Clifford Geertz kimdir? Clifford Geertz kitapları ve sözleri
Antropolog Clifford Geertz hayatı araştırılıyor. Peki Clifford Geertz kimdir? Clifford Geertz aslen nerelidir? Clifford Geertz ne zaman, nerede doğdu? Clifford Geertz hayatta mı? İşte Clifford Geertz hayatı... Clifford Geertz yaşıyor mu? Clifford Geertz ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 23 Ağustos 1926
Doğum Yeri: San Francisco, Kaliforniya, ABD
Ölüm Tarihi: 30 Ekim 2006
Ölüm Yeri: Philadelphia, Pensilvanya, ABD
Clifford Geertz kimdir?
Antioch Koleji ve Harvard Üniversitesi'nde eğitimini tamamladıktan sonra California ve Chicago üniversitelerinde çalışmıştır. Halen Princeton Üniversitesi İleri Çalışmalar Enstitüsü'nde görevli olan Geertz'in The Religion of Java (1960) ve Islam Observed (1968) gibi saha çalışmasına dayalı kitapları ve The Interpretation of Cultures (1973) ve Local Knowledge (1983) gibi teorik yazılarını biraraya getirdiği kitapları vardır. Fikirleri yalnızca antropoloji alanında değil tüm sosyal bilimlerde etkili olan Geertz, Güneydoğu Asya ve Kuzey Afrika'da saha araştırmaları yapmış, din, pazar ilişkileri, iktisadi gelişme, geleneksel siyasi yapılar, köy ve aile hayatı üzerine çalışmıştır. Geertz, kültürel antropolojinin, insanların yaşamlarına anlam çerçeveleri dahilinde yaklaşmasında son derece etkili olmuş bir isimdir.
Clifford Geertz Kitapları - Eserleri
- Kültürlerin Yorumlanması
- Gerçeğin Ardından
- Yerel Bilgi
- İki Kültürde İslam
Clifford Geertz Alıntıları - Sözleri
- Politikanın çöplük olarak kullanıldığı tarihi manzaralar. (Gerçeğin Ardından)
- Artık eskiden oldukları şey olmayan sadece fikirler değildir.Dünya da öyledir. (Gerçeğin Ardından)
- Kendinizi kozmopolit dertlerden izole etmeye ve ilginizi hava bile geçirmeyen bağlamlarda sınırlamaya kalkışabilirsiniz.Ama dertler sizi takip ederler. Bağlamlar infilak ederler. (Gerçeğin Ardından)
- Günümüzde ideolojinin toplumsal belirleyicilerinin incelenmesinde iki temel yaklaşım bulunmaktadır: çıkar kuramı ve gerilim kuramı. Birincisi açısından, ideoloji bir maske ve bir silahtır; İkincisi açısından, bir belirti ve bir çaredir. Çıkar kuramında, ideolojik bildirmeler evrensel bir avantaj sağlama mücadelesi bağlamında değerlendirilirler; gerilim kuramında ise sosyopsikolojik dengesizliği düzeltmeye yönelik kronik bir çaba bağlamında. Birinde, insanlar erk peşindedir; diğerinde, endişeden uzak dururlar. (Kültürlerin Yorumlanması)
- Olayları gözleyen insan doğayı dinler, deney yapan insan ise onu sorguya çeker ve sırrını söylemeye zorlar... (Gerçeğin Ardından)
- Monarşinin erkek egemen sembollerle boğulmuş olması, hem ticaret hem de politikanın söyleminin devamlı bir taciz ve direniş, flört ve fetih yanı olması- bütün bu gerçekler ve azizliğin kavranışından hakaretlerin mecazlarına birçok şey, mevki ve yerin cinsellikle yüklü olduğu bir dünyayı işaret eder. (Gerçeğin Ardından)
- Bir nitelik bir etkinliği ya da olayı değil, sergilenmekte olan bir etkinliğin olasılığını ya da belirli durumlarda gerçekleşen bir olayı betimler. “Bir ineğin geviş getirenlerden olduğu söylendiğinde ya da bir adamın sigara içicisi olduğu söylendiğinde, ineğin şu anda geviş getiriyor olduğu ya da adamın şu anda sigara içiyor olduğu söylenmemektedir. Geviş getirenlerden biri olmak zaman zaman geviş getirme eğilimi sergilemektir ve sigara içicisi olmak da sigara içme alışkanlığına sahip olmaktır.” Benzer şekilde, dindar olmak dindarlık olarak adlandırabileceğimiz bir şeyi sergilemek değil, bu türden eylemleri sergilemeye yatkın olmaktır. Kendi bağlamları içinde dindarlığın özünü oluşturan Kızılderilinin becerisi, Manuların utanmaya verdikleri önem ya da Javalıların sessizliğe verdikleri önem için de bu böyledir. (Kültürlerin Yorumlanması)
- Din asla yalnızca metafizik değildir. Bütün halklar açısından, tapınmanın biçimleri, araçları ve nesneleri derin bir ahlaksal ciddiyet havası içinde etrafa yayılır. Kutsal olan, içinde özünlü bir yükümlülük duygusunu barındırır: sadakati yalnızca yüreklendirmekle kalmaz, onu talep eder; entelektüel onayı yalnızca kazandırmakla kalmaz, duygusal bağlılığı zorunlu kılar. (Kültürlerin Yorumlanması)
- İnsan şu ya da bu şekilde hayal gücünün başa çıkabileceği her şeye uyum sağlayabilir; ama Kaosla başa çıkamaz. (Kültürlerin Yorumlanması)
- Eğer antropolojik yorum nelerin olup bittiğine ilişkin bir yorum oluşturmaktaysa, o halde, onu olup bitenlerden -onu, söz konusu zaman ya da mekân içinde-, belirli insanların söylediklerinden, yaptıklarından, o insanlara yapılanlardan, dünya işlerinin devasa bütününden ayırmak, onu kendi uygulamalarından ayırıp boşa çıkarmak olur. Herhangi bir şeye -bir şiire, bir kişiye, bir tarihe, bir ritüele, bir kurum a, bir topluma yönelik iyi bir yorum bizleri yorumlanan şeyin merkezine götürür. (Kültürlerin Yorumlanması)
- "Konuşurken alçakgönüllü ol." (Yerel Bilgi)
- Hayat ileri doğru yaşanır ama geriye doğru anlaşılır. (Gerçeğin Ardından)
- Heidegger, Wittgenstein, Gadamer veya Ricoeur gibi filozoflar, Burke, Frye, Jameson veya Fish gibi eleştirmenler ve Foucault, Habermas, Barthes veya Kuhn gibi çok amaçlı yıkıcıların görüşlerinin toplumsal bilimlere sızması bu bilimlerde teknolojik kavramlara basit bir dönüşü bile fazlasıyla olanaksız hale getirdi. (Yerel Bilgi)
- Eğer hayatta kendi yolumuzu bulmada güvendiğimiz anlam çerçeveleri,her türlü algılarımıza renk verecek kadar içimize kazınmışsa, başkalarının ne hissettiği ya da ne düşündüğü ya da yaptığıyla ilgili muhasebelerimizin, teorilerimizden bahsetmiyorum bile,sadece yüklemeden ibaret olduğunu görmek zordur. (Gerçeğin Ardından)
- kutsal simgeler yalnızca pozitif değerleri değil, negatif değerleri de dramatize eder. Yalnızca iyinin varlığına değil, kötünün varlığına ve bunlar arasındaki çatışmaya da işaret eder. (Kültürlerin Yorumlanması)
- Ward Goodenough’ın sözleriyle, kültür insanların zihinlerinde ve kalplerinde konumlanmıştır. (Kültürlerin Yorumlanması)
- Ama eğer insan bu kadar bağırtının neyle ilgili olduğunu anlamak istiyorsa ögrenmek zorundadır. (Gerçeğin Ardından)
- İnsanlar arasında hem zamana hem de yere bağlı olarak inançlar ve değerler, gelenekler ve kurumlar açısından var olan büyük, çok çeşitli farklılıklar insanın doğasının açıklanması açısından aslında bir önem taşımaz. İnsan doğası yalnızca insanın içindeki gerçek anlamda -kalıcı, genel, evrensel- insana özgü nitelikleri kaplayan ve çapraşıklaştıran eklemelerden, hatta çarpıtmalardan oluşur. (Kültürlerin Yorumlanması)
- Antropolojik çalışma, atalarının kavramsal sermayesinden geçiniyor, bu sermayeye belirli bir düzeyde görgül zenginlik dışında çok az şey katmakta. İkincisi de belirlediği kavramları çok dar anlamda tanımlanmış bir entelektüel gelenekten alıp kullanması. (Kültürlerin Yorumlanması)
- Kendinizi tarihleştirmek, geçmişinizi dönemlere bölmek, yapması çok rahatsızlık verici bir şeydir. (Gerçeğin Ardından)