dillerin Katli)
  • Böylesine sert bir dil kullanımını desteklemek için diğer seslere mümkün olduğunca kulak vermek gerekir çünkü dil kaybı yaşayanlar ve yaşamakta olanlar duygusal durumlarını ifade etmekte zorlanırlar. Hakkınız olan ana dilinizden mahrum kalmanız nasıl bir şeydir? Hendrik Stuurman kuzey-batı güney Afrika`daki Khoikhoi deneyiminden bahsederken bu noktayı şöyle ifade eder : Garip bir kadının sütünü içmiş, başka biriyle büyümüş gibi hissediyorum kendimi. Böyle hissediyorum, çünkü anadilimi konuşamıyorum. (Dillerin Katli)
  • "Ne söylediğin değil, nasıl söylediğin önemli." Bu bütün hayatımız boyunca geçerliliğini korur. (Dilin Kısa Tarihi)
  • Bir dil artık konuşanı kalmamışsa ölür. Ana dili bu kitabın diliyle aynı olanlar ya da çok konuşulan başka bir dili konuşanlar için böyle bir ihtimal yoktur. Ancak bu gerçeği göstermek kolaydır. Örneğin, Ingiltere Tehlikedeki Diller Vakfının haber bülteninin sayfalarında "ölüm ilanları” bölümünde Bruce Cornell tarafindan verilen ilana bakınız. (Dillerin Katli)
  • “Bir dilin öldüğünü söylemek bir insanın öldüğünü söylemek gibidir. Başka türlü olamazdı zira insan olmadan dillerin varlığından bahsedilemez.” (Dillerin Katli)
  • Bir başka örnek düşünün: Karşınızdaki kişilerden biri konuştukça konuşuyor ve sizin ağzınızı açmanıza izin vermiyor. Buna "sohbeti tekeli altına almak" denir. Veyahut siz bir şeyler söylemeye başladığınızda araya giriyor ve sözünüzü bitirmenize izin vermiyor. Bazıları her zaman başkalarının sözünü keser. (Dilin Kısa Tarihi)
  • Hikâyeye göre, Cennet Bahçesinde Havva Âdem'e yemesi için bir elma verir. Elbette ki Âdem elma yemeye alışkın değildir ve bir parçası boğazında kalır. Havva aynı problemi yaşamaz. Bu nedenle erkeklerin âdemelması, kadınlarınkinden daha çıkıktır. (Dilin Kısa Tarihi)
  • “Dilsiz bir millet,kalpsiz bir millettir.” (Dillerin Katli)
  • İnsana bazen "konuşan hayvan" denmiştir. (Dilin Kısa Tarihi)
  • "İnsan erdeminin bütünü herhangi bir dilde değildir ve hiç bir dil tek başına insan irfanının tüm şekil ve derecelerini ifade edemez. " Ezra Pound (Dillerin Katli)
  • Dil her şeyi yapmaz. Bazen söylemek istediğimiz şeyi ifade edecek sözcük bulamayız. Bazen sadece sarılmak daha iyidir. (Dilin Kısa Tarihi)
  • İki dilli olmak, "hem pastam dursun hem karnım doysun" diyebilmenize imkân tanır. Yeni dil toplumda en iyi mesleklerin kapısını açar; eski dil sayesinde "kimlik" anlayışınızı sürdürürsünüz. Kimliğiniz korunur. İki dilin de faydasını görürsünüz. (Dilin Kısa Tarihi)
  • İmla, eğitimli kişileri eğitimsiz kişilerden ayırt edebilmenin yollarından biri haline gelmiştir. (Dilin Kısa Tarihi)
  • Âdemelması ile ilgili asıl gerçek, çok daha az heyecan vericidir. Büyük olasılıkla İncil'in yazıldığı İbranice dilinden yapılan kötü bir çevirinin sonucudur. İbranicede "Erkek" anlamına gelen sözcük "Adam"dır ve "Yumru" anlamına gelen sözcük "Elmaya" çok benzerdir. Bu ifade diğer dillere çevrilirken "Erkeğin yumrusu" yerine "Âdemin elması" olarak düşünülmüştür. Adı böyle kalmıştır. (Dilin Kısa Tarihi)
  • Yalnız ve yalnız yerli topluluk kendi dilini kurtarabilir. (Dillerin Katli)
  • "Ama dil büyük bir konudur. Bana göre her şeyden büyük. Çalışma alanlarının Everest tepesi." (Dilin Kısa Tarihi)
  • “Bir dilin öldüğünü söylemek bir insanın öldüğünü söylemek gibidir.“ (Dillerin Katli)